Image Map

2025 1 Mayıs’ı: Yaygın, kitlesel ve genç!

DİSK Yönetim Kurulu’nun 1 Mayıs değerlendirmesi ve Türkiye’nin dört bir yanındaki meydanlardan ilan edilen 1 Mayıs Manifestosu:

2025 1 Mayıs’ı: Yaygın, kitlesel ve genç!

  • Ekonomik, demokratik ve siyasi haklarımızın ağır bir saldırı altında olduğu, demokrasi ve adalet mücadelesinin yükseldiği bir süreçte DİSK-KESK-TMMOB-TTB olarak ülkenin dört bir yanında düzenlediğimiz 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü etkinleri son yılların en yaygın, işçi katılımı en yüksek, gençliğin alanlarda boy gösterdiği kutlamalar oldu.
  • Sokaklardan yükselen adalet ve demokrasi mücadelesini emeğin talepleriyle güçlendirme; mümkün olduğunca çok işçiyi, emekçiyi, emekliyi alanlara taşıma hedefimiz çok büyük oranda amacına ulaştı.
  • Gelirde, vergide ve ülkede adaletsizliklerin olabildiğince arttığı bir dönemde tüm bu adaletsizliklere karşı sınıf eksenli bir muhalefeti büyütmek için, işçi sınıfının kendi sesini, sözünü, öz örgütlenmelerini siyasete müdahale kanallarını güçlendirmek için 1 Mayıs 2025 kritik bir eşik oldu.
  • Yukarıda bahsettiğimiz politik tercihin bir sonucu olarak belli merkezlere odaklanan değil son yılların en yaygın 1 Mayıs kutlamalarına tanıklık ettik. Öyle ki bir çok ilde ortak örgütlediğimiz çok sayıda noktada 1 Mayıs etkinlikleri düzenlendi. Tam da iddia ettiğimiz gibi Türkiye hem illerde hem de ilçelerde sokak sokak 1 Mayıs’lara aktı.
  • DİSK olarak son 10 yılda en kitlesel katılımımızı sağladığımız 1 Mayıs’ları örgütledik. Türkiye çapındaki 1 Mayıs kutlamalarında -tek tek sendikalar ve bazı kutlama noktalarının fazlalaştığı yerellikler düzeyinde inişler çıkışlar olsa da- toplamda üye sayımızdaki artışın üzerinde bir katılım artışı sağlandı. Sendikalarımızın örgütlenmedeki başarılarının alanlara yansımasının yanı sıra örgütsüz işçiler de kortejlerimizde yerini aldı.
  • Sendikalarımızın yanı sıra, doğal müttefikimiz olarak bizlerle hareket eden emekli mücadeleleri de kendi mücadele örgütleriyle 1 Mayıs’lara ciddi anlamda güç kattı. Emeklilerin insanca yaşam ve emeklilikte adalet mücadelelerinin dinamizmini alanlara taşıyabilecek bir süreci örgütleme hedefimiz fazlasıyla karşılık buldu.
  • Sendikalarımızın kendi iş kollarında sadece üyelerimizi değil toplam olarak işkollarındaki tüm emekçileri kapsayarak 1 Mayıs’ı örgütlemeleri, katılımı olumlu yönde etkiledi ve sendikalarımızın önümüzdeki dönem örgütlenme dinamiklerini güçlendirdi.
  • Şurası açıktır ki, 2025 1 Mayıs’ında, özellikle İstanbul Kadıköy 1 Mayıs’ında gençliğin, üniversite ve lise öğrencilerinin on binleri bulan katılımı çarpıcıydı. DİSK’in ve gençlik örgütlerinin kurduğu olumlu iletişim on binlerce genci Kadıköy’e ve alanlara taşıdı ve 1 Mayıs kürsüsünden seslenen gençler, işçilerin ve gençliğin ortak mücadelesi için önemli mesajlar verdi.
