KAPALI KAPILAR ARDINDA, MECLİS'TE, SOKAKTA İŞÇİ DÜŞMANLIĞINA İZİN VERMEYECEĞİZ DİYEN DİSK, TOPLANTIYI İPTAL ETTİRDİ…
DİSK, Çalışma Bakanlığı’nın desteğiyle Maslak Sheraton Otel’de düzenlenecek olan “İşten Çıkartma Stratejileri” panelini otel önünde protesto etti. Yapılan protestonun ve açıklamanın ardından panel iptal edildiR30;
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Çalışma Bakanlığı’nın katkılarıyla sermaye gruplarının ve patronların Maslak Sheraton Otel’de düzenleyecekleri “İşten Çıkarma Stratejileri” adlı paneli, otel önünde protesto etti. Panel iptal edildi.
PANELİN ADI DEĞİŞTİ, İÇERİĞİ DEĞİL
Panel öncesinde Maslak Sheraton Otel önünde toplanan Birleşik Metal-İş, Dev Sağlık-İş, Nakliyat-İş, Sosyal-İş, Gıda-İş, Enerji-Sen, Dev Yapı-İş yönetici ve üyesi DİSK’liler ve Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği üyeleri “Kahrolsun işçi düşmanları”, “Milyonlar aç milyonlar işsiz, işte kapitalist sisteminiz”, “Çalışma Bakanı işçi düşmanı” sloganlarıyla otelin giriş kapısına yürüdü.
Burada bir açıklama yapan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, düzenlenecek olan panelin, işçi sınıfının ve emekçi kitlelerin haklarına yönelik saldırıların planı olduğunu belirtti. Panelde, Çalışma Bakanlığı’nın patronlarla ortak hareket ederek, patronlara daha az maliyetle işten çıkarma tekniklerinin anlatılacağını ifade eden Çerkezoğlu, bugüne kadar toplantıya yönelik tepkilerin artması sonucu panelin başlığının değiştirilerek, “İş İlişkilerinin Sonlanması-Fesih” isminin konulduğunu kaydetti.
Her ne kadar panelin isminin değiştirilse de planlanan düşüncenin değişmediğinin altını çizen Çerkezoğlu, AKP destekli yapılan bu tarz toplantı ve panelleri her zaman protesto ettiklerini, bundan sonra da protesto edeceklerini söyledi.
1 MAYIS’TA TAKSİM ÇAĞRISI
AKP Hükümeti’nin, işverenlerin isteği doğrultusunda, esnek çalışmayı ve taşeron sistemi yaygınlaştırmaya devam ettiğini belirten Çerkezoğlu, Meclis’e getirilmesi planlanan taşeron yasasının bunun en somut örneği olduğunu ifade etti. Çerkezoğlu, AKP’nin, işçi ve emekçilerin, bu saldırılar karşısında örgütlü tepkilerini göstermesini engellediğini dile getirerek, Taksim’in 1 Mayıs’a yasaklanmasını buna örnek gösterdi. Çerkezoğlu, tüm yasaklara ve engellemelere karşı 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını vurgulayarak, “AKP, Taksim Meydanı’nı işçilerden, emekçilerden korktuğu için yasaklıyor. Yasaklara rağmen orada olacağız” dedi. Çerkezoğlu konuşmasının sonunda tüm işçi ve emekçileri 1 Mayıs’ta Taksim’e çağırdı.
Açıklamanın ardından protesto eylemi sloganlarla bitirildi.
****
DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu’nun, Çalışma Bakanlığı’nın katkılarıyla sermaye gruplarının Maslak Sheraton Oteli’nde düzenledikleri “İşten Çıkarma Stratejileri” panelini protesto konuşması:
KAPALI KAPILAR ARDINDA, MECLİS’TE, SOKAKTA İŞÇİ DÜŞMANLIĞINA İZİN VERMEYECEĞİZ!
Değerli Basın Emekçileri,
Bugün bu otelde düzenlenen bu toplantıda, işçi sınıfının ve emekçi kitlelerin haklarına yönelik kapsamlı saldırı planlarından birisinin daha tasarlanmasına tanıklık edilmektedir.
