Image Map

DİSK’ten TEDİ İşçilerine Dayanışma Ziyareti

DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, sendikalı oldukları için işten atılan ve direnişe geçen TEDİ işçilerini ziyaret etti.

Anayasal haklarını kullanarak sendikalı oldukları için işten atılan ve direnişe geçen TEDİ işçilerini, direnişin 17. gününde DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, üye sendikaların merkez ve şube yöneticileri ile üyeleri tarafından ziyaret edildi.

İşten atılan 32 işçinin direndiği çadır önünde ilk sözü TEDİ işçileri temsilcisi İkbal Karaoğlu aldı. İşbaşı yapana kadar mücadelelerine devam edeceklerini belirten Karaoğlu’nun ardından sözü DİSK Genel Başkanı Kani Beko aldı. TEDİ işçilerinin kurduğu direniş çadırlarının işçi sınıfının onuru olduğunu belirten Beko, işçilerin mücadelesini selamladı. TEDİ işçilerinin taleplerinin arkasında olduklarını belirten Beko, “bedeli ne olursa olsun bu onur mücadelesinin sonuna kadar yanında olacağız” diyerek sözlerini tamamladı.

Beko’nun konuşmasının ardından işçiler için hazırlanan dayanışma kolileri dağıtıldı.

Dayanışma ziyareti, Doç. Dr. Aziz Çelik ve DİSK Hukuk Dairesi Müdürü Av. Necdet Okcan’ın “sendika, direniş ve yasal süreç” konularında bilgilendirmeleriyle son buldu.

DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun yaptığı konuşmanın tam metni şöyle:

Anayasa tarafından teminat altına alınmış sendika üyesi olma hakkını kullandıkları için işten atılan ve işyerleri önünde direnen DİSK/Limter-İş üyesi işçi kardeşlerimi DİSK adına selamlıyorum. Bu direniş çadırları DİSK’in onurudur, işçi sınıfının onurudur!

Çok zor ve ağır çalışma koşulları altında çalışarak evine ekmek götürmeye çalışan işçi kardeşlerim, Anayasal haklarını kullandılar, Limter-İş sendikamıza üye oldular. İşveren ise, arkasına Olağanüstü Hal rüzgarını aldı ve işçi arkadaşlarımızı işten attı. Türkiye’de sendikal hak ve özgürlükler, hem yasal düzenlemeler aracılığıyla, hem de uygulamada ağır bir biçimde ihlal ediliyor. Sendikalı olmak en doğal işten atılma sebebi haline geldi. Her yıl on binlerce işçi, ken
di özgür iradeleriyle sendikaya üye olmak istediği için işten atılıyor. Sendikal haklarını kullanan işçiler baskı, tehdit ve hatta şiddet ile karşı karşıya kalıyor.

Bu tutumun tek bir adı vardır arkadaşlar, bu sosyal bir cinayettir! İşçileri bir günde işten atan, onların yarınlarını düşünmeyen, hiçbir sosyal hakkını karşılamayan patronların yaptığının adı sosyal cinayettir!

Bugün DİSK, ülkenin dört bir yanında bu cinayeti durdurmak için, işçilerin Anayasal hakları için mücadele veriliyor.

Bugün direnişin 27. günü. 32 işçi kardeşimiz, işverenin tehditlerine, polisin saldırısına, Olağanüstü Hal koşullarına rağmen direnişlerini sürdürüyor.

İşverenin tehditlerine, polisin saldırısına rağmen direnişlerini sürdüren işçi kardeşlerim, hatırlatmak isterim ki, yıllardan sonra ilk defa, 12 Eylül günlerini hatırlatan biçimde bir işçi eylemine silahla saldırıldı.

İşverenin Anayasa’yı ayaklar altına alırken, işçileri işten atarken kimden cesaret aldığı bellidir. Ancak biz cesaretimizi işçi sınıfının birliğinden, mücadelesinden ve dayanışmasından alırız. Burada arkadaşlarımız işçi sınıfının onurlu mücadele tarihine yeni bir destan ekliyorlar.

İşçi arkadaşlarım, kardeşlerim! Olağanüstü Hal koşullarında yürüttüğünüz bu direniş, hiç şüpheniz olmasın ki tarihe geçecektir. İşiniz için, ekmeğiniz için, insanca yaşayabilecek bir ücret için, çocuklarınızın geleceği için yürüttüğünüz bu direniş, OHAL koşullarında dahi olsa neler yapılabileceğini tüm işçi sınıfına göstermiştir.

Onuruyla direnen, adalet isteyen, haksızlık karşısında eğilmeyen bu arkadaşlarımız işbaşı yapana kadar, ücret kesintileri geri ödenene ve kayıpları karşılanana kadar, insanca yaşayabilecekleri bir toplu sözleşme yapana kadar onlarla kol kola omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz. Bedeli ne olursa olsun bu onur mücadelesinin sonuna kadar yanında olacağız.

Yaşasın işçilerin birliği!

Yaşasın halkların kardeşliği!

IMG_2564

manset

IMG_2746

IMG_2660 copy

IMG_2777

ITUC ETUC