Image Map

ÇALIŞMA HAYATININ HUKUKSUZ VE GÜVENCESİZ HALE GETİRİLMESİ KABUL EDİLEMEZ

Çalışma hayatını daha da güvencesiz ve esnek hale getirmeye dönük niyetler art arda açıklanıyor. Önce Ekim ayında Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından Türkiye ile ilgili açıklanan raporda çalışma hayatının esnekleştirilmesi ve “kıdem tazminatı” reformu adı altında kıdem tazminatının budanması niyeti açıklandı. Bir hafta sonrasında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı Yeni Ekonomik Programda da çalışma yaşamının esnekleştirilmesi hedefi yer aldı.

Ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın 24 Ekim 2019 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı sunuşta çalışma hayatını daha da güvencesiz hala getirecek hedefler açıklandı. Bu açıklamayı takiben ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol’un 29 Ekim 2019’da basına yansıyan açıklamasıyla, çalışma hayatını hukuksuz ve güvencesiz hale getirme niyeti kamuoyuna duyuruldu.

Bu dört gelişme işçi sınıfın elinde kalan son derece sınırlı hakların da ortadan kaldırılması niyetinin açığa vurulması anlamına geliyor ve emeğin kazanılmış haklarına yönelik ciddi bir tehlikeye işaret ediyor.

Hükümetin ve sermaye örgütlerinin çalışma yaşamında daha fazla esneklik adı altında gündeme getirdikleri politikalar, kapitalizmin en vahşi dönemlerini hatırlatmaktadır.

TİSK’in açıklamasında esneklik adı altında yapılması talep edilenler daha açık biçimde sıralanmaktadır: Bu talepler deneme süresinin artırılması, belirli süreli iş sözleşmelerinin yaygınlaştırılması, denkleştirme süresinin uzatılması ve özel istihdam bürolarıyla önü açılan kiralık işçiliğe dair tüm sınırlamaların kaldırılmasıdır.  Bu talepler çalışma yaşamının hukuksuz hale gelmesine ve iş hukukun işçiyi koruma ilkesinin ortadan kalkmasına yönelik taleplerdir.

Bu talepler tartışılamaz ve kabul edilemez. Deneme süresinin 12 aya çıkarılması talebi işçinin 12 ay süreyle korumasız çalışması ve ihbar öneli  (tazminatı) hakkının ortadan kaldırılması anlamına gelecektir. Belirli süreli sözleşmelerin 24 aya kadar objektif bir kriter olmadan yapılabilmesi talebi geçici işçiliğin yaygınlaşması ve işçilerin kanundan doğan pek çok hakkının ortadan kalkması anlamına gelecektir. Denkleştirme süresinin uzatılması işverenlerin fazla mesai ödemeden çalışma süresini artırmasına yol açabilecektir. Özel İstihdam Büroları aracılığı ile geçici iş ilişkisi (kiralık işçilik)  kurulması önündeki sınırlamaların kaldırılması talebi ise çalışma hayatında hukuksuzluk talebinin, kabul edilemez bir diğer adımıdır.

Esneklik adı altında, çalışma hayatını daha güvencesizleştirecek ve çalıma hayatını hukuktan arındırmayı hedefleyen bu politikalar sermaye örgütleri ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı tarafından “işsizliğe çare” olarak sunulmaktadır.  Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın işverenlerin bu taleplerine taraf olması Anayasanın “sosyal hukuk devleti” ilkesinin ihlali anlamına gelmektedir.

Öncelikle, esnek ve güvencesiz çalıştırma biçimleri daha da yaygınlaşınca işsizliğin azalacağı yönündeki bu iddialar gerçek dışıdır. AKP döneminde yaygınlaşan daha esnek ve güvencesiz çalıştırma biçimleri işsizlik sorununu çözmek bir yana büyütmüştür. Çalışma yaşamının olabildiğine esnekleştiği AKP’li yıllarda işsizlik oranları önceki döneme göre ortalama üç puan daha yüksek seyretmiştir. Öne sürülen tezin yanlışlığı, TÜİK’in istatistiklerinde görülebilir.

Niyet işsizliğe çare bulmak değildir. İşverenler esnek çalışma adı altında işçilerin tüm kazanılmış haklarına göz dikmekte, iş hukukunun olmadığı bir çalışma düzeni hayal etmektedir. İşsizliğe çare bulmak istiyorsanız çalışma saatlerini düşürün, fazla çalışmaları düşürün.

Belirli süreli istihdamdan, kiralık işçiliğe ve deneme süresine kadar çeşitli adlarla eğreti istihdam biçimlerinin yaygınlaşması ve kuralların ortadan kaldırılması işverenlerin talebi olduğu kadar 2010’ların başında AKP hükümeti tarafından hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi adlı belgede de yer almaktadır.

İşçi sınıfının karşısına kölelik dayatması ile çıkan ittifak bugün daha net biçimde görülmektedir.  IMF’nin Türkiye ile ilgili olarak 23 Eylül 2019’ya yayımladığı açıklama; 30 Eylül 2019’da Hazine ve Maliye Bakanı tarafından açıklanan Yeni Ekonomik Program, Cumhurbaşkanı Yardımcısının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı sunuş ve TİSK’in son açıklaması emeğin haklarına karşı kurulan bu talihsiz ittifakın temel hedefini göstermektedir: Güvencesiz ve kölece çalıştırma.

Bu kölece ve hukuksuz çalışma dayatmasına karşı haklarımızı savunmak için, işçinin hukukunu korumak için DİSK örgütlü örgütsüz tüm işçilerin ittifakını, emeğin ortak mücadelesini büyütmeye kararlıdır. DİSK bütün işçi örgütlerini bu hukuksuz girişimlere karşı ortak davranmaya çağırmaktadır.

ITUC ETUC