  • Sadece üniversite ve lise kortejleri değil katılımcı siyasi partiler ve diğer demokratik kurumlar genç kitleleriyle dikkat çekti. Sendika kortejlerindeki gençleşme de dikkat çekiciydi. Bu açıdan 2025 1 Mayıs’ı son yılların en genç 1 Mayıs’ı oldu.
  • 2025 1 Mayıs’ındaki en önemli değişimlerden biri de kürsü programları idi. Düzenleyici kurumlar adına uzun ve genellikle birbirinin tekrarı olan konuşmalar yerine nasıl bir Türkiye istediğimizi ülkenin dört bir yanında ortak 1 Mayıs 2025 manifestosunu okuyarak ifade ettik. Özellikle İstanbul 1 Mayıs’ında kürsüde işçiler adına konuşmaların yanı sıra gençlerin, kadınların, emeklilerin kendi konuşmalarını yaparak mücadelelerini anlatmaları yeni bir geleneğin başlangıcı olarak tarihe geçti.
  • Başta DİSK olmak üzere düzenleyici kurumlar olarak 2025 1 Mayıs’ını örgütlerken tüm emek ve demokrasi güçleriyle ortak hareket etmek için elimizden gelen çabayı gösterdik. Yüz binlerce işçiyi, emekçiyi, emekliyi, genci, kadını meydanlara çağırırken, herkesin bizim gibi düşünmesi, bizim gibi hareket etmesi beklentisi içinde olmadık. Bizimle olan olmayan ancak emek, barış, demokrasi, adalet mücadelesi veren herkesle dayanışma gösterdik. Sadece üyelerimizin eğilimleri doğrultusunda hareket etmedik, aynı zamanda bu eğilimler doğrultusunda aldığımız kararları ve tercihlerimizi eleştiren herkesi dinledik ve bizi eleştirenlerin de mücadelede her zaman yan yana olacağımızı, bir birimize her zaman ihtiyaç duyacağımızı bir an bile unutmadık.
  • İstanbul özelinde 1 Mayıs’a ilişki bir tecihle karşı karşıya kaldık. Ya, İktidarın hukuk dışı Taksim yasağını, koca bir kenti açıkhava hapishanesine çevirmesini, hukuk dışı engeller sonucunda doğal olarak sınırlı işçi katılımı olan öncü kadro eylemleriyle teşhir edeceğimiz bir 1 Mayıs yapacaktık; ya da milyonların adalet ve demokrasi talebiyle sokakta olduğu bu süreçte tüm Türkiye’de olduğu gibi, adalet ve demokrasi talebini emeğin talepleriyle buluşturan on binlerin katılımıyla kitlesel bir 1 Mayıs yapacaktık. Bu noktada yukarıda belirttiğimiz kesimlerin katılımına ve temsiline olanak tanımaya uygun bir tercihi benimsedik. Öncelikli olarak on binleri Taksim 1 Mayıs meydanında buluşturma hedefimizin hukuk dışı bicimde engellenmesinde ısrar edilmesi halinde, 1 Mayıs’lara kapalı bir diğer meydan olan Kadıköy’de buluşma doğrultusunda geniş bir mutabakata vardık.  Bu mutabakattan farklı düşünenleri de saygıyla karşıladık. Geniş mutabakatı benimsemeyen mücadele arkadaşlarımızla 1 Mayıs öncesinde, sırasında, kürsüsünde ve sonrasında dayanışma içerisinde olduk.
  • İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında bizim örgütlediğimiz meydanlara gelmeyi tercih eden yüzbinlere, özellikle de Kadıköy başta olmak üzere Türkiye’nin her yerinde 1 Mayıs alanlarını dolduran gençlere “hep beraber kurtuluş” iddiasını güçlendirdikleri için teşekkür ediyoruz.
  • Hangi meydana çıkarsa çıksın “Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü”nün adına uygun davranan herkese teşekkür ediyoruz. Ancak politik tercihleri ve farklı görüşleri ve tercihleri, “ihanet, iktidar yandaşlığı, korkaklık” ile yaftalayan; saldırılarını cinsiyetçi, ırkçı, ayrımcı küfür ve hakaretlere kadar vardıran küçük bir çevrenin maniplasyonlarla, sosyal medya fenomenliği peşinde toksik bir dil ile toplumsal muhalefeti bölmeye, parçalamaya ve 1 Mayıs’a katılımı azaltmaya yönelik söylem ve eylemlerini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Bu manipülasyon ağlarına karşı yanıt, İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanındaki 1 Mayıs meydanlarının kitleselliği, coşkusu ve kararlılığı olmuştur.
  • İktidara ve sermayeye karşı mücadeleyi bölmeye, parçalamaya, işçi sınıfı başta olmak üzere toplumsal muhalefeti iktidar ve sermaye karşısında güçsüz düşürmeye yol açacak bu tip girişimlere karşı tüm emek ve demokrasi güçleri oldukça dikkatli davranmaya devam edecektir.
  • 2025 1 Mayıs’ı yaptıklarımız ve yapamadıklarımız ile tarihe geçmiştir. Emeğin talepleri olmadan adalet ve demokrasi mücadelesinin eksik kalacağı görülmüş, son yılların en yaygın, en kitlesel, en genç 1 Mayısları ile emeğin gündemleri bu mücadelenin doğal bir parçası haline getirilmiştir. DİSK-KESK-TMMOB-TTB çağrısıyla meydanlarda buluşan yüzbinler 1 Mayıs 2025’e dair öngörülerimizi doğrulamıştır. Öte yandan Taksim 1 Mayıs alanına çıkılamayan her 1 Mayıs eksik 1 Mayıs’tır. Taksim 1 Mayıs alanını özgürleştirme dahil olmak üzere, 1 Mayıs meydanlarından yükselen emeğin temel gündemlerini bir mücadele süreci olarak örgütlemek temel görevimizdir. Yaptıklarımızı daha iyi yapmanın, yapamadıklarımızı hayata geçirmenin tek yolu ise örgütlenmektir.
  • Önümüzdeki dönem bizi asgari yaşamaya, asgari demokrasiye, asgari haklara mahkum etmeye çalışan bu düzene karşı örgütlenmemizi büyütme dönemi Kadıköy başta olmak üzere 1 Mayıs meydanlarında bizlerle beraber olan on binlerce gencimize ve yüzbinlerce örgütsüz işçiye, emekçiye çağrımız örgütlenerek değiştirmektir. Örgütlenerek hayatımızı, sendikalarımızı, siyaseti ve ülkemizi değiştirmek, ileriye taşımak mümkündür. İşçi sınıfının üretimden gelen gücü ve çoğunluk olmaktan kaynaklanan toplumsal etkisinden ancak örgütlüyken bahsedilebilir. Bu toplumun üreten çoğunluğunun ülkenin ve yaşamının geleceğini eline almasının zamanı gelmiştir. Bunun başarabilmenin tek yolu örgütlenmektir.

