Sosyal Güvenlikte Yeni Dönem
Sosyal Güvenlikte Yeni Dönem (1)
Milyonlarca kişiyi etkileyen yeni Sosyal Güvenlik Yasası’nda en çok sorulan soru ‘Benim emekli maaşım ne kadar olacak?’ Yanıt ise her meslek grubu için farklı…
AHMET KIVANÇ
Başlarken
Türkiye’de halen 12 milyon ‘aktif’ yani çalışan sigortalı, 7 milyon emekli bulunuyor. 12 milyon kişinin yatırdığı primlerle 72 milyon nüfusa sahip ülkenin sosyal güvenlik finansmanı sağlanmaya çalışılıyor. Yani, emekli maaşları ödeniyor ve sağlık hizmetleri karşılanıyor. Söz konusu sağlık hizmeti, TBMM’de ‘jet hızıyla’ tek çatı altında toplanan SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kanalıyla 42 milyon kişiye veriliyor. Bunlara 13 milyon yeşil kartlıyı da eklediğinizde rakam 55 milyona ulaşıyor. Geriye kalan milyonlarca kişinin ise hiçbir sosyal güvencesi bulunmuyor.
Doğal olarak, 12 milyon aktif sigortalının primi ve 7 milyon pasif sigortalının (emekli) katkı payı bu gideri karşılamaya yetmiyor. İşte bu noktada da devlet devreye giriyor. 2005 yılında bu anlamda bütçeden sosyal güvenlik kuruluşlarına aktarılan toplam kaynak 23 milyar 259 milyon YTL. Bu durum da, IMF’nin gözden geçirmeler için şart koştuğu ‘reform’ yapılması gereken noktalardan birini oluşturuyor. Bu tabloyu alt alta koyan hükümet, yeni sosyal güvenlik sistemiyle nimet-külfet eşitliği sağlamaya çalıştığını iddia ediyor. Acaba nimet-külfet dengesi sağlanabildi mi? Kazanılmış haklar korunabildi mi? Kimler üzülecek, kimler sevinecek? Genç kuşakların işi neden zor? Bunların yanıtını dizi boyunca, hep birlikte arayacağız.
ANKARA – Hükümetin ‘jet hızıyla’ görüşerek Meclis’ten geçmesini sağladığı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, işçi, memur, esnaf, emekli başta olmak üzere işveren ve hatta işsizlerin bile kafasında onlarca soru yarattı.
Akla gelen ilk sorulardan biri emekli aylığının değişip değişmeyeceği oldu? İşçi, memur, esnaf ve emekli bu sorulara yanıt bulmak amacıyla başta basın yayın organları olmak üzere ulaşabildiği her birimi soru yağmuruna tutmaya başladı.
Mevcutlar etkilenmiyor
Yeni Sosyal Güvenlik Yasası emekli aylıklarını iki kademede düşürmeyi öngörüyor. Emekliliği elde etmiş olan işçiyi olumsuz etkilemiyor. Yasanın yürürlüğe gireceği 1 Ocak 2007’ye kadar emeklilik hakkını elde eden işçiye bağlanacak aylığın düşmesi asla söz konusu değil.
Mevcut mevzuata göre bağlanacak aylıklar aynen alınacak. Kanunun yürürlüğe gireceği tarihte emekliliği elde etmiş ve prim gün sayısı 9 bin günü tamamlamış olanların, 9 bin günden fazla prim ödemesi halinde bağlanacak aylıkları artabilecek. Yürürlük tarihi itibarıyla emekliliğine beş yıl ve daha fazla süre kalanların hizmet süresine göre, ileride bağlanacak emekli aylıkları ise düşecek.
Memurun durumu
Yeni yasayla özellikle memur aylıkları yeni sistemde geçirilen süreye bağlı olarak olumsuz etkilenecek. Söz konusu etki, memurdan memura farklı olacak. Örneği az da olsa, uzman kadrosunda bulunanlar gibi bazı memurların emekli aylıkları yeni sistemde artış gösterecek. Ancak, memurların geneli itibarıyla, çalışma süresinin tamamını mevcut sistemde geçiren bir memur emeklisine göre, çalışma yaşamının tamamını yeni sistemde geçirecek memur emeklisinin aylığı üçte bir oranında azalmış olacak.
