Image Map

DİSK-AR 2010 YILI SANAYİDE İSTİHDAM VE REEL ÜCRETLER RAPORU

DİSK ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ

SANAYİDE İSTİHDAM VE REEL ÜCRETLER RAPORU

                                                                  (2010 YILI)                                         

14 Mart 2011

 

Türkiye ekonomisi, 2001 krizi ertesinde girdiği ekonomik büyüme çizgisini önemli ölçüde kaybetmiş durumda. İşsizlik oranları cumhuriyet tarihinin en yüksek düzeylerine yükselirken, üretim ve istihdam rakamları olumsuz sinyaller vermeye devam ediyor. Bu duruma giderek artan dış ticaret açığı eşlik ediyor

 

Krizi ağır hasarlar alarak yaşayan Türkiye ekonomisi krizden çıkışı sağlayacak yegane araç olarak, emeğin daha fazla sömürüsü üzerine bir düzen inşa etmek olarak görüyor. 2009 yılında resmi yoksul sayısında, işsiz sayısında kriz öncesine göre yaşanan devasa artış bu gerçeği somut zeminde ortaya koymaktadır. Buna karşın, şirketlerin büyümeye devam ettiği, ciddi kar artışlarına ulaştığı, dolar milyarderlerinin hem sayısının hem de toplam servetlerinin büyüdüğü kamuoyuna yansımaktadır. 

 

Ekonomide yaşanan “toparlanma” halka yansımamakta, kriz döneminde özellikle sanayi kesiminde yaşanan fiili gelir kayıplarının (işten atılmalar, ücretsiz izinler vb.) yarattığı borç yükünün etkisinin devam ettiği görülmektedir. Ancak verilerin bize gösterdiği gerçekler çok daha kapsamlıdır.

 

Türkiye’nin sermaye birikim sürecinin ne kadar acımasız bir biçimde sürdürüldüğü ve hükümetin burada oynadığı rolü ortaya koymak temel bir sorumluluk olarak ortada durmaktadır. Bu kapsamda özellikle sanayi kesiminde yaşanan gelişmeler son derece önemlidir. İşçiler, sanayi kesiminde üretilen değer başına reel ücretler açısından ciddi kayıplar yaşamıştır. Üretim 2010 yılında 2007 verilerini yeni yeni yakalamışken, istihdamda yaşanan düşüş, esneklik uygulamaları, yoğun çalışma süreleri ile mevcut işçilerin üzerine yıkılmıştır.

 

ÜRETİM KRİZ ÖNCESİNİ YENİ YAKALARKEN, REEL ÜCRETLERDE ERİME SÜRÜYOR, İSTİHDAM İSE KRİZ ÖNCESİNİN GERİSİNDE

Kurumumuzun TÜİK Sanayi üretim endeksi, TÜİK Sanayi işgücü girdi endeksleri ve TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi üzerinde yaptığı hesaplamalara göre sanayide brüt reel birim ücretler kriz öncesine (2007 yılına) göre yüzde 8.24 oranında düştü.  

 

2007 yılı ile 2010 yılı verileri karşılaştırılarak yapılan hesaplamaya göre, sanayi istihdamında yaşanan yüzde 5.79, brüt reel ücretlerdeki (verimlilik ve istihdam etkisi olmadan) 1.4 oranındaki daralmaya karşın, üretim yüzde 1.36, işçilerin verimliliği yüzde 7.53 oranında arttı. Buna göre kriz döneminden bu yana daha az kişi ile daha çok iş yapmak zorunda bırakılan işçilerin ürettikleri değer başına reel brüt ücretlerinde (reel birim ücretler) gerileme yüzde 8.24 olarak gerçekleşti. Reel birim ücretlerde gerileme 2010 yılında da yüzde 1.93 düzeyinde gerçekleşti.

 

Reel brüt birim ücretler, ilgili dönem için, aramalı imalatında yüzde 8.15, Dayanıklı tüketim malları imalatında yüzde 13.27, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 4.69, enerji sektöründe yüzde 19.25,  sermaye malı imalatında yüzde 3.62 oranında geriledi. 

 

TÜRKİYE KRİZLE 2 YILINI KAYBETTİ

2007 yılı sanayi üretim verileri ile karşılaştırıldığında, üretimin pek çok sektörde, kriz öncesi dönemin gerisinde olduğu görülürken, toplam sanayi üretimi ise sadece yüzde 1.36 oranında artış göstermiş durumda. İmalat sanayinde ise 2007 yılı rakamlarına tam ulaşılamadığı somut bir veri.

 

Krizin etkisinin etkisini hissettirmeye devam ettiği sektörler arasında, sermaye malı imalatı yüzde 8 oranıyla ön sıralarda yerini alıyor. Tütün ürünlerinde imalat 2005 yılı düzeylerinde seyrederken, bu veri 2008 yılına göre yüzde 18, 2007 yılına göre 8.63 aşağılarda seyrediyor.

