DİSK Genel Başkanı Kani Beko'nun madenci yürüyüşünde TBMM önünde yaptığı konuşma
DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun Dev Maden Sen üyesi Somalı maden işçilerinin Ankara’daki basın açıklamasında yaptığı konuşma
Soma’dan yaşanan katliamın üzerinden iki ay geçti. Biz ilk günden itibaren Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu olarak Soma’yı yalnız bırakmadık. Daha ilk günün akşamı Soma’ya koştuk. DİSK’e bağlı sendikalar olarak işyerlerinde iş bıraktık, Soma’nın acısına, yasına ortak olduk. Diğer emek örgütleriyle, dostlarıyla beraber yürüyüşler, mitingler düzenledik: Somalı maden işçilerinin ve ailelerinin sesini, farklı işkollarından işçi arkadaşlarımızla beraber yükselttik.
“Soma’nın talepleri tüm işçi sınıfının talepleridir” dedik. İşyerlerinde, sokaklarda, meydanlarda, hükümet ile görüşmelerde, müzakerelerde hep bu talepleri dile getirdik. Peki neydi o talepler?
“Tüm sorumlular hesap versin” dedik. Ancak bugüne kadar hiçbir bürokrat, hiçbir bakan, hiçbir kamu görevlisi hesap vermedi, görevden alınmadı, onurlu davranıp istifa etmedi. Bu ülkeyi yöneten, çalışma yaşamını yöneten, madenlerden sorumlu olan kimse 301 canımızın hesabını vermedi.
“Taşeron çalıştırma yasaklansın, dayıbaşı köleliği son bulsun” dedik. Ancak maalesef bu konuda da somut bir adım atılmadı. Taşeron belası hala tüm işçi sınıfını tehdit etmeye devam ediyor. Hatta bütün çalışanları taşeron köleliğine mahkum edecek bir yasal düzenleme bile yapmaya kalktılar.
“Maden ocakları kamu eliyle işletilsin” dedik. Özel işletmelerde canımız, emeğimiz yok sayılıyor dedik. Onlar ne yaptı? Muğla Yatağan başta olmak üzere yeni özelleştirmelerle binlerce maden ve enerji işçilerini mağdur etti.
“Ocaklar bağımsız bir heyet tarafından denetlensin” dedik. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin taşerona devredilmesine karşı çıktık. İşçi sağlığı ve iş güvenliği piyasaya bırakılırsa bunun sonu felakettir dedik. Türkiye’de her gün en az 3 işçi çalışırken ölmesine rağmen bu hatalarından dönmediler. “Durmak yok, yola devam” diyerek hatalarında ısrar ettiler.
“Güvenli çalışmayı sağlayacak tüm önlemler alınsın, yaşam odaları zorunlu olsun” dedik. Ancak bu önlemleri maliyetli bulanlar torba yasaya bir madde ekleyerek 250 milyon lirayı maden şirketlerine aktarmayı tercih ettiler. Soma’daki maden işçilerinin hepsinin 1 yıllık ücreti kadar bir parayı özel şirketlere vermeyi tercih edip, işçiyi ölüme mahkum ettiler.
Tüm bunları yaparken, taleplerimizi reddederken, bu talepleri mecliste dile getiren Manisa Milletvekili Sayın Özgür Özel’e karşı şiddet uyguladılar. Bu şiddet gösterisini Somalı işçiler daha önce de tanık oldu. Bu ülkenin Başbakanı, Başbakan’ın müsteşarı, korumaları Somalıların en insani taleplerine yumrukla, tekmeyle, copla cevap vermişti. Yine biz İzmir’de Soma için yürürken bir TOMA bizzat beni hedef alarak yaralanmama sebep olmuştu. Kısacası Sayın Özel’e yönelik şiddet kişisel bir saldırı değildir. Bu Somalı maden işçilerine, işçi sınıfına, onların haklı taleplerine yapılmış bir saldırıdır.
İşte şimdi biz buradayız. Somalının taleplerini duymazdan gelenlere, Soma’ya gelip söz verip Ankara’da unutanlara sesleniyorum. Madencilerin taleplerini içeren önergelere red oyu veren AKP’li vekillere sesleniyorum. Biz buradayız. Gelin ve yüzümüze karşı neden o önergeleri reddettiğinizi bize izah edin. Gelin, açık açık “sizi ölümüne çalıştıracağız” deyin. Yaşam değil ölüm için oy kullanmanızın nedenini buradaki maden işçilerinin gözlerinin içine bakarak anlatın.
Sevgili dostlar, mücadele arkadaşlarım;
2014’ün daha ilk 6 ayında, yani yılın yarısında en az 951 işçi iş cinayetlerinde öldü. Temmuz’un ortası itibarıyla en az bin insanımızı ekmek parası kazanırken kaybettik. Bu bir katliamdır. Ve bizim taleplerimizin kabul edilmedikçe maalesef bu katliam sürecektir. Soma’nın ardından, Şırnak’ta, Balıkesir’de madenci kardeşlerimizi yitirdik.
Bu mesele artık bir insanlık mücadelesidir. Türkiye’de çalışma şartları vahşi bir düzenine dönüşmüştür. Taşeron sistemi tamamen ortadan kaldırılmadıkça, özelleştirmede ısrar ettikçe, işçi sağlığı ve iş güvenliği yasası mevcut haliyle kaldığı müddetçe, bu vahşi düzen devam edecektir.
Dev Maden Sen sendikamızın üyesi Somalı maden işçilerinin mücadelesi, bu insanlık mücadelesinin işaret fişeklerinden biridir. Bu mücadele hepimizin mücadelesidir. Kurtuluş yok tek başına! Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!