Image Map

Lastik-İş Sendikası Onursal Genel Başkanı Rıza Kuas'ı 28. ölüm yıldönümünde saygıyla anıyoruz…

Konfederasyonumuzun kurucularından ve Lastik-İş Sendikamız’ın Onursal Genel Başkanı Rıza KUAS’ı askeri yönetimin egemen olduğu ve konfederasyonumuzun kapalı olduğu 1981 yılında kaybettik. Rıza KUAS toplumsal mücadeleye olduğu kadar siyasal mücadeleye de önem verilmesi gerektiğini gösteren bir mücadele çizgisi izledi.

 

Türkiye’de işçi sınıfının sayısal olarak gelişmeye başladığı 1950’li yıllar içinde Rıza KUAS ve arkadaşlarının ortaya koyduğu anlayış, bugün de gerek ülkemizin sendikal mücadelesinin geliştirilmesi, gerekse ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda yapılması gerekenlerin  belirlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

 

Rıza KUAS konfederasyonumuzun kuruluşunda yer alırken, aslında yeni bir sendikal mücadele anlayışını ortaya koyuyordu. Bu mücadele anlayışı emeğin çıkarları doğrultusunda toplumsal dönüşümü amaçlayan bir öze sahiptir. Gerek 1961’de Türkiye İşçi Partisi’ni gerekse 1967’de DİSK’i kuranların büyük bir toplumsal sorumluluk taşıyarak Türkiye işçi sınıfının tarihine unutulmayacak değişimler getirdiği açıktır.

 

Bu değişimin özü sendikal hareketin toplumun tüm sorunlarıyla ilgilenen bir hareket olarak yeniden ortaya çıkışıdır. Bu yeni anlayışta sendikalar devletten ve işverenlerden kesin olarak bağımsız şekilde varlıklarını sürdüren örgütlerdir. Rıza KUAS’ın sendikal mücadelesini sürdürdüğü 1960’lı yıllarda Türkiye ekonomisinde yapısal değişimler gerçekleşmiştir.

 

Çalışanların sayısındaki artış ve sanayileşmenin dışa bağlı bir şekilde gelilşmesi; işçilerin hak, özgürlük ve örgütlenme taleplerini yükseltmiştir. Ancak sağlanan sermaye birikiminin emperyalizmle işbirliği içinde gelişmesi sendikal mücadeleyi kaçınılmaz olarak ulusal bağımsızlık talepleriyle buluşturmuştur.

 

Böylece Rıza KUAS’ın kişiliğinde biraraya gelen sendikal ve siyasal dönüşüm ihtiyacı çalışanların ekmek ve özgürlük talepleriyle bağımsız Türkiye çağrılarının içiçe geçmesi sonucunu doğurmuştur.

 

Bu dönem içinde ülkemizin 1971 ve 1980 yıllarında iki askeri müdahaleyle karşılaşmış olması hiçbir şekilde bir rastlantı değildir. Her iki askeri müdahale sonucunda öncelikle sendikal özgürlükler sınırlanmış ya da ortadan kaldırılmıştır. 1980 yılından bu yana ise ekonomik kalkınma ve gelişmeyi işçileri sefalet içinde yaşatacak ucuz istihdam politikalarıyla sağlamaya çalışıyorlar.

 

12 Eylül 1980’in hemen arkasından hazırlanan sendikalar ve toplu sözleşme kanunları ve 1982 Anayasası ülkemizde emekçiler için baskı ve yasaklarla dolu bir dönemin başlangıcı olmuştur. Aynı süreç hak kayıplarıyla günümüze dek sürmüştür. Kıdem tazminatına tavan konulması bu dünemde gerçekleşmiştir. Yeni İş Yasası ile temel haklarımızdaki gerilemenin ne kadar önemli boyutlara ulaştığı bugün daha da iyi anlaşılmaktadır.

 

Kuralsız ve örgütsüz çalışmanın kural haline geldiği bir ortam yaratmayı amaçlayanlar yeni Sosyal Güvenlik Yasası ile son adımlarını atmış bulunmaktadır. Ancak yine de durmuyorlar. Kıdem tazminatını tümüyle ortadan kaldıracak yeni oyunlar peşinde koşuyorlar.

