TÜRKİYE ILO APLİKASYON KOMİTESİ GÜNDEMİNDE…
Cenevre’de devam eden ILO Konferansı’nda, R16;Uluslararası Standartların Uygulanması Komitesi’ Türkiye’nin sendikal hak ihlalleri ve uluslararası sözleşmelere uyumsuzluk konusunda en kötü 25 ülke arasında olduğuna karar verdi. Türkiye’nin 9 veya 10 Haziran’da Aplikasyon Komitesi gündeminde görüşülmesi bekleniyor.
Türkiye’nin yani sıra Malezya, Zimbavve, Nijerya, Kamboçya, Özbekistan, Kongo, Burma, Fiji, Pakistan, Sırbistan, Sri Lanka ve Swaziland gibi ülkeler Aplikasyon Komitesi gündeminde görüşülecek.
Türkiye yıllardır çeşitli uyarı ve önerilere rağmen, imzalamış olduğu ILO sözleşmelerine uygun bir sendika yasasını yürürlüğe koymadı. AB üyelik sürecinde müzakerelerin devam edebilmesi için açılması gereken R16;Sosyal Politikalar ve İstihdam’ başlıklı fasılın açılması için yasaların ILO sözleşmelerine uygun hale gelmesi gerekiyor. Ancak ülkemizdeki sendika yasaları hala 12 Eylül Askeri Darbesi sırasında hazırlanan yasalar.
AKP, hükümete geldiği günden beri ILO Konferansları’nda çeşitli mazeretler öne sürerek reformu erteliyor. Bu yılki bahaneler, 12 Haziran seçimleri ve sendikalar arasındaki anlaşmazlıklar. İşçileri güvencesizliğe sürükleyecek, taşeronlaşmayı yaygınlaştıracak R16;Torba Yasa’yı çıkartırken sendikalardan görüş almayan, bazı sendikaları kapalı toplantılarla sessizleştiren, itiraz eden sendikaların gösterilerine gaz bombalarıyla saldıran ve davalar açan hükümet şimdi sendikaların kendi arasındaki bazı anlaşmazlıkları bahane olarak kullanıyor.
ILO kulislerinde seçimlerin ardından kurulacak yeni hükümetin sendika yasalarını değiştireceği konuşuluyor. Ancak AKP’nin 2023 yılına kadar yapılan bir planlamayı içeren seçim beyannamesinde sendika yasasının bahsi geçmiyor.
ILO Konferansında başlangıçta AKP hakkında olumlu bir hava vardı. Türkiye’nin demokratikleştiği ve yurttaş haklarının genişlediği konuşuluyordu. AKP hükümeti bu izlenimi yaymak için çok çaba sarf ediyor, uzun süredir geniş bir reklam ve halkla ilişkiler kampanyası yürütüyor.
Ancak ILO Konferansı’nın gerçekleştiği Birleşmiş Milletler binasında olumlu hava eserken Türkiye’den gelen haberler aksini söylüyordu. 3 Haziran günü aralarında Konfederasyon başkanlarının da bulunduğu 111 sendikacının 5 yıl hapis istemi ile yargılandığı dava başladı.
Emekli öğretmen ve eski Eğitim-Sen üyesi Metin Lokumcu’nun ölüm haberi geldi. Polisin orantısız güç kullanımı ve aşırı biber gazı kullanımı sonucu hayatını kaybeden Lokumcu aynı zamanda Emekli-Sen üyesiydi. Lokumcu’nun ardından yapılan gösterilere katılan 13 sendikacı gözaltına alındı ve gözaltı sırasında kötü muameleye maruz kaldılar.
ILO Konferansı’nın devam ettiği sırada gelen bu haberler Türkiye’nin “örgütlenme özgürlüğü” ve “toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkı” sınavlarından bir kez daha sınıfta kaldığını gösteriyordu.
AKP anayasa değişikliğinden bahsediyor ama anayasa değişikliğinin ardından tutuklanan DİSK/Sosyal-İş üyesi gazeteci Ahmet ŞIK ve 74 yaşındaki emekli DİSK/Bank-Sen üyesi Kemal Hamzaoğlu’nun tutuklulukları devam ediyor ve adil yargılanma haklarını kullanamıyorlar.
Sendika üyesi oldukları için işten atılan Casper, Mas-Daf, Kızılay, Bilgi Üniversitesi, Campana Deri, Bericap vb. işyerlerindeki işçilerin sorunları ILO’ya iletildi.
Emekli-Sen, Genç-Sen ve Çiftçi-Sen’e açılan kapatma davaları devam ediyor. Genç-Sen duruşması 14 Haziran günü yani Çalışma Bakanı’nın ILO’da Genel Kurul’a hitap edeceği gün 2009 yılından beri açıklanmayan istatistikler nedeniyle DİSK/Limter-İş ve DİSK/Dev Sağlık-İş sendikalarının TİS hakları gasp edilmiş durumda.
Hükümet bahanelerle yasaların değişmesini ertelerken işverenler ve bazı sendikalarda boş durmuyor.
Bazı işverenler diyor ki; Türkiye’de ILO sözleşmeleri uygulanırsa işsizlik artar, sermaye yurtdışına kaçar. Çünkü sermaye Türkiye’de işçilik ucuz diye sendika yok diye geliyor. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi, işsizliği gösterip sigortasız ve insanlık dışı çalışma koşullarına ikna etmek istiyorlar.
Bazı sendikalar ise statükoyu korumak adına ILO Sözleşmeleri’nin hayata geçmesini engellemeye çalışıyorlar. Yüz binlerce işçinin sendikasız ve düşük ücretlerle çalışmasına neden oluyorlar.
İnanıyoruz ki Türkiye işçi sınıfı, ücretli kölelik zincirlerini kıracaktır. İnsan onuruna yakışan iş koşulları, nitelikli bir sosyal güvenlik sistemi ve onurlu bir emeklilik hakkı için sendikalarda örgütlenerek mücadele etmeye devam edeceğiz.
İnsanca yaşanılabilir ve demokratik bir ülke olmanın temel adımlarından biri ILO Sözleşmelerine uygun bir sendikal yaşama kavuşmaktır. AKP hükümetini, işveren örgütlerini ve diğer sendikal konfederasyonları Türkiye’nin ILO standartlarına ulaşması için adım atmaya davet ediyoruz.