Umuda Yolculuk anıtı açıldı
Türkiye’den Avrupa’ya işçi göçünün 60. yılı vesilesiyle hazırlanan Umuda Yolculuk Anıtı’nın Kadıköy’deki açılışına DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da katıldı
Türkiye’den Avrupa’ya işçi göçünün 60. yılı vesilesiyle hazırlanan Umuda Yolculuk Anıtı Kadıköy’de açıldı.
Hollanda Demokratik Sosyal Dernekler Federasyonu’nun (DSDF) girişimiyle heykeltraşlar Derya Ersoy, Zafer Dağdeviren ve Ali Yaldır tarafından yapılan heykel Türkiye’den Avrupa’ya göç eden işçilere ithaf edildi.
Açılış törenine çok sayıda konsolosun yanı sıra Avrupa ülkelerinden sendika ve dernek temsilcileri katıldı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu açılış töreninde yaptığı konuşmada Türkiye’den Avrupa’ya giden işçilerin Avrupa işçi sınıfı içindeki yerini vurguladı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun Umuda Yolculuk Anıtı’nın açılış töreninde yaptığı konuşma:
Türkiye’den Avrupa’ya işçi göçü 60 yıl önce burada başladı… Türkiye işçi sınıfı köylerden ve kentlerden çıkıp önce Almanya’ya ardından Hollanda’ya diğer ülkeler gittiler.
Konuyla ilgili yüzlerce etkinlik düzenlendi, kitaplar yazıldı, filmler çekildi. Partilerde, sendikalarda ve üniversitelerde bu konuya özel birimler kuruldu.
Bugün “Umuda Yolculuk” heykelinin açılışı vesilesiyle bir araya geldik. Bazen bir resim, bir simge veya bir heykel binlerce kelimeye bedel oluyor. Bu heykel bize sessizce bir şeyler anlatıyor. Burada nöbet tutacak ve İstanbullulara 60 yıllık bir hikaye anlatacak…
Heykeli görür görmez aklıma Onat Kutlar’ın bir şiiri geldi:
Sordum kendi kendime, ne yapılabilir çamurdan? Heykel!
Yoksulluklardan bir devrim bile yapılabilir.
Ama hiçbir şey, hiçbir şey yapılamaz ayrılıklardan…
Umuda Yolculuk heykeli hem yoksulluğu hem de ayrılığı anlatıyor… Umutlar, acılar, ayrılıklar, zorluklar, dostluklar, hasretler ve mücadelelerle dolu göçmenlik, gurbetçilik günlerini anlatıyor…
Avrupa ülkelerine giden misafir işçiler kısa sürede kalıcı oldular ve kıtanın bir parçası haline geldiler. Önce fabrikalarda ter döktüler. Sokakları temizlediler. Yemek pişirdiler. Dikiş diktiler… Zamanla sanatçı oldular, siyasetçi oldular, bakan oldular…
Türkiye’nin farklı şehirlerinden Hollanda’ya göç eden gurbetçi işçiler orada Hollanda işçi sınıfının bir parçası oldu. Elbette Hollanda sendikalarına katıldılar. Bugün Hollanda sendikal hareketinin içinde çok sayıda Türkiyeli işçi bulunuyor.
Uluslararası sendika hareketi içinde en yakın çalıştığımız sendikalar Hollandalıdır. Hollanda sendikaları 12 Eylül’ün en karanlık günlerinde Türkiye’deki işçiler ve sendikalarla dayanışma gösterdiler. DİSK’in tekrar faaliyete geçtiği 90lı yıllardan bu yana çok sayıda ortak çalışmaya imza attık. ILO düzeyinde ortak faaliyetler yürütüyoruz.
Bugünlerde DİSK ve Hollanda sendikaları birlikte sağlık ve belediye işçilerine yönelik olarak ortak bir eğitim faaliyeti düzenliyoruz. Pandemi geçer geçmez Hollandalı belediye ve sağlık işçilerini de Kadıköy’de ağırlayacağız.
Bu vesileyle pandeminin zorlu koşulları altında halkın sağlık hakkı için çalışan ve kendi sosyal hakları için mücadele eden Hollandalı sağlık emekçilerini selamlamak istiyorum.
Hollanda işçi sınıfının ve onun içindeki Türkiyeli emekçilerin umuda yolculuğu hala devam ediyor. Hollanda’daki sosyal hakların korunması, demokrasinin ve çok sesliliğin güçlenmesi ortak bir görev olarak önümüzde duruyor.
Bu önemli anıtın yapımına katkı veren büyükelçilikleri, belediyemizi, Hollanda’daki Türkiyelilerin derneklerini ve özellikle değerli sanatçılar Derya Ersoy, Zafer Dağdeviren ve Ali Yaldır’ı tebrik ediyorum.