Image Map

Hak, hukuk, hakikat için TÜİK önündeydik

Mahkeme kararlarına rağmen enflasyon madde sepetini açıklamayarak şaibeli enflasyon rakamlarıyla ekmeğimizi küçültmeye devam eden TÜİK’in önünden bir kez daha seslendik: Gerçekleri açıkla, ekmeğimle oynama!
Milyonlarca çalışanı ve emekliyi ilgilendiren 2025 yılının ilk enflasyon verilerinin açıklanacağı 3 Şubat 2025 Pazartesi günü saat 11.00’de TÜİK Merkezi önündeki basın açıklamasına Genel Başkanımız Arzu Çerkezoğlu, Genel Sekreterimiz Tayfun Görgün, Yönetim Kurulu Üyemiz Şükret Sevgener, İç Anadolu Bölge Temsilcimiz Birgül Kaya’nın yanı sıra önceki dönem DİSK Genel Başkanlarımızdan Süleyman Çelebi de katıldı.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu burada yaptığı açıklamada Aralık 2024’ten Ocak 2025’e, bir ayda enflasyonun 5 kat arttığına dikkat çekerek “Enflasyon baskılanarak, milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin alacağı zam oranı düşük tutulsun diye Aralık ayı enflasyonu yüzde 1 iken bugün enflasyon yüzde 5.03 olarak hesaplandı” dedi.

TÜİK, tam da enflasyonda ciddi yükselişin yaşanmaya başladığı Haziran 2022’den beri enflasyon hesaplamasına esas ortalama madde fiyatlarını açıklamadığını hatırlatan Genel Başkanımız Çerkezoğlu, DİSK’in bu konuda verdiği hukuk mücadelesini anlattı. TÜİK’in mahkeme kararlarına rağmen madde fiyatlarını gizlemeye devam ettiğini söyleyen DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu şunları söyledi: “TÜİK yönetiminin yargı kararlarına uymayarak açıkça suç işlemesine göz yumuluyor. Çünkü TÜİK yönetiminin işlediği suç işçilerin, emekçilerin ekmeğini hedef alıyor; halkın ekmeğini çalıyor”

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu , bu ülkede yaşayan her bir emekçinin, emeklinin yaşam ve çalışma koşullarından duyduğumuz sorumluluk gereği TÜİK’in halkın ekmeğiyle oynamasına izin vermeyeceğimizi ve konunun sonuna kadar takipçisi olacağımızı bir kez daha ifade etti.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun 3 Şubat 2025 Pazartesi günü TÜİK önünde yaptığı açıklamadan satır başları:

TÜİK’İN HALKIN EKMEĞİYLE OYNAMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!
“HAK, HUKUK, HAKİKAT” İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ.

Milyonlarca çalışanı ve emekliyi ilgilendiren 2025 yılının ilk enflasyon verileri bugün açıklanırken biz bir kez daha burada, TÜİK’e sesleniyoruz. Halkın hissettiği enflasyondan oldukça uzak veriler açıklayan TÜİK’i hukuka ve hakikate davet etmek için bir aradayız.

TÜİK Ocak 2025 yıllık resmi enflasyonunu yüzde 42,12, Ocak 2025 aylık enflasyon artışını yüzde 5,03 olarak açıkladı. Böylece Türkiye bu baskılanmış enflasyon oranları ile bile dünyanın en kötü 10 ülkesi arasındaki yerini korudu. Türkiye’nin aylık resmi enflasyonu 140 ülkenin yıllık enflasyonundan daha yüksek.

Türkiye dünyada enflasyon verisi toplanabilen 190 ülke arasında en kötü 6. ülke durumunda. Türkiye Zimbabve, Sudan, Güney Sudan, Arjantin ve Venezüella’dan sonra en yüksek 6. enflasyona sahip ülke. Türkiye’yi İran, Haiti, Nijerya ve Angola takip ediyor.

Türkiye’nin sendikal hak ihlallerinde de en kötü 10 ülke arasında yer alıyor.

TÜİK’in bugün açıkladığı resmi enflasyon oranları sadece istatistiki bir veri değildir. Resmi enflasyon oranları işçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin ücretlerini doğrudan etkilemektedir. TÜİK’in görevini doğru, şeffaf ve hukuka uygun biçimde yapmaması ve gerçek enflasyondan oldukça uzak veriler açıklaması, milyonların ekmeği ile oynamak anlamına gelmektedir.