Çalışma Bakanlığı bürokratları ile kârlarına kâr katmak için acımasız sömürü çarklarını sorunsuzca işletmek isteyen işveren temsilcileri kafa kafaya verip, işçileri işten çıkarma stratejilerini konuşacak ve “Çalışma“dan sorumlu Genel Müdür ile “Sosyal Güvenlik“ten sorumlu Müdür Yardımcısı’nın katılacağı toplantıda patronlara daha az maliyetle işten çıkarma teknikleri anlatılacaktı.
Fakat bildiğiniz gibi, bugüne kadar gösterilerin tepkilerin ardından Çalışma Bakanlığı ve SGK temsilcileri eğitim programından çıkartılarak, toplantının “İşten Çıkarma Stratejileri” başlığı değiştirilerek “İş İlişkilerinin Sonlanması – Fesih” ismi konuldu.
Bugün protestomuza konu olan bu toplantının katılımcıları ve içeriği bizlerin tavrı ile değişse de işverenler maliyet bahanesi ile hayata geçirdiği her türlü uygulama ile işçi düşmanlığı yapmaya devam edecek. İşverenlerin temsilcisi gibi hareket eden AKP hükümeti ise mecliste çıkarttığı yasalarla, mülki amirleri ve kolluk marifeti ile koyduğu yasaklarla işçi düşmanlarına çanak tutmaya devam edecektir.
Bürokratlarının işverenlerle işbirliği yaparak “işten çıkarma stratejileri” konuştuğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, taşeron şirketlerin her türlü hukuksuz uygulamalarına sessiz kalmaktadır. SGK’nın ortak olduğu düzeneklerle işçilerin sendika hakkı gasp edilmişken, İŞKUR girdi çıktı oyunlarına alet edilirken “elinden bir şey gelmediğini” iddia eden bakanlık, konu işverenler lehine beyin cimnastiği yapmaya geldiğinde en yetkili bürokratları ile patronlar için çözümler aramaktadır.
Sendikalarda örgütlenerek haklarını aramaya çalışan işçiler, birçok baskı unsuruyla karşı karşıya kalırken, işten atılmalar yaşanırken işçilerin sendikal örgütlenmesinin önündeki engellere seyirci kalan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, sermaye gruplarına işçileri daha düşük maliyetle işten çıkarmanın, güvencesiz çalıştırmayı genelleştirmenin yollarını öğretmekte bir sakınca görmemektedir.
Sermayenin ve sermayenin çıkarlarını temsil edenlerin işçilerin kazanılmış haklarını gasp etme çabası bu toplantı ile sınırlı değil. AKP hükümeti işverenlerin bu işçi düşmanlığını çalışma hayatında güvencesizliği, esnek çalışmayı ve taşeron sistemi yaygınlaştıracak yasal düzenlemelerle, kıdem tazminatını ortadan kaldırmayı hedefleyen yeni saldırı programları ile sürdürmeyi hedeflemektedir. Meclis’e getirilmesi planlanan taşeron yasası bunun en somut örneğidir.
Hükümet ve işverenler eliyle emeğe dönük ağırlaştırılmış bir saldırı programı uygulamaya sokulmak istenirken bir yandan da emekçilerin bu saldırılar karşısında örgütlü tepkilerini göstermesi enge
lleniyor. 1 Mayıs 2013 kutlamaları için emekçilere Taksim’i yasaklayan, Kocaeli’nde, Hatay’da sendikaların en demokratik hakkı olan basın açıklamalarını bile yasaklayan valiler iktidarın yalnızca yasalar yoluyla değil yasaklarla da işçi düşmanlığı yaptığını gösteriyor.
Fakat bugün bu toplantıya karşı tavrını açıklayarak toplantının katılımcıları ve adının değişmesini sağlayan emekçiler, kendi örgütlü güçlerinin işçi düşmanlarını durdurabileceğini bir kere daha göstermiştir.
Sınıfın örgütlü mücadelesi ve iradesi Meclis’te, sokakta, işyerlerinde, kapalı kapılar ardında ya da toplumsal hayatta işçi düşmanları karşısında sarsılmaz bir duvar oluşturacak, dünyanın tüm değerlerini yaratan emekçiler layık oldukları çalışma hayatını ve dünyayı da kendileri yaratacaktır.