Bağ-Kur’lu ne olacak?
Bağ-Kur’lu emekli aylığı için halen 25 yıl prim ödüyor. Mevcut sistemde süreyi tamamlayan esnaf basamağa göre prime esas kazancının yüzde 65’i oranında emekli aylığı alıyor. Bu tutar 2016’ya kadar hemen hemen değişmiyor. Daha sonra sistemde kalmaya devam ederse aylık bağlama oranı daha da düşeceği için olumsuz etkilenecek.
Sosyal Güvenlikte Yeni Dönem (2)
Yaşı tutmayan hiçbir şekilde 65’inden önce emekli olamaz
ANKARA – Yeni sistemde emekli olabilmek için işçi, memur, esnaf olduğuna bakılmaksızın kadınsa 58, erkekse 60 yaşını doldurmak gerekiyor. Ayrıca, memur ve esnafın 25 yıllık fiili çalışma süresini, işçilerinse 9 bin gün (25 yıl) prim ödemiş olması gerekiyor. Ancak, işçiler için halen 7 bin gün olan prim süresi 2007 yılında 7 bin 100 gün olmak üzere her yıl 100 gün artarak 2026 yılında 9 bin güne ulaşacak. Mevcut sistemde 1999 yılından sonra işe başlayanların emekli olabilmeleri için de memur ve esnaf açısından durum değişmiyor. Ancak işçilerin 7 bin gün prim ödemiş olmaları ve kadınsa 58, erkekse 60 yaşını doldurmaları gerekiyor.
Prim gün sayısı yetmiyor
Yeni sistemdeki prim gün sayısındaki artıştan çocuklarının daha az etkilenmesini sağlamak amacıyla aileler 18 yaşından büyük çocuklarını SSK’lı gösterip, mevcut yasadan kaynaklı kazanılmış haklardan yararlandırmak için bugünlerde yoğun çaba sarf ediyor.
Ancak, çıkan yeni yasayla bu çabaları boşa gidecek. Zira emekli olmak için prim gün sayısı yetmeyecek. 2035 yılından sonra artan emekli yaşını da tutturmaları gerekecek. TBMM’de kabul edilen yasa, halen uygulanmakta olan kadınlar için 58, erkekler için 60 olan yaş haddini 2035 yılına kadar koruyor. 2036 yılından itibaren ise her iki yılda bir, bir yıl yükseltilecek. Bu şekilde yapılan artışla emeklilik yaş haddi erkekler için 2044’te, kadınlar için de 2048 yılında
65 olacak.
Göründüğü gibi değil?
İlk bakışta 31 Aralık 2035 tarihinden önce işe başlayan kadınların 58, erkeklerin 60 yaşında emekli olacağı sanılıyor. Oysa bu doğru bilgi değil. Bu bilgi sadece, 1 Ocak 2036 tarihinde 58 yaşını doldurmuş kadın ve 60 yaşını doldurmuş erkek için geçerli.
30-32 yaşında olan şanslı
Kadının 58, erkeğin 60 yaşında emekli olması için, 1 Ocak 2007’de kadının 30, erkeğin 32 yaşında olması gerekecek. Bunun altındaki kadın ve erkek, 1 Ocak 2036’dan itibaren yükselecek emeklilik yaşının peşinden yetişmeye çalışacak. Yasaya göre, sosyal güvenlik sistemine dahil olmak için 18 yaşında olmak gerekiyor. 1 Ocak 2007’de 18 yaşında olan kadın 58 yaşına geldiğinde takvim 1 Ocak 2047’yi gösterecek. Ocak 2007’de 18 yaşındaki erkek 60 yaşına geldiğinde de takvim Ocak 2049’u gösterecek.
58 yaşını doldurduğunu gören kadın emeklilik için Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kapısını çaldığında memurlar, bir kadının 58 yaşında emekli olma hakkının 31 Aralık 2035’te dolduğunu, artık emekli olmak için 64 yaşını beklemesi gerektiğini söyleyecek. Ancak, kadın 64 yaşını doldurmak için gün sayarken 2048 yılı gelecek ve o yıl da maalesef emeklilik yaşı kadınlar için 65’e yükselmiş olacağından fazladan bir yıl daha bekleyecek.
