DİSK-AR: ASGARİ ÜCRETLİ BİR TAS YEMEKLE 4 KARIN DOYURAMAYA ÇALIŞIYOR…
DİSK ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
ASGARİ ÜCRET RAPORU:
ASGARİ ÜCRETLİ BİR TAS YEMEKLE 4 KARIN DOYURAMAYA ÇALIŞIYOR…
Asgari ücret, işçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin ailesi ile birlikte gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücretdir. Ancak her yıl Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenen asgari ücret, tek başına temel ihtiyaçların başında gelen gıda harcamalarını bile karşılamaktan çok uzaktır.
1 Temmuz 2010 tarihinden itibaren asgari ücret 16 yaşından büyük bir işçi için yüzde 4,3`lük zamla brüt 760,50, net asgari geçim indirimi dahil 599,12 liraya yükselecektir. TÜİK 2008 Hanehalkı Tüketim Harcamaları çalışmasına göre, en yoksul yüzde 20’lik kesimin harcama kalıbı aşağıda çıkartılmıştır. Buna göre bir asgari ücretli yaşamını sürdürebilmek için gelirinin sadece yüzde 33,7’sini gıda harcamalarına ayırabilmektedir.
1 Temmuzda yürürlüğe girecek olan zamlı asgari ücret ile asgari ücretlinin gıda için yapabileceği harcama günlük sadece 6,73 TL olarak görülmektedir. Eşi çalışmayan ve 2 çocuklu bir asgari ücretli ise asgari geçim indirimli aylık 626 TL’lik, günlük 7,03 TL’lik geliri ile hem eşinin hem kendinin hem de çocuklarının karnını doyurmak zorundadır. Enstitümüz tarafından, Türkiye’ye Özgü Beslenme Kalıbı ve TÜİK Madde fiyatları dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre 4 kişilik bir ailenin günlük sağlıklı beslenebilmesi için kişi başına 7,61 TL harcama yapması gerekmektedir. Buna göre asgari ücretli, 1 kişinin sağlıklı beslenmesi için gerekli olan gıda harcaması ile 4 kişiyi doyurmaya çalışmaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 2008 yılı istatistik yıllığına göre, 8 milyon 800 bin sigortalı ücretlinin yüzde 41,1’i asgari ücret düzeyinde gelire sahiptir. Asgari ücretin sadece yüzde 4 üzerinde bir gelire sahip olanlarla bu oran yüzde 54’e, sayı ise 4 milyon 783 bine ulaşmaktadır. Asgari ücret zammı aileleri ile birlikte 20 milyon kişiyi doğrudan etkilemektedir.
Oysa yoksullukla mücadele söylemi adı altında, uygulanan ekonomi politikaların sonucunda muhtaç duruma düşürülmüş geniş halk yığınlarına, çeşitli yardımların gündeme getirildiği günümüzde, yoksulluğu yenmenin en önemli aracı olarak görülen asgari ücretin tespiti ülke şartları, enflasyonla mücadele gibi öznel olmayan değerlendirmelerle baskı altına alınmaktadır. Bu da yoksulluğun ve sefaletin sürdürülmesi anlamına gelmektedir.
SAĞLIKSIZ KOŞULLARDA BARINMA
TÜİK Madde Fiyatları İstatistiklerine göre Mayıs 2010 tarihi itibari ile ortalama kira bedeli 479 tl’yi bulurken, asgari ücretlinin kira ve diğer konut harcamaları için ayırabildiği tutar sadece 192 TL. Buna göre asgari ücretli en sağlıksız çevrede, kentsel donatı hizmetlerinin en az olduğu, deprem riski altındaki konutlarda yaşamak zorunda bırakılıyor. Sefalet sadece sofrada değil, sağlıksız konutlarda da asgari ücretliyi buluyor.
Asgari ücretlinin, çalıştığı işyerinin servis imkânı yoksa işyerine ulaşımı bile büyük bir sorun. İstanbul için 1 otobüs biletinin 1,5 TL olduğu koşullarda, asgari ücretlinin ulaşım için ayırabildiği pay sadece 1,59 TL. Kültür ve eğlence için ayırabildiği pay toplamda aylık 8 TL’yi bulurken, bu miktar ile ne sinema, ne tiyatro ne de maça gidebilmek mümkün. Isınma, bakım, onarım, temizlik ve hatta kadro eksikliği nedeni ile öğretmen ihtiyacı, kaynak yokluğu bahanesi ile velilerin ödediği katkı paylarına teslim edilen eğitim koşularında, asgari ücretli çocuğuna defter kalem bile alamayacak durumda. Okul tercihleri büyük oranda, yoksul ve kaynak yokluğundan eğitim veremez durumdaki okullar. Yani asgari ücretlinin çocuğunun okuması aylık 4 TL’lik ayrılan pay ile yokluktan dolayı neredeyse mucize.
