Soma’nın 5. yılında işçiler mezarda, sorumlular dışarda!
Soma Katliamının 5. yılında İstanbul, Ankara ve İzmir’de gerçekleştirilen basın açıklamalarında “İşçiler Mezarda, Sorumlular Dışarıda” denildi ve adalet istendi
İstanbul:
Soma katliamının 5. yıldönümünde İstanbul Kadıköy’de, Beşiktaş İskelesi önünde gerçekleştirilen basın açıklaması, Soma’da ve diğer iş cinayetlerinde hayatını kaybedenler için gerçekleştirilen saygı duruşuyla başladı. DİSK İstanbul Bölge Temsilciliği, KESK İstanbul Şubeler Platformu, TMMOB İstanbul İl Koordinasyonu ve İstanbul Tabip Odası’nın düzenlediği basın açıklamasında ortak metni DİSK Yürütme Kurulu üyesi Kanber Saygılı okudu. Soma’da işçilerle birlikte adaletin de göçük altında kaldığını vurgulayan Saygılı, gerçek sorumluların yargılanmadığını, yargılananlara ise göstermelik cezalar verildiğini söyledi. Maden patronu Can Gürkan’ın katlettiği işçi başına yaklaşık 5 gün hapis yatıp tahliye olmasını eleştiren Saygılı, açıklamayı “Soma’nın hesabını er ya da geç soracağız” diyerek bitirdi.
Açıklamanın tam metni şöyle:
İŞÇİLER MEZARDA, SORUMLULAR DIŞARIDA
ADALET İSTİYORUZ!
Bundan tam 5 yıl önce, 2014 yılı Mayıs ayında Soma’da 301 maden işçisini yitirmiştik. Bu süre zarfında acılarımızın hafiflemesi bir yana, yaraları daha da kanatan gelişmeler yaşandı.
Bilindiği gibi, madenin patronu Can Gürkan ölümünden sorumlu olduğu her işçi için yaklaşık 5 gün hapis yatmasının ardından geçtiğimiz ay tahliye oldu. Böylece 301 maden işçisi arkadaşımızın ardından adalet de göçük altında kaldı.
İşçinin emeğinin olduğu kadar yaşamının da ucuz olduğu bu düzende, insanlık bir kez daha göçük altında kalmış oldu.
Bu göçük ülkeyi yönetenlerin eseri olan hukuki bir göçüktür, politik bir göçüktür, ekonomik bir göçüktür, ahlaki bir göçüktür.
Ülkemizde hukukun çöküşü Soma davasıyla bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Davayı Soma’dan kaçıran, katliamda sorumluluğu bulunanları yargılama konusu yapmayan, maden patronu ve yöneticilerini “olası kasıt” üzerinden değil; “bilinçli taksir” ile “cezalandırarak” adeta ödüllendiren yargı sistemi, bir işçi için 5 gün hapis yatmayı yeterli görmüş; ülkemizde “hukuk”un geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Başından beri madenlerde gerekli denetimi yapmayanlar, Soma’daki öldüren çalışma düzenine izin verenler, güvencesiz ve taşeron çalıştırma biçimlerini egemen hale getirenler, sendikalaşmanın önüne engeller koyanlar hiçbir biçimde hesap vermemiştir. Aksine bu boyuttaki katliamların “fıtrat” olduğunu ifade ederek, katliamın politik savunusuna devletin tepesinin imzasını atmışlardır.
Bu düzen, daha fazla kar için daha fazla kan dökülmesini meşru gören bir düzendir. Soma katliamının ardından “Artık hiçbir şey eksisi gibi olmayacak” diyenler, hiçbir şeyi değiştirmemiş ve her şey eskisi gibi devam etmiştir. Soma katliamından bugüne en az 28 Soma katliamı kadar daha işçinin yaşamını yitirmesi kaza değil, tesadüf değil, hata değil, ülkeyi yönetenlerin kasıtlı bir tercihidir. İşçi Sağlığı İş Güvenliği yasasının, İş Sağlığı ve Güvenliği olarak değiştirilmesi, iktidar için işin ve patronların güvenliğinin işçinin yaşamından daha öncelikli olduğunu göstermektedir. Sadece kavramlardaki değişimde bile kendi gösteren bu zihniyetinin sonucu olarak, Türkiye iş cinayetlerinin en fazla olduğu ülkelerden biri olmuştur.
Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik göçükten çıkış için insanı, emeği, doğayı ve yaşamı değil; kanı, gözyaşını, betonu ve yıkımı güvence altına alan bir yol tercih edilmektedir. Bu korkunç tercih, 301 işçinin ölümüne sebep olan maden patronuna yeniden maden işletme hakkı vererek bir kez daha ilan edilmiştir.
Demokrasi isteyenlerin, basın özgürlüğüne sahip çıkanların, yaşamı savunanların, barış talep edenlerin, iktidarı eleştirenlerin hapishanelere doldurulduğu bir ülkede, 301 kişiyi göz göre göre ölüme yollayanların serbest olması, dibi görünmeyen derinlikte bir ahlaki göçüktür.
Gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini bilerek ve isteyerek almamak hata değil, kasıttır.
Yıllık üretim planının neredeyse üç katı üretim yapmak için işçileri zorlamak hata değil, kasıttır.
Madenlerdeki taşeron, rodövans, dayıbaşılık gibi güvencesiz çalıştırma uygulamalarını yaygınlaştırmak, madenleri özelleştirmek, kamu denetiminden çıkarmak hata değil, kasıttır.
301 işçi kardeşimiz göz göre göre gelen bir katliam sonucu hayatını kaybetmiştir. Karşımızda insan hayatına karşı büyük bir tehdit haline gelmiş; hukuki, politik, ekonomik ve ahlaki olarak göçmüş bir düzen vardır.
Soma katliamını unutmamak unutturmamak hepimizin görevidir. Soma’nın hesabını er ya da geç soracağız. Bu ülkede çalışırken ölmeyeceğimiz, insanca çalışacağımız, insanca yaşayacağımız güzel günleri elbet göreceğiz.
Ankara:
Soma katliamının 5. yıldönümünde Ankaralı işçiler emekçiler, Olgunlar Caddesindeki Madenci Anıtı önünde buluştu.
DİSK Ankara Bölge Temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, TMMOB Ankara İKK ve Ankara Tabip Odası tarafından düzenlenen basın açıklamasına DİSK önceki dönem Genel Başkanı Kani Beko ve DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün’ün yanısıra KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz da katıldı.
Basın açıklamasını DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün okudu. Soma’da yaşanan katliamın bir tesadüf ya da fıtrat değil, kasıt sonucu gelen bir katliam olduğunu vurgulayan Görgün, “Gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini almamak hata değil, kasıttır” dedi. “Karşımızda insan hayatına karşı büyük bir tehdit haline gelmiş; hukuki, politik, ekonomik ve ahlaki olarak göçmüş bir düzen vardır.” diyen Görgün, açıklamasını “Bu ülkede çalışırken ölmeyeceğimiz, insanca çalışacağımız, insanca yaşayacağımız güzel günlere ulaşmak olacaktır.” diyerek bitirdi.
İzmir:
Soma katliamının 5. yıldönümünde İzmirlilerin buluşma noktası Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ndeki Türkan Saylan Kültür Merkezi önü oldu. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasında “Kaza değil katliam Unutmayacağız, unutturmayacağız” pankartı taşındı.
Okunan ortak açıklama metninin ardından DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı söz aldı. Soma’da adalet bulamadıklarını aktaran Sarı, verilen cezaların göstermelik olduğunu ve gerçek sorumluların yargı önüne dahi çıkarılmadığını belirterek “Soma için adalet arayışımız sürecek” dedi.
Eskişehir:
Katliamın 5. yılı Eskişehir’de de unutulmadı. DİSK Eskişehir Bölge Temsilciliği’nde gerçekleştirilen basın toplantısına KESK Eskişehir Şubeler Platformu ve Eskişehir-Bilecik Tabip Odası yöneticileri de katıldı. DİSK Eskişehir Bölge Temsilcisi Günay Ayaz, yaptığı açıklamada aradan geçen sürede acıların hafiflemesi bir yana, yaraları daha da kanatan gelişmelerin yaşandığını belirtti. Madenin patronu Can Gürkan’ın katliamda hayatını kaybeden her işçi için yaklaşık 5 gün hapis yatmasının ardından tahliye olduğunu anımsatan Ayaz, “Böylece 301 maden işçisi arkadaşımızın ardından adalet de göçük altında kalmış oldu” dedi.