Image Map

MEMUR-SEN’İN ILO DELEGELİĞİNE İTİRAZ EDECEĞİZ!

DİSK Yönetim Kurulu, Memur-Sen’in ILO delegeliğiyle ilgili bir açıklama yaptı.

“ILO Konferansında Türkiye işçi kesimini Memur-Sen’in temsil etmesi kabul edilemez” denilen açıklamanın tam metni şöyle:

ILO KONFERANSINDA TÜRKİYE İŞÇİ KESİMİNİ MEMUR-SEN’İN TEMSİL ETMESİ KABUL EDİLEMEZ

BAKANLIK ILO ANAYASASINI İHLAL ETTİ

MEMUR-SEN’İN ILO DELEGELİĞİNE İTİRAZ EDECEĞİZ

DİSK Yönetim Kurulu’nun Memur-Sen’in ILO delegeliğiyle ilgili açıklaması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 5-16 Haziran 2017 tarihlerinde Cenevre’de toplanacak olan 106. Uluslararası Çalışma Konferansı’nda Türkiye işçi kesimini Memur-Sen Konfederasyonunun temsil etmesi kararını tarafımıza bildirmiştir. Bakanlık uzlaşma çabası yürütmeden oldubittiyle Memur-Sen’i ILO işçi delegesi olarak saptamıştır. Bakanlık konfederasyonumuz tarafından iletilen yazılı görüşleri dikkate almamıştır.

Son dönemde giderek önem kazanan sosyal diyalog yaklaşımına uygun olmayan biçimde, ILO Anayasasında öngörülen taraflara danışma ilkesi uyarınca konfederasyonlarla uzlaşma aramadan, tek taraflı olarak belirlenen bu kararı kabul edilemez bulduğumuzu ve bu karara karşı ILO nezdinde itiraz edeceğimizi kamuoyu ile paylaşmak isteriz.

5-16 Haziran 2017 tarihlerinde Cenevre’de toplanacak ILO’nun en üst organı olan konferansta işçi ve işveren taraflarının temsili özel bir önem taşımaktadır. ILO Anayasasının 3. maddesinin 5 fıkrası konferansa katılacak hükümet dışı temsilcilerin belirlenmesi için özel bir prosedür öngörmüştür. Buna göre, “üye ülkeler, hükümet dışı delegeleri ve teknik danışmanları o ülkede mevcut olan çalışanların ve işverenlerin en fazla temsil yetkisine sahip endüstriyel [sendikal] örgütlerle anlaşarak belirlemeyi taahhüt ederler.”

Öte yandan ILO Anayasası’nın 3/9 maddesine göre delegelerin yetki belgeleri Yetki Onay Komitesi tarafından incelenir ve uygun biçimde saptanmayan delegelerin yetki belgesi konferans tarafında iptal edilebilir.

ILO Anayasasında yer alan bu hükümler doğrultusunda aşağıda açıkladığımız gerekçelerle Memur-Sen Konfederasyonunun Türkiye işçi delegesi olarak saptanmasına karşı olduğumuzu bildirmek istiyoruz:

ILO Anayasasında yer alan ve yukarıda zikredilen hüküm, dar bir biçimde konferansta işçileri en çok üyeye sahip sendikal örgütün otomatik olarak temsil edeceği şeklinde yorumlanamaz. ILO Anayasası en çok temsiliyete sahip sendikal örgütlerden söz etmektedir. Eğer sorun sadece üye sayısı ile sınırlı olsaydı ILO Anayasasında “en çok üyeye sahip işçi ve işveren örgütleri temsil hakkına sahiptir” ifadesine yer verilirdi.

Birden fazla işçi kuruluşunun bulunduğu ülkelerde çalışanları kimin temsil edeceği en fazla temsile sahip örgütlerle sürdürülecek müzakerelerle ve uzlaşmayla kararlaştırılmalıdır. Bu müzakerelerden amaç çalışan tarafının en iyi şekilde temsilini sağlamaktır. Nitekim Uluslararası Adalet Divanı kararları da bu yöndedir.

Memur-Sen Türkiye’de çalışanları en çok temsil kabiliyetine sahip örgüt değildir. Memur-Sen kamu çalışanlarının dahi çoğunluğunu temsil etmemektedir. ILO’da işçi tarafını temsil eden örgütlerin işçi ağırlıklı olduğu unutulmamalıdır. Ülkemizde memurların toplam istihdam içindeki payı yüzde 12 oranındadır. Memurların sendikal örgütlerinin, kamu çalışma ilişkilerine odaklanmaları nedeniyle istihdamın ezici çoğunluğunu oluşturan işçileri layıkıyla temsil etmeleri imkansızdır. İşçi delegeliğinin bir memur konfederasyonuna verilmesi çok geniş bir çalışan kesiminin temsilini olanaksız kılacaktır. Öte yandan Memur-Sen’in, işçi-memur toplam 3 milyon 250 bin sendikalı çalışan içindeki temsil oranı yüzde 30’un altındadır. Görüldüğü gibi Memur-Sen hem işçileri temsil etmemesi ve hem de toplam sendika üyeleri içinde temsil oranının düşük olması nedeniyle en çok temsile sahip örgüt ölçütüne uygun değildir.

En çok temsile sahip örgütlerin saptanmasında diğer sendikal örgütlerin tutumu da önem arz etmektedir. Bildiğimiz kadarıyla Memur-Sen’in Türkiye işçi/çalışan delegeliğine onay veren başka bir sendikal örgüt söz konusu değildir. Ancak konfederasyonuz dahil birçok sendikal örgüt Memur-Sen’in ILO delegeliğine karşıdır.

Öte yandan Uluslararası Çalışma Konferansına katılan işçi delegeleri mensup oldukları ülkeyi değil, çalışan tarafını temsil etmekte ve konferans sırasında “işçi grubu” çalışmalarına katılmaktadırlar. ILO konferansı sırasında işçi delegelerinin Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ile işbirliği içinde çalışması gerekmektedir. Oysa Memur-Sen’in üyelik başvurusu ITUC tarafından sendikal örgüt vasıflarını taşımadığı gerekçesiyle birkaç kez reddedilmiştir. Uluslararası sendikal örgütler tarafından tanınmayan, akredite olmayan bir kuruluşun ILO konferansında işçi delegesi olarak atanması ciddi sorunlara yol açabilecektir.

Uluslararası Çalışma Konferansının çalışma ilkeleri gereği ILO’da işçileri temsil edecek örgütün Türkiye’deki ITUC üyesi sendikal örgütlerle müzakere edilerek, bunlarla mutabakat içinde ve bunlar arasından saptanması gereklidir.

Tüm bu açıklamalar çerçevesinde, sosyal taraflarla uzlaşmayı ve onların katılımını esas alan biricik uluslararası yapı olan ILO Konferansında işçi delegesinin saptanmasında işçilerin gerçek temsilini sağlayacak yapıcı bir müzakere sürecinin yürütülmemiş ve çalışanların çoğunluğunun desteğini alan bir temsiliyetin sağlanmamış olmasını kabul edilemez buluyoruz.

Bu nedenle Memur-Sen’in ILO delegeliğine Konferans Delege Onay Komitesi nezdinde itiraz edeceğimizi belirtmek isteriz.

ITUC ETUC