Ülke yangın yerine dönmüş durumda!
Ülkemizde birbiri ardına yaşanan işyerlerindeki patlamalarla ilgili olarak DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve İSİG Daire Başkanı Seyit Aslan’ın yaptığı açıklama:
ADANA FABRİKA YANGINLARI… DERİNCE LİMANINDA TMO SİLOLARINDA PATLAMA… ÇERKEZKÖY KİMYA FABRİKASINDA YANGIN…
ÜLKE YANGIN YERİNE DÖNMÜŞ DURUMDA!
7 Ağustos 2023 sabah saatlerinde Adana’da bir geri dönüşüm fabrikasında başlayıp 18 fabrikayı etkileyen yangından sonra 14.55 saatlerinde derince limanında tahıl tozu patlamasıyla devam eden ve devamında 15.30 sularında Çerkezköy’de bir kimya fabrikasında yangın… Ülke her şeyiyle yangın yeri…
Her üç vakanın da büyük endüstriyel kaza kategorinde yer aldığını açıkça ifade edebiliriz.
2 Mart 2019’da yayınlanan BÜYÜK ENDÜSTRİYEL KAZALARIN ÖNLENMESİ VE ETKİLERİNİN AZALTILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK’te Büyük endüstriyel kaza tanımı, “Bu yönetmelik kapsamındaki herhangi bir kuruluşun işletilmesi esnasında, kontrolsüz gelişmelerden kaynaklanan ve kuruluş içinde veya dışında insan ve/veya çevre sağlığı için anında veya daha sonra ciddi tehlikeye yol açabilen bir veya birden fazla tehlikeli maddenin sebep olduğu büyük bir yayılım, yangın veya patlama olayını” ifade eder biçiminde yapılmıştır.
İlgili yönetmelikte amaç maddesi büyük kazaların önlenmesine dair usul ve esasları belirlerken, işletmecilerin genel yükümlülüklerini belirleyen 6. Maddesi “…mevzuatta belirtilen yükümlülüklere ilişkin gerekli tüm tedbirleri almakla yükümlüdür.” demektedir.
Buradan hareketle, başta TMO patlaması olmak üzere diğer yangınların bu yaklaşımlar çerçevesinde ele alınması bir gereklilik olmaktadır…
Ama özellikle bu kazaların içinde Derince limanında bulunan TMO’nun tahıl silolarında büyük ve etkili bir patlama gerçekleşmiş ve sonucunda 3’ü ağır 12 yaralı oldu olmasından dolayı öncelikli olarak ele alınması önemli olmaktadır. Bu patlamanın öncelikli ele alınması diğer yangınların göz ardı edildiği anlamına gelmemektedir.
Zira tahıl tozunun bu büyüklükte ve şiddet bir patlama ile açığa çıkması bir ilk olma özelliğini kamuoyunun önüne koymuştur.
Büyük endüstriyel kaza kategorisinde değerlendirilen tahıl tozu patlaması, doldurulurken ya da boşaltılırken, ortamda tahıl tozlarının yeterli bir yoğunluğa geldiğinde ve ateşleyici dışsal bir etkenin bulunması neticesinde patlamaların yaşanmasıdır. Dünya ölçeğinde örnekleri bulunduğunu ifade etmek gerekmektedir.
Dolayısıyla büyük kazaların önlenmesine ilişkin büyük kaza senaryo dökumanı hazırlanmış mıdır? Büyük kaza önleme politika belgesi ile ilgili, güvenlik yönetim sistemini dikkate alarak büyük kaza önleme politika belgesini hazırlanmış veya hazırlatılmış mıdır?
Yine, yönetmeliğin işaret ettiği çerçevede bir güvenlik raporu hazırlamış ya da hazırlatılmış mıdır ve kuruluşta buna dair muhafaza edilme işlemi yapılmış mıdır?
Acil durum planları hazırlanmış,güncel ve muhafaza edilmiş midir ?
