DİSK Kadıköy’de: Memleketin ve İşçilerin Geleceği için Hayır!
“Memleketin ve İşçilerin Geleceği İçin HAYIR” diyen DİSK, 25 Mart Cumartesi günü Kadıköy’de bir basın açıklaması ve toplu bildiri dağıtımı gerçekleştirdi.
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kanber Saygılı, DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Adil Çiftçi, DİSK’e üye sendikaların şube yöneticileri ile çok sayıda DİSK üyesi işçinin katıldığı açıklama, 25 Mart Cumartesi günü Kadıköy İskele Meydanı’nda gerçekleştirildi.
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, yaptığı açıklamada “bugün tercihimiz bir lider veya siyasi parti olmayacak, memleketin ve işçilerin geleceği için hayır diyoruz” dedi.
Açıklamanın ardından toplu bildiri dağıtımı yapıldı.
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu’nun yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:
MEMLEKETİN VE İŞÇİLERİN GELECEĞİ İÇİN HAYIR DİYORUZ
16 Nisan’daki Anayasa referandumunda memleketimizin geleceği için de işçilerin haklarını korumak için de HAYIR demeliyiz.
Tek bir kişiye tüm ülkenin geleceği ve işçi hakları ile ilgili de tek başına karar alma yetkisi verilmek isteniyor. Anayasa teklifi bir kişiye, tek bir imzayla sendikaları kapatma, grevleri yasaklama, kıdem tazminatlarını kaldırma, toplu iş sözleşmelerini askıya alma, haklarını bile ödemeden istediğini işten atma yetkisi veriyor.
İşçilerin haklarını ilgilendiren hayati konularda bu kadar yetki kimseye verilemez.
Anayasa teklifi ile emeğin haklarını Meclis’te, yargıda ve meydanlarda savunma olanakları da kısıtlanacak. Meclis’i yok sayarak, Cumhurbaşkanı kararnameleri ile haklarımızın gasp edilmesi mümkün olacak. Örneğin tek bir kişi, tek bir imzayla kıdem tazminatımızı kaldırabilecek. Peki hakkımızı mahkemede arayabilecek miyiz? Hayır, çünkü kıdem tazminatımızın kaldırılması için yasa çıkaran kişi, aynı zamanda Anayasa Mahkemesi üyelerini atayacak. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerini, grevleri yasaklamak tek bir kişinin kararıyla mümkün olacak. Demokrasiden uzaklaşmak, işçi sınıfının kendi haklarını savunmasını ve geliştirmesini de güçleştirecek.
Referandumun sonrasında çok yaşamsal bir mücadele gündemi ile karşı karşıyayız. Kıdem Tazminatının referandumun ardından fona devredileceği hükümet tarafından açıklandı. Böylece Anayasa referandumu aynı zamanda kıdem tazminatı başta olmak üzere işçilerin hakları için referanduma dönüştü.
Yeni Anayasaya evet oyu çıkarsa kıdem tazminatının “fona devir” adı altında ortadan kaldırılması mecliste bile görüşülmeden, tek imzayla çıkarılabilir. Yasayı iptal ettirebileceğim tek merci olan Anayasa Mahkemesi ise bu yasaya imza atan Cumhurbaşkanı tarafından atanmış olacak.
Kıdem tazminatının fona devri işçinin kazanılmış haklarına yönelik bir saldırıdır. Tam da bu nedenle referandumdan önce çıkarılmamakta, “acı ilaç” için referandum beklenmektedir. Kıdem tazminatı fonu oyları artıracak bir şey olmadığı için, aksine “evet” oylarını azaltacağı için referandum sonrasında gündeme getirilecektir.
Tüm işçiler kıdem tazminatı fonunun ne anlama geldiğinin farkındadır:
Kıdem tazminatının fona devri, kıdem tazminatının ve iş güvencesinin yok edilmesidir.
Kıdem tazminatının fona devri, kıdem tazminatı miktarının düşmesidir.
Göz göre göre haklarımızdan vazgeçmeyelim! Referandumda işçilerin gücünü gösterelim!
Taşerona kadro vaadi tamamen unutulurken, kiralık işçilik uygulaması hız kazanırken, işsizlik oranlarında kriz döneminin rekor rakamlarına geri dönülürken, işsizlerin hakkı olan işsizlik fonu teşvik adı altında patronlara arpalık haline getirilirken, Türkiye iş cinayetlerinde ve uzun çalışma saatlerinde lider ülke olmaya, sendikal haklarda ise dünyanın en kötü ülkeleri kategorisinde yer bulmaya devam ediyorken artık işçiler gücünü göstermeli.
Bugüne kadar tek bir partide birleşememiş olabiliriz, ancak farklı siyasi tercihleri olan işçiler bu emek cehennemine karşı emeğin hakları için “hayır” diyecekler.
16 Nisan’daki Anayasa değişikliği referandumunda tercihimiz bir parti veya lider olmayacak. Bu kez mesele işçilerin hakları, bu kez mesele memleket meselesi. İşçilerin ve memleketin geleceği için biz işçiler HAYIR diyoruz.