Image Map

HERKES TAŞERON İŞÇİSİ OLUYOR, KADROYA GEÇMEK HAYAL OLUYOR!

DİSK Genel Başkanı Erol Ekici’nin, hükümetin taşeronlaştırma politikalarına ilişkin açıklaması:

 

HERKES TAŞERON İŞÇİSİ OLUYOR, KADROYA GEÇMEK HAYAL OLUYOR!

 

·        YAPILMAK İSTENEN DÜZENLEME ASIL İŞİNDE TAŞERONA VERİLMESİDİR. BUNUN ANLAMI HERKESİ TAŞERONA MAHKUM ETMEKTİR!

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, tarafından alt işverende çalışan işçilerin sorunlarını çözmek gerekçesi ile başlatıldığı kamuoyuna duyurulan çalışmalar, bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından köleliğe benzetilen taşeron işçiliğini yaygınlaştırma amacı taşımaktadır.

 

Bu yapılırken de taşeron işçilerinin yasal olarak zaten var olan haklarının uygulanmaması gerekçe gösterilmektedir. Taşeron sistemi, işverenler tarafından emek maliyetlerini aşağıya çekmek, işçi ile ilgili sorumluluklardan kaçmak amacıyla oluşturulmuş, kuralsızlığın, esnekliğin, güvencesizliğin zeminidir.

 

En büyük işveren olarak devletin ve özel şirketlerin hızla taşeron sistemine yönelmelerinin nedeni budur. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre taşeron işçi sayısı AKP hükümeti döneminde 4 kat artarak 1,5 milyonu geçmiştir. Dolayısıyla kurallı çalışmadan, yasal düzenlemelerden kaçısın aracı olarak yaygınlaştırılmak istenen bir sistemin “iyileştirilebilmesi” mümkün değildir.

 

Eşyanın tabiatına aykırıdır. Taşeronluk, iş cinayetlerini, eksik ücretleri, yatmayan maaşları, ödenmeyen sigorta primlerini, kullandırılmayan ücretli izinleri, yasal çalışma sürelerinin çok üzerinde ücretsiz çalışma sürelerini temsil etmektedir. Devlet, işveren tarafından bu gidişata göz yummaktadır.

 

Sermaye örgütlerinin uzun zamandan beri en büyük talebi taşeron uygulamasına yönelik konulan sınırlandırılmaların bütünüyle kaldırılmasıdır. Hükümet boyalı laflarla, bir yandan yasaları uygulamadığını itiraf ederken, öbür yandan işçilerin kazanılmış haklarına saldırmaktadır.

 

1) Taşeronluk ile ilgili yapılmak istene düzenlemelerin temel amacı, taşeronluğu yardımcı işler ve asıl işlerin bir bölümü için tanımlayan sınırlandırmayı ortadan kaldırarak, bütün işçileri taşeron işçisi haline getirecek bir düzenlemeyi hayata geçirmektir. Bakan Çelik İş Yasası’nın 2. maddesinde yer alan asıl işlerin taşerona verilebilmesi için aranan “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenle uzmanlık gerektirme” koşulunun değiştirilmesini bu amaçla tartışmaya açmıştır. Bunun anlamı herkesin taşeronda çalışmasının, modern işçi simsarlığı adı verilen çalışma bürolarının hayata geçirilmesidir. Alt işverenlik tanımı karışık derken amaçlanan budur.

 

2) Yine yapılmak istenen İşçilerin “muvazaa”lı yani hileli bir şekilde taşeronda çalışması halinde, taşeron işçilerinin asıl işverenin işçisi haline gelebilmesine dayanak sağlayan düzenlemenin kaldırılması amaçlanmaktadır. Bu amaçla İş müfettişlerinin elindeki yetki alınmak istenmekte, yasa tanımazlık yasayla meşru hale getirilmeye çalışılarak, işçinin başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi yani kadrolu işçi sayılması engellenmek istenmektedir. Bu taşeron işçi için kadroya geçmenin hayal olacağı anlamına gelmektedir.

 

3) Aynı işyerinde fakat farklı işverenler tarafından çalıştırılan ve açıkça işçilerin yasal olarak kazanılmış haklarını yok sayan yasa dışı uygulamalar, taşeronlaşmayı yaygınlaştırmayı amaçlayan yukarıdaki düzenlemeye gerekçe haline getirilmektedir. Hak edildiği halde kıdem tazminatının ödenmemesi, yıllık ücretli izin hakkının kullandırılmaması, ücretlerin tam ve düzenli yatmaması yasa dışı uygulamalardır. Bu uygulamalar işçilerin hukuksal ve örgütsel mücadeleleri ile aşılmaktadır. Bakanlık yasa dışı uygulamalar var diyeceğine, yasaları uygulayacak tedbirleri almalıdır.

 

4) İşçilerin kıdem tazminatı hakkı mevcut yapı ve süreler dikkate alınarak güvence altına alınmalıdır. Kıdem tazminatı işten atılma dahil pek çok durumda alınabilmektedir. Fon sistemi ile amaçlanan kıdem tazminatını işverenlerin üzerinden alarak, yararlanma sürelerini düşürmek, işçilerin kazanılmış hakkını ortadan kaldırmak, yararlanmaya 10-15 yıllık sınırlandırmalar getirmektir. Bir yıla bir brüt maaş şeklindeki mevcut yapı, üç yıla 1 aylık brüt maaş şeklinde düzenlenmek istenmektedir. Bu kabul edilemez. Sorunu çözmek için her koşulda kıdem tazminatının işveren tarafından ödenmesini sağlayacak yaptırımlar getirilmelidir. Kıdem tazminatı her koşulda ödenmelidir.

 

5) iş cinayetleri birbiri ardına taşeron firmalarda çalışan işçileri bulmaktadır. Bunun son örneği Samsun Eti Bakır İşletmesi’nde yaşanmıştır. 300 ton ağırlığındaki tankın kapağı montaj sırasında işçilerin üzerine düşmüştür. Amacı zaten emek maliyetlerini düşürmek amacı ile kuralsız ve denetimsiz çalışmanın olanaklarını sağlamak olan taşeron sistemi, iş cinayetlerinin birincil sorumlusudur. Taşeron sistemini savunmak cinayeti savunmaktır.

 

6) Taşeron sistemi sendikal örgütlülüğün önünü kesmek için de kullanılan bir araçtır. Sendikalarımızın etkin çabası ile örgütlenen taşeron işçilerinin haklı mücadelesinin önü kesilmek istenmektedir.

 

Konfederasyonumuz, taşeron sisteminin güvencesiz, esnek, kuralsız çalışmanın, iş cinayetlerinin, sendikasızlaştırmanın, yasaları ve hakları yok saymanın adı olduğunu her fırsatta gündeme getirmektedir. Yapılmak istenen çalışma hayatını cehenneme çevirmektir. Bunu yaparken de taşeron işçilerin umutları ile oynanmaktadır. Kadrolu, güvenceli, sendikalı çalışmayı ortadan kaldırmaya yönelik bu girişimlere karşı, taşeron-kadrolu tüm işçileri duyarlı olmaya davet ediyoruz.

 

Türkiye’nin Taşeron cumhuriyetine dönüşmesine geçit vermeyeceğiz.

 

 

ITUC ETUC