Beş yıl daha bekleyecek
60 yaşını doldurduğunda kurumun kapısını çalan erkek sigortalıya da memur, 60 yaşında emekli olma hakkının 31 Aralık 2035’te dolduğunu, artık emekli olabilmesi için 65 yaşını beklemesi gerektiğini duyacak. Dolayısıyla 9 bin gün prim ödese dahi, 1 Ocak 2007’de 18 yaşında olan hiç kimse 65 yaşından önce emekli olamayacak.
Şanssız kuşak
65 yaşında emekli olmak zorunda kalacak olanlar sadece 2007’de 18 yaşında olanlar değil. Ocak 2007’de 21 yaş ve altında olan kadın 65 yaşından önce emekli olamayacak. 1 Ocak 2007’de 23 yaş ve altında olan hiçbir erkek de 65 yaşından önce emekli olamayacak.
Esnek çalışan yandı
Mevsimlik işlerde, geçici işlerde çalışanlar, sigortasız çalıştırılanların durumu daha da zorlaşacak. Mevcut sistemde SSK’lı bir kadın 58 yaşında, erkek 60 yaşında ise 4 bin 500 gün prim ödeyerek kısmi emeklilik hakkından yararlanabiliyor.
Bağ-Kur’da da kadın için 60, erkek için 62 yaş ve 5 bin gün prim koşulu var. Emekli Sandığı’nda kısmi emeklilik hakkından yararlanabilmek için kadın-erkek ayrımı yapılmaksızın 15 yıl hizmet ve 61 yaşını doldurmuş olmak yetiyor.
Yeni sistemde ise kısmi emeklilik hakkından yararlanabilmek için 5 bin 400 gün prim ödemenin yanı sıra o tarihteki normal emeklilik yaş haddinin üzerine üç yıl daha beklemek gerekiyor. Diyelim 2044 yılında kısmi emeklilik başvurusunda bulunan bir kadın en erken 68 yaşında emekli olabilecek.
Emeklinin çilesi: Maaşın üç düşmanı var!
Yeni sistemde emekli aylığını azaltan üç neden var: Aylık bağlama oranının düşmesi, asgari taban uygulamasının kaldırılması, ülke refahındaki gelişmeyi ifade eden GSYİH’daki artışın prime esas kazanç güncellemeleri içinde yer almayacak olması
ANKARA – Yeni sistemde, mevcut sisteme göre emekli aylıklarının düşecek olmasının başlıca üç nedeni var. Birincisi, çalışılan her yıl için emekli aylığı bağlama oranı yeni sistemde kademeli olarak aşağı çekilecek. İkincisi, prim yatırılırken esas alınan kazançların güncellenme koşulları değişecek. Örneğin, gayrisafi yurtiçi hasıladaki (GSYİH) büyüme artık kazançların güncellenmesinde dikkate alınmayacak. Üçüncüsü de, mevcut sistemde gerek SSK’da, gerekse Bağ-Kur’da emekli aylığındaki asgari taban uygulaması kalkacak.
Böylece, mevcut sistemde örneğin yaşam boyu asgari ücret üzerinden prim ödeyen SSK emeklisi normalde en fazla 345 YTL emekli aylığı alabilecekken, asgari taban uygulaması nedeniyle 464 YTL aylık bağlanıyor. Kişileri gerçek gelirleri üzerinden değil, daha düşük ücretten prim ödemeye teşvik ettiği gerekçesiyle yeni sistemde taban aylık güvencesi olmayacak.
Emekli aylığının hesaplanması açısından mevcut sistem ve yeni sistem arasındaki fark, bağlı olunan sosyal güvenlik kurumları itibarıyla şöyle:
İşçi/SSK mevcut durum:
· Asgari aylık güvencesi var.
· 20-25 yıl önceki prime esas kazançlarının bugünkü değerinin hesabında enflasyonun yanı sıra, gayrisafi yurtiçi hasıladaki artış, yani ülke refah seviyesindeki gelişme dikkate alınıyor.
