Image Map

2821-2822 Tasarıları Hk. Bakanlığa gönderilen DİSK görüşü

TARİH: 27.04.2006                                                                             

SAYI: 153/GB-014

 

 

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI’NA

ANKARA

 

İLGİ : a) 28/03/2006 tarih ve B.13.0.ÇGM R11; 125 / 9085 – 15669 sayılı yazınız

         b) 18/11/2005 tarih ve B.13.0.ÇGM R11; 125 / 38493  sayılı yazınız

         c) 16/12/2005 tarih ve 486/HD-035 sayılı yazımız

         d) 21/12/2004 tarih ve 533/GB-096 sayılı yazımız

         e) 01/12/2004 tarih ve B.13.0.ÇGM.0.12.00.02-659(20)/27362-53765 sayılı yazınız

         f) 08/10/2003 tarih ve 356/GB-061 sayılı yazımız

 

         İlgi (a) yazınız ile Bilim Kurulunca hazırlanan ve Bakanlığınızca da ilave değişiklikler yapıldığı belirtilen “2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu Tasarısı Taslağı, Madde Gerekçeleri ve Genel Gerekçe” , “yüzde on barajına ilişkin alternatif metin” ile ilgi (b) yazınız ile gönderilmiş olan “Sendikalar Kanunu Tasarı Taslağı” ait geliştirilen bazı maddelere ilişkin Konfederasyonumuz görüşlerinin bildirilmesi istenmektedir.

 

         Konfederasyonumuz, Bakanlığınız tarafından ilgi (b) ile gönderilen “Sendikalar Kanunu Tasarı Taslağı” na ilişkin  ilgi (c) yazısında “…Bu taslakla ilgili kimi olumlu ve olumsuz değerlendirmelerimiz olmakla birlikte bu değerlendirmelerimizi şu aşamada saklı tuttuğumuzu ifade etmek isteriz. … Zira, Sendikalar Kanunu Tasarı Taslağının, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu tasarı Taslağı ile birlikte değerlendirilmesinin ve görüşülmesinin doğru olacağına inanıyoruz…” demek suretiyle “Sendikalar Kanunu Tasarı Taslağı”na ilişkin ayrıntılı görüşlerini sunmamıştır.

 

         Konfederasyonumuz, 2003  yılında hazırlanan taslaklar ile ilgi (e)’de gönderilen taslaklara ilişkin görüşlerini ilgi (f) ve (d) yazılar ile sunmuştur.

 

Bu yazılarımızda özetle; 

 

         “….

·         İki kanunda da yapılması öngörülen değişikliklerin Konfederasyonumuzun yıllardır ısrarla savunduğu talepleri ve değişiklik önerilerini içermemektedir.

·         “İş Kanunu Tasarısı” nda olduğu gibi, bu taslaklar da yeni ve köklü değişiklikler içermemektedir ve rötuş niteliğinde yetersiz düzenlemelerdir.

·         Bazı olumlu hükümlere rağmen, kimi düzenlemeler ILO sözleşmelerine aykırı, sendikal özgürlükleri daraltıcı hükümler içermektedir.

·         “Bilim Kurulu” tarafından yapılan çalışma “bilimsel” bir  çalışmadan çok, sosyal taraflar arasında arabuluculuk çabası içermektedir.

 

ILO tarafından yıllardır eleştiri konusu yapılan çifte barajı düzenleyen 2822 sayılı Kanunun 12 ve 13. maddelerindeki iş kolu barajının %5’e düşürülmesine rağmen, işkollarının sayısının birleştirilerek düşürülmesi ve getirilen geçici 3. madde ile altı ay içinde bütün üyeliklerin bildirilmesi yükümlülüğü karşısında, bir çok sendikanın iş kolu baraj sorunu yaşaması olasılığı ortaya çıkmaktadır. İş kolu barajı %5’e düşürülmüş olmasına rağmen fiiliyatta %10’un üzerine çıktığı tespit edilmektedir.