 

Yıllardır değiştirilmesi tartışılan yasaların demokratikleştirilmesi yerine, mevcut sistemi temel olarak aynen koruyan düzenlemeleri gündeme getiriyorlar. Siyasal iktidarın işverenlerle işbirliği içinde ülkemizi emekçiler için daha da yaşanmaz hale sokacak hazırlıklar içinde olduğu açıktır.

 

Öte yandan dışa bağımlılık ekonomik boyutları aşmış doğrudan siyasal bağımlılık haline dönüşmüş bulunmaktadır. Gümrük Birliği’nde yer alan ancak karar mekanizmalarında bulunmayan Türkiye’nin dışa bağımlılığı giderek artmıştır. Bu dengesizliğin siyasal iktidarın her tavrı üzerindeki sonuçları iç ve dış politikaya ilişkin sorunların çözümünde de ekonomik politikalarda da kendisini göstermektedir.

 

Bugün konfederasyonumuzu güçlendirmek ülkemizdeki sendikal mücadeleyi yükseltmek ve Türkiye’yi sömürge bir ülke haline sokmak isteyenlere karşı koymak zorundayız.

 

Bu nedenle Rıza KUAS’ın sendikal ve siyasal mücadeleyi birarada yürüten ülkemizin bağımsızlığı ile çalışanların hak ve özgürlüklerini aynı bütün içinde ayrılmaz parçalar olarak gören anlayışına sahip çıkmak durumundayız. 

 

Günümüzde bir yandan dünya çapındaki ekonomik krizin sonuçları, öte yandan ülkemizin bölgemizde karşı karşıya kaldığı tehlikeler, işçi sınıfı ve sendikal hareket için en önemli sorunları oluşturmaktadır. Yıllardır uygulanan ekonomik politikalarla hiçbir toplumsal sorunun çözülemediği, işsizliğin, yoksulluğun ve gelir dağılımı dengesizliğinin giderek arttığı görülmektedir.

 

Küresel düzeyde yaşanan son gelişmeler, yeni ve sosyal amaçlı politikalara ağırlık veren ekonomik yaklaşımların uygulanması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.

 

Lastik-İş Sendikamız’ın Rıza KUAS’ın eylem ve düşüncelerine sahip çıkarak her yıl kararlı bir biçimde onu anması saygıyla ve takdirle karşılanması gereken bir tutumdur.

 

Hep birlikte Rıza KUAS’ın deyişiyle “Bu bitmeyen ve sürüp gidecek olan” kavga içinde yerimizi almak ve sendikal örgütlüğümüzü geliştirmek için mücadele etmek zorundayız. Bu mücadelede DİSK’in kuruluşunda ortaya çıkan hedefler ve politikalar yol gösterici olacaktır. Emekçilerin hak ve özgürlüklerini elde edebilecekleri demokratik bir toplumu yaratabilmeliyiz.

 

Rıza KUAS ve arkadaşlarının; Kemal TÜRKLER’in Abdullah BAŞTÜRK’ün Kemal NEBİOĞLU’nun ve bu uğurda mücadele etmiş bugün aramızda bulunmayan tüm işçi sınıfı önderlerinin anıları önünde saygıyla eğiliyoruzR30;

 

——————————————————————

 

RIZA KUAS (1926R11;1981)
Sendikal yaşamına, 1949 yılında Derby Lastik fabrikasında çalışırken işyeri sendika temsilciliği ile başlayan işçi lideri Rıza Kuas, 1952 yılında Lastik İşçileri Sendikası, Kazlıçeşme Şube Başkanlığı’na seçildi. 1954 yılında yapılan seçimlerde sendika Genel Başkanlığı’na seçilen Rıza Kuas, bu görevini çeyrek yüzyılı aşkın bir süre sürdürdü.

Rıza Kuas, “İşçi sınıfını siyasal alanda da mutlaka mücadele etmelidir” diyerek 13 Şubat 1961 yılında, Kemal Türkler ve 12 arkadaşı ile birlikte Türkiye İşçi Partisi’ni kurdu. 1965 yılında İzmir’de toplanan Genel Kurul’da TİP (Türkiye İşçi Partisi) Genel Sekreterliği görevini üstlendi. 1965 yılında TİP’ten Ankara, 1969 seçimlerinde ise İstanbul Milletvekili olarak TBMM’ ye girdi. 1967’de DİSK’in kuruluşunda yer aldı.

“ÜSTÜNÜ ARATMA, GER

ITUC ETUC