· Aylık bağlama oranı: Ödenen prim gün sayısına göre, ilk 10 yılın her yılı için yüzde 3.5, izleyen 15 yılın her yılı için yüzde 2, 25 yılın üzerine çalışılan her yıl için yüzde 1.5 esas alınarak prime esas kazancın yüzde kaçı oranında aylık bağlanacağı bulunuyor. Hesaplamada 25 yıllık çalışma karşılığı bağlanacak emekli aylığı, prime esas kazancın yüzde 65’ine denk geliyor.
İşçilerde yeni durum:
· Asgari aylık güvencesi yok.
· Prime esas kazançlarının güncellenmesinde gayrisafi yurtiçi hasıladaki artış dikkate alınmayacak.
· Prime esas kazançların güncellenmesinde enflasyon oranına bakılacak.
· Aylık bağlama oranı: 1 Ocak 2007’den sonraki ilk dokuz yıl, çalışılan her yıl için yüzde 2.5; sonraki her yıl için yüzde 2 oranı esas alınacak. 25 yıllık çalışma karşılığı bağlanacak emek
li aylığı, prime esas kazancın yüzde 54.5’ine denk geliyor.
Esnaf/Bağ-Kur mevcut durum:
· Asgari aylık güvencesi var. (1999 yılından daha önceki çalışma sürelerine karşılık gelen aylık miktarı 79 YTL’nin altında kalırsa 79 YTL’ye tamamlanacak ve enflasyonla gayrisafi yurtiçi hasıladaki artış oranları dikkate alınarak güncelleniyor.)
· 2000-2007 dönemindeki prime esas kazançların güncellenmesinde 2003 sonuna kadar enflasyon artışı yla 2004’teki yüzde 20’lik ve 2005’teki 8’lik ekstra zamlar da dikkate alınıyor.
· 20-25 yıl önceki prime esas kazançlarının bugünkü değerinin hesabında enflasyon oranının yanı sıra, GSYİH’deki artış, yani ülkenin refah seviyesindeki gelişme dikkate alınıyor.
· Aylık bağlama oranı: 2000 yılı öncesindeki 25 yıl prim ödemesi karşılığında yüzde 70 olarak uygulanıyor. Bu oran, 25 yıldan eksik her yıl için yüzde 1 oranında azaltılıyor.
2000-2007 arasında ödenen prim gün sayısına göre, ilk 10 yılın her yılı için yüzde 3.5, izleyen 15 yılın her yılı için yüzde 2, 25 yılın üzerine çalışılan her yıl için de yüzde 1 oranı esas alınarak prime esas kazancın yüzde kaçı oranında aylık bağlanacağı bulunuyor. Bu hesaplamada 25 yıllık çalışma karşılığı bağlanacak aylık, prime esas kazancın yüzde 65’ine karşılık geliyor.
· Prim ödeme 12’nci basamağa kadar her yıl otomatik olarak artıyor.
Esnafta yeni durum:
· Asgari aylık güvencesi yok.
· Prime esas kazançlarının güncellenmesinde gayrisafi yurtiçi hasıladaki artış dikkate alınmayacak, sadece enflasyon dikkate alınacak.
· Aylık bağlama oranı: 1 Ocak 2007’den sonraki ilk dokuz yıl, çalışılan her yıl için yüzde 2.5, sonraki her yıl için yüzde 2 oranı esas alınacak.
· Prime esas kazancını, asgari ücretle asgari ücretin 6.5 katı arasında kalmak üzere kendisi belirleyecek.
Memur/Emekli Sandığı eski durum:
· Yüksek maaş alanlara ödenen makam, görev ve temsil tazminatlarından emeklilik primi kesintisi yapılmıyor.
· Emekli aylıkları, 25 yıllık çalışma karşılığı, son aylığının yüzde 75’i (yıllık yüzde 3’e karşılık geliyor) oranında belirleniyor. 25 yıldan sonra çalışılan her yıl için bu oran yüzde 1 artırılıyor.
· Emeklilik kesintisine tabi tutulmadığı halde makam, görev ve temsil tazminatlarını emeklilikte de alıyor.
· Emekli Sandığı, geçmiş yıllarda sağlanan kazançları, en son memur aylık katsayısına göre güncelliyor.
