Tekirdağ’da HAYIRlı ziyaretler
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Nakliyat İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu ve KESK, TMMOB ve Tekirdağ Tabip Odası temsilcileri Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak’ı ziyaret etti. Ziyarette 16 Nisan’daki Anayasa referandumunun yanı sıra, Nakliyat-İş Sendikamızın üyesi MED LOJİSTİK işçilerinin direnişleri gündeme geldi.
Görüşmenin ardından binin üzerinde kişinin katıldığı kitlesel bir toplantıda DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK’in Anayasa referandumunda neden HAYIR diyeceğini anlatan bir konuşma yaptı. Genel Başkanımız, üyesinden temsilcisine, şube ve genel merkez yöneticilerine tüm DİSK’lilerin işyerlerinde, sokaklarda, meydanlarda, işçi havzalarında yürüttüğü “Hayırlı” çalışmalara değinerek, “Böylesi bir süreçte sokağa çıkmaktan, sözünü söylemekten korkmayan bir Konfederasyonun Genel Başkanı olduğum için onur duyuyorum. DİSK’li olmak onurdur” dedi.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun Anayasa referandumu ile ilgili olarak Tekirdağ’da yaptığı konuşma:
Bilindiği gibi 16 Nisan’da Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en kritik Anayasa referandumuna gidiyor. DİSK olarak, memleketin ve işçilerin geleceği için bu referandumda “Hayır” diyeceğimizi ve tüm işçileri hayır demeye çağırdığımızı daha önceden ilan etmiştik.
Hayır dememizin nedenlerini bir kere daha hatırlatmak isterim.
TBMM’den olağanüstü bir hızla, medyadan, hatta vekillerden kaçırarak, muhalefeti susturarak, hukuka aykırı açık oylamalarla, kavga gürültü içinde geçirilen bu Anayasa değişikliği paketi, toplumsal uzlaşmaya değil kutuplaşmaya dayalıdır.
Ağır sonuçlarını bugün yaşadığımız 2010 yılındaki Anayasa referandumda bizler HAYIR derken, HAYIR demekle yetinmemiştik. Ülkenin saygın Anayasa hukukçuları ve bilim insanlarının katkısı ile “Özgürlükçü, Eşitlikçi, Demokratik ve Sosyal Bir Anayasa İçin Temel İlkeler Raporu” hazırlamıştık.
O gün bize gözlerini kulaklarını tıkayanlar yine konuşmadan, tartışmadan, uzlaşmadan, “en iyisini biz biliriz” diyerek yola çıktılar. Türkiye’de Anayasa tartışılırken Anayasa konusunda böylesi bir birikimi olan DİSK’in kapısını çalınmadı. Sadece DİSK’in değil hiçbir emek ve meslek örgütünün, sendikanın, demokratik kitle örgütünün ve hatta siyasi partilerin fikri alınmadan 15 günde alelacele bir Anayasa hazırlandı. Dünyada bu kadar hızlı bir Anayasa değişikliğinin bir örneği daha yoktur.
Toplumsal uzlaşma metni olması gereken anayasa, antidemokratik yöntemlerle hazırlanmıştır. Paketin sadece hazırlanışı değil içeriği de antidemokratiktir. Bu Anayasa’da işçiler yoktur, köylüler yoktur, emekliler yoktur, işsizler yoktur! Ülkenin büyük bir çoğunluğunun hiçbir talebine yanıt vermeyen bu Anayasa paketini, memleketin ve işçilerin geleceği açısından tehlikeli bulmaktayız.
İşçiler açısından konuyu örneklerle açıklayalım:
Bir partinin üyesi olan cumhurbaşkanının atadığı hakim ve savcıların, yani adaletin bağımsız ve tarafsız olması mümkün müdür? Örneğin kölelik koşullarında çalışmayı getiren Kiralık İşçi yasası şu an Anayasa Mahkemesi’nde. Referandumda evet çıkarsa, üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen bir mahkeme, AKP’nin çıkardığı işçi aleyhine bir yasayı iptal edebilir mi? Bu Anayasa geçerse örneğin referandumdan sonra çıkarılacağı söylenen ve kıdem tazminatını ortadan kaldıran bir yasayı, mahkemelerde durdurabilmek mümkün olur mu?
OHAL ilan etme yetkisi verilen bir Cumhurbaşkanı, tüm demokratik gösterileri, yürüyüşleri, grevleri yasakladığında işçilerin haklarını savunmanın daha da zorlaşacağı açıktır. Meclisin yasama yetkisi, Cumhurbaşkanı kararnameleriyle bir kişiye teslim edildiğinde, kıdem tazminatı başta olmak üzere işçilerin tüm hakları bir gecede tek imzayla ortadan kaldırma yetkisi de vermiş oluyoruz.
İşçiler olarak üzerine baskı oluşturacağımız bir meclisin, güveneceğimiz bağımsız bir yargının ve demokratik haklarımızın güvence altına alınması bizler için yaşamsal öneme sahiptir.
İşte bu nedenle DİSK olarak tüm işçilere sesleniyoruz:
İşçiler olarak daha önce hangi partiye oy vermiş olursak olalım, bu kez memleketimizi yönetenlere hep beraber bir uyarıda bulunma şansımız var. Bugüne kadar tek bir partide birleşemeyen işçiler, haklarını korumak için birleşip “hayır” diyerek güçlerini gösterebilir.
Tek bir kişiye, tek bir imzayla sendikaları kapatma, grevleri yasaklama, kıdem tazminatını kaldırma, toplu iş sözleşmelerini askıya alma, “gerektiğinde” ücretleri dondurma yetkisi veren Anayasa’ya hayır diyelim.
Dünyada ücretler açısından en alt sıralarda olmaya hayır diyelim! Dünyanın en uzun süre çalıştırılan işçileri olmaya hayır diyelim! İçinde işçilerin hakları olmayan Anayasa’ya hayır diyelim! Taşeron işçilerinin her seçimde kandırılmasına hayır diyelim! 15 yılda 17 bin işçinin iş cinayetine kurban edilmesine hayır diyelim! Kıdem tazminatımızın kaldırılması planlarına hayır diyelim! İş mahkemelerine başvuru hakkımızın ortadan kaldırılmasına hayır diyelim! Kiralık işçilik adı verilen köle ticaretine hayır diyelim! Grev yasaklarına, sendikalı olmanın önündeki engellere hayır diyelim! Biz borçlanarak yaşamakta zorlanırken, zorunlu BES kesintisine hayır diyelim! İşsizlik Fonu’nun Varlık Fonu yoluyla, yok edilmemesi için hayır diyelim. İşsizlik Fonunda biriken ve işsizlere ödenmeyen paraların, yani işçilerin parasının “teşvik” ve “Varlık Fonu” adı altında patronlara peşkeş çekilmesine hayır diyelim!
Hangi partiye oy verirsek verelim, hangi lideri seversek sevelim, mesele işçilerin ve memleketin geleceği ise bu sefer hep beraber hayır diyelim!