Image Map

Guy Ryder'dan Başbakan'a Uyarı Mektubu

 
Recep Tayyip Erdoğan 
Başbakan,
 
Türkiye de dâhil olmak üzere, 155 ülke ve sınırları içerisindeki 311 üye örgütüyle 175 milyonu aşkın işçiyi temsil eden Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ülkenizdeki bir diğer apaçık sendika hak ihlalini protesto etmektedir. Yakın zamanda ve sır olmayan geniş kapsamlı emekçilerin haklarının ihlallerinin listesi giderek uzamakta, böylece hükümetinizin bu temel haklara saygı konusunda hala ciddi olduğu konusundaki tüm ihtimalleri ortadan kaldırmaktadır.
 
7 Aralık Pazartesi sabahı saat 7’de neredeyse (ağırlıklı olarak taşeronlarca çalıştırılan) nakliyat işçilerini örgütleyen ve ITUC üyesi olan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı bir sendika olan Nakliyat-İş’in bazı şubelerinin Başkanları yanında, neredeyse tüm Yönetim Kurulu’nun gözaltına alındığı ve sendika genel merkezlerine baskın yapıldığı ITUC’a bildirildi. Aynı zamanda DİSK Yönetim Kurulu üyesi olan Nakliyat-İş Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Genel Sekreter Aziz Cengiz de dahil olmak üzere toplam 10 sendika görevlisi şu anda gözaltında tutulmaktadır. Diğer tutuklular Rıza Ballı, Abdullah Menek ve Abuzer Aslan (Nakliyat-İş Yönetim Kurulu üyeleri), Nurettin Gümüş (Nakliyat-İş İstanbul Şube Başkanı), Erdal Kopal (Nakliyat-İş Gebze Şube Başkanı), Ali Özçelik (Nakliyat-İş Konya Şube Bakanı), Erkan Erçel, Cihangir Ceylan, Nurettin Akkuzu, Doğan Ulutaş ve Hacı Atlaş.
 
Tutuklanmaları ile polis İstanbul, Konya ve Gebze illerindeki şube binalarının yanı sıra, evlerini aramıştır. Şu anda “çıkar amacıyla suç örgütü kurmak“la suçlanmaktadırlar. Savunma avukatlarının müvekkillerinin dosyalarına hala daha erişememesi, şimdiye kadar sendikalara karşı ülkenizdeki tutuklamalara yönelik standart prosedür olmuş gibidir. 
 
Toplu iş sözleşmesi yapan ve temsil ettiği işçilerin hakları için mücadelede çoğu durumda başarılarıyla bilinen Nakliyat-İş Türkiye’deki işçi haklarının görünür savunucularından biri olduğu kadar, DİSK’in en büyük sendikalarından biridir. Geçen birkaç yıl boyunca işverenler tarafından çoğu toplu anlaşmaya varıldıktan sonra geri çekilen bir takım şikâyetler yayımlandı. Diğer taraftan, bildiğimiz kadarıyla, bir şirketin yönetimi özellikle Akgün Nakliyat şikâyetini devam ettirdi. Savcı akabinde elbette adaleti sağlamanın meşru bir yolu olamayacak şekilde bir takım sendika görevlilerinin telefonlarını delil toplamak için dinlemeye başladı.
 
Bu, Türkiye’deki sendika hak ihlallerinin önceden de çok üzücü bir tablo çizen listesine bir yenisini ekledi. 2 haftadan daha az bir müddet önce, Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI) üyesi bir belediye hizmet sendikası olan Tüm-Bel-Sen Cizre-Şırnak temsilcisi Metin Fındık’ın keyfi gözaltı ve tutuklamasına karşı protesto etmek için yazmıştık. Bu arada, hakkında yapılan suçlamaları bildirmeden 5 ayı aşkın tutuklu kalmıştır.
 
Ayrıca Nakliyat-İş davası, 19-20 kasım tarihlerinde İzmir’de yapılan ve 8 farklı Avrupa ülkesinden sendikalardan ve Küresel Federasyonlar Birliği’nden bir düzinenin üzerindeki temsilcinin katıldığı Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) 31 üye ve yöneticisi aleyhine açılan duruşmayı çok hatırlatmaktadır. Duruşma sonrasında serbest kalsalar da, 22’si yaklaşık 6 ay boyunca normal kanun yolunun dışında cezaevinde tutuklu kalmışlardır ve bir sonraki duruşmaları mart ayındadır. Bu duruşma da ulusal sendika merkezinin en büyük sendikasına, örneğin Eğitim-Sen’e odaklanmıştır ve savcı iddialarını neredeyse sadece telefon konuşmalarına dayandırmıştır. 2 aydan fazla, savunma avukatları müvekkillerinin dosyalarına bakma şansı bulamamıştır.
 
9 Ekim ve 23 Kasım tarihlerinde, ITUC, İsveç sendikası UNIA’nın sekreteri Murat Akıncılar’ın terörizm suçlamalarıyla gözaltı ve tutuklamasına karşı protesto etmiştir. Murat Akıncılar hala kötü koşullarda ve yalıtılmış bir şekilde tutuklu bulunmaktadır. Aynı zamanda sağlık sorunları yaşamaktadır. Tutukluğu sırasında geçici olarak görme kaybı yaşamıştır. Ameliyat edilse de, bir gözünü kurtarmak mümkün olmamıştır.
 
19 Ekim tarihinde, ITUC, 5 Ekim tarihinde DİSK Genel Merkezi’ne yönelik yapılan silahlı saldırıyı protesto etmiştir. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, ayağından 4 kurşunla vurulmuş, hastaneye götürülmüş ve ameliyat olmuştur. Saldırganı tutuklandıktan sonra, Süleyman Çelebi saldırgana borçlu olduğu iddialarını reddetmiştir. Bu nedenle, ITUC bu ahlaksız saldırının bir sendika liderini öldürmeye teşebbüsten başka bir şey olmadığından endişe etmektedir.
 
Başbakan, son zamanlarda sık sık Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım müzakerelerinin yavaşladığından duyduğunuz üzüntüyü ifade ediyorsunuz. Bu yıl Haziran ayında Brüksel’e yaptığınız ziyaret sırasında, özellikle “Fransa ve Almanya’nın (Türkiye’nin) Avrupa Birliği’ne katılımını kucaklamasını” ısrar ettiniz ve “(Türkiye’nin) katılımını engellemeye çalışan R16;dar kafalı popülistlere’ boyun eğmeyeceğinize” ant içtiniz.
 
Bu iddialar bahsi geçen sendikal hak ihlalleri ışığında anlamsızlaşmaktadır. Türkiye, emek örgütlerinin meşru faaliyetlerini yönetici ve üyelerine yönelik her türlü şiddetten, misillemeden ya da tehditlerden uzak bir ortamda yürütebilmelerini garanti eden, Uluslar arası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Sendikalılaşma Özgürlüğünü ve Örgütleme Hakkını düzenleyen 87 sayılı Sözleşmesi, Uluslar arası İnsan hakları Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de dâhil olmak üzere, uluslararası anlaşmalarla sınırlandırılmıştır.
 
Bu mektupta belirtilen çok ciddi meselelere yönelik gerekli önlemleri gecikmeden almanız konusunda size ısrar ediyoruz. Bu konudaki yanıtınızı bekliyoruz.
Saygılarla,
 
Guy Ryder
Genel Sekreter
ITUC ETUC