 

Tekstil sektöründe de, üretimde daralma etkisini hissettiriyor. 2007 yılına göre tekstil sektöründe daralma yüzde 12,69’u bulurken, giyim eşyaları imalatında bu oran yüzde 10. Her iki sektör içinde veriler 2005 yılından bile geri.

 

Üretimde ciddi kayıpların yaşandığı bir başka sektörse, petrol ürünleri imalatı. Sektörde daralma 2007 yılı ile karşılaştırıldığında yüzde 15 düzeyinde. Üretim 2005 yılının yüzde 10 altında seyrediyor.

 

Ana metal sanayi de üretimin kriz öncesini yakalayamadığı sektörlerden biri konumunda. Kayıp yüzde 8.45 düzeyinde. Üretimin 2007 yılının gerisinde kaldığı diğer sektörler ise, fabrikasyon metal ürünleri imalatı, bilgisayar, elektronik ve optik ürünleri imalatı, başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipmanları imalatı, diğer ulaşım araçları. Özellikle gemi inşa sektörünün de içinde bulunduğu diğer ulaşım araçları imalatı sektöründe yaşanan daralma yüzde 41 düzeylerine ulaşmış durumda. Sektörün 2010 yılında kaybı ise yüzde 7 düzeyine ulaşıyor.  

 

Türkiye’nin gözde sektörü otomotivde de gerileme özellikle, 2008 yılı dikkate alındığında yüzde 8 düzeylerinde.

 

TABLO 1. SEÇİLMİŞ SEKTÖRLERE GÖRE ÜRETİMDE GERİLEME

 

SANAYİ İSTİHDAMI KRİZ ÖNCESİNİN YÜZDE 5 GERİSİNDE

Sanayi istihdamında da kriz öncesi rakamlara ulaşılamadı. Üretim, verimlilik ve istihdam rakamlarını karşılaştırıldığında,  sanayi istihdamında kriz öncesi rakamlara ulaşılamamasının en önemli nedenlerden birini işten çıkartılan işçilerin geri alınmaması ve işverenlerin aynı işi mevcut kadrosu üzerinden daha yoğun çalışma ile gerçekleştirmeyi tercih etmesi oluşturdu.  2007 yılında sanayide çalışan her 100 kişiye karşın bugün 2010 yılında 95 kişi bulunmakta.

 

İstihdam kaybı ara malı imalatında yüzde 4.66, dayanıklı tüketim malı imalatında yüzde 5.11, enerjide yüzde 6.98, sermay
e malı imalatında yüzde 9.35 düzeyinde.

 

Tekstil sektöründe istihdam kaybı yüzde 16.15 iken, motorlu taşıt üretiminde yüzde 9.32, diğer ulaşım araçları imalatında yüzde 12.26, bilgisayar, elektronik ve optik ürünlerin imalatında yüzde 15.60, tütün imalatında yüzde 20.42. 

 

İstihdam gıda ve içeceklerin imalatı, maden ve taş ocakcılığı gibi sektörlerde ise gelişme kaydetmiş durumda. 

 

Bu verilere göre krizin istihdam üzerinde yarattığı baskılanımın devam etmekte olduğunu söylemek mümkündür.

 

REEL BİRİM ÜCRETLER GERİLİYOR

Krizin emekçilerin üzerinde yarattığı en önemli etkilerden biri ise, reel birim ücretlerin geriliyor olmasıdır. 2008 yılında reel birim ücretlerde yaşanan gerilemeye 2009 yılında kısmi ve sınırlı bir toparlanma eşlik etmiş, ancak 2010 yılında reel birim ücretlerde gerileme sürmüştür.

 

Bu gerilemenin en önemli sebebi işçinin üretkenliğinde yaşanan artış ve bu artışın istihdam artışının önüne geçmesidir.

 

İşçi başına üretkenlik 3 yıllık süre zarfında yüzde 7.53 düzeyinde yükseliş kaydetmiştir. Buna karşın üretilen değer başına reel birim ücretlerde gerilemenin yüzde 8.24 düzeyinde gerilemesi son derece düşündürücüdür.

 

Aynı dönem için sanayide verimlilik, aramalı imalatında yüzde 7.27, dayanıklı tüketim malları imalatında yüzde 17.89, dayanıksız tüketim malı imalatında yüzde 6.56, enerji sektöründe 14.57, sermaye malı imalatında 1.55 oldu. Reel birim ücretlerin gerilediği 2010 yılı içinse bu oran yüzde 8.19 olarak gerçekleşti.

 

Buna karşın, son 3 yıllık dönemde sanayide reel birim ücretlerin en fazla gerilediği sektörlerin başında yüzde 35 ile ağaç ve ağaç ürünleri, yüzde 34 ile elektirik gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı, yüzde 33 ile diğer imalatlar, yüzde 18.5 ile tekstil sektörü geldi. Otomotivde reel birim ücretlerde gerileme yüzde 13.4’ü buldu.

