İşçi sınıfının yiğit önderlerinden Memet Ertürk’ü uğurluyoruz!..
Türkiye ve uluslararası işçi sınıfının önderlerinden Memet Ertürk’ü yitirmenin acısını yaşıyoruz. Ertürk için Perşembe günü saat 13:00’te DİSK Genel Merkezi önünde bir tören yapılacak. Sonra ikindi namazını (15:03) takiben Şişli Camiinden sonsuzluğa uğurlanacak…
“İŞÇİ SINIFININ YİĞİT ÖNDERİ”
Mehmet Ertürk’e saygı
Türkiye’nin politik olarak en sıcak günleri 1970’lede denk geldiği genel kabul görür. Devrimci kabarmanın mutlaka hedefe varacağı konusunda ortak bir görüş oluşmuştu: Devrim yakında!
O yıllarda inanılması zor gelişmeler yaşanıyordu. 1 Mayıs İşçi Bayramları, takvimlerdeki “Bahar Bayramı” kandırmacısından kopartılıp, yüz binlerce emekçiyi alanlara toplamaya başlamıştı.
Bu gelişmelerin tam ortasında yer alan bir isim Mehmet Ertürk, 31 Ocak 2014 Cuma akşamı Türkiye saatiyle 19.00’da Paris’te tedavi gördüğü hastanede hayata gözlerini kapadı.
DİSK’in kurucularından Maden-İş Sendikası’nın işçiler arasında çok sevilen Genel Sekreteri Mehmet Ertürk, 1974 yılında zorlu bir genel kurul sonrasında seçilmişti. Ertürk, hukuk fakültesinde okurken toplumsal mücadelenin içinde yer almak için Philips Fabrikasına işçi olarak girmişti. Kısa sürede baş temsilci ve ardından da Maden-İş Gültepe 6.Bölge Başkanı seçilmişti.
Ertürk, Maden-İş’te çok kısa sürede DİSK ve Maden-İş’in Genel Başkanı Kemal Türkler’in güvenini kazanmıştı. Bundan sonrasını Ertürk, bu satırların yazarına bire-bir görüşmede 2008 yılında anlatacaktı.
1976 yılında DİSK’in 9. Yıl kutlaması yapılacaktır. O tarihe kadar seçilmiş büyük bir otelin geniş salonunda kokteyl ile kutlanan 13 Şubat DİSK’in kuruluş yıl dönümü için Ertürk, Kemal Türkler’e gider:
-Başkan bu yıl DİSK’in kuruluşunu işçilerle birlikte Spor Sergi Sarayı’nda kutlasak nasıl olur?
Kemal Türkler, sezgileri çok gelişmiş yakın ve uzak gelecek konusunda isabetli kararların sahibi karizmatik bir işçi lideriydi. Ertürk’e “anlat bakalım” diyor:
-Nasıl bir kutlama yapmamızı istiyorsun?
Sonrası çok coşkulu kitlesel bir kutlamaya tekabül ediyor. Bu satırların yazarının da genç bir işçi olarak hazır bulunduğu kitlesel ilk kutlama bir başka dönüşüme ebelik etmişti. Kemal Türkler, işçilerle birlikte yapılan bu kutlamanın keyfini sürerken Ertürk, “Başkan” dedi:
-Biz istersek, 1 Mayısları da alanda kutlayabiliriz!
-Sahi yapabilir miyiz?
-Siz ‘olur’ derseniz, hiçbir engel tanımayız!
Kemal Türkler o gece kararını veriyordu: Bu yıl 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Taksim’de kutlayacağız!
1921’te işgal altında kutlanan 1 Mayıs İşçi Bayramı 1925’te Takriri Sükûn Kanunu ile yasaklanmıştı. O tarihten tam 50 yıl sonra Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları DİSK 1 Mayısı alanlarda kutluyordu.
Mehmet Ertürk işçiler arasında çok Avrupai biçimde soyadıyla anılırdı: Ertürk!
-Ertürk’ü çağıralım, Ertürk gelsin konuşsun, Ertürk’e gidip soralım, Ertürk bu işe ne diyor?
Mehmet Ertürk, işçilerin doğrudan gönül bağı kurduğu dürüst bir liderdi. Onun söylediklerini kesinlikle yapacağına inanırlardı. O da yapamayacağı konuda söz vermez, fikrini açık olarak söylerdi. İkna yeteneği de çok güçlüydü. Çünkü “çok sahici” idi!
Ertürk, 1981’de yurt dışına çıktı. Orada Türkiyeli devrimciler için Avrupa işçi sınıfının örgütlü gücünü seferber etti. Türkiye’ye gelmesini sağladığı Hollandalı sendikacılar, 12 Eylül cuntasıyla idamlar konusunda kabul edilebilir bir anlaşma sağlamışlardı:
-Biz idamları durduracağız, ama siz de söyleyin onlara (Türkiyeli Devrimciler) Avrupa’da idamları durdurduk diye propaganda yapmasınlar!
