IUF:Türkiye hükümetinin demokrasiye karşı savaşının son hedefi
Uluslararası Gıda, Tarım ve Turizm İşçileri Federasyonu yaptığı bir açıklamayla Türkiye’de sendikalara ve demokrasiye yönelik baskıları protesto ederken, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu’nun gözaltına alınmasını kınadı.
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu’nun geçen sene yaptığı bir konuşmada “Cumhurbaşkanına hakaret ettiği” gerekçesiyle 17 Haziran’da gözaltına alınmasını IUF güçlü bir şekilde protesto etmektedir. Türkiye hükümeti temel demokratik haklara saygı göstermesi konusunda etkili bir baskıyla karşılaşmadığı sürece Çerkezoğlu Cumhurbaşkanına hakaret sebebiyle soruşturmaya uğrayan veya suçlanan ne ilk ne de son sendikacı olacaktır.
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu’nun geçen sene yaptığı bir konuşmada “Cumhurbaşkanına hakaret ettiği” gerekçesiyle 17 Haziran’da gözaltına alınmasını IUF güçlü bir şekilde protesto etmektedir. Çerkezoğlu serbest bırakılmadan önce yurtdışına yapacağı bir ziyaret için hazırlanırken gözaltına alınıp savcılar tarafından sorgulandı.
Türkiye hükümeti temel demokratik haklara saygı göstermesi konusunda etkili bir baskıyla karşılaşmadığı sürece Çerkezoğlu Cumhurbaşkanına hakaret sebebiyle soruşturmaya uğrayan veya suçlanan ne ilk ne de son sendikacı olacaktır. Erdoğan’ın 2014’te Cumhurbaşkanı olmasının ardından Ceza Kanununun 199. maddesinde yer alan Cumhurbaşkanına hakaret “suçu” nedeniyle yaklaşık 1850 ceza davası açılmıştır. Bu yasa gazetecileri, avukatları ve her türden sosyal, kültürel ve siyasi açıklamayı hedef alacak şekilde geniş bir şekilde kullanılmaktadır. 4 yıla kadar hapis cezası hükmü verilebilmektedir.
119.madde ve ceza kanunundaki diğer benzeri baskıcı maddelerle yapılan gözaltılar, soruşturmalar ve tutuklamalar demokratik muhalefet için hızlı şekilde daralan alanı kapatmak için kullanılmaktadır. Mayıs ayında Erdoğan yanlısı milletvekilleri meclisin üçte birinin dokunulmazlığını kaldırarak bu meclis üyelerinin “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “terörizmi desteklemek” adı altında yargılanmaları için ceza soruşturmalarının yolunu açmıştır. Erdoğan geçtiğimiz sene HDP’nin seçim başarısı nedeniyle geçici olarak bozulan denetimsiz otoriter yönetimini sağlamlaştırma amacına ulaşmak için hareket etmektedir. (http://www.iuf.org/w/?q=node/4508)
Avrupa Birliği Türkiye ile mevcut çeşitli ilişkileri nedeniyle artan baskıya tepki gösterme konusunda özellikle sorumluluğa sahiptir ancak Birliğin Erdoğan’a mültecileri Avrupa dışında tutma görevini vermesi nedeniyle Avrupa Birliği tüm demokratik ilkeleri terk etmiştir. AB’nin sessizliği siyasi bir şantajın bedelidir. Türkiye’de giderek kötüleşen içinde özelikle temel sendikal hakların güvencesinin eksik olduğu demokrasiyi savunmak için uluslararası sendikal eyleme olan ihtiyaç hiç bu kadar gerekli olmamıştır.
For English:
http://www.iuf.org/w/?q=node/5046