Image Map

TÜRKİYE'DEN ALMANYA'YA İŞÇİ GÖÇÜNÜN 50. YILI

DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, IG METALL Sendikası tarafından Almanya’nın Köln kentinde “Türkiye’den Almanya’ya İşçi Göçünün 50 Yılı” nedeniyle 13 Kasım 2011 tarihinde düzenlenen etkinliğe katıldı.

Etkinlikte Nordrhein-Westfalen Eyaleti Çalışma ve Entegrasyon Bakanı Guntram Schneider,  Köln Belediye Başkanı Elfi Scho-Antwerpes ve IG METAL Köln Leverkusen Bölge Başkanı Dr. Witich Roßmann birlikte konuşma yapan Görgün daha sonra bölgede görevli Türkiye kökenli işyeri temsilcileri ve sendika yöneticileriyle görüşmeler gerçekleştirdi.

Yaklaşık 300 sendika temsilcisinin katıldığı etkinlikte Türkiyeli işçilerin Almanya’daki sorunları, sendikal faaliyetleri ve Türkiye’nin güncel durumu gibi konular değerlendirildi.

DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün’ün Almanya’ya işçi göçü etkinlikte yaptığı konuşma:

Hepinizi Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK adına içtenlikle selamlıyorum. Hepinizi Türkiye işçi sınıfının bağımsız, demokratik ve mücadeleci örgütü DİSK üyeleri adına selamlıyorum.

Bundan 50 yıl önce Türkiye’den Almanya’ya trenler hareket etti. Vagonlar göçmen işçileri taşıyordu. Göçmen işçiler önce fabrikalarda ter döktüler, sokakları temizlediler, yemek pişirdiler, dikiş diktilerR30;

Sonra okullara girdiler. Öğretmen oldular, doktor oldular, mühendis oldular.  Ardından sanatçı oldular, milletvekili oldular. Hem Almanya’nın hem de Avrupa’nın vazgeçilmez yapı taşlarından oldular.

Bir işçi için vatan doyduğu yerdir. Ancak insan doğduğu yeri kolay kolay unutamaz. Sizlere 50 yıl önce yola çıktığınız ve hiç unutmadığınız Türkiye’den sınıf kardeşlerinizden selam getirdim.

Bugün Türkiye’de, nüfusu Başkent Ankara’yı da geçen, 6 milyona yakın işsiz, 10 milyona yakın kayıt dışı işçi bulunmaktadır. Açlık sınırının 950 TL olduğu ülkemizde asgari ücret 599 TL’dir.

Türkiye’de 28 dolar milyarderi bulunmaktadır. Kriz döneminde en büyük 500 firmanın karları % 83 oranında artmıştır.

Türkiye’de reel sendikalaşma oranının sadece %5’dir. Sendikaya üye olmak işten atılma nedenidir.

Cenevre’de yapılan ILO Konferansı’nda, R16;Uluslararası Standartların Uygulanması Komitesi’ Türkiye’nin sendikal hak ihlalleri ve uluslararası sözleşmelere uyumsuzluk konusunda en kötü 25 ülke arasında olduğuna karar verdi.

1980 Askeri Darbesi’nden kalma çalışma yasaları yürürlüktedir. Emekli-Sen, Çiftçi-Sen, Yargı-Sen ve Genç-Sen sendikaları hakkında kapatma kararı verilmiştir.

Türkiye ne yazık ki, tutuklu gazetecilerin, faali meçhul cinayetlerin, yöneticilerin ihmal ve umursamazlıklarından dolayı artık bir cinay halini alan iş kazalarının, yasakların ve baskıların ülkesidir.

Yakın zamanda Van’da yaşanan bir depremle çok sayıda yurttaşımızı kaybettik. Yine son dönemde artan çatışmalar nedeniyle yeni evlere evlat acısı haberleri gelmektedir..

Bütün bu karanlık tabloya rağmen ülkenin onurlu insanları demokrasi, özgürlük, sosyal haklar ve barış için mücadele etmektedir.

Gittikçe devletleşen, bütün demokratik muhalefeti ve siyasi dinamikleri yasadışı ilan etmeye heveslenen AKP hükümetinin tek parti ve tek adam niyetli “diktatörlük” hesaplarına, emek düşmanı politikalarına karşı direniş devam etmektedir.

Köln’de yaşayan DGB ve özellikle IG METALL üyelerinin Türkiye’deki eylem ve grevleri yakından takip ettiklerini biliyoruz. Gösterdiğiniz dayanışma faaliyetleri için teşekkür ediyoruz.

Özellikle küreselleşme döneminde sermayenin küresel dolaşımı önündeki engeller birer birer kaldırılarak sermaye için “sınırsız” sömürü olanakları inşaa edilmektedir. Emekçilerin dolaşım güçleri ve emeklerini “pazarlama özgürlükleri” ise alabildiğine sınırlıdır ve güvencesizdir.

Yarım yüzyılı aşkın süredir başka ülkeleri vatan edinen emekçilerin durumları da çok parlak değildir.

Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün 50. yıldönümü vesilesiyle, göçmenleri ikinci sınıf vatandaş olarak gören uygulamaların son bulması talebimizi yinelemek istiyorum. Göçmenlerin kültürel hakları ve yönetime katılımları güvence altına alınmalıdır. Çifte vatandaşlık önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Göçmen işçilere yerel seçimlerde oy hakkı tanınmalıdır. Ana dillerinin kullanımı, eğitim ve öğrenimi teşvik edilmeli, bu konuda gerekli reformlar hayata geçirilmelidir.

Bir işçi hangi ülkede olursa olsun, tezgâh başında, makine başında demokrasi ve özgürlükler için mücadelesine ara vermemelidir. Hem Almanya’nın hem Türkiye’nin demokratikleşmesi için daha sosyal bir Avrupa yaratmak için hepinizi büyük görevler düşmektedir.

Bildiğiniz gibi Avrupa’nın bazı ülkelerinde yabancı düşmanlığı yükselmekte, hoşgörü ve çok kimliklilik zarar görmektedir. Türkiye kökenli işçilerin görevi Avrupa’nın çok kültürlü yapısına ve kıta genelindeki sosyal haklara sahip çıkmaktır.

Artık sizler bu ülkede misafir değilsiniz. Geçtiğimiz hafta Köln’de gerçekleşen gençlik eylemini ve bu eylemin içinde IG METALL üyesi genç Türk işçilerin varlığı bunun en önemli göstergesidir.

Türkiye’nin, Almanya’nın ve bütün Avrupa’nın sosyal hakların genişletildiği ve güvence altına alındığı bir yer olması için birlikte mücadele etmeliyiz.

Etnik kökeni, dini görüşü ne olursa olsun biz işçiler “Birlikte daha güçlüyüz.”

Hepinizi 50 yıllık bir hasretle selamlıyorum.

ITUC ETUC