 

Tasarı taslaklarında sendikaların denetimi için yeminli mali müşavir denetimi öngörülmesi, 87 sayılı ILO sözleşmesinin 3. maddesine aykırı bir düzenlemedir.

 

Üyelik ve istifada noter şartının kaldırması yerine, üye kayıt fişi ve üyelikten istifa belgelerinde sahtecilik fiillerinden dolayı doğrudan sendika yönetim kurulu üyelerini sorumlu tutan düzenleme bu güne kadar yaşanan üyelik engellerini ortadan kaldırmadığı gibi sendikaya üye olma özgürlüğünü sağlamayacaktır.

 

Taslakların, sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılması konusunda ülkemizde yıllardır yaşanan sorunlara hiçbir çözüm üretmediği görülmektedir. Tasarı taslakları ile yapılan düzenlemelere rağmen;

 

  • Sendikaların faaliyetlerini, iç işleyişlerini serbestçe belirleme, yöneticilerini serbestçe seçmenin önündeki engeller ile bu alanlara kamu otoritelerinin  aşırı müdahalelerine olanak sağlayan hükümler varlığını  sürdürmekte,
  • Sendikaya üye olma ve üyelikten ayrılma hakkını fiili ve ekonomik olarak zorlaştıran noter şartına ilişkin hükümler varlığını sürdürmekte,
  • Toplu iş sözleşmesi imzalanmasının ve yetki uyuşmazlıklarının 3R11;4 yılda sonuçlanmasına, çözülmesine yol açan  yetki prosedürüne ilişkin hükümler varlığını sürdürmekte,
  • Grevi nihai ve etkin bir araç olmaktan çıkaran, grev engelleri ve yasaklarına ilişkin hükümler varlığını sürdürmekte,
  • Bunun yanında, bu tasarı taslakları Anayasada yapılan değişikliklere uyum hükümlerini dahi içermemektedir.

 

Tasarı taslakları, 26 Haziran 2001 tarihinde  sosyal taraflarca  imzalanan protokolde yer alan “çağdaş gelişim çizgisi” hedefine uygun değildir. Bu yetersiz çalışma, içerdiği mantık, dayanakları ve çalışma yöntemi bakımından tarafımızdan benimsenmemektedir. Bu yasalar konusunda da, “İş Kanunu Tasarısı”nda olduğu gibi, köklü değişiklikleri içeren bir çalışma yapılmasının zorunlu olduğu açıktır.

 

Konfederasyonumuz Gerek Bakanlığa, gerekse de “Bilim Komisyonuna” sunduğu görüş ve taleplerinde ısrarcıdır.

…”

denilmiştir.

 

Konfederasyonumuz, bu değerlendirmelerden sonra ilgi (b) yazınız ile gönderilen “Sendikalar Kanunu Tasarısı Tas
lağı”nı da incelemiş; katılmadığımız ve karşı olduğumuz kimi düzenlemeler içermekle birlikte, taslağı olumlu yönleri olan, üzerinde tartışılabilir bir metin olarak değerlendirmiştir.

 

         Çalışmaların sürdüğü koşullarda görüş ve önerilerimizin değerlendirilmesi ve hazırlanan metinlere yansıtılmasını beklerken;  ilgi (a) yazınız ile gönderilen  “2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu Tasarısı Taslağı”; toplu iş ilişkileri alanında yaşanan sorunlara çözüm üretmeyecek, sendikal hakların özgürce  kullanımını sağlayamayacak  bir içerikle hazırlanarak, iletilmiştir.

 

Bu taslak,  ülkemizde sendikalara özgürce üye olma, serbestçe örgütlenme, toplu iş sözleşmesi hakkını kullanma ve grevi bir hak olarak uygulama konularında, çeyrek asırdır yaşanan sorunları ortadan kaldırmadığı gibi; çalışma yaşamının demokratikleşmesi için yaptığımız önerileri, ILO ve AB tarafından yapılan eleştirileri görmezden  gelen, statükoyu koruyan, sendikal hakların evrensel boyutunu gözardı eden, uluslararası belgelerde tanımlanmış standartları yok sayan yasaklayıcı, engelleyici  ve kısıtlayıcı niteliğini korumaktadır.

