Image Map

Tam kapanma yok, sınıf ayrımcılığı var!

İşçi sınıfının çoğunluğu için tam kapanma yok, kapanma kapsamındakiler için gelir güvenesi yok!

Covid-19 pandemisi kapsamında alındığı ilan edilen yeni önlemlere dair DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu’nun açıklaması 

Hükümet 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’dan itibaren 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’e kadar sürecek olan “tam kapanma” dönemine geçildiği açıkladı. Ancak getirilen 42 istisna ile başta sanayi ve inşaat işçileri olmak üzere çok sayıda zorunlu olmayan mal ve hizmet üretiminde çalışan milyonlarca işçi, emekçilerin çoğunluğu çalışmaya devam edecek. “Tam kapanma” iddiası gerçek dışıdır.

İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan tam kapanma genelgesine göre “Üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar” tam kapanmadan muaf tutuldu. Böylece sanayi işçileri çalışmaya devam edecek. Metal işçileri, kimya işçileri, lastik işçileri, inşaat işçileri, tekstil işçileri, toprak işçileri çalışmaya devam edecek. Hizmet sektörünün önemli bir bölümü de çalışmaya devam edecek. Salgında hergün yüzlerce yurttaş ölürken inşaatların çalışması hangi akla hizmettir? Acil olmayan sanayi üretimi hangi akla hizmettir?

Hükümet sermeyenin çıkarlarını halkın, işçinin çıkarlarından üstün tutmaktadır. Hükümet “çarklar dönsün, ölen ölsün” zihniyetini sürdürmektedir. İşçiler servisler veya toplu taşıma ile işe gidecekler, yan yana çalışacaklar ve birlikte yemek yiyecekler. Bu akıl almaz bir tutumdur. İnsafsız bir tutumdur. İşçileri virüsle baş başa bırakarak tam kapanma olmaz. İşyerlerinde ciddi vaka artışlarının görüldüğü bir ortamda tam kapanma iddiası adı altında işçileri salgınla baş başa bırakmak kabul edilemez.

Tam kapanmadan muaf tutulan işlerin pek çoğu temel ve zorunlu işler değildir. Tam kapanma için çarklar durmalı, üretim durmalı, zorunlu, temel ve acil mal ve hizmet üretimi dışında tüm üretime ara verilmelidir. Çalışması zorunlu olan işçiler için ise dönüşümlü, seyreltilmiş ve kısaltılmış mesai uygulaması yapılmalıdır.

Bu nedenlerle “tam kapanma” söz konusu değildir. Tam kapanma adı altında alınan önlemlerin pek çoğu sermayenin çıkarlarını gözetir niteliktedir. Hükümet kısmi ve sınırlı kapanma önlemlerini tam kapanma diye sunmakta ve kamuoyunu yanıltmaktadır. İşçilerin çalıştığı bir “tam kapanma” adil değil, eşit değil, hukuka ve akla uygun değildir. Başta sanayi ve inşaat işçileri olmak üzere milyonlarca işçi virüsle baş başa bırakılmış, ölüme terkedilmiştir.

Böylece salgın yönetimi açıkça bir sınıf ayrımcılığına dönüşmüştür.

Öte yandan bu kısmi kapanma döneminde çalışamayacak durumda olan emekçilerin geçimi ve geliri ise belirsizdir.

17 Mayıs’a kadar sürecek kısmi kapanma sırasında çalışanların ve dar gelirli yurttaşların geçimlerini sağlayacak ve gelir kaybını önleyecek nakit desteklerin sağlanması zorunludur. Nakit sosyal destek olmadan kapanma olmaz. Bu anayasaya ve insan haklarına aykırıdır.

Salgın nedeniyle alınan önlemler nedeniyle iş ve gelir kaybına uğrayacak çalışanların ve yurttaşların geçimin devlet tarafından sağlanması Anayasanın sosyal devlet ilkesinin ve Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun gereğidir.

Gerçek bir “tam kapanma” için aşağıdaki önlemler derhal alınmalıdır:

  • Zaman kaybetmeden acil ve zorunlu işler dışında üretim durmalı, çarklar durmalı, bütün herkese gelir desteği sağlanmalıdır.
  • Kapanma konusundaki keyfi istisnalar kaldırılmalı “üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar” ibaresi genelgeden çıkarılmalıdır.
  • Kapanma sırasında zorunlu ve acil nitelikteki mal ve hizmet üretiminde çalışanların çalışma süreleri kısaltılmalı, dönüşümlü ve seyreltilmiş ve pandemi koşullarına uygun bir çalışma düzeni oluşturulmalıdır.
  • Zorunlu ve acil işlerde çalışmak zorunda olanlar derhal aşılanmalıdır.
  • Kapanma ilgili kurallar bütün işyerlerinde kamu-özel ayrımı olmaksızın uygulanmalıdır.
  • Tam kapanma sırasında bütün çalışanlar kamu-özel ayrımı olmaksızın ücretli izinli sayılmalıdır. Çalışanlar kapanma sırasında ücret ve gelir kaybına uğramamalıdır.
  • İş Kanunu’nun 40. maddesi gereği tam kapanma sırasında ilk bir haftalık süre içinde işçilerin ücretlerinin yarısının işverenlerce ödenmesi zorunludur. İşçilerin işveren tarafından ödenmeyen kalan ücretleri ise İşsizlik Sigortası Fonu tarafından ödenmelidir. Böylece işçiler tam kapanma sırasında ücret kaybına uğramamalıdır.
  • Ücretsiz izin uygulaması (nakdi ücret desteği) çözüm değildir. Bu uygulama işçilerin büyük kayıplar yaşamasına yol açıyor.  Kapanma sırasında işçilerin, çalışanların ücret ve gelir kaybı ortadan kaldırılmalıdır.
  •  Kayıt dışı çalışanlar ile esnaf ve yoksul ailelerin yaşayacağı gelir kaybını gidermek gelir kaybı yaşayan hanelere asgari ücret düzeyinden az olmamak üzere Hazineden asgari gelir desteği sağlanmalıdır.
  • Emeklilerin bayram ikramiyeleri yaşanan kayıplar da dikkate alınarak 1.800 TL olarak saptanmalı ve kapanma sırasında hemen ödenmelidir.
ITUC ETUC