15-16 Haziran direnişinin 49’uncu yılında haklarımız için alanlardaydık
15-16 Haziran direnişinin 49’uncu yılında kıdem tazminatına ve emeklilik hakkı başta olmak üzere haklarımıza sahip çıkacağımızı ilan etmek için alanlardaydık
İSTANBUL KARTAL MİTİNGİNİN HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ
KOCAELİ
İZMİR
ADANA
ANKARA
GAZİANTEP
MERSİN
BALIKESİR
BÖLGELERDE OKUNAN BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:
KIDEM TAZMİNATIMIZA, EMEKLİLİK HAKKIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ
15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 49’uncu yılında bölgelerde yapılacak basın açıklamalarında okunacak metin
15-16 Haziran şanlı işçi direnişinin 49’uncu yılında bir aradayız. İşçi sınıfının birliğinin, dayanışmasının ve mücadelesinin sembolü haline gelen bu onurlu direnişte yaşamını yitiren arkadaşlarımızı bir kez daha anıyoruz. 1970’te çıkartılmak istenen bir yasayla DİSK’i yok etmek isteyenlerin karşısında dikilen 15-16 Haziran direnişçilerini, sendikal hakları için bedel ödeyen işçileri mücadelemizde yaşatacağız.
Bugün de işçilerin hakları ciddi tehditler altında. Ülkemizde ekonomik kriz etkisini artırıyor. İşsizlik Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırıyor, zamlar ücretlerimizi eritiyor.
Ülkeyi yönetenler halkın bu acil sorunlarından uzak. Krizin faturasını emekçilere kesecek, işçilere ve halka daha fazla yük getirecek önlem paketi için ise İstanbul’daki seçim bekleniyor. İşçi haklarına yönelik ciddi tehlikeler içeren “Dönüşüm Adımları” 10 Nisan 2019’da Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından ilan edildi.
Peki bu tehlikeli planda neler var?
Kıdem tazminatımızın fona devredilmesi var;
Bireysel Emeklilik Sigortası’nın zorunlu hale getirilmesi var;
Verginin yükünün tabana, yani biz işçilere, emekçilere yıkılması var.
Bizler bugün burada bir kez daha ilan ediyoruz ki, krizde korunması gereken bir avuç patron değildir, krizde korunması gereken işçilerdir, işsizlerdir, emeklilerdir, dar gelirli halkımızdır.
Bugün burada bir kez daha ilan ediyoruz ki kıdem tazminatı hakkımıza el uzatılmasına Türkiye işçi sınıfı asla ve asla izin vermeyecektir. Kıdem tazminatının fona devri adı altında kurulan tezgahı işçiler bilmektedir.
Kıdem tazminatının fona devriyle tazminat işveren sorumluluğu olmaktan çıkacak, işten çıkarmalar kolaylaşacaktır. Kıdem tazminatının fona devri ile işçileri işten çıkarmak neredeyse “bedava” hale gelecek, biz işçilerin önemli bir iş güvencesi dayanağı ortadan kalkacaktır. Kıdem tazminatının fona devri işsizliği daha da artıracaktır.
Kıdem tazminatının fona devri sonucu, tazminat son ücret üzerinden hesaplanmayacak. Yani fon sistemiyle alacağımız tazminatın miktarı azalacaktır.
Bugün işten çıkarıldığımızda, haklı fesih yaptığımızda, kadın işçiler evlendiğinde, erkek işçiler askere gittiğinde tazminat alabilmekteyiz. Kıdem tazminatının fona devriyle tüm bu hakların kırpılması amaçlanmaktadır.
Kıdem tazminatının fona devri daha önce defalarca gündeme getirildi. Ancak bizler buna izin vermedik. DİSK’in mücadelesiyle, işçi sınıfının direnişiyle bu girişimleri durdurduk.
Bugün buradan bir kez daha uyarıyoruz: Eğer kıdem tazminatına el uzatmaya kalkarsanız, karşınızda 15-16 Haziran ruhuyla direnen DİSK’i bulacaksınız. Kıdem tazminatını bedeli ne olursa olsun savunan işçileri bulacaksınız!
10 Nisan’da açıklanan plandaki bir başka tehlikeli adım da şu: Diyorlar ki, kıdem tazminatını fona devretmekle kalmayacağız, bu fonu Bireysel Emeklilik Sistemiyle entegre hale getireceğiz ve BES’i zorunlu hale getireceğiz. Kısacası iktidar, Zorunlu BES ile tüm ücretlilerimizden her ay kesinti yapmak istiyor. Peki bu parayı ne yapacaklar. Bu fon ile “finansman ihtiyacını” karşılayacağız diyorlar. Bu kaynağı yağmalayacaklar, sermayeye aktaracaklar, bankalara aktaracaklar.
Kriz koşullarında alım gücü oldukça düşen ücretlerimizden yapılacak kesintilerle, bankaların, patronların kurtarılması kabul edilemez. Cebimize uzanan bu eli durduracağız. 15-16 Haziran direnişinin ışığında omuz omuza mücadele ederek durduracağız.
Türkiye’de fonların nasıl yağmalandığına bu halk tanıktır. Son olarak İşsizlik Sigortası Fonu bu yağmadan nasibini almıştır. İşsiz kalmamız halinde faydalanmamız için kurulan bu fon bugün bir işveren fonu haline dönüşmüştür. İşsizlik rekor kırarken, İşsizlik Sigortası Fonu’nda biriken paralarla işverenlerin sigorta primleri, vergileri ve hatta ücretler ödenmektedir.
Kıdem tazminatımızın da başına getirilmek istenen budur. Zorunlu BES ile hedeflenen budur. Bu yağma planına izin vermemek kendi elimizdedir.
10 Nisan’da Hazine ve Maliye Bakanı tarafından açıklanan hedefler arasında Emeklilikte Yaşa Takılanların sorunlarının çözümü de yok. Aksine, emekliliğin daha da zorlaştırılması var; sosyal güvenlik hakkının daha da budanması var. Emeklilik ve sosyal güvenlik hakkımız için de omuz omuza mücadele edeceğiz!
Nasıl mücadele edeceğimizi tarihimizden biliyoruz. Biz direne direne kazanmayı 15-16 Haziran şanlı işçi direnişinden öğrendik.
Yaklaşık yarım asır önce DİSK’in kapatılması girişimlerine karşı ayağa kalkan işçi sınıfı 15-16 Haziran 1970’te yaşamı durdurmuş, alanları doldurmuş, sendikalarına ve örgütlenme haklarına sahip çıkmış, işçiler haklarını direne direne savunmuştu.
İşçi sınıfı haklarına el uzatıldığında neler yapabileceğini bu şanlı direniş ile gösterdi. Dün sendikal hakları için ayağa kalkan işçi sınıfı, bugün de haklarına sahip çıkmak için birleşecek ve mücadele edecektir.
Kıdem tazminatı ve emeklilik hakkımız başta olmak üzere tüm haklarımız için birliğimizi pekiştirelim, mücadelemizi büyütelim!
YAŞASIN 15-16 HAZİRAN DİRENİŞİMİZ!
ZAFER DİRENEN İŞÇİLERİN OLACAK!
HAK-HUKUK-ADALET İŞÇİLERLE GELECEK!