Image Map

ZORBA AKP'NİN ZALİM YÖNETİMİ!..

 

DİSK Genel Başkanı Erol Ekici’nin, AKP Hükümetinin zorbalığı bir yönetim biçimi olarak dayatmasına karşı açıklaması:

ZORBA AKP’NİN ZALİM YÖNETİMİ!

 

AKP Hükümeti son birkaç gündür toplumsal gerilimi artırıcı baskı ve şiddet yöntemlerini uygulamaktan imtina etmiyor. Toplumda “4+4+4 kademeli eğitim düzenlemesi” olarak bilinen “İlköğretim ve Eğitim Kanunu”nu çıkartmak için Meclis komisyonlarında ve Genel Kurulu’nda, sokaklarda ve Hükümet sözcülerinin yaptıkları açıklamalarda devlet şiddeti ve terörünün dozajını da artırarak yapmadıkları politik manevra kalmadı.

 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK’in “İlköğretim ve Eğitim Kanunu” ve sendikal alana yönelik önemli değişiklikler içeren “4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”yla hedeflenen düzenlemelere karşı Ankara’da yapmayı düşündüğü demokratik eylem Ankara Valiliği ve İçişleri Bakanlığı talimatlarıyla seyahat özgürlükleri engellendi, eyleme katılanlar jop, gaz, basınçlı su ve panzerler eşliğinde dayaktan geçirilerek anayasal gösteri yapma hakları da engellendi.

 

Yandaş medyadan yayılan ses ne derse desin, yaşanılan görüntüler gerçeği bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor.

 

Zorba AKP’nin bu zalim yönetim anlayışını tanımlamak isteyen toplumun değişik kesimleri farklı isimlerle düşüncelerini ifade ediyorlar. Korku İmparatorluğu, totaliter iktidar, faşizan yönetim, ılımlı İslam, saltanat vb. bunlardan bazıları.

 

Eğri oturup doğru konuşmakta fayda varsa eğer, AKP yönetiminin, işçi-emekçi kitlelerin ve toplumun AKP yandaşlığı yapmayan kesimlerinin demokratik hak ve özgürlüklerinin olmadığı bir tür dikta yönetimi ile ülkeyi yönetme isteği, Hükümetin neredeyse bütün uygulamalarında kendisini ele verdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Ve AKP’nin kendi ideolojik görüşlerini hakim kılmak, emperyalist politikalarla eklemlenen yeni düzenlerini yerleştirmek için, toplumsal muhalefet dinamiklerine karşı olmadık baskı ve senaryolar uyguladığını söylemek de yanlış değildir.

 

Georgi Dimitrov bundan 70 yıl önce “Sermayenin en gerici, en şovenist, en emperyalist unsurlarının açık terörcü diktatörlüğü” olarak tanımlıyordu faşizmi. AKP politikalarına ve uygulayış yöntemlerine kısaca gözatmak bile bu tanımın bugünkü adresinin neresi olduğunu göstermektedir.

 

·         Çünkü AKP, toplumsal yaşamın tüm alanlarını kapsayan bir tek ideolojinin bağlayıcılığını sağlamaya çalışmaktadır.

·         Çünkü AKP, emperyalizmin Türkiye’ye biçtiği yeni rolün en sadık temsilciliğini ve uygulayıcılığını yapmaktadır.

·         Çünkü AKP, ekonomik politikalarını tamamen sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmekte ve bunun yasal zeminini sağlamaktadır.

·         Çünkü AKP, toplumsal yaşamı 21. yüzyılın ihtiyaçlarına göre değil, 1400 yıl önceki koşullara göre dizayn etmeye çalışmaktadır.

·         Çünkü AKP, başta YÖK, RTÜK, HSYK, polis, ordu ve yargı gibi devlet kurumlarını kendi ideolojisi doğrultusunda yeniden biçimlendirmektedir.

·         Çünkü AKP, hakim görüşe zıt düşünceler ve muhalif seslerin çıkmasını çeşitli baskı unsurlarıyla önlemekte, basın ve yayın kuruluşlarının mevcut ideolojiye göre yayınlar yapmaya zorlamaktadır.

·         Çünkü AKP, aykırı yayın yapanları sansürlemekte, kapatmakta veya başka türlü yollarla engellemeye çalışmaktadır.

·         Çünkü AKP, böylece hakim düşüncenin karşısına farklı düşüncelerin çıkmasının önüne geçmeyi ve tek tip düşünceyi toplumda baskın hale getirmeyi hedeflemektedir.

·         Çünkü AKP, alt yapıda sınırsız bir piyasacılıkla üst yapıda ise otoriter ve baskıcı karakterle yeniden biçimlendirmeye çalıştığı devletin olanaklarını da kullanarak toplumsal muhalefeti sindirmeye ve gelişme potansiyelini bastırmaya çalışmaktadır.

·         Çünkü AKP, en küçük demokratik bir hakkın bile kullanılmasına tahammül etmeyecek ölçüde baskıcıdır.

 

Faşizmin boyutu, bu koşulların ne kadarının somut olarak uygulamaya geçirildiğiyle doğru orantılıysa, AKP Hükümetinin yönetim anlayışının adı da zaten konulmuş demektir.

 

İktidar olmanın zafer sarhoşluğuyla hak, hukuk, adalet tanımayan, baskı ve şiddet kullanmakta dur durak bilmeyen AKP’nin ülkemizi sokmak istediği karanlığa dur diyecek demokrasi güçlerinin, KESK’in Ankara eyleminde gösterdiği dayanışmayı büyütmekten başka bir seçeneği yoktur.

 

Toplumsal sorumluluğunun bilincinde olan DİSK, bedeli ne olursa olsun, her koşulda demokratik, sosyal ve bağımsız bir Türkiye için mücadelesini sürdürecektir.

ITUC ETUC