ILO heyetinden DİSK'e ziyaret
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Catherine Brakenhielm’ın DİSK Ankara Temsilciliğine gerçekleştirdiği ziyarette, iş sağlığı ve güvenliği alanında işbirliği olanaklarını değerlendirildi
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Catherine Brakenhielm 19 Haziran Çarşamba günü DİSK Ankara Bölge Temsilciliğine bir ziyaret gerçekleştirdi. Toplantıya Konfederasyonumuz DİSK’in Genel Başkanı Kani Beko, Sosyal-İş sendikamızın Genel Başkanı Metin Ebetürk, Nakliyat- İş sendikamızın Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Genel-İş sendikamızın Eğitim Daire Başkanı Hüseyin Yaman, Toplu Sözleşmeler Daire Başkanı Mehmet Güleryüz, Örgütlenme Daire Başkanı Çetin Çalışkan ve Araştırma Daire Müdürü Özgün Millioğulları katıldı.
Ziyaret, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile İşçi ve İşveren Sendikaları Konfederasyonları başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla iş sağlığı ve güvenliği alanında işbirliği olanaklarını değerlendirmek amacıyla ILO Ankara Ofisinde başlatılan çalışmalar kapsamında gerçekleşti. 6 Haziran tarihinde başlatılan çalışmalar bir ay sürecek.
Genel-İş Genel Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda, ILO İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Catherine Brakenhielm, ILO Ankara Bölge Temsilciğinden Özge Berber Ağtaş ve İzgi Güngör’den oluşan heyet, ILO’nun paydaşlarla işbirliği yapmak amacında olduğunu ve ILO’nun destekte bulunması için bilgi almaları gerektiğini belirtti.
“2014’ün başından bu yana 820 işçi ölümü gerçekleşti”
ILO heyetininin Soma’da yaşananlar ile ilgili bilgilendirdiği toplantıda konuşan DİSK Genel Başkanı Kani Beko şunları söyledi:
“Başta Soma olmak üzere, yaşanan işçi cinayetlerinin temelinde özelleştirme ve taşeronlaştırma yatar. Aynı zamanda Norm Kadro Yönetmeliği ile birlikte de belediyelerin tecrübeli işçilerinin yerine deneyimsiz taşeron işçilerin çalıştırılabilmesinin yolu açıldı. Madencilik, inşaat sektörleri başta olmak üzere tehlikeli işlerde de deneyimsiz taşeron işçiler çalıştırılıyor. İlgili kanun tasarıları hazırlanırken tarafların görüşü alınmıyor. Sendikalar, meslek odaları sürecin dışında bırakılıyor. Söz konusu Soma Madeni’nde karbondioksitin dışarı atılması için çelik yerine plastik borular kullanılıyordu. Zaten madenin işletmeciliği TKİ’den Soma Holding’e geçmemesi için işçiler 1 hafta boyunca madeni işgal etmişlerdi. Çünkü maden işletmesinin özelleştirilmesinin doğuracağı sorunların farkındaydılar. 2012 ve 2013 yıllarında da Soma’da işçi ölümleri yaşanıyordu ancak rakamlar bu kadar yüksek olmadığı için kamuoyunun dikkatini çekmiyordu. 2014’ün henüz ilk altı ayı dolmadı ama işe bağlı ölümler 820’yi buldu. İşçi ölümlerinde dünyada üçüncü sıradaydık, Soma ile dünya ikinciliğine geldik.”
İşyeri denetimini de işveren yapabiliyor
Genel-İş Eğitim Daire Başkanı Hüseyin Yaman, Türkiye’de yasal düzenlemeler yapılsa bile bunların uygulanmasında büyük sorunlarla karşılaşıldığını belirterek, “İşçiler korkudan dolayı çalışma koşullarına ilişkin itirazda bulunamıyor. Sendikaya üye olurlarsa işten atılma tehlikesiyle karşılaşıyorlar. Sendikalı olsalar bile şikayette bulunan işçinin işi tehlikeye giriyor” dedi.
Genel-İş Araştırma Daire Müdürü Özgün Millioğulları ise, özellikle tehlikeli işler kapsamındaki koşulların denetimindeki sorunlara vurgu yaparak, “İş Güvenliği Uzmanları güvencesiz çalıştığı için işletmedeki riskli ya da tehlikeli durumlar raporlanamıyor. İş Güvenliği Uzmanı’nın işvereni yine işletmenin sahibi. Bu anlamda bağımsız bir denetimden söz etmek mümkün değil. Dahası, yasa, işveren İş Güvenliği Uzmanlığı Sertifikası sahibiyse, denetim işini kendisinin üstlenebilmesine de imkan tanıyor” diye konuştu.
ILO ve TEPAV ortak çalışmasıyla iş sağlığı ve güvenliği tartışılacak
ILO İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Catherine Brakenhielm, DİSK’i, TEPAV ile beraber gerçekleştirecekleri düşünce platformu (think tank) konusunda bilgilendirerek buraya katılımlarını beklediklerini bildirdi ve şunları söyledi:
“ILO olarak bir Teknik İşbirliği Ekibimiz zaten mevcut. Ancak bunun kadar, sorunun arka planını ve bağlamını da iyi bilmek gerekiyor. Temeli iyi kurmalıyız. Bu nedenle sizleri de aramızda görmek isteyeceğimiz TEPAV ile birlikte organize ettiğimiz bu oluşumda görüş alışverişinde bulunmayı, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konusunda Türkiye’deki arkaplana ilişkin, sonrasında da yeni yasalar ve özelde Soma konusunda gerekli verileri oluşturabilmeyi umuyoruz. En önemli noktalardan birisi önlem almak. Önlem alabilmek için ise bilgi sahibi olmak ve risk değerlendirmesini iyi yapmak gerekiyor. Ek olarak da, ILO’dan Türkiye’ye, buradaki sistemi inceleyecek ve bunu ILO Sözleşmeleri nezdinde de inceleyecek ulusal bir uzman görevlendirmeyi düşünüyoruz.”
“Hiçbir ülke kara listeye girmek istemez”
Brakenhielm sözlerine şöyle devam etti:
“Yasalar elbette önemlidir, ancak her sorunu çözmezler. ILO ve ILO’nun araçları doğru kullanıldığında yasa kadar etkili olabilir. Örneğin ‘kara liste’ ILO’nun en etkili cezalarından biridir. Hiçbir ülke kara listeye girmek istemez. Türkiye’nin ILO’nun 176 sayılı sözleşmesini imzalamadığı biliniyor. Buna karşılık 155 sayılı sözleşmeyi ve İş Teftişi ile ilgili 81 sayılı sözleşmeyi imzalamış durumda. 1 Eylül 2014’e kadar Türkiye’nin rapor sunması gerekiyor. Bu Türkiye’ye özel bir sorun değil. Yapacağımız çalışmalardan Türkiye’yi aşacak sonuçlar almayı umuyorum. Türkiye, bütçeye, yasalara, belli bir sisteme ve standartlara sahip bir ülke. Bunların bir şekilde işlemesinin yolunun bulunması gerekiyor. Sizin de işbirliğinizle bunun için elimizden geleni yapacağız.”