Memurlarda yeni durum:
· Tamamını yeni sistemde geçirenlerin ortalama aylık kazançları enflasyon dikkate alınarak güncellenecek.
· Aylık bağlama oranı: İşçi ve memurdaki gibi, 1 Ocak 2007’den sonraki ilk dokuz yıl, çalışılan her yıl için yüzde 2.5, sonraki her yıl için yüzde 2 olacak. Aylık bağlama oranının düşürülmesi nedeniyle memur emeklisinin aylığı mevcut duruma göre üçte bir azalacak. Yani bugün 100 YTL alan memur, gelecekte 66 YTL alabilecek.
· Düzenli aldığı her türlü maaş, tazminat gibi gelirden prim ödeyecek.
· Emekli aylıkları, prim öderken elde ettikleri kazançların ortalaması dikkate alınarak hesaplanacak.
· Çalışmasının bir kısmını eski sistemde, diğer kısmını yeni sistemde geçiren memurların, eski sistemde geçirdikleri süreyle bağlantılı olarak makam tazminatıyla temsil ve görev tazminatına karşılık gelen tutarlar da emekli aylıklarına ilave edilecek.
Bordrona sahip çık, yüksek aylık al
Çalışma Bakanı Başesgioğlu, “Herkes sisteme eşit olarak katkı vermeli” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, sosyal güvenlik sisteminde neden kapsamlı düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu, üç yıllık ön hazırlıktan sonra yapılan düzenlemelerin sisteme etkisini, karşılaşılan sorunları ve sistemin önündeki olası riskleri şöyle anlattı:
Bordrona sahip çık: “Yeni sistemde statüye göre emeklilik uygulamasını kaldırıyoruz. Herkes, tüm çalışma hayatı boyunca yatırılan primine göre emekli aylığı alacak. Türkiye’de emekli aylığının düşük olmasının nedeni, çalışırken ücretlerin gerçek rakamın çok altında gösterilmesi. Emekli aylığı prime esas kazançların fonksiyonudur. Herkese sesleniyorum, gerçek ücretlerini maaş bordrolarına yansıttıkları takdirde emeklilikte ellerine geçecek para da ona göre artacak. Emeklilikte yüksek aylık isteyen, bordrosuna sahip çıksın.
Yoksulluk kriteri: Yeni sistemde yoksul kesimin Genel Sağlık Sigortası primini devlet karşılayacak. Kimlerin yoksul olduğunu belirlemek için objektif kriterlerimiz olacak. Aile bireylerinin her birine düşen aylık gelir net asgari ücretin üçte birinin altında ise yoksul kabul edilecek ve bunların sağlık primleri devlet tarafından karşılanacak. Örneğin beş kişilik ailenin aylık geliri 500 YTL ise kişi başına gelir 127 YTL’nin altında kalacağı için yoksul kabul edilecek. Kişi başı gelir 127 YTL’nin üzerinde ise bunları da göz ardı etmeyeceğiz.
Fırsat penceresini değerlendirdik: Bu reformların temelinde beni heyecanlandıran, sosyal güvenlik alanında finansal ve demografik açıdan fırsat penceresini kaçırmadan değişiklikleri yapabilmemiz. Zira, şu anda Türkiye’nin nüfusu genç olmasına karşın sistem açık veriyor. Eğer sistemimizi, nüfus yaşlanmadan, bu genç nüfus avantajını değerlendirerek güçlendiremeseydik, bu düzenlemeleri 20-30 yıl sonra yapsaydık çok acı reçeteler ortaya çıkacaktı. Zamanlama ötelenemezdi.
İnsancıl bir sistem: Sosyal güvenlik sistemleri bir toplumsal yardımlaşma ve dayanışma organizasyonudur; zenginle fakir, sağlıklı olanla hasta arasında yardımlaşma, dayanışma söz konusudur. Hem bugünkü nesillerin kendi arasında, hem de gelecek nesillerle dayanışma söz konusudur. Sosyal güvenlik sisteminin belki de en insancıl tarafı toplumsal dayanışmayı pekiştirmesidir.
