Image Map

MUHALEFETİ YARGIYLA BASTIRDIĞINI İTİRAF EDEN BAŞBAKAN SUÇ İŞLEMEKTEDİR!

DİSK Genel Başkanı Erol Ekici’nin, AKP Genişletilmiş Grup Toplantısı’nda Başbakan Erdoğan’ın yaptığı konuşmaya ilişkin açıklaması:

MUHALEFETİ YARGIYLA BASTIRDIĞINI İTİRAF EDEN BAŞBAKAN SUÇ İŞLEMEKTEDİR!

 

Başbakan Erdoğan önceki gün AKP Genişletilmiş Grup Toplantısı’nda yine bir başbakana yakışmayan üslubuyla esip gürledi. Görevi gereği de olsa sorumluluk duygusu taşıması gereken bir başbakandan çok, ülkedeki temel sorunlar üzerinden provokasyon ortamı yaratmaya çalışan, yakışıksız, sorumsuz, kışkırtıcı ve saldırgan bir görüntü sergiledi.

 

Başbakan’ın, Suriye’ye emperyalist müdahaleye karşı Hatay’da düzenlenen etkinliği “Esad yanlısı” şeklinde lanse etmeye çalışması, gerçekleri tahrif ederek halkı yanıltmaya çalışması bir tarafa, Kürt halkının seçilmiş temsilcilerine siyasi kanalları kapatma arzusuyla yanıp tutuşan bir diktatör edasıyla “Yargıyla konuştuk, onlar gereğini yapıyor, biz de TBMM’de gereğini yapacağız” demesi tüyler ürperticidir.

 

Kullandığı sözler öylesine söylenmiş sözler değildir ve “tehdit etme” boyutunun çok ötesinde anlamlara sahiptir.

 

Başbakan açıkça itiraflarda bulunmuştur! Anayasa referandumuyla birlikte yargıyı AKP’lileştirerek siyasallaştırdıklarının, siyasi hasım olarak gördükleri muhalifleri yargı yoluyla ekarte ettiklerinin ve etmeye de devam edeceklerinin itirafıdır bunlar. Cezaevindeki milletvekillerinin, seçilmiş belediye başkanları ve yöneticilerinin, gazetecilerin, öğretim üyelerinin, öğrencilerin, devrimcilerin, Kürt siyasi temsilcilerinin, sendikacıların, aydınların, yani kısacası çeşitli gerekçelerle cezaevlerine doldurulan muhaliflerin neden ve nasıl içeride tutulduklarının son derece açık ve çarpıcı bir itirafıdır…

 

Başbakan’ın itirafları ve saldırgan, diktatör, kışkırtıcı tutumu, aynı zamanda, 30 yıldır çözülmeyen ve gittikçe kangrenleşen Kürt sorununda AKP iktidarının olumsuz katkısını da göstermektedir. Ortadoğu’da emperyalist politikaların rüzgarını arkasına alarak Türkiye’de yeni bir rejim inşaa etmeye çalışan AKP, demagojik bir söylem olarak kullandığı “Kürtler benim kardeşimdir” yaklaşımından hızla uzaklaşıp “Rahat etmek istiyorsanız dağa çıkın!” noktasına taşınmıştır.

 

Ve kuşku yok ki, eğer demokrasi güçleri halkların eşitlik ve özgürlük temelinde kardeşçe bir arada yaşama seçeneğini örgütleyemezse, kanla ve milliyetçi duygularla beslenen bu “savaşçı” politikaların bedelini, kanıyla ve canıyla yine Türkiye halkları ödeyecektir…

 

Ülkemizi ve bölgeyi yıllarca unutulamayacak acılara sürükleyen emperyalist politikalardan vazgeçilmediği, Kürt halkının demokratik/siyasi talepleri karşılanmadığı sürece kalıcı çözümler asla üretilemeyecektir. Bu gerçeği göremeyen kim veya hangi siyasi anlayış olursa olsun, tarihin akışı içinde yok olmaktan kurtulamayacaktır.

ITUC ETUC