Greif direnişinde yaşanan sürece ilişkin DİSK Yönetim Kurulu’nun açıklaması…
Greif firmasına bağlı Sünjüt işletmesinin Hadımköy ve Dudullu fabrikalarında süren toplu iş sözleşmesi görüşmesi sürecinde yaşanan gelişmelere dair kimi haberlerin, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve DİSK yönetim kurulu üyelerine dair sistematik bir yıpratma kampanyasına dönüştüğünü üzüntüyle takip etmekteyiz.
Hadımköy ve Dudullu fabrikasında taşeron sistemine ve kölece çalıştırmaya başkaldırarak direnişlerini sürdüren DİSK Tekstil üyesi işçilerin mücadelesinin başarıya ulaşması, diğer tüm sınıf mücadeleleri gibi, sadece Greif işçilerinin, Tekstil sendikamızın veya Konfederasyonumuzun değil Türkiye işçi sınıfının geleceği için kritik öneme sahiptir. Tüm direnişlerde olduğu gibi bu direnişte de başarıya ulaşılması, işçi sınıfının birliği, dayanışması ve örgütlüğüyle, yani tek yumruk olarak sermayenin karşısına çıkması ile mümkündür.
Ancak özellikle Hadımköy fabrikasındaki direnişin başlamasının hemen ardından, ilk günden itibaren kimi yayın organlarında yer alan gerçek dışı verilere dayanan bazı haberler, kritik önemdeki bu birlik ve dayanışmaya zarar vermektedir.
Bu noktada birbirinden kopyalanıp yapıştırılarak üretilen bu haberler hakkında bir açıklama yapmak zorunlu hale gelmiştir.
Hadımköy direnişinin ikinci gününde Greif işçileri, üyesi oldukları DİSK/Tekstil Sendikası’nın internet sitesindeki bir yazıdan duydukları rahatsızlığı iletmek üzere saat 18:00 sularında Konfederasyonumuza gelmiş ve DİSK/Tekstil yöneticileriyle görüşmek istediklerini söylemişlerdir. Kendilerini karşılayan DİSK çalışanları tarafından, Tekstil yöneticilerinin Konfederasyon binasında bulunmadığı ifade edilmiş, o sırada Konfederasyon’da bulunan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ile görüşmeleri önerilmiştir.
Genel Sekreterimiz önceden programlanmış görüşmelerini tamamladıktan sonra 10-15 dakika içinde DİSK/Tekstil üyesi işçilerin yanına gelmiş ve kendileriyle görüşmüştür. Genel Sekreterimiz, işçi arkadaşların işyerindeki toplusözleşme süreci ile ilgili asıl olarak üyesi oldukları Tekstil sendikamız ile görüşmeleri gerektiğini ifade etmiş, bir konfederasyon olarak DİSK’in ise temel ilkeler ve yaklaşımlar çerçevesinde bütünleştirici ve ilerletici bir işlevi olduğunu anlatmıştır. Bunun yanında Genel Sekreterimiz Konfederasyon düzeyinde neler yapılabileceğine dair işçilerin önerilerini dinlemiştir. Bu görüşmeler neticesinde işçilerin Tekstil sendikamızın sitesindeki yazıyla ilgili rahatsızlıkları sendika yöneticilerine iletilmiş, sendika yönetiminin inisiyatifiyle yazı kaldırılmış, başlatılmış olan direnişle ilgili Konfederasyon düzeyinde dayanışma sürecinin geliştirilmesi için yeniden görüşülmesi kararlaştırılmış ve işçiler iki gün sonraki DİSK’in 47. yıl etkinliğine davet edilerek, sürdürülen mücadelede başarılar dilenmiş ve sloganlar eşliğinde işçiler DİSK binasından ayrılmıştır.
Ardından, DİSK/Tekstil yönetim kurulu üyeleri ve direnişin ilk gününden itibaren Hadımköy’deki fabrikada bulunan DİSK/Tekstil Esenyurt Bölge temsilcisi Engin Yılgın ile görüşülerek 13 Şubat’taki kuruluş yıldönümü etkinliğinin ertesi günü için, yani direnişin beşinci günü için DİSK ve DİSK’e bağlı sendikalar olarak bir ziyaret yapılması programlanmıştır.
13 Şubat 2014 tarihindeki kuruluş yıldönümü etkinliğine katılan DİSK/Tekstil sendikası üyesi Greif işçilerinin program dahilinde konuşma yapmaları kararlaştırılmış, bizzat konuşmayı yapacak işçi temsilcisine Genel Başkan’dan sonra konuşacağı iletilmiştir. DİSK üyesi olmayan bir grubun kürsüyü işgal etmesi sonucu program sona ermiştir. Böylece Greif işçilerinin kürsüde konuşması engellenmiştir. Buna rağmen ertesi gün yer alan kimi haberlerde Greif işçisine DİSK’in “kötü muamelesi” anlatılmış ancak nedense bu kötülüğün ne olduğu ısrarla açıklanmamıştır.