Maliyeti zamana yaydık: Biz sisteme herkesin eşit katkı vermesini istiyoruz. Bu anlamda uzun vadede emeklilik yaşının yükseltilmesi, 2007’den itibaren prim gün sayısının her yıl 100 gün artırılması sisteme önemli katkı sağlayacak. Kısa vadede halkı büyük ölçüde rahatsız edecek bir şey yok. Maliyeti olabildiğince zamana yayıyoruz.”
Sosyal Güvenlikte Yeni Dönem (4)
Yabancı ve vatansız dahil herkes Genel Sağlık Sigortası kapsamında olacak. İşçi ve memurun yüzde 12.5 oranındaki prim kesintisini işveren yatıracak, çiftçininki ise mahsule
ANKARA – Yeni sosyal güvenlik sisteminde herkes Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamına alınacak. ‘Herkes’ ibaresinin içine, vatansız ve sığınmacılar, Türkiye’de oturma izni almış ve başka bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olmayan yabancılar da girecek. GSS sisteminin amacı, sağlık açısından sosyal güvenlik şemsiyesinin dışında bulunan 14 milyon kişiyi de bu kapsama almak.
Düzenlemeye göre, sigortalılardan GSS için ayrıca, prime esas kazançları üzerinden yüzde 12.5 oranında prim kesilecek. Ancak, çalışma ilişkisi nedeniyle işçi, memur, esnaf kategorisine girmediği için emeklilik sigortasına tabi olmayıp, yoksul kategorisine de girmeyenler sadece GSS primi ödeyecekler. Bunların ödeyeceği prim, en az, asgari ücretin yüzde 12’si seviyesinde olacak.
Maliyet 2.4 milyar YTL
Hane halkı başına geliri aylık 127 YTL’nin altında olan ailelerin GSS primleri daha sonra kurulacak Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü’nce karşılanacak. Hem sağlık güvencesi kapsamına alınacak kişi sayısındaki artış, hem de sağlık hizmetine erişimin kolaylaşacak olması nedeniyle GSS sonrası sistemin açığının en az, gayri safi milli hasılanın (GSMH) yüzde 0.5’i oranında artması bekleniyor. 2005’te GSMH’nin 486 milyar YTL (361 milyar dolar) olduğu dikkate alınırsa, GSS’nin ilk etapta sosyal güvenlik açığını 2.4 milyar YTL (1.8 milyar dolar) artıracağı hesaplanıyor. Sağlık Bakanlığı’nın ‘Sağlıkta dönüşüm projesi’ başarıya ulaşmazsa, maliyet ilk etapta en az bir kat daha artacak.
Prim ödemesi nasıl olacak?
Her aya ait primler, takip eden ayın sonuna kadar ödenmek zorunda. Emekli olduktan sonra çalışmaya başlayanlar da GSS için kazançlarının yüzde 12.5’i oranında destek primi verecek. Bunların primleri her ay emekli aylığından kesilecek. Memurlar ve işçilerin GSS primlerini işverenler maaş ve ücretlerinden keserek yatıracak. Tarım sigortalılarının prim borçları, sattıkları ürün bedellerinden kurum tarafından tahsil edilebilecek. Bu şekilde yapılabilecek tahsilat, ürün bedelinin yüzde 1 ila 3’ü olacak. Ödenmeyen GSS prim alacaklarına, amme alacağına ilişkin yasa hükümleri uygulanacak.
Bağ-Kur’lu ve çiftçinin durumu
GSS primi ödemelerini zamanında yapmayan sigortalılar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler, ödenmemiş primleri ödeninceye kadar sağlık hizmetlerinden yararlanamayacaklar. Bu durumdan da en çok, kendi primini kendisi ödeyen ancak memur, işçi olmayan kişiler ile Bağ-Kur’lular ve tarım sektöründekiler etkilenecek.
18 yaş altına koşulsuz güvence
18 yaş ve altındaki çocuklara istisna uygulanarak, ebeveynlerinin prim borcu bulunsa da sağlık hizmetinden yararlandırılacak. Anne veya babası olmayan çocuklar da 18 yaşına kadar sağlık hizmetinden yararlabilecek.