Asgari ücretlinin ortalama fiyatlı bir buzdolabını alması için ev eşyası için ayırabildiği 33 TL ile 30 ay çalışması gerekiyor.
Bugün asgari ücretin bu düzeyde belirlenmesi, sefalette ısrar anlamına gelmektedir. Hükümet, İşverenler ve Türk-İş’ten oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenen asgari ücretin, 2010 yılı Ocak ve Temmuz ayı için 2009 yılı aralık ayında yapılan oturumlarına, işçi temsilcileri katılmamış, zam oranları işveren ve hükümet yetkililerinin ortak kararı ile alınmıştır. Dolayısı ile zaten anti demokratik bir yapıya sahip olan kurul ve alınan kararlar bütünüyle gayri meşrudur. Ülke insanının gerçeklerini göz ardı etmektedir. Yapılan zam oranı, kriz döneminde servetlerini katlayan ve karına kar katanların, krizde sorumluluğu olmayan ama bedelini en ağır biçimde ödemek zorunda bırakanların üzerine basmaya devamı anlamına gelmektedir.
İşçilerin talebi asgari ücretin, bir işçinin ailesi ile birlikte asgari olarak temel ihtiyaçlarını karşılayacak, işçiyi kimseye muhtaç etmeyecek bir düzeyde belirlenmesi ve sefaletin son bulmasıdır. Bunun için;
ASGARİ ÜCRETLİ NEYE NE KADAR AYIRABİLİYOR?
Harcama Grubu
Harcama Kalıbı
Harcama miktarı (TL)
Günlük harcama (TL)
Gıda ve alkolsüz içecekler
33,7
211
7,03
Alkollü içecek, sigara ve tütün
5,2
32
1,08
Giyim ve ayakkabı
4,5
28
0,93
Konut ve kira
30,7
192
6,41
Ev eşyası
5,2
33
1,09
Sağlık
1,8
11
0,38
Ulaştırma
7,6
48
1,59
Haberleşme
3,7
23
0,76
Kültür, eğlence
1,2
8
0,26
Eğitim hizmetleri
0,7
4
0,15
Otel, lokanta, pastane
2,7
17
0,57
Çeşitli mal ve hizmetler
2,9
18
0,61
Toplam
100
626
Not: Hesaplamada 4 kişilik bir aile üzerinden yapıldığı için, eşi çalışmayan ve 2 çocuklu bir asgari ücretlinin, asgari geçim indiriminden kaynaklı 27 tl’lik fark dikkate alınmıştır. Buna göre söz konusu koşulara sahip bir asgari ücretlinin eline asgari geçim indirimi ile 599 TL yerine 626 TL geçmektedir.
Kaynak: TÜİK 2008 yılı Hanehalkı Tüketim Harcaması Araştırması, Çalışma Bakanlığı İstatistikleri
1. Asgari ücret, işçinin ailesi ile birlikte tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde, insan onuruna yakışan bir düzeyde tespit edilmelidir.
2. Asgari Ücret Tespit Komisyonu işçilerin ağırlığı artırılarak demokratikleştirilmeli, emek örgütlerinin katılımı konusundaki sınırlandırılmalar kaldırılmalıdır.
3. Görüşmeler kamuoyuna açık hale getirilmeli, anlaşmazlık durumunda işçilerin üretimden gelen güçlerini kullanabilecekleri yasal zeminler oluşturulmalıdır.
4. Asgari ücret net olarak belirlenmeli. Asgari ücret üzerinden alınan vergiler kaldırılmalıdır.
5. Asgari ücretin herkese bölge, yaş, işkolu vb. ayrımı yapılmaksızın aynı oranda belirlenmesi esas alınmalı, Bölgesel asgari ücrete uygulanması yolundaki girişimlerden uzak durulmalıdır.
6. Asgari ücret gelir dağılımını düzenleyici yönde belirlenmeli ve ekonomik büyümeden pay almalıdır.
7. Evlerde yapılan işler için de asgari ücret uygulamasına gidilmelidir.