TÜİK’in yayımladığı enflasyon verilerine kimse güvenmiyor. Çünkü bu ülkede yaşayan herkes gerçek enflasyonun çok daha yüksek olduğunu yaşayarak görüyor. Çünkü TÜİK neredeyse üç yıldır enflasyonu hesaplarken kullandığı fiyat listesini açıklamıyor. Hem de yargı kararına rağmen açıklamıyor. Çünkü TÜİK, tam da enflasyonda ciddi yükselişin yaşanmaya başladığı Haziran 2022’den beri enflasyon hesaplamasına esas ortalama madde fiyatlarını açıklamıyor.

Madde fiyat listesi, TÜİK’in enflasyonunun güvenilirliğini kontrol edebileceğimiz tek veriydi ve her ne hikmetse yüksek enflasyon dönemine girince bu kontrol olanağımız ortadan kaldırıldı.

Neredeyse üç yıldır TÜİK’in enflasyonu belirlerken hangi malı kaç liradan hesapladığını bilmiyoruz. Çarşıda, pazarda karşı karşıya kaldığımız gerçek enflasyonla TÜİK enflasyonu arasındaki farkın nerelerden kaynaklandığını göremiyoruz.

Bilindiği gibi biz DİSK olarak bu verilerin şeffaf olması için ilk andan itibaren hukuki mücadele süreci yürüttük ve bu mücadeleyi kazandık. Ancak TÜİK yönetimi, kesinleşen yargı kararlarına rağmen madde sepeti ortalama fiyat listesini açıklamayarak verileri karartmaya devam ediyor.

DİSK ile TÜİK arasındaki bu amansız hukuki süreci; oldukça uzun ve kazanımlarla dolu bir hukuki süreci sizlere bir kez daha özetlemeye çalışacağım. Ama sonda söyleyeceğimizi şimdiden söylemek isterim: İktidara itiraz edenler, muhalefet edenler, gazeteciler, siyasetçiler yargı sopasıyla sindirilmek istenirken; bu uğurda her gün yeni suçlar icat edilirken, TÜİK yönetiminin açıkça yargı kararlarını çiğnemesine ve suç işlemesine göz yumuluyor. Çünkü TÜİK yönetiminin işlediği suç, iktidarı değil işçilerin, emekçilerin, halkın ekmeğini hedef alıyor. TÜİK yönetiminin işlediği suç ücretlerin baskı altına alınmasını sağlıyor. TÜİK yönetiminin işlediği suç zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olmasına yarıyor. İşte bu yüzden TÜİK yönetiminin suç işleme imtiyazı var!

TÜİK yönetimine yönelik hukuki mücadelemizin sonuçları bu gerçeği gözler önüne seriyor. İşte o mücadelenin satırbaşları:

TÜİK’in Haziran 2022’de enflasyon hesaplamasının temelini oluşturan ortalama madde fiyatlarını açıklamayı durdurması üzerine CİMER aracılığıyla yaptığımız başvuruya TÜİK ret yanıtını verdi. Bu yanıt üzerine Adalet Bakanlığı’na bağlı Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na itiraz ettik. Bilgi Edinme Kurulu itirazımızı reddetti.

Bunun üzerinde konuyu idare mahkemesine taşıdık ve Bilgi Edinme Kurulu kararına karşı -Kurul Adalet Bakanlığı bünyesinde olduğu için bakanlığa- dava açtık.

Başvurumuz üzerine Ankara 6. İdare Mahkemesi 31 Mart 2023 tarihinde oybirliği ile istediğimiz bilgilerin açıklanmasının kurumun görevi gereği olduğunu belirtti ve bilgi talebimizin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğuna karar verdi.

Bildiğiniz gibi İdare mahkemeleri tarafından verilen kararların derhal uygulanması gerekmektedir. Peki, TÜİK ne yaptı? Yargı kararına uymayı reddetti ve mahkeme kararını istinaf mahkemesine taşıdı. Ancak yaptıkları istinaf başvuruları da reddedildi. Böylece idare mahkemesinin vermiş olduğu karar kesinleşti.

