Image Map

Hepimiz TEKEL işçilerinin yanında TEK-EL'İZ, TEK YUMRUĞUZ, TEK YÜREĞİZ!

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin, TEKEL işçileriyle dayanışmak için yapılan iş bırakma eyleminde yaptığı konuşma:

Hepimiz TEKEL işçilerinin yanında

TEK-EL’İZ, TEK YUMRUĞUZ, TEK YÜREĞİZ!

Değerli basın emekçileri, değerli emek dostları ve sevgili DİSK’liler

 

Türk-İş’in aldığı karar ve Konfederasyonumuz DİSK’in aldığı dayanışma kararıyla, TEKEL işçileri ile dayanışmak için bugün Türkiye’nin dört bir köşesinde bir saat geç işbaşı yapılıyor.

 

Alınan diğer bir karar da; DİSK’in de sürekli olarak vurguladığı, antidemokratik yapısıyla asgari ücret yerine “sefalet ücretini” belirleyen Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına katılmayarak bu “ayıba” ortak olunmayacağının ilan edilmesidir. Bu da oldukça önemlidir; çünkü Başbakanlığın direktifiyle Asgari Ücret Tesbit Komisyonu’nun yapacağı belirlemeler artık bütünüyle meşruiyetini yitirmiştir. Komisyonda konu mankenliği yapmak işçi örgütlerince reddedilmiştir.

 

Alınan bu kararları, sadece hükümetin antidemokratik ve baskıcı anlayışına yönelik olarak değil, aynı zamanda işçi sınıfının “ortak” sorunlar karşısında “ortak davranış göstermesi” açısından bir zemin yarattığı için de önemli bulduğumuzu ve DESTEKLEDİĞİMİZİ dün söyledik!..

Aynı zamanda bu eylemi, bütün emek örgütlerinin işçi sınıfının hak ve çıkarlarını sağlamak için iyi değerlendirmeleri gerekmektedir.

 

Çünkü emekçilere yapılan saldırılar, tek tek sendikal örgütlere değil, bütün işçi sınıfına topyekün olarak yapılmaktadır.

 

·         İşkollarının değişmesi ve özlük haklarıyla ilgili haklı taleplerle eyleme başlayan TEKEL işçilerine acımasızca saldırılarak genel başkanlarının ve yöneticilerinin gözaltına alınması

·         En temel demokratik haklarını kullanarak Boğaziçi Köprüsü’nde kamuoyuna açıklama yapmak isteyen Türkiye Belediyeciler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikası yöneticileri ve üyelerinin gözaltına alınmaları

·         Sinter’de metal işçilerinin, Kızılay ve Okmeydanı Hastanesi’nde sağlık çalışanlarının örgütlenme haklarını kullanmak istedikleri için gözlerinin yaşına bakmadan işten atılmaları

·         Kent-AŞ’de, hiçbir iş güvenliği sağlanmadan yüzlerce çalışanın kapı dışına bırakılmaları

·         Emekli-Sen’in kapatılması, Genç-Sen ve Çiftçi-Sen’e kapatma davalarının açılarak, örgütlü toplum istenmemesi

·         Emekçilerin ekonomik ve demokratik mücadelesinin yasal ve anayasal güvenceyle kurulan örgütlerinden Nakliyat-İş sendikamıza ve KESK’e yönelik yasadışı operasyonlar düzenlenmesi

Siyasi iktidarın gerçek niyetini sergilemekte ve çalışanlara yönelik saldırılarının tüm boyutlarını göstermektedir.

 

Bunun dışında,

·         Kriz karşısında emeğin haklarının korunmaması

·         Özelleştirmeler yoluyla halkımızın birikimlerinin sermayeye peşkeş çekilerek, çalışanlarının temel haklarının yok edilmesi

·         işsizlik ve istihdam sorununda kayda değer önlemler alınmaması, hatta işsizliği ve kayıt dışı çalışmayı artıran politikalar uygulanması

·         Asgari ücretin antidemokratik kurullarda belirlenmesi ve insanların açlık sınırının altında yaşamaya zorlanması

·         Emekçilerin yılları bulan alınteriyle hak ettikleri kıdem tazminatlarının gaspedilmeye çalışılması

