Image Map

SERMAYENİN EN ACIMASIZ SÖMÜRÜ HALİ: ÇOCUK İŞÇİLİĞİ

DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü ile ilgili açıklaması

Birleşmiş Milletler  2002 yılında  dünya genelinde artan çocuk işçiliğine karşı bilinç oluşturmak ve çocuk işçi çalıştırılmasını öncelikle azaltmak; sonrasında ortadan kaldırmak amacıyla her yıl 12 Haziran tarihini “Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü” olarak belirlemiştir.

Çoğunlukla çocukların çocukluklarını yaşamaya fırsat bulamadıkları, değişik nedenlerden dolayı çalışma ortamlarında bedensel, ruhsal ve ahlaki açıdan örselenip çalıştırılmasıdır çocuk işçiliği..

ILO verilerine göre dünyada yaklaşık 200 milyon çocuk işçi bulunmaktadır. Bunların yine yaklaşık 85 milyonu tehlikeli ya da çok tehlikeli işlerde çalışmaktadır.

Çocukların zihinsel, fiziksel, toplumsal ya da ahlaki açılardan tehlikeli ve zararlı olan; okula düzenli olarak gitmelerini engelleyerek eğitimlerinin yarım kalmasına yol açan; kimi zamanda ikisini birlikte yürütmek zorunda kalmaları nedeniyle bedenlerinin hızla yıpranmasına neden olan bu olumsuz koşullar hiçbir biçimde kabul edilemezler.

Çocukları köleleştiren, ailelerinden koparıp alan, ciddi tehlikelerle ve hastalıklarla baş başa bırakan çocuk işçiliğinin en ağır biçimleri ne yazık ki hala bütün dünyada sorun olmaya devam etmektedir.

Yaklaşık 20 milyon çocuk kölece ilişkiler içinde çalıştırılmaktadır.

Yine Türkiye’de yaklaşık 2 milyon çocuk işçi bulunmaktadır.

Ortadoğu’da yaşanan olumsuzluklardan dolayı büyük göç alan ülkemizde, göçmen çocuk işçiliğinin kayıt dışı biçimde, acımasız koşullarda kullanılması gizlenemez hale gelmiştir.

Her yıl ülkemizde kötü çalışma koşullarından dolayı 50-60 arası çocuk işçi hayatını kaybetmektedir.

Görüldüğü üzere, çocuk işçiliği sorunu Türkiye için de önem taşıyan bir konudur.

Bu nedenle;

  • Öncelikle çocukların temel sağlık, eğitim, gelişim ve barınma ihtiyaçları kamusal olarak karşılanmalı; sosyal politikalar kapsamında gelir dağılımı, istihdam, ücretler, sosyal güvenlik gibi sosyal ve ekonomik alanlarda iyileştirmeler yapılmalı ve çocuk yoksulluğuna karşı önlemler alınmalıdır. Türkiye, imzaladığı uluslararası sözleşmelere uymalı, sözleşmelerin uygulanması için gerekli düzenlemeleri yapmalı ve denetimleri sağlamalıdır.
  • Özellikle çocuk işçiliğini önlemeye ilişkin ILO’nun 138 No’lu “Asgari Yaş Sözleşmesi” ve 182 No’lu “En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi” hükümlerine uyulmalıdır.
  • Ailelerin ekonomik durumunu yükseltecek ve işsiz aile bireylerine istihdam sağlayacak ekonomi politikaları oluşturulmalıdır.
  • 4+4+4 eğitim sistemi çocuk işçiliğinin önünü açmaktadır. 2012 yılında yasalaşan 4+4+4 eğitim sisteminde zorunlu ilköğretim yaşı düşmüş ve çocuk işçiliği yaşı fiilen 13 yaşa inmiştir. Bu nedenle eğitim sisteminde kesintisiz eğitim esas alınmalı ve denetimleri arttırılmalıdır.
  • Çocuk işçiliğini önlemek için denetim yetersizlikleri ortadan kaldırılmalı, denetimler ve ceza yaptırımları arttırılmalıdır.
  • Özellikle tarımda çalışan çocuklar için acil önlem alınmalı, eğitim ve sosyal hayattan kopmamaları için politikalar geliştirilmelidir.
  • Bir meslek öğrenme amacıyla yürütülen çıraklık eğitimi, işyerlerinde amacına uygun bir şekilde yürütülmeli ve gerekli denetimler yapılmalıdır. Ayrıca uygulamada çocuk işçiliğine dönüşen çırak işçilerin çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
  • Yasal olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıt yaptırılabilecek çocuk işgücü için kayıt dışı çalıştırmaya karşı denetimler sıklaştırılmalı, ceza yaptırımları arttırılmalıdır.

Çocuk işçiliği yasaklanmalıdır!

Çocuk işçiliğine Hayır!

ITUC ETUC