Image Map

KAYYUM HALK İRADESİNİN GASP EDİLMESİDİR!

DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun 27 Eylül 2016 tarihinde Batman’da yaptığı konuşma:

10629-1

SEÇİMLE GELEN SEÇİMLE GİDER,

KAYYUM HALK İRADESİNİN GASP EDİLMESİDİR!

Sevgili işçi kardeşlerim, sevgili arkadaşlarım!

Bugün burada seçimle gelenlerinin yerine kayyum atanmasına karşı, seçmen iradesinin, halk iradesinin gasp edilmesine karşı bir aradayız!

Hepimizin bildiği gibi Türkiye’de 15 Temmuz’da kanlı ve alçakça bir darbe girişimi yaşandı.

Darbeye girişenlerin amaçları neydi?

Darbeciler halkın iradesini yok saydı! Darbeciler demokrasiyi tamamen ortadan kaldırmak istedi! Meclisi bombalayarak bu amaçlarını açıkça gösterdiler. Darbeciler yüzlerce masum insanı katletti.

Hepimizi biliyoruz ki darbelerin panzehiri daha fazla demokrasidir. Gerçek bir demokraside darbeciler darbeye cesaret edemez.

Peki darbe girişimini “Allahın bir lütfu” olarak değerlendiren iktidar ne yaptı? Siz yanıt verin?

“Darbeye karşıyız” diyen iktidar ülkede demokrasiyi mi geliştirdi?

Yurtta ve dünyada savaş politikalarından vazgeçip barışı mı tercih etti?

Hayır! Darbeciler ne yapmak istediyse aynısını yaptı!

Hukuku, evrensel insan haklarını ve hatta parlamenter demokrasiyi askıya aldı.

Bombalanan meclisi güçlendirmek yerine zayıflattı.

Ülkeyi Kanun Hükmünde Kararnameler ile yönetmeye başladı.

Kendini mahkemelerin yerine koydu, Kanun Hükmünde Kararnamelerle yargının verebileceği kararları verdi.

Demokratik üniversitede, laik eğitim ve barış isteyen akademisyenleri üniversitelerden attı. Laik-parasız-bilimsel-anadilinde eğitim isteyen öğretmenleri okullardan attı.

Gazeteleri kapattı, gazetecileri hapse attı.

Ülkenin en temel sorunu ile ilgili, Kürt sorunu ile ilgili, akan kanın durdurulması ile ilgili “çözüm mözüm yok” dedi.

Suçun kişiselliği ilkesi bir kenara bırakılarak, adil yargılanma hakkı bir kenara bırakılarak paralel yapıyla mücadele adeta muhaliflere karşı mücadeleye dönüştü; keyfi işten çıkarmalar, görevden el çektirmeler, soruşturmalar, tutuklamalar adeta bir cadı avına dönüştü.

Bu da yetmedi belediyelere kayyum atadı.

Şimdi size soruyorum.

Bu belediyeler hakkına bir mahkeme kararı var mı? Yok!

Siz şahitsiniz. Her gün bu belediyelere her gün müfettişler geldi mi? Geldi!

Bir tane yolsuzluk, bir tane hırsızlık bulabildiler mi? Bulamadılar!

Ülkeyi yıllardır darbeci bir cemaatle birlikte yönetenler ve bunun hesabını vermeyenlerdiyorlar ki “Belediye Başkanı olarak seçilmiş olmak kimseye suç işleme imtiyazı vermez.”

Evet, hiç kimsenin suç işleme imtiyazı yoktur. Peki bu insanların suçlu olduklarına kim karar verdi? Mahkeme kararı var mı? Yok!

O zaman ben de diyorum ki “Seçilmiş olmak, milletvekili olarak seçilmiş olmak kimseye kendini mahkeme yerine koyma hakkı vermez”

Halk sizi Cumhurbaşkanı olarak seçti, milletvekili olarak seçti. Savcı olarak, yargıç olarak seçmedi.

Eğer siz yetkilerinizi kötüye kullanırsanız, eğer siz hukuku çiğnerseniz, eğer siz seçilmiş belediye başkanlarının yerine memurlarınızı atarsanız bunun adı darbedir!

Madem “hakimiyet milletindir” sözünü bu kadar çok kullanıyorsunuz, hakimiyet sadece merkezde Ankara’da değil yerelde de hakimiyet milletindir, söz ve karar sahibi seçmendir.

Seçimle gelmiş milletvekilini, başbakanı, cumhurbaşkanını silahla görevden uzaklaştırmaya kalkışmak nasıl darbeyse, seçimle göreve gelmiş yerel yöneticiyi ve belediye başkanını yargı kararı olmadan görevinden uzaklaştırmak da darbedir.

Darbelere direnmek demokrasiyi savunmaktır.

Sevgili işçi arkadaşlarım;

Sayın CumhurbaşkanıHaziran 2014’te şöyle demişti:“Demokrasi, sandıkta başlar ve sandıkta tecelli eder. Her zaman ifade ediyorum; sandık namustur”

Haklıdır. Ama burada demokrasi sandıkta başladı, kayyumda bitti. Soruyorum şimdi sandık namus ise kayyum nedir?

Kayyum demokrasiye ve hukuka karşı darbedir!  Ama biliyoruz ki demokrasi mücadele edilerek kazanılır. O yüzden kayyum darbesi yenilecek ve demokrasi muhakkak kazanacak.

Kayyum hukuksuzluğununamacı bellidir.

Belediyelere kayyum atıyorlar çünkü halkın iradesine, halkın tercihlerine saygıları yok!

Belediyelere kayyum atıyorlar çünkü, belediyelerdeki işçilerin ve emekçilerinin sendikal örgütlülüğünü dağıtmak istiyorlar.

O zaman bizlere düşen görev örgütlülüğümüze sahip çıkmaktır, irademize sahip çıkmaktır, demokrasiye sahip çıkmaktır.

Bugün tüm ülkenin kabul ettiği bir gerçeği yine tekrarlıyoruz: Halkın iradesini hedef alan, gasp eden her türlü darbeye karşı direnmek haktır!

İşçilerin iş güvencesini hedef alan hukuksuzluklara direnmek haktır.

Yaşasın demokrasi!

Yaşasın işçilerin birliği!

Yaşasın halkların kardeşliği!

 

 

ITUC ETUC