Image Map

Türkiye’nin dört bir yanında yüz binlerce emekçi yolsuzluk bütçesine karşı greve çıktı…

KESK’in “Bütçeden hakkımız istiyoruz” çağrısıyla gerçekleştirdiği uyarı grevinde, İstanbul’da emekçiler Sirkeci Garı önünde ve Çapa Tıp Fakültesi önünde toplanıp Beyazıt’a, İzmir’de Basmane Meydanı’nda toplanarak Konak Meydan’a  yürüdü. Ülkenin dört bir yanında gerçekleşen grev eylemlerinde kamu emekçileri yolsuzluk operasyonunda Halkbankası müdürü ve bakanların çocuklarının evlerinde içlerinde para bulunan ayakkabı kutularını taşıdı ancak bir farkla, kutular boştu. Boş ayakkabı kutuları İstanbul Beyazıt ve Sirkeci’de Halkbankası önüne bırakıldı. Eylemler boyunca emekçileri güvencesizleştirip, yoksulluğa mahkum eden AKP iktidarının halkın parası ile beslediği çıkar ağları teşhir edildi. Emekçiler “Savaşa, yolsuzluğa, rüşvete değil emekçiye bütçe”, “Hırsız var”  sloganlarıyla yürüdü.

***

Ankara’da ayakkabı kutuları taşıyıp, “Hırsızlar istifa” sloganı atan emekçiler,  “Savaşın, rantın ve sömürünün bütçesini kabul etmiyoruz” dediler. KESK’in “Emek için, halk için bütçe” talebiyle gerçekleştirdiği grev, Ankara’da birçok işyerinde etkili oldu. Sabah saatlerinde iş bırakan kamu emekçileri, sendikalarının belirlediği noktalardan Kolej Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdiler.

Eyleme DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, milletvekilleri, emek ve meslek örgütü temsilcilerinin yanı sıra, çeşitli kitle örgütleri, siyasi çevreler ve sol siyasi partiler katıldı.

Bakanların ve bürokratların karıştığı yolsuzluk skandalına tepkilerini “Hırsız var” diyerek gösteren emekçiler, skandalın simgesi haline gelen ayakkabı kutularıyla eyleme katıldılar.

Kolej Meydanı’nda bir araya gelen kamu emekçileri, buradan Ziya Gökalp Caddesi boyunca Kızılay’a doğru yürüdüler. Polis cadde üzerinde barikat kurarken, KESK’liler Çankaya Belediyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

KESK Genel Başkanı Lami Özgen, “Söz konusu emekçiler olunca 800 lira ile geçinilebileceğini söyleyenler milyon dolarları para makineleriyle sayıyorlar. İktidar kavgasına tutuşanlar birbirlerini ifşa etmeseler de bizler ülkenin dört bir yanından buram buram gelen yolsuzluk, rüşvet ve her türlü kirliliğin kokusunu zaten alıyoruz” diye konuştu.

Özgen, “İktidar kavgasını verenlerin bilek güreşini seyretmeyecek, geleceğimiz üzerinden hesaplar yapılmasına izin vermeyeceğiz. Babalar ve Oğulları Cumhuriyeti değil, demokratik bir Cumhuriyet kuruluncaya dek mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana işsizlik, yoksulluk ve güvencesizlikten başka bir şey getirmediğini belirten Özgen ayrıca “Bugün 19 Aralık, devletin 28 devrimciyi katlettiği günün yıldönümü. Aradan geçen 13 yıla rağmen katiller hala cezalandırılmadı. Bu utancın sorumluları derhal cezalandırılmalıdır” dedi.

***

İstanbul’da Sirkeci Garı ve ÇAPA Tıp Fakültesi önünde buluşan KESK üyeleri, sendikalar, demokratik kitle örgütleri iki ayrı koldan Beyazıt Meydanı’na doğru yürüyüşe geçtiler. Vapurlarla  Sirkeci’ye gelen emekçiler yanlarında boş ayakkabı kutuları getirdiler. Sirkeci Garı’nın önünde grev halayı çeken emekçiler 11:30′da 1 dakika boyunca “Faşizme karşı omuz omuza” sloganı attılar. Halkbank’ın önünden geçerken “Hırsız var” diye bağıran ve ayakkabı kutularını bankanın önüne bırakan emekçiler, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün kapısına da “Hırsız var” yazılı döviz astılar.