Ebeveyni üzerinden sağlık hizmeti alan çocuk eğer lise veya dengi okulda ise 20 yaşına kadar, yükseköğrenim görüyorsa 25 yaşına kadar sağlık hizmetinden yararlanabilecek. Bu yaş hadlerinin üzerindeki çocuklar, GSS açısından bireysel olarak değerlendirilecek. Kendi çalışmaları nedeniyle gelirleri varsa ve bu gelir aylık 127 YTL’nin üzerinde ise kazançlarının yüzde 12’si oranında prim ödeyecek. Eşik değerin altındaki gelir sahibinin primini devlet verecek. 18 yaşından küçüklerin yanı sıra tıbben başkasının bakımına muhtaçlarla acil haller, iş kazası ve meslek hastalığı, bulaşıcı hastalıklar durumunda da borcun ödenip ödenmediğine bakılmayacak.
Emeklilik sigortasına tabi kişi veya bakılmakla yükümlü kadın hamile kaldığı andan doğumdan sonraki sekiz haftaya kadar aynı şekilde sağlık güvencesinden yararlanacak.
Sosyal Güvenlikte Yeni Dönem (5)
Genel Sağlık Sigortası’yla aile ve koruyucu hekimlik dışındaki hizmetten katkı payı alınacak. Her muayene için 2 YTL olan bu tutar iyileştirme araç ve gereçlerinin alımında 398 YTL’yi geçmeyecek
ANKARA – Yeni sosyal güvenlik sisteminde herkesi kapsayacak olan Genel Sağlık Sigortası’nda (GSS) ayakta tedavi dahil olmak üzere hizmetlerden katkı payı alınacak. Ayakta tedavide hekim ve diş hekiminin her muayenesinde hastadan 2 YTL katılım payı alınırken, aile hekimi muayeneleriyle koruyucu hekimlik hizmetlerinden böyle bir ücret alınmayacak.
Ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleriyle ayakta tedavide sağlanan ilaçlar için çeşitli kriterlere göre yüzde 10 ile yüzde 20 arasında değişen oranlarda katılım payı alınacak. Bu şekilde ödenecek katkı payı miktarı, asgari ücretin yüzde 75’ini (bugün için 398 YTL) aşamayacak.
Kronik hastalığa ilişkin ilaçla yatarak tedavide kullanılanlar için katkı payı ödenmeyecek. Ancak, bu paylar, sistemin ilk üç yılında yüzde 50 indirimli olarak uygulanacak.
Sevk zincirine uymayan, bedelini ödeyecek: Büyük hastanelerin iş yükünü azaltmak amacıyla sağlık hizmeti sunucuları birinci, ikinci ve üçüncü basamak olarak gruplara ayrılacak ve sigortalılar bu sevk zincirine uyarak tedavi olacak. Acil haller dışında ilk basamağı atlayarak ikinci ve üçüncü basamaktaki, kurumun anlaşmalı hastanelerinde tedavi olanların sağlık harcamalarının yüzde 30’u kendilerince ödenecek. Sevk zinciri, tanı, ön tanı, hekimlerin ve diş hekimlerinin uzmanlıkları dikkate alınarak tüm yurtta il veya ilçe bazında belirlenecek. Aile hekimleri birinci basamak içinde yer alacak
Anlaşmasız hastaneye gidilebilecek mi?: Kişiler, sevk zincirine uymak kaydıyla tedavilerini isterlerse Sosyal Güvenlik Kurumu’nun anlaşması olmayan sağlık merkezlerinde de yaptırabilecek. Bu durumda GSS, aynı tedavi için anlaşmalı hastanelere ödediği bedelin sadece yüzde 70’ini karşılayacak.
Sevk zincirine uymadan anlaşmalı olmayan bir hastaneye gidenlere ise aynı tedavi için söz konusu anlaşmalı hastaneye ödenmesi gereken faturanın yüzde 50’si ödenecek. Ödemeler fatura karşılığı yapılacak.
Özel sağlık sigortasına teşvik: Yeni sosyal güvenlik sisteminde, özel sağlık sigortasını özendirmek amacıyla yeni düzenlemeler öngörülüyor. Buna göre, özel sağlık sigortalarına ödenen primin asgari ücretin yüzde 30’una kadarlık bölümü, GSS primi alın