Image Map

Kemal Türkler’in katilinin cenaze töreni de, onun gibilerin son nefeslerine kadar nasıl korunup kollandığını göstermektedir!

Bugün 2 Temmuz, 1993’de 35 insanın yakılarak katledildiği Sivas-Madımak Katliamı’nın 21. yıldönümü. Türk Ceza Kanunu’nun 77. maddesince düzenlenen “İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar” başlığı altında değerlendirilmesi gerekirken ve aynı kanun bu suçlarda zamanaşımı olamayacağını da hüküm altına almışken, özel çabalarla “zamanaşımı”na uğratılarak dava sonuçlandırıldı. Gerçek suçlular hiçbir zaman yargılanmadılar.

Darbecilerle, çetelerle mücadele ettiğini söyleyenlerin katiller sürüsünü nasıl koruduklarını,toplumsal bütün sorunları “irrasyonel” metodlarla çözme yeteneğini sergiledikleri diğer bir dava da,3. Yargı Paketi’yle kişiye özel düzenlenen geçici 3. madde kapsamında DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’i de öldürmekten  yargılanan ve Ankara’da öldürülen 7 TİP’li öğrencinin cezaevindeki iki katilinin jet hızıyla serbest bırakılmasıydı.

Kemal Türkler cinayeti ile ilgiliMHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, MHP’li Yılma Durak ile Celal Adan’ın, ‘azmettirici oldukları’ iddiasıyla yargılandıkları davada ilk karar 7 Nisan 1987 tarihinde çıkmış;sanıklardan Abdulsamet Karakuş ve Aydın Eryılmaz adlı tetikçiler Türkler’i öldürmekten 12’şer, olayda kullandıkları aracı gasp etmekten de 20’şer yıl ağır hapis cezasına çarptırılmışlardı.

Kemal Türkler’in katillerinden firari Ünal Osmanağaoğlu ise Avrupa’da eroin ticaretinden yakalanmış ve cezaevinden çıktıktan sonra da Türkiye’ye iade edilmişti. Yargılanacağı yerde, Kuşadası’nda devlet çiftliği işletmeciliği yaptığı ortaya çıkmış ve Türkler Ailesi avukatlarının uzun çabaları ve girişimleriyle açtığı dava sonucunda 19 yıl sonra yeniden yargılama başlatılmıştı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bu dava 1 Aralık 2010 tarihindeki duruşmada, “zamanaşımı” nedeniyle ortadan kaldırıldı. Dün de bu şahsın hayatını kaybettiği basına yansıdı.

Faili meçhul bırakılan siyasi cinayetlerin pek çoğunda faillerin kimler tarafından nasıl korunup kollandıkları geçtiğimiz zaman içerisinde görüldü. Hrant Dink’in katillerinin de nasıl açıkça korundukları, katillerin ellerine bayrak tutuşturan güvenlik güçlerinin çektikleri fotoğrafların yayınlanmasında görüldü. Geçmişten bugüne bu katiller “kahraman” ilan edildiler. Gezi Direnişi’nde katledilen gençlerimizin katilleri de yine ve hâlâ bizzat devlet tarafından korunmakta, yargılamalar gerçekleştirilememektedir.

Cenazesine bayrak sarılan Ünal Osmanağaoğlu’nun, TBMM Başkanvekili’nin de katılarak “yarı resmi” cenaze törenine dönüştürdüğü görüntü de, insanlık suçu işleyen canilerin nasıl korunduklarını gösteren son kanıtlarından biridir.

Ülkemizin en güzel insanlarını acımasızca katleden caniler tarihin karanlığında yok olup giderken, Kemal Türkler’ler, Hrant Dink’ler, Uğur Mumcu’lar, Abdi İpekçi’ler, Musa Anter’ler, Bahriye Üçok’lar, Ümit Kaftancıoğlu’lar, Ümit Yaşar Doğanay’lar, Bedri Karafakioğlu’lar, Doğan Öz’ler, Ahmet Taner Kışlalı’lar, Turan Dursun’lar, Mustafa Suphi’ler, Ali İsmail Sönmez’ler, Ethem Sarısülük’ler, Berkin Elvan’lar tarihin aydınlık sayfalarında ve yüreklerimizde sonsuza kadar yaşayacaklardır.

 

failimechul

ITUC ETUC