Image Map

GREVLERE ÖZGÜRLÜK, İŞÇİLERE ADALET!

DİSK Yönetim Kurulu adına DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun kamu işçilerinin grevlerinin yasaklanmasına ilişkin açıklaması:

600 bin civarında kamu işçisi, aylardır süren toplu iş sözleşmesi protokolü (KÇP) görüşmelerinde oyalamayla, belirsizlikle ve büyük bir geçim sıkıntısıyla baş başa bırakıldı. Bir yandan yüksek enflasyon öte yandan artan vergiler ücretleri eritti.

AKP hükümeti, yüzbinlerce kamu işçisinin haklı taleplerine kulak vermek yerine işçilerin sesini kısmaya çalışıyor. Bunun son örneği grev erteleme adı altında yapılan grev yasaklamasıdır.

Zamanı, yeri, işvereni, işkolu fark etmeksizin grev, tüm işçilerin kazanılmış Anayasal hakkıdır. Grev hakkının sistematik biçimde gasp edilmesi, yalnızca işçilerin ekonomik taleplerine değil, demokratik toplumsal yaşamın temel ilkelerine de saldırıdır. Grev, yalnızca ücret pazarlığının değil, emeğin onurunun, eşitliğin ve özgürlüğün de ifadesidir. Bu nedenle grev hakkına sahip çıkmak, demokrasiyi ve hukuk devletini savunmaktır.

Grevlerin “erteleme” adı altında yasaklanması ise bir AKP Hükümeti geleneğidir. 22 yıllık AKP iktidarı döneminde yaklaşık 200 bin işçinin grevi, “milli güvenlik” ve “genel sağlık” bahanesiyle ertelenmiştir. Bu ertelemeler fiilen yasaklama anlamına gelmektedir. Çünkü erteleme süresi sonrasında greve devam edilemiyor; işçilerin grev hakkı, ekmeği ve iradesi gasp ediliyor.

1 Ağustos’ta başlaması planlanan Türk-İş üyesi Türkiye Maden-İş sendikasının grevleri, daha başlamadan bugün (31 Temmuz 2025) yine “milli güvenlik” gerekçesiyle Cumhurbaşkanı kararıyla engellenmiştir. Anayasa’nın 54. maddesiyle güvence altına alınan grev hakkı, Cumhurbaşkanının tek başına aldığı bir idari kararla yok edilmektedir. Bu, hukuk dışı ve antidemokratik bir uygulamadır.

AKP döneminde grev hakkını fiilen kullanabilen işçi sayısı 100 bini bile bulmamaktadır. Türkiye’de grev hakkı artık kâğıt üzerindedir. İşçinin greve çıkabilmesi Cumhurbaşkanı’nın keyfi takdirine bırakılmıştır.

AKP döneminde grevlerin “milli güvenlik” ve “genel sağlık” gibi sözde gerekçelerle ertelenmesi, sistematik bir uygulamaya dönüştürülmüştür. Grevlerin “milli güvenlik” ve “genel sağlık” gerekçesiyle sistematik şekilde engellenmesi sadece Anayasa’nın 51. ve 54. maddelerine değil, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere de açıkça aykırıdır. Anayasa Mahkemesi, bu tür soyut ve keyfi gerekçelerle yapılan ertelemeleri sendikal haklara yönelik ağır bir müdahale olarak değerlendirmiştir.

Kamu işçilerinin bir bölümü zaten grev yasağı kapsamındayken geri kalan bölümü de grev erteleme adı altında yasak kapsamına alınmaktadır. Böylece işçiler hükümetin düşük tekliflerine razı edilmeye çalışılmaktadır.

Kamu işçilerinin toplu iş sözleşmelerinde gerçekleşen resmi enflasyon oranında dahi artış vermekten imtina eden hükümet, işçilerin gelirlerini korumayı değil seslerini bastırmayı kendine görev bilmektedir. Asgari ücretten sonra tüm ücretler enflasyona ezdirilmektedir.

Özellikle ücretlerin gerçekleşen bastırılmış resmi enflasyona göre bile değil, tutup tutmayacağı belirsiz ve ülkemizde genellikle tutmayan hedeflenen enflasyona göre zam verilmesi kabul edilemez. Gerçekleşen enflasyonun çok altında, afaki enflasyon hedefleri ile ücretleri belirlemek, işçileri yoksullaştırmaktan başka bir anlama gelmemektedir.

İşçilerin ücretlerinin yüksek enflasyonla ve vergilerle geriletilmesini bir politika olarak benimseyen AKP iktidarı, sendikalaşma önündeki engellerle ve grev yasaklarıyla bu hedefine ulaşmaya, hepimizi asgariye mahkum etmeye çalışmaktadır.

Bu nedenle yasaklara karşı grev hakkının savunulması bugün sadece grevi yasaklanan işçilerin değil tüm işçi sınıfını ilgilendirmektedir. Anayasaya aykırı, haksız, hukuksuz yasaklara bir dur demek ve grev hakkına sahip çıkmak gerekmektedir Hatırlanacağı gibi grevleri ertelenen DİSK Birleşik Metal-İş sendikamızın üyesi metal işçileri bu yasağı tanımamış, ekmeğine, haklarına ve Anayasal haklarına sahip çıkmıştı. DİSK olarak üyemiz olsun olmasın, haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı işçi fiili meşru mücadeleyi yükselten tüm işçilerin yanında olacağımızı bir kez daha ilan etmek isteriz. Grev yasakları başta olmak üzere sendikal hak ihlallerine karşı ortak mücadelede biz varız, var olmaya devam edeceğiz.

Grev yasaklarına hayır!
Direne direne, birleşe birleşe kazanacağız!

ITUC ETUC