Image Map

TOBB, EMEKÇİNİN ÖRGÜTLENME İRADESİNDEN ELİNİ ÇEK!..

TBMM’de görüşülmekte olan Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı görüşmeleri sürerken, ILO normlarına uygun bir yasanın çıkarılmaması için aylardır çalışma yürüten TOBB’u protesto etmek amacıyla DİSK, 8 Eylül 2012 Pazartesi günü TOBB İstanbul Hizmet Binası önünde kitlesel bir protesto eylemi gerçekleştirdi.

“AKP-TOBB-YANDAŞ KONFEDERASYONLAR ELELE, İŞÇİYE VE GERÇEK SENDİKACILIĞA BARAJ KURUYORLAR!” pankartıyla Levent Metro İstasyonu’ndan TOBB önüne kadar sloganlarla yüründü. DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu eylemde yaptığı konuşmada “Çağdaş bir anayasa istiyoruz’ diyen TOBB, çağdışı bir sendika yasasını, yani işçileri ebediyen örgütsüz, işverenler karşısında boynu bükük, hak mücadelesinde kolu kanadı kırık bırakmak isteyen sendikal barajları şevkle savunmaktadır. Sendikalar yasası bir sendikasızlaştırma yasası haline getirilmektedir. TOBB sendikal haklardan elini çekmelidir! Demokrasiye, emeğin haklarına saygı duymalıdır” dedi.

 

DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu’nun, TOBB’u protesto eyleminde yaptığı açıklama:

TOBB, EMEKÇİNİN ÖRGÜTLENME İRADESİNDEN ELİNİ ÇEK!

 

Türkiye demokrasi tarihinin en karanlık günlerinin kapılarını açacak bir yasa tasarısı TBMM’de geçtiğimiz hafta görüşülmeye başladı. 6,5 milyon işçi için, yani tüm kayıtlı ücretli çalışanların yüzde 58’i için fiili toplusözleşme yasağı anlamına gelen bu yasa tasarısı sendikal örgütlülüğü ortadan kaldırmak için hazırlandı. 12 Eylül askeri cuntasından miras alınan ve dünyanın hiçbir ülkesinde karşılığı olmayan, işçi-işveren ilişkisine devletin müdahale etmesi anlamına gelen sendikal barajların arkasına sığınmak isteyenler var. Hem de bunu demokrasi, çağdaşlık maskesi adı altında yapmak istiyorlar.

 

Varlığının bile tartışılmasının demokrasi açısından ayıp sayılması gereken sendikal barajlar ile emekçilerin toplusözleşme yapacak sendika bulamaz hale gelmesi isteniyor. Eğitim, sağlık, ticaret, inşaat, ulaştırma, basın gibi kritik sektörleri de kapsayan 8 işkolu için yetki konusu sendikal yasağa dönüşüyor. Yani bu yasanın çıkmasından sonra bu sektörlerde çalışan insanlar sendikalaşmak anayasal haklarını kullanmak istediklerinde, kendileri için toplusözleşme yapacak sendika bulamayacaklar.

 

Yüzde 10’luk barajı yüzde 3’e indiriyoruz maskesi altında, sektörel birleşmeler, güvenilirliği tartışmalı  SGK verileri, yüzde 10 barajı ayıbından kurtulmak için saklanan gerçek sendikalı oranları ile baraj kimi sektörlerde 2-3 katına çıkartılıyor. 50 yetkili sendikadan 29’u yetkisiz bırakılmak isteniyor. Bilinmelidir ki, bu baraj sendikaların değil, işçilerin, emekçilerin örgütlenme iradelerine karşı korunmaktadır.

 

Toplusözleşme hakkının gaspına konu olacak olan yasal düzenlemeler, siyasal iradenin basiretsizliği kadar, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ortaya koyduğu evrensel normlara, tabi olmaya direnç gösterme konusundaki hevesinin de sonucudur. Barajsız, yasaksız, noter şartsız bir sendikalar yasası, Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası sözleşmelerin gereğidir. Demokrasinin ve özgürlüklerin gereğidir. Ancak mutabakat adına 12 Eylül generallerinin apoletlerinin arkasına saklananlar bu süreci istedikleri biçimde şekillendirmek gayretindedirler.

 

Üstüne üstlük üye işyerlerinde sendikal örgütlenmenin yanından geçmediği, sendikal örgütlenmeyle ilgisi olmayan Türkiye Odalar Borsalar Birliği de, bu sürece taraf olma, müdahale etme hakkını kendinde bulmaya başlamıştır. Sendikal hak ve özgürlükleri tanımlarken, sendika düşmanlığı sabit bir yapının bu görüşmelerde ne işi olabilir. 3 işçi ve 1 işveren sendikaları konfederasyonu, yani sendikal örgütlenmenin tarafları arasına bu yapı, hangi anlayış ve amaçla sokulmuş, bu kurumun daha önce oluşmuş olan kısmi mutabakatlara müdahalesine izin verilmiştir.

 

“Çağdaş bir anayasa istiyoruz” diyen TOBB, çağdışı bir sendika yasasını, yani işçileri ebediyen örgütsüz, işverenler karşısında boynu bükük, hak mücadelesinde kolu kanadı kırık bırakmak isteyen sendikal barajları şevkle savunmaktadır. Sendikalar yasası bir sendikasızlaştırma yasası haline getirilmektedir.

 

TOBB, tarafı olmadığı, tersine yok etmek istediği evrensel bir hakkın parçası kılınmıştır. Barajın yükseltilerek sendikal hakların önüne geçilmesinde baş aktör konumuna yükselmiştir. TOBB insanların anayasal haklarını kullanmanın önüne bariyer koyma gayretinden bir an önce vazgeçmelidir. Türkiye’nin demokrasi siciline bir kara daha çalmak anlamına gelen bu hevesinden bir an önce geri durmalı ve sendikalaşma hakkına saygı duymayı öğrenmelidir.

 

TOBB Türkiye’yi ağır çalışma koşullarının yürütüldüğü sanayi devriminin ilk yıllarına götürmek istemektedir. 200 yıl öncesinin çalışma koşullarını bu ülkeye dayatmak, işçilerimize dayatmak olsa olsa gericiliktir, demokrasi, emek düşmanlığıdır.

 

Buradan ilan ediyoruz, TOBB bu tutumunda ısrar ederse gerek yurtiçi gerekse uluslararası ölçekte kendilerine karşı etkin bir mücadele yürüteceğiz. Bu kurumun demokrasi düşmanlığını tüm dünyaya duyuracağız.

 

TOBB sendikal haklardan elini çekmelidir!

Demokrasiye, emeğin haklarına saygı duymalıdır.

 

 

 

ITUC ETUC