Image Map

Saldırıları durdurmak yetmez, haklarımızı da kazanacağız!

Haziran ayından beri AKP’nin aklından geçen her şey kolayca yasalaşamıyor. İktidar partisinin “dediğim dedik, çaldığım düdük” tarzı artık eskisi gibi işlemiyor.

Geçtiğimiz ay iktidarın bir çok girişimi yarım kaldı, tamamlanamadı. İşçi sınıfı açısından en kritik olanı ise tabii ki kıdem tazminatı gündemi idi.

Fona devir adı altında, işçilerin kazanılmış haklarını gasp etme girişimi karşısında herkesin susacağını, biat edeceğini, “Efendimiz ne verirse kaderimizdir” diyeceğini ya da en fazla yalancı kabadayılık yapıp kapalı kapılar ardında teslim bayrağını çekeceğini düşünenler fena halde yanıldı.

Yanıldılar çünkü “13 milyon işçinin hakkını leş kargalarına teslim etmeyiz” diyen DİSK’i hesaba katmadılar. Yanıldılar çünkü toplumun tüm kesimleri gibi işçi sınıfının da mücadele ederek kazabileceğini, bu iktidarı ve sermayeyi durdurabileceğini yaşayarak öğrendiğini hala anlamadılar.

Yanıldılar çünkü “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganını içi boş bir meydan okuma zannettiler. Yanıldılar çünkü Haziran ayındaki isyanı bir toplumun uyanışı olarak görmeyip komplo aradılar. Yanıldılar çünkü iktidar sarhoşluğunun kibiriyle kendilerini dev aynasında görmekten vazgeçemiyorlar. Ancak gördüler ki bu ülkede onbinlerce #Direnİşçi, kıdem tazminatını teslim edip köle olmaktansa, çocuğunun emanetinin yağmalanmasına göz yummaktansa sonuna kadar kavgaya hazır…

Son bir ay içerisinde DİSK’in düzenlediği 23 civarındaki bölgesel eyleme ve DİSK üyesi sendikaların onlarca eyleminde sadece DİSK’liler değil, onların eşleri, çocukları, DİSK üyesi olmayan işçiler, benzer bir saldırı dalgasını bekleyen kamu çalışanları da omuz omuzaydı. Her yürüyüşte yankılanan korna sesleri, esnafların alkışı, balkonlardan yükselen ıslıklar, okunan duvar gazeteleri, kapışılan bildiriler AKP iktidarı için ciddi bir uyarı oldu. Kapalı kapılar ardında iktidar ve sermaye ile uzlaşmayı düşünenler olduysa, onlar da bu cesareti gösteremediler.

Çünkü biz beklemedik. “Hele  bir yasayı görelim sonra gereğini yaparız” demedik. Onların planlarını Ulusal İstihdam Stratejisi’nden, 2014 hükümet programından ve 2014-2016 yılları için hazırladıkları Orta Vadeli Programdan biliyorduk. Bu belgelerde işçiyi işçiye kırdırarak, daha ucuza köle gibi çalıştırmayı hedeflediklerini kendi ağızlarıyla söylüyorlardı. Bu nedenle DİSK önleyici müdahalede bulunarak en baştan kırmızı çizgilerini ifade etti: “Daha ucuz ve daha esnek çalışmayı öneren her teklif bizim için yok hükmündedir.”

Onbinlerin de bu iradeye sokaklarda sahip çıkması sonucu saldırı planları için frene basılmış görünüyor. Ancak kavganın yeni başladığını unutmamız gerekiyor. Çünkü saldırıları durdurmak bize yetmez!

Taşeron Cumhuriyeti’ni başlarına yıkmak için, asgari ücret sefaletine son demek için, güvencesizliğe mahkum olmamak için, haklarımızı söke söke almak için meydanları, sokakları boş bırakmayacağız!

ITUC ETUC