“Yaşamak istiyorsak hep beraber hayır diyelim”
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Aydın’ın Didim ilçesinde katıldığı bir panelde “yaşamak istiyorsak hep beraber hayır diyelim” dedi.
12 Mart 2017, Pazar günü, saat 19.30’da, Didim Belediyesi Düğün Salonu’nda gerçekleşen “Türkiye’nin Geleceği için Didim Hayır Diyor” başlıklı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan katıldı.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun yaptığı konuşmanın tam metni şöyle:
İŞÇİLER GÜCÜNÜ GÖSTERMELİ, HAYIR DEMELİ!
Hepinizin bildiği gibi DİSK olarak 16 Nisan’daki referandumda Hayır diyeceğimizi daha önceden açıkladık.
Yasama, yürütme ve yargı yetkilerini cumhurbaşkanının elinde toplanacak, kuvvetler ayrılığını bitirecek, Türkiye Cumhuriyeti devletini tek adam iktidarına teslim edecek, ülkeyi tek imzalı kararnamelerle yönetmeye olanak verecek, meclisi etkisizleştirecek, atanmış memurları Bakan yapacak, yargıyı yürütmenin vesayeti altına sokacak bir Anayasaya hayır demek DİSK’in görevidir.
Bizlere nasıl bir Anayasanın dayatıldığını Anayasa kabul edilmeden görüyoruz. Bu Anayasanın ne vaat ettiği şimdiden görünüyor.
Bize dayatılan Anayasa, tek kişinin emriyle akademisyenlerin tartaklanarak üniversiteden atılmasını vaat ediyor. Bize dayatılan Anayasa halka gerçekleri sunan gazetecileri hapse atmayı vaat ediyor. Bize dayatılan Anayasa, hayır diyenleri “terörist, hain, gafil, şeytan” gibi sıfatlarla yaftalamayı vaat ediyor. Bize dayatılan Anayasa, halkı kutuplaştırmayı, birbirine düşürmeyi, kaosu ve krizi vaat ediyor. Halkın yarısının istemediği, hatta kendi yaşamına tehdit olarak gördüğü bir anayasa birlik ve beraberliğimizi nasıl sağlar?
Kurulduğu günden beri laik-demokratik-sosyal bir hukuk devleti olarak Cumhuriyetin geliştirilmesini isteyen DİSK olarak bu tehlikeli Anayasa değişikliğini işçilere anlatmaya başladık. Bu anayasa değişikliğinin içeriğini işçilerden sır gibi saklıyorlar. Biz işçiler şunu çok iyi biliriz, bir iş sözleşmesi okunmadan, işverenin lafına bakılarak imzalanmaz. Dolayısıyla biz bu referandumda HAYIR diyeceğiz.
“İşçilerin ve memleketin geleceği için HAYIR” başlıklı bildirilerimizden, broşürlerimizden ve afişlerimizden yüzbinlerce bastık. Bunları nerede işçi varsa oraya ulaştıracağız. Getirilmek istenen sistemin işçilere zararlı olduğunu işyerlerinde anlatacağız, işçi servislerinde anlatacağız, yemekhanelerde anlatacağız. Nerede işçi varsa orada işçileri “hayır” demeye çağıracağız!
16 Nisan’daki Anayasa değişikliği referandumunda tercihimizin bir parti veya lider olmayacağını, bu kez meselenin işçilerin hakları meselesi ve memleket meselesi olduğunu işçilere hatırlatacağız. İşçilerin 16 Nisan referandumunda hayır demek için sebepleri çok. Biz DİSK olarak bu sebepleri 16 başlık altında özetledik:
1.Meclisin, yargının ve hükümetin yetkilerini tek bir kişide toplayacak bir sistem demokratik değildir. Demokrasi için hayır!
2.İşçilerin hakları tek bir kişinin kararına bırakılırsa, haklarımızı meydanlarda, mahkemelerde, TBMM’de, grevlerde savunmak ve kazanmak zorlaşacak. İşçilerin hakları için hayır!
3.Bu Anayasa dayatması toplumu kutuplaştıracak, halkı bölecek. Kardeşlik ve barış için hayır!
4.Halkın büyük bölümünün kabul etmediği veya içine sinmeyen bir anayasa istikrarsızlığı ve kaosu artırır. Kaos ve istikrarsızlık ekonomik kriz demektir, işçinin belinin bükülmesi demektir. İnsanca yaşamak için hayır!
5.Anayasa teklifi bir kişiye tek bir imzayla sendikaları kapatma, grevleri yasaklama, kıdem tazminatlarını kaldırma, toplu iş sözleşmelerini askıya alma, haklarını bile ödemeden istediğini işten atma yetkisi veriyor. Ekmeğimiz için hayır!
6.Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz günlerde Çalışma Bakanı bir müjde verdi. Ancak bu müjde işçilere değil, patronlara verildi. Kıdem tazminatımızı ve iş mahkemelerine başvuru hakkımızı ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler referandumdan sonra gündeme gelecek. Bu yasal düzenlemeler yeni Anayasanın verdiği yetkilerle Mecliste bile görüşülmeden, tek imzayla çıkarılabilir. Kazanılmış haklarımızı korumak için hayır!
7.Taşeron işçiler yıllardır her seçim öncesinde kadro vaadiyle oyalanıyor. Oylar düşünce taşeronu hatırlıyorlar, yükselince unutuyorlar. Güvenceli iş hakkımız için hayır!
8.Anayasalar toplumsal sözleşmedir. Toplumun büyük çoğunluğu ücret gelirleriyle yaşarken, işçilerin haklarını içermeyen bir Anayasa kabul edilemez. İşçilerin taleplerinin de olduğu bir Anayasa için hayır!
9.İşsizlik hızla artarken milyonların iş bulmasını değil, tek bir kişinin “işini” dert edenlere hayır diyelim!
10.Dünyada ücretler açısından en altlarda olmaya, çalışma saatleri açısından en tepede olmaya hayır diyelim!
11.Kıdem tazminatını kaldırma planlarına hayır diyelim!
12.15 yılda 17 bin işçinin çalışırken ölmesine hayır diyelim!
13.Kiralık işçilik adı verilen köle ticaretine ve taşeron köleliğine hayır diyelim!
14.Grev yasaklarına ve sendikalı olmanın önündeki engellere hayır diyelim!
15.Biz borçlanarak yaşarken, zorunlu BES dayatmasına hayır diyelim!
16.İşsizlik Fonunda biriken ve işsizlere ödenmeyen paraların, yani işçilerin parasının “teşvik” ve “Varlık Fonu” adı altında patronlara peşkeş çekilmesine hayır diyelim!
DİSK diyor ki: İşçiler olarak daha önce hangi partiye oy vermişsek verelim, ülkeyi yönetenlere, emeğin haklarını görmezden gelenlere hep beraber bir uyarıda bulunma şansımız var. Türkiye’nin işçiler için bir cehenneme dönüşmesine hep beraber hayır diyelim!
Bugüne kadar tek bir partide birleşemeyen biz işçiler, haklarımızı korumak için birleşip “hayır” diyerek gücümüzü gösterebiliriz. İşçiler gücünü gösterdiğinde bu ülkede artık hiçbir iktidar, işçilerin haklarına, işçilerin taleplerine kayıtsız kalamaz.
İŞÇİLER GÜCÜNÜ GÖSTERMELİ, HAYIR DEMELİ!