DİSK-AR: İhracat işsizliğe çare olmuyor!
Türkiye’de işveren kuruluşları tarafından dile getirilen iddialardan bir tanesi, rekabet gücü ile büyüyen işsizlik arasındaki ters ilişkidir. Bir başka deyişle, bu iddiaya göre Türkiye’de işsizliğin yüksek olmasının önemli nedenlerinden bir tanesi uluslararası rekabet gücümüzdeki geriliktir. Bu iddianın mantığının şöyle işlediği söylenebilir: ilk önce rekabet gücümüz artacak, ki bu aynı zamanda Türkiye’deki mallara olan talebin artması demektir. Talebin artması ile ihracata yönelik üretim faaliyetleri artacak ve sonuçta ortaya çıkan ek üretim için ek bir istihdam gerekecektir. Böylelikle, işsizlik de düşecektir.
Konfederasyonumuzun araştırma birimi tarafından yapılan çalışma, işverenlerce savunulan bu mantığın doğru olmadığını gösterdiği gibi rekabet gücü endekslerinin Türkiye ekonomisinin dış ticaret performansını açıklayan anlamlı birer göstergeler olmadığını da göstermiştir.
Aşağıdaki grafikte, 2003-2007 yılları arasında Türkiye’de işsizlik oranının gelişimini, Dünya Rekabet Endeksi (The World Competitiveness Scoreboard) sıralamasındaki yeri ve dış satım (ihracat) miktarları gösterilmektedir. Grafiğin gösterdiği birinci gerçek, işsizlik oranı ile ne rekabet gücü ne de dış satım miktarı arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Son 5 yıl içinde Türkiye rekabet gücü sıralamasında 8 basamak yükselmesine ve dış satım miktarını neredeyse iki kat arttırmasına rağmen işsizlik oranında herhangi bir değişim gözlenmemektedir. Bir başka deyişle yukarıda söylenen mantığın işlediğini söylemek mümkün değildir.
Rekabet Gücü İhracatı Açıklamıyor!
Grafiğin gösterdiği bir başka nokta, rekabet gücü ile dış satım başarımı arasındaki ilişkidir. Daha geniş bir zaman diliminde bakıldığında, rekabet gücü ile dış satım başarımı arasındaki ilişkinin iddia edildiğinden farklı olduğu görülecektir. Türkiye 2000 yılı itibariyle dünya rekabet sıralamasında 44. sırada iken dış satım miktarı sadece 27 milyar dolar civarında idi. Oysa 2006 yılına gelindiğinde sıralamada geriye (51. sıraya) düşmemize rağmen dış satım miktarımız 85 milyar doların üzerinde idi. Bu veriler bir defa daha rekabet gücü verilerinin Türkiye’de ne ekonomik verilerin ne de sosyal verilen açıklanmasında zayıf kaldığını göstermektedir.
Kuşkusuz dış satım ile işsizlik arasında bir ilişki olmalıdır. Türkiye’de dış satımın işsizliğin gerilemesine katkıda bulunmamasının asıl sebebi ekonominin esasen ranta dayalı olması ve üretimin plansız ve dışa bağımlı seyridir. İşverenler, ekonominin temellerine işaret eden bu sorunları önlerine koymaktansa, varolan durumu süreğen kılmayı ve rekabet gücü endeksleri gibi verileri işçiler aleyhine kullanmayı tercih ederek, izlediklerini politikaların sosyal sonuçlarını görmezden gelmektedirler.
Kaynak: TÜİK, http://www.tuik.gov.tr,
IMD, The World Competitiveness Yearbook 2003-2007
* 2007 yılı dış satım değeri tahminidir. 2007 yılı işsizlik oranı için bu yılın mayıs ayı değeri kullanılmıştır