Image Map

7 Mart’ta #KadınlarGrevde

DİSK Kadın Komisyonu, bugün Taxim Hill Otel’de düzenlediği basın toplantısında tüm kadınları 7 Mart’ta iş bırakmaya; fabrikadan, atölyeden, ofisten, plazadan, belediyeden, hastaneden, okuldan, evden çıkarak alanlarda buluşmaya davet etti.

“Ne iş yapıyorsak, nerede olursak olalım işimizi bırakıp meydanlarda buluşacağız” diye DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu kadın grevinin taleplerini şu şekilde özetledi: “Eşit işe eşit ücret birinci talebimiz. İkincisi İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkıyoruz; ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin onaylanması için mücadele veriyoruz. Üçüncüsü de görünmeyen emeğimiz dediğimiz bakım yükünün kamusal, sosyal politikalarla kadınların üzerinden alınmasını istiyoruz. Atölyede, plazada, evde, belediyede, hastanede her neredeysek işimizi bırakıyoruz ve 7 Mart’ta greve çıkıyoruz.”

Genel Başkanımızın konuşmasının ardından DİSK Kadın Komisyonunun basın açıklamasını Komisyon adına Zuhal Kaynak okudu:

YAŞAMI DURDURMAK İÇİN 7 MART’TA GREVDEYİZ!

Kadınlar olarak, emeğimize sahip çıkıyoruz!
Eşit işe eşit ücret, kadın cinayetleri ve şiddete karşı mücadele, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesi’nin onaylanması ve bakım yükünü kadınların üzerinden alacak kamusal sosyal politikaların hayata geçirilmesi için mücadelemizi yükseltiyoruz.

Geçen yıl 8 Mart’ta yaptığımız açıklamada, “CUMHURİYET’İN İKİNCİ YÜZYILINI EMEĞİN VE KADINLARIN YÜZYILI OLARAK İNŞA EDECEĞİZ” demiştik. Şimdi bu sözümüzün arkasında durduğumuzu bir kez daha göstermek için yeni bir adım atıyoruz.

2024’ten bu yana toplumsal cinsiyet eşitsizliği katlanarak büyüdü, kadın cinayetleri arttı, hayat pahalılığı ve kadın yoksulluğu durdurulamaz seviyelere çıktı. Kadın işsizliği katlandı. 2025’te ise bir kez daha emeğimizi karşılıksız bırakacak, bizi eve hapsedecek, yoksul bırakacak, şiddete açık hale getirecek politikalara olan ısrardan vazgeçilmedi.

Biz kadınlar, 8 Mart’a giderken hayat pahalılığına, düşük ücretlere, güvencesiz istihdam politikalarına ve ayrımcılığa karşı itiraz sesimizi yeniden yükseltiyoruz. Hem çalışma hayatında hem de görünmeyen ev içi emeğimizdeki eşitsizliklere, güvencesizliğe, baskılara, şiddet ve tacize karşı birlikte duruyoruz.

Yaptığımız işi, yıkadığımız bulaşığı, çamaşırı bırakıp “FABRİKADAN, ATÖLYEDEN, OFİSTEN, PLAZADAN, BELEDİYEDEN, HASTANEDEN, OKULDAN, EVDEN” çıkıyor; meydanları, sokakları dolduruyoruz!

7 MART’TA BU HAYATI DURDURUYORUZ!

EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET İSTİYORUZ!

Biz kadınlar yaşadığımız ülkenin gerçeklerini biliyoruz. Hukuk devletinin ve demokrasinin kırıntılarının ortadan kaldırılmaya çalışıldığı her eleştirinin her tepkinin her itirazın soruşturma konusu haline getirildiği, susturulduğu ve baskı altına alındığı bir ülkede bu çağrıyı yapıyoruz. Kadınlar olarak demokrasinin olmadığı Anayasa’nın bile uygulanmadığı bir ortamda, yaşadığımız sorunların çözümü bir yana daha da ağırlaşacağını çok iyi biliyoruz.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, hayatın bütünün de olduğu gibi çalışma hayatında da hâlâ sürüyor. DİSK olarak yaklaşık 4 yıldır “Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” mücadelemiz devam ederken bir kez daha gördük ki sadece kadın olduğumuz için erkeklerle eşdeğer işleri yapmamıza karşılık daha düşük ücret alıyoruz. Çalışma hayatında cinsiyet, ırk, ücret ve inanç ayrımcılığına karşı grevdeyiz! Eşit işe eşit ücret istiyoruz!

ILO 190 SAYILI ŞİDDET VE TACİZ SÖZLEŞMESİ ONAYLANSIN!

Kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddet artarken, kadına yönelik şiddetle mücadele adı altında cezasızlık politikaları yaygınlaşıyor. Tüm saldırılar karşında kadınlar olarak yaşama hakkımıza sahip çıktığımızı bir kez daha haykırıyoruz. Şiddetle ve tacizle mücadele etmek, eşitlikçi ve şiddetten arınmış çalışma hayatı oluşturmak için 3 yılı aşkın bir süredir mücadelesini yürüttüğümüz ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesi hâlâ onaylanmadı. Her alanda şiddet ve tacizi önlemekle yükümlü olan hükümet işyerlerimizde güvende olmamız için derhal ILO 190’ı onaylanmalıdır. Şiddetsiz ve tacizsiz işyerleri istiyoruz!

KADINLARIN ÜZERİNDEN BAKIM YÜKÜNÜ ALACAK KAMUSAL SOSYAL POLİTİKALAR HAYATA GEÇİRİLSİN!

Kadına yönelik ayrımcılıklar ve eşitsizlikler toplumun her alanında sürerken, 2025 yılının siyasal iktidar tarafından “Aile Yılı” ilan edilmesi tüm haklarımızı tehdit ediyor. Asgari ücret dahi hâlâ tek kişi üzerinden belirlenirken, kadın yoksulluğu ve işsizliği katmerlenerek artarken iktidarın bu yılı “Aile Yılı” ilan etmesinin altında yatan sebepleri görüyoruz: Biz kadınları bir kez daha eve hapsetmek, ucuz işgücü olarak kullanmak, esnek ve güvencesiz çalıştırmak ve bakım yükünü bir kez daha kadınların üzerine yığmak. Kadınların yalnızca “aile” içinde tanımlanması ve sınırlandırılmasını kabul etmiyoruz. Doğum teşviki ve benzeri politikalar, kadınların bakım (çocuk, hasta, yaşlı) yüklerindeki eşitsizlikleri gidermek amacı taşımadığı gibi kadın istihdamını korumuyor.

En az 8 saat üretimde düşük ücretler karşılığında, en az 4 saat ise evde ücretsiz ve karşılıksız çalışıyoruz. Bu nedenle ücretli emeğimizde olduğu gibi görünmeyen emeğimiz için de mücadele ediyoruz.

 

Kadınların üzerindeki bakım yükünü alacak kamusal sosyal politikaların hayata geçirilmesini istiyoruz. Anne desteği değil ebeveyn desteği talep ediyoruz! Gebelik izni değil, ebeveynlik izni istiyoruz! Doğum teşviki değil nitelikli, kamusal, ücretsiz kreş istiyoruz! Bizim için düzenli ve güvenceli istihdam istiyoruz!

TALEPLERİMİZ:

  • İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararından derhal vazgeçilip Sözleşme ve 6284 sayılı Kanun etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
  • 25 Haziran 2021’de yürürlüğe giren ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi Türkiye hükümeti tarafından onaylanmalı ve uygulanmalıdır.
  • Toplumsal cinsiyet temelli suçlarda, kadın cinayetlerinde cinsiyetçi iyi hal, tahrik indirimi gibi uygulamalardan vazgeçilmelidir. Cezasızlık politikalarına hemen son verilmelidir.
  • Nafaka hakkının gaspına yönelik tartışmalara son verilmelidir.
  • Kadınların bakım emeği yükünün üzerinden alınması için kamusal sosyal politikalar hayata geçirilmelidir.
  • Kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri merkezleri yaygınlaştırılmalı, herkesin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlanmalıdır.
  • Çalışma hayatında kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılıklar terk edilmeli, güvenceli ve insana yakışır işler yaratılmalıdır.
  • İktidarın politikalarında kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalıdır.
  • Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyetin hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.
  • Eşit işe eşit ücret politikası hayata geçirilmeli, her işyerinde uygulanması için denetleme mekanizmaları oluşturulmalıdır.

Biz kadınlar, haklarımızı savunuyor, eşitlik, özgürlük ve adalet için sesimizi yükseltiyoruz! Kazanılmış haklarımıza saldıranlara karşı eşitlik, özgürlük ve adalet taleplerimizle yaşamı durduruyoruz!

  • EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET İÇİN,
  • KADIN CİNAYETLERİ VE ŞİDDETE KARŞI İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İÇİN, ILO 190 SAYILI SÖZLEŞMENİN ONAYLANMASI İÇİN,
  • BAKIM YÜKÜNÜ KADINLARIN ÜZERİNDEN ALACAK KAMUSAL SOSYAL POLİTİKALAR İÇİN

Yaptığımız iş her ne olursa olsun bırakıp alanları, sokakları ve meydanları dolduruyoruz!
7 MART’TA GREVE ÇIKIYORUZ!

YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!

ITUC ETUC