İki koldan Beyazıt Meydanı’na giren kamu emekçileri, mitinge başlarken grev gününün 19 Aralık katliamı, Maraş katliamı, 6. Filo’nun denize dökülmesi ve KESK’e yönelik operasyonların yıl dönümü olduğunu hatırlattılar. Ardından emek ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşu yapıldı.

KESK adına basın açıklamasını okuyan Genel Sekreter İsmail Hakkı Tombul’un konuşmasında yolsuzluk operasyonu ve 2014 bütçe görüşmeleri öne çıktı. Tombul, 2014 bütçesine itiraz ettiklerini, bu bütçenin yolsuzluk ve savaş bütçesi olduğunu söylediklerini hatırlatarak, “İki gün önce yapılan operasyon bu söylemimizi doğruladı. Kokuşmuşluk gün yüzüne çıktı. Ülkenin kaynaklarının nasıl hortumlandığını gördük” dedi. Halkbankası Müdürünün evinde ayakkabı kutuları içinde çıkan dolarları hatırlatan Tombul, “Biz çocuklarımıza ayakkabı alamazken, onları paraları boş ayakkabı kutularına dolduruyorlar” diye konuştu. 2014 bütçesinin savaş bütçesi olduğunu dile getiren Tombul, yolsuzluğa, hırsızlığa ve savaşa karşı mücadele etmeye devam edeceklerini kaydetti.

Tombul’dan sonra söz alan DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu sermaye ve onun iktidarının, işçi ve emekçilerin hakkını gasp etmek için yeni düzenlemeler yaptığını söyledi.

Yolsuzluk operasyonuyla yağma ve rant düzeninin gerçek yüzünün ortaya çıktığını da kaydeden Çerkezoğlu, “Yaşananlar basit bir rant paylaşımının ya da iktidar içi bir çatışmanın ürünü değil; iktidar paylaşım savaşının ta kendisidir. Burda çatışanlar yıllardır emek karşıtı politikaların, Gezi Direnişi’nin kanla bastırılmasının ortak sorumlularıdır. Biz bu dalaşın ne seyircisi olacağız, ne de bu dalaşa dahil olacağız. Biz sokakta, yağma ve talan politikalarına karşı emeğin temiz disipliniyle yürüyüşümüze devam edeceğiz. Onların kokuşmuş düzenini emekçiler mücadele ile yıkacak” dedi.

Genel Sekreterimiz Dr. Arzu Çerkezoğlu’nun konuşmasından sonra TTB ve TMMOB adına açıklamalar yapıldıktan sonra miting halaylarla sona erdi.

***

Genel Başkanımız Kani Beko’nun KESK eylemine ilişkin yaptığı destek açıklaması:

Değerli Kamu Emekçileri,

Türkiye işçi sınıfı ve emekçiler olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Bu zorluğun başlıca nedeni hak, hukuk tanımaz bir hükümetin yönetimi altında yaşıyor olmamızdır.

Hep beraber yaşıyoruz: Bakanların, bakan çocuklarının büyük devlet kuruluşlarının yöneticilerinin isimlerinin karıştığı büyük bir yolsuzluk ortaya saçılmış durumda. Ancak ne yazıktır ki, bu yolsuzluk bile olağan hukuk yollarından değil bugüne kadar iktidar nimetlerini paylaşan, iktidara birlikte yürüyen bir iktidar bloğunun içindeki çatlağın büyümesinden ortaya çıkıyor.

Aslında bu tablo ülkemizin ve ülke kaynaklarının nasıl yönetildiğini gözler önüne seriyor. Hukukun, hukuk devletinin, bağımsız yargının, özgür medyanın ortadan kaldırıldığı ve iktidara hatta tek bir kişiye bağlandığı bir olağan dışı, hukuk ve demokrasi dışı bir dönemi yaşadığımız gün gibi ortadadır.