 

         “2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu Tasarısı Taslağı”,  ILO’nun 87 ve 98 sayılı sözleşmelere ilişkin  ülkemiz bakımından yaptığı değerlendirmelere, Avrupa Sosyal Şartına, AB Siyasi kriterlerine açıkça aykırıdır. Bu nedenle, tasarının genel gerekçesinde yer alan “…asgari uyum sağlanmıştır…” değerlendirmesi gerçeği yansıtmamaktadır. Uyum sağlandığı ileri sürülen konular, ILO organlarının raporlarında ve AB İlerleme Raporlarında yer alan hususlarla örtüşmemektedir.

        

         Tasarı Taslağında, işkolu, işletme ve işyeri barajları, toplu sözleşmesi bağıtlanması ile ilgili süreç, TİS uyuşmazlıklarının  çözüm yöntemleri aynen korunurken, sendikal hakların en önemli güvencelerinden olan grevi, bir hak olmaktan çıkaran yasak ve engeller dururken;  asgari uyumun nerede sağlandığını anlamakta zorluk çekmekteyiz.

 

         Sendikal hakların uluslararası normlardan kaynaklanan ve ulusal mevzuatımızda olması gerektiğini düşündüğümüz kural ve koşulları aşağıda bir kez daha belirtmeyi uygun görüyoruz:

 

 

         I- SENDİKAL  HAKLAR VE ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ YÖNÜNDEN:

 

         1- Herkes, hiçbir kısıtlamaya tabi olmaksızın, sendika kurma veya kurulu sendikalara özgürce üye olma hakkına sahip olmalıdır.

 

         2- Sendikalarla ilgili bir yasa yapmanın amacı, bu kuruluşları oluşturan kişi ya da kesimlerin ortak ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel hak ve çıkarlarının korunup kollanması ve geliştirilmesi ile bunların yapılanma, işleyiş, çalışma ve örgütlenme esaslarını demokratik ilkeler ve esaslar  çerçevesinde belirlemek olup, kamu makamlarının sendikalara müdahalesine ve onları denetim altına alınmasına imkan veren bir uygulamaya aracılık etmemelidir.

 

         3- Sendikalar, önceden izin alınmaksızın özgürce kurulabilmeli, faaliyet ve işleyişlerini sınırlayıcı ve zorlaştırıcı engellere tabi kılınmamalıdır. Bu bağlamda, sendika kurucularında aranan niteliklerin makul ve kabul edilebilir asgari bir çerçeveye oturtulmalı, kuruculuk ve üyelikte doğal olarak, çalışanlar ve  çalıştıranlar dışında  fiilen çalışma koşulu aranmamalı, organlara seçilmede, görev bölümünde, hizmet ve olanaklardan yararlanmada tabiyet, cins, aile, renk, dil, din, mezhep inanç, siyasi kanaat, siyasi parti üyeliği ayrımı yapılmamalı, fiili çalışma süresi yönünden   herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmamalıdır.

 

         4- Sendikaların tüzüklerinin, yönetmeliklerinin, yönetim ve işleyişlerinin demokratik esaslara, temel insan haklarına ve  sosyal devlet kavramına aykırı olamayacağı temel ilkesi esas alınmak suretiyle, sendikal kuruluşların yapılanmalarının, çalışma programlarının , yönetimsel işleyişlerinin ve etkinliklerinin kendileri tarafından serbestçe tayin  edilebilmesine olanak tanınmalıdır.

 

         Ancak, tüzüklerde yer alması gereken asgari kuralları, ihtiyaç duyulan başkaca organları kurabilme hakkı engellenmemek koşuluyla zorunlu organları ve bu organlarda görevlendirilecek asgari sayıyı, genel kurulların azami toplanma zamanlarını,  olağan ve olağanüstü genel kurullarla ilgili temel esasları , yönetimsel işleyişe engel olmayacak bir şekilde genel kurulların görev ve yetkilerini, genel kurullarda seçimlerin İlçe Seçim Kurulunun gözetimi altında yapılmasına ilişkin usul ve esasları, genel kurul kararlarına ve seçim sonuçlarına dönük yargısal denetimin usul ve esaslarını, sendikal kuruluşların fesih ve  infisah hallerini, işyeri sendika temsilcilerinin asgari sayısını   belirlemek yasaya bırakılabilir.

