Bu ülkenin akla, adalete ve demokrasiye ihtiyacı var
DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu’nun HDP’ye açılan kapatma davasıyla ilgili açıklaması
Ülkemiz ekonomik krizin ve pandeminin ağır toplumsal sonuçlarını yaşarken, yurttaşlar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden bu sorunlara çözüm bulmasını beklerken, meclisteki üçüncü büyük parti olan HDP’nin kapatılması istemiyle açılan dava, demokrasimiz ve geleceğimiz açısından ciddi bir kırılma noktasıdır.
Türkiye’de seçme ve seçilme hakkı sistematik olarak saldırı altındadır. Yakın geçmişten başlarsak, İstanbul yerel seçimlerinin sudan bahanelerle tekrar edilmesi, yerel seçimlerin ardından 50’nin üzerinde seçilmiş belediye başkanının yerine kayyım atanması ve bugün bir tweet attığı için seçilmiş bir milletvekilinin TBMM’den atılmaya kalkışılması, seçme ve seçilme hakkına yönelik tehlikenin boyutlarını göstermektedir.
Hiçbir soruşturmaya uğramamış, şu anda da erişime açık bir haberi Twitter hesabından paylaştığı bahanesiyle Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğine son vermek, sadece bir vekile yönelik hak ihlali değil, halkın iradesini gasp etmek, aklını ve vicdanını küçümsemektir. TBMM Genel Kurulu’nun duvarında yazan, “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” ilkesinin ayaklar altına alınmasıdır.
Bugün halkımızın “parti kapatma” diye bir gündemi yoktur. Ülkemiz bir dizi ekonomik ve sosyal sorunla uğraşırken, Covid-19 salgını yeniden yükselişe geçerken, iktidarın ısrarla parti kapatma gündemini dayatmasının akıl ile, adalet ile, demokrasi ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Kapanan işyerlerine, umut kapısı kalmadığı için iş aramaktan bile vazgeçen milyonlara, rekorlar kıran işsizliğe, aşılamanın durma noktasına gelmesine, salgının tırmanışına çözüm bulamayanlar “parti kapatma” ile hangi meselelerin üstünü kapatmayı hedeflemektedir?
Partileri kapatarak bir siyasi harekete son verilemeyeceğini, aksine kapatılan her partiden sonra genellikle o siyasi hareketlerin daha da büyüdüğünü aklı ve tarih bilinci olan herkes defalarca görmüştür.
Parti kapatmak akla olduğu kadar adalete ve demokrasiye karşı da bir eylemdir. Demokrasinin yerleşik evrensel ilkelerine uyumlu olmayan bir yöntemdir. Evrensel ilkeler bir yana, bizzat bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bundan tam 6 yıl önce partilerin kapatılmasıyla esas olarak o partilere oy verenlerin cezalandırıldığını, parti kapatmanın teklif dahi edilmemesi gerektiğini söylemiştir. 6 yılda ne olmuştur da bugün HDP’ye oy veren 6 milyon seçmeni cezalandırmak meşru görülmüştür? 6 milyon seçmeni cezalandırmak, o seçmenler ve onların bugün oy kullanamayan çocuklarına reva görülen adaletsizlik nasıl açıklanacaktır?
Unutulmamalıdır ki, demokrasi ve adalet herkese gereklidir. Bugün siyasi ikballeri için demokrasi ve hukukun altını oyanlar da bir gün demokrasi ve hukuka fazlasıyla ihtiyaç duyacaktır.
Ülkeyi yönetenler koltuklarını korumak için ilkelerden vazgeçebilir ama DİSK geçmişte ne dediyse oradadır. Bundan tam 18 yıl önce Fazilet Partisi’ni kapatma davasına karşı söylediklerimiz bugün de geçerlidir: “Ülkemizi karanlığa çekmek isteyenler artık tüm olaylardan yeterli dersi çıkarmalıdır: Parti kapatma sorun çözmüyor”
AKIL, ADALET ve DEMOKRASİ, HEMEN ŞİMDİ!