İşte bu koşullarda, ülkemizdeki kırık dökük demokrasiyi bile mumla aradığımız bir dönemde, otoriter yönetime doğru yuvarlandığımız bir dönemde mevcut rejimin karanlıkta kalan yönleri, yolsuzlukları ortaya çıkmaya başlıyor.

Bu ülkenin duyarlı yurttaşları, emek örgütleri, ilericileri, aydınları olarak baştan beri bu durumu biliyoruz. Emekçi ve yoksul halkın gözüne çekilen perdenin, yalandan, boş ve sahte umutlandırmaların arkasındaki gerçekleri bizler zaten biliyoruz.

Şimdi bu gerçekleri milyonlarca emekçiye anlatma zamanıdır. Umudu yeniden dirilterek, halkın gözüne çekilen perdeleri indirmenin, sahte umutların yerine gerçek mücadeleyi koymanın zamanıdır.

Türkiye işçi sınıfının yaratıcı, üretken ve mücadeleci bir kesimi olarak yıllardır sendikal haklarınız için KESK’in önderliğinde kararlı bir mücadele veriyorsunuz.

Sendikal haklarınız verilmiş gibi gösterilerek toplum uyutulmaya çalışıldı. Ama evrensel ölçülerde ne toplu sözleşme hakkınız ne de grev hakkınız var. Bunun sonucu olarak bugün sizleri sahte sendikalarla kapalı kapılar ardında yapılan sahte toplu sözleşmelerle sınırlandırmaya çalışıyorlar. İktidar bloğunun sahte sendikaları eliyle kamu çalışanlarının direne direne kazandıkları meşru mevziler, kazanımlar unutturulmaya çalışılıyor; kamu çalışanları verilenle yetinmeye, şükretmeye zorlanıyor.

Ama KESK var; ama KESK’in kararlı, mücadeleci emekçileri var… Bunu unutuyorlar.

Kamu emekçilerinin yaşadıklarını işçiler de kendi cephelerinde aynen yaşıyorlar. Emeğin değerini düşürmeyi kendine hedef olarak koymuş bu iktidar, işçi sınıfının kıdem tazminatlarını sermayeye kazanç yapmak, kendilerine kaynak yaratmak için fon yönetimine terk etmeyi düşünüyor.

Taşeronluğu kalıcı hale getirerek kurumsallaştırmayı planlıyor, taşeron işçiliğini yaygınlaştırmayı istiyor.

Bütün bu girişimlere karşı hepinizin bildiği gibi DİSK olarak ülke çapında bir direniş örgütlemeye çalışıyoruz.

Bu mücadelede KESK’in yanı sıra emek örgütleri, emekçi dostları, meslek odaları bizimle dayanışma içinde, bizlerle el ele kola vermiş durumdadır.

Hepsine buradan teşekkür ediyorum.

Değerli kamu emekçileri,

Direne direne mücadeleyi bugünlere kadar el birliğiyle taşıdık… İşçi sınıfının bayrağını yere düşürmedik, gerçek bir demokrasinin nasıl olması gerektiğini bu toplumu ileriye taşıyacak toplumsal güçlerin hafızasına kazıdık… Emekçi sınıfın taleplerini netleştirdik, düşüncelerimize mücadele içinde berraklık kazandırdık.

Şimdi mücadelemiz yeni bir safhaya doğru evriliyor… Artık mücadele ederek kazanmayı hedeflemeliyiz.

Birlikte direnerek, birlikte mücadele ederek işçi sınıfının, emekçi sınıfların taleplerinin gerçekleşmesini hedeflemeliyiz.

Kamu çalışanlarının bugünkü grevini bu duygularla DİSK adına selamlıyorum.

YAŞASIN SINIF DAYANIŞMASI

YAŞASIN TÜRKİYE İŞÇİ SINIFI

DSC_0017DSC_0036 kesk-meydanistanbul DSC_2277 DSC_2264 DSC_0123 DSC_0068keskgrevizmir keskkocaeli

ITUC ETUC