 

         5- Sendikal örgütlerin örgütlenme biçim ve modellerine ve sendika üyesi olamayacaklara bir sınırlama getirilmemelidir.

 

         6- Sendika üyeliğinde ve üyelikten ayrılmada noter aracılığına hiçbir şekilde yer verilmemelidir. Üyelik ödentisi ve diğer gelirler tamamen tüzüğe bırakılmalı , ancak genel kurula ait bu yetkinin başka bir organa devri engellenmelidir.

 

         7- İşyeri sendika temsilcileri ile sendika yöneticilerinin güvenceleri,  güvence kavramının özüne uygun olarak, en gerçekçi ve en geniş bir çerçevede çözüme kavuşturulmalıdır. Bu güvenceler  feshe karşı korumanın yanında, çalışma koşullarını da kapsamalıdır.

 

         8- İşkolları uluslararası standartlar gözetilerek belirlenmelidir.

 

 

II-TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ VE GREV HAKKI  YÖNÜNDEN

 

1- Toplu pazarlık hakkının kullanılmasına, sendika kurma hakkına ve sendikal örgütlenme özgürlüğüne önemli bir engel oluşturan ve tekelci bir sendikalizme yol açan işkolu barajı olmamalıdır.

 

2- Sendikal örgütlenmenin gelişmesi ve kayıt dışı ekonominin önlenerek kaçak işçi çalıştırmanın önüne geçmek amacıyla çok düzeyli toplu pazarlık sistemleri oluşturulmalı, bu çerçevede toplu iş sözleşmeleri işyeri ve işkolu düzeyinde yapılmalıdır.

 

İş kolu sözleşmesi, sektörel düzeyde çözümler üretmeyi hedefleyen, asgari norm ve kurallar getiren ve işkolundaki bütün işçileri kapsayan,  uygulanması zorunlu çerçeve sözleşme olarak değerlendirilmelidir.

 

İşyeri sözleşmesi, o işyerindeki işçilerin çalışma ilişkileri, hak ve menfaatlerini düzenleyip koruyan sözleşmeler olarak ele alınmalıdır.

 

3- Toplu iş sözleşmesi yetkileri, sözleşmelerin düzeyine göre belirlenmeli, işyeri yetkisi o işyerinde en çok işçiyi temsil eden sendikaca, işkolu yetkisi ise, işkolunda kurulu, yöntemine göre belli oranda temsil yetkisine sahip sendikalarca birlikte kullanılmalıdır.

 

4- Her ne şekilde olursa olsun, taraflarda meydana gelen değişikliklerin,  yetkiyi veya bağıtlanan toplu sözleşmesi ve grevi ortadan kaldırıcı bir sonuç yaratmamalı, bu yöndeki kötü niyetli girişimler engellenmelidir.

 

5- Taşeron uygulamaları hem sendikal örgütlenme özgürlüğüne ve hem de toplu pazarlık hakkına her bakımdan aykırı, eşitliksiz ve son derece acımasız bir uygulamaya dönüşmüş olduğu gerçeğinden hareketle, bir işyerindeki alt işveren işçilerinin de , o işyerindeki  sözleşmenin tarafı olan sendikaya üye olmaları veya o sendikaya dayanışma aidatı ödemeleri halinde, uygulanmakta olan sözleşmeden yararlanmalarına olanak tanınmalı, öylelikle, sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık hakkının kullanılması engellenmemelidir.

        

6- İşyeri yetkisi için çağrı Bakanlığa yapılmalı, bu yetki istemine karşı bir itiraz  vaki olduğunda, yetki, üyelik ilişkisine bağlı olmaksızın, Bakanlık tarafından  o işyerinde uygulanacak referandum sonucunda  belirlenmelidir.