TÜİK yargı kararına uymamak için Adalet Bakanlığı’na da dava açtı. Evet, yanlış duymadınız. Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu kesin kabul kararı doğrultusunda Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun kararının iptali istemiyle Adalet Bakanlığı’na dava açtılar.

Ankara 13. İdare Mahkemesi, 10 Ocak 2024 tarihli kararında TÜİK’in haksız davasının reddine karar verdi. İstinaf mahkemesi de bu kararı onadı. TÜİK’in hukuksuz davranışı bir kez daha kanıtlandı.

TÜİK yargı kararlarının kesinleşmesi üzerine hukukta yeri olmayan bir girişimde bulundu ve yasal dayanağı olmadığı halde Danıştay’a “kanun yararına bozma” başvurusunda bulundu. Danıştay Başsavcılığı 15 Mart 2024 tarihli kararında TÜİK’in başvurusunu reddetti.

Ancak TÜİK yönetimi kesinleşen yargı kararlarının gereğini yine yerine getirmedi. Anayasa ve yasaların bağlayıcı hükümlerine rağmen verileri saklamaya devam ettiler. Veri açıklamasını ve yargı kararlarına uyulması talebimizi reddettiler.

Oysa Anayasa’nın 138. Maddesi şunu söylüyor: “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” Türkiye Cumhuriyeti Anayasası gereği kamu kurumlarının mahkeme kararlarına uyması gerekmektedir. Kesinleşen yargı kararlarına uymamak suçtur.

Biz bu suça kayıtsız kalamazdık. Yargı kararlarına uymayarak açık açık suç işleyen, Anayasa’yı ihlal eden TÜİK Başkanı ve Başkan Yardımcıları için suç duyurusunda bulunduk.

İşte bu suç duyurusu üzerine büyük bir hukuk skandalı yaşandı. Savcılık inanılmaz ve skandal bir karara imza atarak yargı kararlarını hiçe sayan TÜİK yöneticilerini korumaya aldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu ışık hızıyla (sadece dört günde) verdiği kararla DİSK’in başvurusunu işleme koymayı reddetti. Yani TÜİK yönetimi soruşturulup hukuken aklanmadı. Savcılık marifetiyle başvurumuz işleme alınmadı ve TÜİK yönetiminin işlediği suç –şimdilik- yanına kâr kaldı.

Evet, bir sosyal medya paylaşımı için evler basılırken, gazetecilik yapıldığı için televizyon kanallarının kapısına polis dayanırken, iktidarı sandıkta yendiği için siyasetçilere dava üzerine dava açılırken, bu siyasi amaçlar doğrultusunda her gün yeni suçlar icat edilirken; TÜİK yönetiminin yargı kararlarına uymaması ve Anayasa’yı alenen ihlal etmesi konusunda soruşturma gereği bile duyulmadı.

TÜİK yönetiminin suç işleme cesaretini nereden aldığını biliyoruz. Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapacak adı konulmamış bir IMF programını uygulayanlar, ücretleri baskı altına almak için her türlü hukuksuzluğu göze almaktadır.

Biz burada bir kez daha TÜK yönetimine seslenmek istiyoruz. TÜİK bu ülkenin köklü ve ciddi bir kurumudur. Sizin göreviniz iktidarların talepleri doğrultusunda verileri çarpıtmak değildir. TÜİK’in görevi enflasyonu düşük göstermek değildir.  TÜİK enflasyonu doğru ölçmekle görevli bir kamu kurumudur.

İktidarlar gelir geçer. TÜİK Başkanlığı’na bir kere daha çağrımızı yeniliyoruz: Yol yakınken bu hukuksuzluktan vazgeçin ve halkın ekmeğiyle oynamayın. Enflasyonun bir puan düşük gösterilmesi bile milyonların ekmeğini, aşını küçültmektedir. Çocukların beslenmesini tehdit etmektedir. Bunun vebali ağırdır.

Biz Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu olarak, bu ülkede yaşayan her bir emekçinin, emeklinin yaşam ve çalışma koşullarından duyduğumuz sorumluluk gereği TÜİK’in halkın ekmeğiyle oynamasına izin vermeyeceğiz ve konunun sonuna kadar takipçisi olacağız. Hiçbir haksızlığın, hiçbir hukuksuzluğun kimsenin yanına kâr kalmaması için, “Hak, hukuk, hakikat” için mücadeleye devam edeceğiz.

ITUC ETUC