Diğer yandan, yine önemle belirtmek gerekir ki; Nisan 2013 tarihli “ÇALIŞANLARIN PATLAYICI ORTAMLARIN TEHLİKELERİNDEN KORUNMASI HAKKINDA YÖNETMELİK” “Patlamadan Korunma dökümanı” hazırlama görevinin işverende olduğunu belirtmiştir.
Bu çerçevede ele alındığında ATEX (Patlamadan Korunma Dökümanı) direktifleriyle bağlantısı ele alınmak durumundadır. Çünkü işyerinde patlayıcı ortam oluşma ihtimali, kalıcılığı, statik elektrik, diğer tutuşturucu kaynaklar ve bunların aktif hale gelme olasılıkları gözden kaçırılmaması gerekmektedir. Yine, tesisin durumu, kullanılan maddeler, bunların karşılıklı etkileşimleri, olası patlamanın büyüklüğü ve bunun yaratacağı etki, patlama riski her şey değerlendirilmek zorundadır. Çalışanlar, çevresel durum ve üretim alanı bir bütün olarak ele alınmak durumundadır.
Yani bu tür işletmelerde işverenler “Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunması Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde önlemleri noksansız almak durumundadırlar.
İşletme yaptığı işin yarattığı tehlike ve risklere uygun, alınması gereken ana önlemlerin içinde “Patlamadan Korunma Dökümanı”nı hazırlanmış mıdır, ya da o işyerinin/çalışma alanının gereklerine uygun olarak yapmış mıdır? Bu önemli dökümana uygun tehlike ve risk değerlendirmelerini yapmış, çalışanlarını bu patlayıcı üretimine uygun eğitimden geçirmiş ve onlara patlayıcı ortamlarda alınması gereken önlemleri anlatmış ve özel kişisel koruyucu donanımı sağlamış mıdır?
Her kazadan sonra bu hayati dokümanlar değiştirilmiş ve geliştirilmiş buna uygun tedbirler alınmış mıdır? Muhtemel bu dökümanların hazırlanması söz konusudur. Ama gelişen durumlar, tahıl tozu patlamasına dönük gerekli özen, dikkat ve yenilenme de eksikliklerin olduğu gözden kaçmış görünmektedir. Aksi takdirde, zaten bu patlama olmaz bu büyük şaşkınlık yaşanmaz bu yaralanmalar gerçekleşmezdi…
Sonuçta, her yerde, her sektörde, 2012 yılından günümüze, yapılan değişikliklere bakıldığında İSİG alanında düzenleme ya gevşetilmiş ya belirsiz hale getirilmiş ya da sürekli ötelenmiştir. 8 yılda 6331 sayılı yasada yapılan küçük büyük değişiklik 40’ı bulmuştur.
Başta tahıl tozu patlaması yaşanan Derince limanı kazası olmak üzere son dönem ve bugün yaygın fabrika yangınları göz önünde bulundurularak, büyük endüstriyel kazaların önlenmesine ilişkin hızla düzenlemelerin yapılması, denetimlerin kamusal bir anlayış içinde yaygınlaştırılması, önlem almayanların insana, doğaya ve çevreye vereceği potansiyel zararları da hesaba katan, gerek işletmeler düzeyinde, o işletmeler özgün tehlike ve risklerine göre, gerekse de genel olarak, kamusal bir işçi sağlığı iş güvenliği anlayışı hızla yaşama geçirilmek durumundadır.
Bunun için sendikaların, meslek oda ve birliklerinin bu politikalarda etkin rol alması olmazsa olmaz önemdedir. Toplumsal bir denetim mekanizması olarak işlev görmeleri için katılım, politika üretme müdahil olma araçlarının geliştirilmesi zorunluluktur.
Ve son olarak, ülkemizde bir İSİG sisteminin kurulması için sendikalar, meslek oda ve birlikleri ve üniversitelerin içinde olduğu özerk-demokratik bir kurumsal yapı oluşturulması konusunda etkili bir mücadele verilmesi kaçınılmazdır.