Ertürk, 12 Eylül sonrasında bütün çalışmalarını kişisel ağırlığı ile yaptı. Çünkü Maden-İş’ten sessizce uzaklaştırılmıştı. Eğer MESS Grevleri sürerken (1979) sendika içi bir mücadele başlatsaydı, bunu kazanırdı. Ama sendika ve grev çadırlarındaki işçiler kaybederdi.
Bu yüzden Ertürk, her türlü değerlendirmenin üzerine çıkmış bir işçi önderi olduğunu özverisiyle de gösterdi. Ona karşı yapabileceğimiz tek şey var:
-Ertürk’e saygı!
***
Ölüm: Kesin ayrılıktır! Ertürk’ü uğurluyoruz…
Mehmet Ertürk çağımızın “vebası” olan hastalıkla boğuşuyordu birkaç yıldır. Lenf kanseri tedavisi bir süre olumlu gelişti. Sonra yeniden saldırıya geçti.
Ertürk, Perşembe günü saat:13.00’te DİSK Genel Merkezi önünde bir tören yapılacak. Sonra ikindi namazı (15.03) takiben Şişli Camiinden sonsuzluğa uğurlanacak.
Ertürk, bu ülkenin yetiştirdiği en değerli işçi sınıfı önderleri arasında ön sırada gelen bir devrimcidir.
Çarşamba günü onu işçi sınıfının ellerinde sonsuzluğa uğurlayacağız.
Ertürk’le birlikte mücadele yollarını adımlamış olanlar, onunla tanışmamış genç işçiler, direngenlik yoluna baş koymuş olanlar DİSK’in önünde toplanacağız. Soranlara da söyleyeceğiz:
-Ertürk’ü uğurluyoruz!
(Nazım Alpman – BirGün – 3 Şubat 2014)
***
YAŞAM ÖYKÜSÜ
1943 yılında Yörük bir ailenin 9. çocuğu olarak Adıyaman’ın Tut ilçesinde doğdu, ortaokulu Besni’de liseyi Adıyaman’da okudu. 3 yıllık İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrenciliğinin yanı sıra renkli fotoğraf laboratuarı, porselen atölyesi, av tüfekleri mağazası ve Philips Radyo TV Fabrikasında işçi olarak çalıştı.
“1969 yılında Philips fabrikasında DİSK’e bağlı Türkiye Maden-İş Sendikası’nın işyeri sendika temsilciliği ve lokal başkanlığına seçildi. 1970 yılında hukuk fakültesindeki öğrenimini yarıda bırakarak sendikal çalışmalara ağırlık verdi. O yıllarda sendikal özgürlükler uğruna verilen mücadelede ve bu uğurda sık sık yaşanan fabrika işgallerinde bir Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi ve genç bir sendikacı olarak aktif yer aldı.
“Memet Ertürk 1971 yılında Maden-İş Sendikası’nın İstanbul 6. bölge temsilciliğine 1974 yılında aynı sendikanın genel sekreterliğine seçildi. 1975 yılında TKP’ye üye oldu. Kemal Türkler in çok yakın bir çalışma yoldaşı olan Memet Ertürk, 15-16 Haziran1970 direnişinde 6. Bölge Komitesi’nde 1975 demokratik hak ve özgürlükler İstanbul Taksim mitinginde komite üyesi ve konuşmacı DGM’ye karşı verilen mücadelede düzenleme komitesinde, 1976 ve 1977 1 Mayıs kutlamalarını düzenleyen 3 kişilik komitede düzenleme komitesi üyesi ve güvenlik sorumlusu olarak aktif görev almıştır. Memet Ertürk hakkında bütün bu faaliyetlerden dolayı Türk ceza yasasının 141 ve 142. maddelerinden onlarca dava açılmıştır. 1978 Varşova kongresinde Dünya Sendikalar Federasyonu’na (FSM) bağlı 20 Milyon üyeli Uluslararası Metal İşçileri Sendikaları birliği’nin (UMSB) yürütme kuruluna seçildi ve bu örgütün Türkiye, Ortadoğu ve kuzey Afrika sorumlusu oldu. İran, Irak, Suriye, Ürdün Filistin, Mısır, Tunus ve Cezayir sendikaları ile çalıştı ve onları Dünya Sendikalar Federasyonunda temsil etti.
“12 Eylül 1980 darbesinde yurtdışına çıktı. DİSK’in beraatına kadar Uluslararası DİSK’le Dayanışma Komitesi’nde görev aldı.
(Can Şafak, Büyük Grev 1977)