Image Map

DİSK-AR: İşgücüne yeni katılan iki kişiden biri işsiz

İSTİHDAM ARTIŞI İŞSİZLİKTEKİ ARTIŞIN GERİSİNDE KALDI

İŞGÜCÜNE YENİ KATILAN İKİ KİŞİDEN BİRİ İŞSİZ

TAM ZAMANLI İSTİHDAM EDİLENLERİN SAYISI AZALDI

GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK % 15,8, İŞSİZ SAYISI 4 MİLYON 784 BİN OLARAK GERÇEKLEŞTİ

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), TÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı İşgücü Anketi Kasım 2013 dönem sonuçlarını değerlendirdi:

1)    Türkiye ekonomisinin istihdam yaratma kapasitesi azalmaya devam ediyor. Kasım döneminde tam zamanlı işlerin sayısı azalırken, işsizlik oranlarındaki artış sürmeye devam etti. İşgücüne katılım oranı ise azaldı. Kasım 2012 dönemi ile Kasım 2013 dönemleri arasında işsizlik oranı % 0,5 puan artış kaydederek %9,9 düzeyine ulaştı. İstihdam edilenlerin sayısı son 1 yılda sadece 152 bin kişi artış gösterdi. İstihdam artışı 2008 Kasım ayından bu yana bu dönem için en düşük seviyesinde gerçekleşti. Son dört yıllık dönemde istihdam artışı ortalama 1 milyon 73 bin seviyesindeydi. Buna göre ekonominin istihdam yaratma kapasitesi söz konusu 4 yıllık dönem esas alındığında % 86 azaldı.

2)    İşgücüne katılanların sayısı son 1 yıl içinde 306 bin kişi artarken, bunlardan sadece 152 bini çalışma olanağı buldu. 154 bini ise işsizlik gerçeği ile yüzleşti. Yani işgücüne yeni katılan her iki kişiden sadece biri iş bulabildi.

3)    Kasım 2013 döneminde umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanlar (umutsuzlar) da dahil edildiğinde işsizlik oranı % 9,9 değil, %15,8, işsiz sayısı da 2 milyon 784 bin değil, 4 milyon 784 bin kişi olarak gerçekleşti.

4)    Son 1 yılda kısmi süreli çalışanların sayısındaki artış 166 bin ile yeni istihdam edilenlerin sayısının üzerine çıktı. Bunun yanında tam zamanlı istihdam edilenlerin sayısı 14 bin azaldı. Bu durum ekonominin tam zamanlı yeni işleri yaratmak bir yana, bu tip istihdam biçimlerinin azaldığını göstermektedir.

5)    Çaresizler, umutsuzlar ve resmi işsizlerin toplam sayısı 5 milyon 760 bindir. Geniş istihdam içindeki payı ise % 19,1’dir.

6)    Kadınlar için geniş tanımlı işsizlik oranı %23’tür.

7)    Gençler için işsizlik oranı % 28’dir. Eksik ve yetersiz istihdam edilenlerle bu oran % 31’e yükselmektedir.

8)    Türkiye’de Çalışan her dört kişiden biri haftalık 60 saatin üzerinde çalışmaktadır. AB ülkeleri için haftalık fiili çalışma süresi ortalama 41,8 saattir. Buna göre Türkiye’de her dört çalışandan biri AB ülkelerindeki ortalama bir işçiden en az 18 saat daha fazla çalışmaktadır.

Türkiye yolsuzluk gerçeği ile yüzleşirken ekonominin istihdam yaratma kapasitesi hızla daralmaktadır. Türkiye’yi düşük kur yüksek faiz politikaları ile yönetmeye çalışan AKP hükümeti bir kez daha güvendiği faize dayalı sıcak para sisteminin duvarlarına çarpmıştır.

Türkiye’de uygulanan ve küresel rekabet ideolojisi ekseninde şekillenen ekonomi ve istihdam politikaları ile çalışma hayatı bir yandan işçiler ve emekçiler için giderek ağırlaşmakta diğer yandan ise işsizliğin görünen ve görünmeyen boyutlarının istihdam içindeki ağırlığı artmaktadır. Eksik ve yetersiz istihdam edilenlerin sayısındaki artış bunun tipik bir örneğidir.

Türkiye haftalık çalışma sürelerinin emsallerine göre çok daha yüksek olduğu bir ülkedir. Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyaslandığında haftalık çalışma sürelerindeki fark 12 saati bulmaktadır. Buna göre Türkiye’de 5 kişinin yapacağı işi 4 kişi yapmaktadır. Bir yandan işgücüne katılım oranlarını yükseltirken, öte yandan işsizlik verileri ile mücadele etmenin yegâne yolu, gelir kaybına yol açmaksızın haftalık çalışma sürelerini azaltmaktan geçmektedir. Buna karşın hükümet ve sermaye çevreleri işsizlik verilerindeki artışı, istihdam yapısının niteliğini bozarak, yani yoğun çalışma koşulları altında, daha esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırarak durdurmanın reçetelerini topluma sunmaktadır. Hükümet işveren çevrelerinin taleplerini Ulusal İstihdam Strateji Belgesi ile programlaştırmıştır. Ucuz işgücü için, taşeron çalışmayı yaygınlaştırmayı, kıdem tazminatını fona devrederek ortadan kaldırmayı, kölelik bürolarını hayata geçirmeyi hedefleyen bu belge hükümetin gündemindedir. İşsizlikle mücadeleyi, çalışma koşullarını kötüleştirerek, ücretleri düşürerek çözmeye çalışan bu anlayışa karşı durulmalıdır. Bu strateji işsizliğin “ne iş olsa yaparım” başlığı altında gizlenmesi stratejisidir. Kıdem tazminatının kaldırılması amacıyla gündeme gelen öneriler Direnİşçi eylemleri ile geri çekilmiş olsa da,  taşeronlaşmayı, esnek çalışmayı yaygınlaştırmayı amaçlayan uygulamalar gündemdedir.

İşsizlikle gerçek mücadele için;

 

  1. Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
  2. Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
  3. Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.
  4. Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır
  5. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır
  6. Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
  7. Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidir
  8. Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.  Kadın erkek ayrımı yapmaksızın 50 çalışanın üstündeki her iş yerinde kreş açılmalı, devlet kreşlerinin çocuklar için yaş sınırı olmadan, ücretsiz ve 7/24 açık olmalı, yaşlı ve hastalar için, yine ücretsiz, 7/24 açık, çalışanlarının yarısı erkek olan bakım evleri açılmalıdır.işsizlik
ITUC ETUC