Gecede yaşanan bu olayın çalışma programında bir değişikliğe yol açması kaçınılmaz olmuş, direnişin beşinci gününde planlanan ziyaret ancak onuncu gün yapılabilmiştir. DİSK Genel Başkanı ve DİSK Genel Sekreteri’nin sendikal faaliyetleriyle ilgili programlanmış görevleri dolayısıyla şehir dışında bulunmaları sebebiyle ziyaret için yeni bir planlama direnişin dokuzuncu günü olan 18 Şubat Salı günü yapılabilmiştir.
Bu süre içerisinde 17 Şubat Pazartesi akşamı saat 21:00 sularında DİSK Genel Merkezi’nin önünde yapılan bir eylem basında yer bulmuştur. Bu haberlerde “DİSK bürokratları işçiler gelecek diye DİSK’i kapatıp kaçtı” iddialarına yer verilmiş, işçilerin evi olan DİSK Konfederasyon binasından “bürokratların ini” diye bahsedilmiştir. Konfederasyonumuzun Genel Başkanı Ankara’da ve Genel Sekreteri Diyarbakır’da önceden programlanmış sendikal görevlerini yerine getirirlerken DİSK personeli çoğu zaman olduğu gibi saat 18:00’da binadan ayrılmış, haber verilmesi halinde beklenebilecek olan Greif işçilerinin geleceği kimseye bildirilmemiş, sonra da buradan bir “kaçış” öyküsü türetilmiştir.
18 Şubat Salı günü ise DİSK Tekstil yöneticileriyle yapılan görüşmeler neticesinde, DİSK Genel Başkanı ve Genel Sekreteri’nin İstanbul’a döndüğü gün için bir ziyaret örgütlenmiştir. 19 Şubat günü gerçekleşen bu ziyaret öncesinde iki grup halinde Konfederasyon’a gelen Greif işçileriyle bir kez daha görüşülmüş, direnişin desteklenmesi kararlılığı ve DİSK/Tekstil üyesi işçilerin mücadeleye dair aldığı kararların arkasında Konfederasyonun da duracağı tüm açıklığıyla ifade edilmiştir.
Aynı gün gerçekleşen direniş ziyaretine DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve DİSK Yönetim Kurulu üyelerinin yanı sıra, Genel-İş, Lastik-İş, Birleşik Metal-İş, Dev Sağlık-İş, Gıda-İş, Basın-İş, Enerji-Sen’den temsilciler de katılmıştır. Direniş ziyareti sırasında yapılan bir toplantıda da önceki günlerde yaşananlar bizzat işçi temsilcilerine anlatılmış, sürecin bu şekilde geliştiğine dair açıklamalara hiçbir itiraz gelmemiş ancak hemen aynı gece sadece bir yayın organı aynı iddiaları hiçbir veri ortaya koymadan tekrar etmeye, gerçek olmayan iddialarla DİSK’i, DİSK yöneticilerini ve çalışanlarını hedef almaya devam etmiştir. Patronlara , sermayeye, taşeron sistemine karşı direnişin devam ettiği böylesi bir dönemde bu tutuma anlam vermek mümkün değildir.
DİSK Yönetim Kurulu üyeleri ve DİSK/Tekstil yöneticileri, Hadımköy Greif fabrikasındaki DİSK/Tekstil üyesi işçilerle görüşmelerinin ardından hemen ertesi gün bir diğer direniş noktası olan Dudullu’daki Greif fabrikasını da ziyaret etmiş, bu iki fabrikanın toplu görüşme sürecinin ve direnişinin eşgüdümü için adım atmıştır. Buradaki görüşmede de taşeron zulmünün sona ermesinin kırmızı çizgi olması gerektiği konuşulmuş, aynı firmaya ait diğer fabrikalarda da örgütlenmenin yükseltilmesi için neler yapılabileceği tartışılmıştır. Örgütlenmeyi ve mücadeleyi büyütmeye yönelik bu somut adımlar dışında, teknik ihtiyaçların karşılanması için DİSK’e bağlı sendikaların katkıları sürmektedir. Bunun yanı sıra DİSK’e bağlı sendikalarımız Hadımköy’deki fabrikaya ziyaretlerini halen sürdürmektedir ve sürdürecektir.
Tüm bu çabalara rağmen şurası açıktır ki Konfederasyon olarak yapabildiklerimiz ve yapacaklarımız bize asla yetmeyecektir. Çünkü işçi sınıfının tüm direnişleri ancak daha güçlü birlik ve dayanışma ile büyüyecektir. “Birlik ve dayanışma” ile mücadelemiz, mücadelemiz ile “birlik ve dayanışma” gelişecektir. Bu bilinçle Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu olarak hiçbir zaman yaptıklarımızla yetinmeyeceğiz. Çünkü var olanla “yetinmek” devrimci değildir! Var olanı geliştirecek olan ise Greif işçileri de dahil olmak üzere işçi sınıfının ülkenin dört bir yanında yükselen örgütlenme ve mücadele iradesidir.
Taşeron cumhuriyetine karşı yaşasın işçilerin birliği!
İnadına sendika inadına DİSK!
Birlik, mücadele, dayanışma!