Image Map

TÜRKİYE’NİN GERÇEK BİR YARGI REFORMUNA İHTİYACI VAR

Gündemdeki “Yargı Reformu” ile ilgili olarak DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu’nun açıklaması

AKP tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulan ve “Yargı Reformu Paketi” olarak adlandırılan, “Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi” TBMM gündeminde.

Yargı Reformu Kanun Teklifi, ülkemizde, düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü, adil yargılanma hakkı gibi en temel insan hakları konusunda ciddi ihlallerin, tartışmaların yaşandığı bir dönemde gündeme geldi.

Ülkemizin içinden geçtiği ağır kriz koşullarında, başta biz emekçiler olmak üzere, toplumun siyasal, ekonomik, sosyal hak arayışları, kolluk kuvvetlerinin şiddeti ve yürütmeyle adeta bütünleşmiş bir yargı aygıtını karşısında buluyor. En temel hak talepleri, eleştirel düşünce açıklamaları, suç soruşturmaları, ceza davaları, hukuka aykırı yargı kararları ile bastırılmaya çalışılıyor.

Bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmiş yargı erkine ilişkin sorunlar ile bu sorunları doğuran nedenler, sırasıyla Anayasa’dan başlayarak düzeltilmeden, bir “yargı reformu”ndan söz edilemeyeceği açıktır. Kanun teklifinde önerildiği gibi, Ceza Muhakemesi Kanunu, Pasaport Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu gibi kimi kanunlarda bazı ek ya da kısmi değişiklikler ile Türkiye’deki yargı krizi ve yargının sorunları çözülemez.

Teklif ile OHAL KHK’ları sonucu haklarında hukuka uygun bir soruşturma olmaksızın işinden atılan binlerce kişinin yaşadığı ağır mağduriyet sonlandırılmamaktadır. Haklarında hiç ceza davası açılmayan, açılsa da takipsizlik kararı verilen ya da beraat edenler dahil OHAL mağdurları, haklarının iadesini beklemektedir.

Hali hazırda sürdürülen haksız, hukuksuz, adaletsiz OHAL dönemi uygulamalarını iyileştirici hiç bir acil düzenlemeye teklifte yer verilmemiştir. Anayasanın 70. Maddesinde düzenlenen kamu hizmetlerine girme hakkı ve bu hakkın kullanılmasında ayrımcılık yasağı, 657 Sayılı Kanuna OHAL döneminde eklenen güvenlik soruşturması maddesi ile ağır bir biçimde çiğnenmeye devam etmektedir.

Bugün işsizlikle kıvranan milyonlarca gencimiz, insanımız bizzat iktidarın bu uygulaması ile siyasi, dini, etnik vb. nedenlerle kamu hizmetlerine girmede ayrımcılıkla karşılaşmaktadır. Görevin gereklerine uygun olanlar işe girememekte, girenler çıkarılmaktadır.

Örgütlenme özgürlüğü ve onun ayrılmaz bir parçası olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı olmaksızın diğer insan haklarının kullanılamayacağı da bilinen bir gerçektir. Bugün, bu haklar, valiler ve kolluk tarafından keyfi ve sistematik olarak ihlal edilirken, ihlalin kaynağına dayanak yapılan düzenlemelerde bir değişikliğe bu teklifte yer verilmemektedir.

Bunların yanında, yargıda, fiziki kapasite sorunları yanında, yargıç açığı ileri sürülerek yapılan hızlandırılmış yargıç atama süreçleri, nitelik sorununu da beraberinde getirmiş, zaten uzun olan yargılama süreçleri daha da uzamıştır.

Bugün işçilerin haklarını aramak için açtığı en basit dava, kanun yolları dahil 5-6 yıldan önce sonuçlanamamaktadır. İşçilerin davalarının görüldüğü İş mahkemeleri tıkanmış durumdadır. Yargılamalar çok uzun sürmekte ve işçiler mağdur olmaktadır. AKP iktidarı tarafından getirilen Zorunlu Arabuluculuk uygulaması, işçiler açısından olumsuz sonuçlar doğurduğu gibi yargılamanın uzamasına yol açmaktadır.

İşçilerin örgütlenme haklarının önündeki en önemli engellerden birisi de toplu sözleşme yetki davalarının yıllarca sürmesi, dava sonunda işyeri ve işletmelerde adına toplu iş sözleşmesi yapılacak sendika üyesi bırakılmamasıdır.

Sonuç olarak hazırlanan yasa teklifi hazırlanış yöntemi, kapsamı ve içeriği açısından bir “reform” olarak nitelendirilemez. Kaldı ki Türkiye’deki yargı krizi bir yasa teklifi ile düzelebilecek halde de değildir.

Bugün ihtiyaç olan, bütün toplum kesimlerinin katılacağı bir süreçte, Anayasa’dan başlamak üzere hukuk sisteminin, toplumun yararına, insan haklarını temel alan, eşitlikçi, yargılama faaliyetini yürütecek unsurların tam anlamıyla bağımsızlık ve tarafsızlıklarını sağlayacak ve koruyacak biçimde en temelden, yeni baştan düzenlenmesidir.

 

ITUC ETUC