 

         7- Grev hakkının özünü zedeleyen ve bu hakkın kullanılmasını fiilen engelleyen düzenlemelerden özenle uzaklaşılmalı, hak grevine yeniden olanak tanınmalı ve genel grev, uyarı grevi gibi etkinliklere yasak konulmamalıdır.

        

8- Sendikanın almış olduğu grev kararının işverene bildirmesi yeterli olup, grevin uygulama zamanının işverene bildirme yükümlülüğü olmamalıdır.

        

9- Önerdiğimiz toplu sözleşme düzenine gerek bulunmadığından, özellikli ve zorunlu haller dışında toplu sözleşmenin teşmiline olanak verilmemelidir.

        

10- Grev ertelemelerine ve yasaklamalarına olanak tanınmamalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 13. Maddesinde 03.10.2001 tarihinde 4709 sayılı Kanunla yapılan değişikliğe göre, temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın kanunla sınırlanabilecektir. Bu sınırlamalar da, Anayasanın sözüne, ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacaktır.

 

Yine, Anayasanın 90. maddesinde 22.05.2004 tarihinde 5170 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğe göre de usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası  antlaşma hükümleri esas alınacaktır.

 

Sendikal hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemeler  Anayasamızın temel hak ve özgürlükler bölümünde yer almaktadır.

 

Ülkemizin imzaladığı ve usulüne göre yürürlüğe konulmuş bulunan ILO sözleşmeleri, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, BM Ekonomik, Siyasal  ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Sosyal Şartı ile bu hakların uygulanmasını denetleyen organların kararları, ülkemizdeki sendikal hak ve özgürlükleri düzenleyen mevzuat ve uygulama ile çelişmektedir. 

 

Bu alana dönük eleştirilerimiz, ülkemizin imzaladığı ve  onayladığı uluslararası sözleşmelere uyum ve ülkemizin bu alandaki yükümlülükleri ile ilgilidir.

        

Tüm gelişmiş ülkelerde  kabul görmüş ve uygulama alanı bulmuş bu ilkelerin, ülkemizde de uygulanması ve çalışma yaşamı açısından hayata geçirilmesi artık ertelenemez bir boyuta  gelmiştir.

 

Sendikal hakların tam olarak ve özgürce kullanımının Avrupa Birliği üyeliği müzakereleri sürecinde taşıdığı önem göz önünde bulundurulduğunda, bu doğrultudaki çabaları etkinleştirmenin yeterli olmadığı, bu hakların  kullanılması ile ilgili koşulların ivedilikle sağlanmasının asıl olduğu açıktır. 

 

Ülkemizin, uluslararası platformlarda eleştirilmesi ve ILO Genel Kurulunda, bir kez daha  87 ve 98 sayılı Sözleşmelerle ilgili olumsuz  bir değerlendirmeye  alınması arzu ettiğimiz bir durum değildir.

 

Bakanlığınızca hazırlanan yasa taslaklarının, yukarıda belirttiğimiz içeriğe uygunluk taşımadığını, “2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu Tasarısı Taslağı” ile bu konudaki ısrarlı bir tutumun bir kez daha belirtildiğini görmekteyiz., Bu nedenle;  tarafımızca madde bazında değerlendirilebilecek, üzerinde teknik bir çalışma yapılabilecek, ve görüşülebilecek   bir metin bulunmadığını düşünmekteyiz.

 

Konfederasyonumuz görüşü olarak bilgilerinize sunarız

 

Saygılarımızla,

 

 

 

                                                        Musa ÇAM                        Süleyman ÇELEBİ

                                                        Genel Sekreter                   Genel Başkanı

 

 

 

EK :

1-     Alternatif Sendikalar Kanunu Tasarısı

2-     Alternatif Toplu İş Sözleşmesi ve Grev Kanunu

 

Not : Ekler Elektronik posta yolu ile gönderilmiştir.

 

ITUC ETUC