·         Katkı payları veya “dönüşüm projeleri”yle eğitim ve sağlık haklarının gaspedilmesin

·         İşsizlik Sigortası Fonu’nun asıl amacına uygun kullanılmayarak gerçek sahibi olan çalışanlara kara günlerinde aktarmak yerine sermayeye aktarılmak istenmesi

·         Çalışanlara mezarda emekliliği reva gören, sosyal devletin bütün kazanımlarını yok sayan SSGSS yasasının çıkarılması

·         İşçilerin kiralanmasını hedefleyerek, sendikal ve diğer sosyal haklarını ortadan kaldıran “Özel İstihdam Büroları”nın Cumhurbaşkanı’nın da itirazlarına rağmen yeniden gündeme getirilmesi

Hem siyasi iktidarın emek düşmanı yüzünü göstermekte, hem de sendikal hak ve özgürlükler konusunda işçi sınıfının sorunlarının ORTAK OLDUĞUNU apaçık ortaya koymaktadır.

 

O halde, ortak olan bu sorunlara karşı verdiğimiz ve vereceğimiz mücadelenin de ortak olması gerekmez mi?

 

Konuşmamın başında da söylediğim gibi değerli arkadaşlar, bu saldırılar sadece tek tek sendikal örgütleri “hizaya getirmek” için yapılmamaktadır. Bu saldırılar, toplumda siyasi iktidara gerçek gündemle muhalefet eden ve hükümet politikalarının gerçek yüzünü ortaya çıkaran emek hareketinin bir bütün olarak susturularak, örgütsüz bir toplum yaratılması için yapılmaktadır.

 

Değerli arkadaşlar,

Bir siyasi iktidarın, bir hükümetin uyguladığı politikalara elbette ki muhalefet etmek ve o iktidarın da bu muhalefetin eleştirilerine yanıt vermesi demokrasinin gereğidir. Bu normaldir ve iktidarın da demokratik hakkıdır. Ancak; şimdi soruyorum sizlere arkadaşlar: Siyasi iktidarın emek hareketine ve emekçilere reva gördüğü bütün bu uygulamaları demokratik yanıt verme hakkıyla değerlendirebilir misiniz?..

 

Elbette hayır!.. Çünkü siyasi iktidar, mahalefete yanıt hakkını kullanmıyor. Siyasi iktidar, emek hareketinin varlığını tamamen ortadan kaldırmak istiyor. Hatta, tamamen ortadan kaldırmak için de, elindeki iktidar olmanın bütün olanaklarını kullanarak yapıyor bunu. Bunun anlamının ne olduğunu sizler çok iyi biliyorsunuz..

 

 

Sevgili dostlar,

Türkiye, işsizlik, yoksulluk, eşitlik ve özgürlük gibi gerçek ihtiyacı ve gerçek gündeminden uzaklaştıkça, AKP baskıcı ve otoriter politikalarını fütursuzca uygulamaya devam edecektir.

 

Bunu engellemenin tek yolu, tüm emekçileri, emek örgütlerini ve emek dostlarını tek
bir vücut halinde organize ederek, işçi sınıfının birleşik mücadelesini yükseltmektir.

 

Emek örgütleri olarak işçi sınıfına verilmiş sözümüz ve sorumluluğumuz var. Bugün tarihsel öneme sahip olan emek hareketinin birleşik mücadelesini örgütlememek, bu sorumluluktan kaçmaktır.

 

Buradan ülkemizin bütün demokrasi güçlerini, emekçilerini, emek dostlarını, aydınlarını, gençlerini, kadınlarını, işçilerini ve işsizlerini, halka hayatı dar eden siyasi iktidara karşı TEK VÜCUT, TEK YÜREK, TEK YUMRUK olmaya çağırıyoruz.

 

Yaşasın TEKEL işçilerinin, belediye işçilerinin, Sinter işçilerinin, Kent AŞ işçilerinin, sağlık çalışanlarının direnişi!

Yaşasın işçi sınıfının dayanışması!

YAŞASIN DİSK!

 

 

 

 

 

 

ITUC ETUC