 

Reel birim ücretler 2010 yılında da, bir önceki yıla göre düşüş gösterdi. Buna göre enerji sektörü yüzde 11.6, sermaye malı imalatı yüzde 12.17 oranında yaşanan gerileme, toplam sanayi sektöründe reel birim ücretleri geriye çekti. Ücretlerde düşüş, tütün ürünleri imalatında yüzde 21, fabrikasyon metal ürünleri imalatında yüzde 5.21, bilgisayara, elektronik ve optik ürünleri imalatı yüzde 12 oldu. Otomotiv sektöründe yüksek verimlilik artışı ise 2010 yılı için reel birim ücretleri yüzde 14.89 geriye çekti. Verimlilik artışı teknolojik yeniliklerden daha çok, işin yoğunlaştırılmasının, fazla mesailerin, uzun çalışma sürelerinin ve esneklik uygulamalarının  (birkaç kişinin işini tek kişinin yapmasının) bir sonucu olarak görülüyor.

 

SÖMÜRÜNÜN ARTMASININ NEDENİ ESNEKLİK UYGULAMALARIDIR

Sonuç olarak, Türkiyeli emekçiler yoğun çalışma sürelerine karşın, düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Halkın sefalete itilmesi üzerinden, yaratılan zenginliğin, halka geri dönmediği açıktır. Büyük bedeller ödenerek yaratılan toplumsal servetin adil bir biçimde dağıtılması, emeklilerin, kadınların, gençlerin, işçilerin aileleri ile birlikte insan onuruna yaraşır bir biçimde yaşayabilecekleri, insancıl bir çalışma rejimine duyulan ihtiyaç her geçen gün daha fazla artmaktadır. İş cinayetlerinin, hak gasplarının gölgesinde, Türkiye dünya genelinde sendikal haklar ve özgürlüklerin en fazla kısıtlandığı ülkelerden biri durumundadır. Türkiye halkına Çin tipi bir çalışma rejimini uygun görenler, ülkeyi açık sömürü alanı haline getirmeye çalışmaktadır. Birileri sürekli zenginleşirken, diğerlerinin yoksullaştığı bir sistem ile övünülecek bir şey yoktur.

 

Esnekliğin bu denli yaygınlaştığı, istihdamın yarısının kayıtdışında olduğu, reel ücretlerin gerilediği, işsizliğin astronomik rakamlara ulaştığı bu süreçte, krizin etkileri ile mücadele diye şirketlere aktarılan kaynak hariç, ortaya konulan somut hiçbir şey yoktur.

 

Esneklik, yoğun çalışma rejimi ve işsizlik hükümet tarafından hepimize dayatılmaktadır. Türkiye halkının, adil bir gelir dağılımı ve insanca bir çalışma yaşamına ihtiyacı vardır.

 

TABLO 1

SANAYİDE REEL ÜCRETLERLE İLGİLİ DEĞİŞİM (2007/2010)

SEKTÖRLER

DEĞİŞİM

Toplam sanayi

-8,24%

ARM- Aramalı imalatı

-8,15%

DLT- Dayanıklı tüketim malı imalatı

-13,27%

DZT- Dayanaksız tüketim malı imalatı

-4,69%

E-  Enerji

-19,25%

SEM-  Sermaye malı imalatı

-3,62%

Madencilik ve taşocakçılığı

-8,72%

Kömür ve linyit çıkartılması

-9,02%

Hampetrol ve doğalgaz çıkarımı

-16,30%

Metal cevheri madenciliği

27,30%

Diğer madencilik ve taşocakçılığı

-13,48%

İmalat sanayi

-6,28%

Gıda ürünlerinin imalatı

15,05%

İçeceklerin imalatı

60,64%

Tütün ürünleri imalatı

-17,52%

Tekstil ürünlerinin imalatı

-18,50%

Giyim eşyalarının imalatı

-12,23%

Deri ve ilgili ürünlerin imalatı

-16,89%

Ağaç , ağaç ve mantarı ürünleri iml. (mob. hariç)

-35,09%

Kağıt ve kağıt ürünlerinin imalatı

-11,91%

Kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması

-0,33%

Kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı

20,86%

Kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatı

-2,41%

Temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin

-0,10%

Kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı

4,38%

Diğer metalik olmayan mineral ürünlerin imalatı

-12,38%

Ana metal sanayii

-0,37%

Fabrikasyon metal ürünleri imlalatı (makine ve teçhizat hariç)

7,47%

Bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı

-9,62%

Elektrikli teçhizat imalatı

0,61%

Başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipman imalatı

0,89%

Motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatı

-13,40%

Diğer ulaşım araçlarının imalatı

61,40%

Mobilya imalatı

-12,43%

Diğer imalatlar

-33,55%

Makine ve ekipmanların kurulumu ve onarımı

-5,88%

Elektrik, gaz,buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı

-34,55%

Kaynak: TÜİK verileri kullanılarak hesaplanmıştır

 

Veriler istihdam, üretim, brüt ücret-maaş, TÜFE verileri kullanılarak hesaplanmıştır. TÜFE verilerinde ortalama 3 aylık ortalama değerler dikkate alınmıştır.

ITUC ETUC