Şimdi mümkün ve zorunlu olanı hayata geçirme vaktidir. Şimdi örgütlenme vaktidir.

DİSK olarak ülkenin dört bir yanında bizlerle buluşmayı bekleyen sınıf kardeşlerimize ulaşmaya, örgütümüzü ve böylece işçi sınıfının gücünü büyütmeye; ülkemizin dört bir yanında ilan ettiğimiz 1 Mayıs 2025 Manifestosu’nda tarif ettiğimiz “Emeğin Türkiyesi” için mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz.

İstanbul Kadıköy başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir tarafında okunan, DİSK-KESK-TMMOB ve TTB’nin hazırladığı  1 Mayıs 2025 Manifestosu

“Biz bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenleriz.

Biz işçiler, kamu emekçileri, mühendisler, mimarlar, şehir plancıları, hekimler, emekliler, gençler, kadınlar…

Bugün ülkenin dört bir yanında 1 Mayıs meydanlarında buluştuk.

İl il, ilçe ilçe, mahalle mahalle, sokak sokak 1 Mayıs meydanlarına aktık.

Kendini bu ülkenin sahibi sananlara, halktan büyük bir güç olmadığını bir kez daha gösterdik.

Biz tüm renklerimiz ve farklılıklarımızla Türkiye’yiz.

Ve bugün 1 Mayıs meydanlarında başka bir yaşamın, başka bir Türkiye’nin müjdesini vermek için bir aradayız.

Bugün 1 Mayıs alanlarında bir kez daha tanık oluyoruz ki ülkemizde yepyeni bir güneş doğuyor, mutlu bir hayat filizleniyor.

1 Mayıs alanlarından bir kez daha ilan ediyoruz ki: Zorbaların değil işçilerin, emekçilerin, halkın egemen olduğu bir ülke mümkün!

Ürettiğimiz değeri adaletli bölüştüğümüz, asgari ücrete ve asgari yaşamaya mahkûm kalmadığımız bir hayat mümkün!

Demokratik haklarımızı kullanabildiğimiz; sendikalı olabildiğimiz, grevlerin yasaklanmadığı; itiraz edenin, hakkını savunanın kapısına gece yarısı kimsenin dayanmadığı bir ülke mümkün!

Çalışırken ölmediğimiz, sağlığımızı kaybetmediğimiz, tükenmediğimiz, tacize- şiddete-ayrımcılığa uğramadığımız, 8 saat insanca çalışıp, 8 saat insanca dinlenip, 8 saat insanca yaşadığımız bir hayat mümkün!

Onlarca yıl çalıştıktan sonra emekli olabildiğimiz, emeklilik hakkımızın gasp edilmediği, emekli olunca çalışmak zorunda kalmadığımız, emeklisini insanca yaşatan bir ülke mümkün!

Sokaklarda, işyerinde şiddetin, tacizin olmadığı; kadınların güvencesiz ve esnek çalışmaya mahkûm edilmediği, ayrımcılığa uğramadığı, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulandığı, 190 sayılı ILO sözleşmesinin onaylandığı bir hayat mümkün! Ülke kaynaklarının sermaye için, rantçılar için, savaş için, siyasi rakipleri tasfiye etmek için değil, bizi, 86 milyonu insanca yaşatmak için kullanıldığı bir ülke mümkün!

Kimsenin ikinci sınıf vatandaş olmadığı; dilimize, inancımıza, kimliğimize, kökenimize bakılmadan hepimizin tüm renklerimizle eşit yurttaşlar olduğumuz; özgürce siyaset yapabildiğimiz ve örgütlenebildiğimiz, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine yaşadığımız bir hayat mümkün!

Çocuklarımızın okula aç gitmediği; öğretmenlerin bir gecede sürgün edilmediği; diplomaların tek kişinin emriyle iptal edilmediği bir ülke mümkün!

Yıllarca çalışıp, okullar bitirip, en zor sınavları geçip “mülakat” adı verilen tek adama sadakat sınavına maruz kalmadığımız, KHK’larla bir sabah işsiz kalmadığımız; çalışma hakkımız başta olmak üzere kazanılmış haklarımızın korunduğu bir hayat mümkün!

Gazetecilerin, sendikacıların, sanatçıların, akademisyenlerin, belediye başkanlarının/eş başkanlarının, muhalif siyasetçilerin, gençlerin hapse atılmadığı, özgür bir Türkiye mümkün!

Büyük bölümü deprem bölgesindeki bir ülkede, felaketi çaresizce beklemediğimiz, rantı değil doğayı ve yaşamı korumayı hedefleyen bir ülke mümkün!

Tek bir kişinin değil, kayyumcuların değil, halkın söz ve karar sahibi olduğu bir düzen mümkün; gerçek bir demokrasi mümkün!

Bugün Türkiye’nin dört bir yanındaki yüzlerce 1 Mayıs alanından aynı anda hep beraber ilan ediyoruz:

Emeğin, demokrasinin, adaletin, barışın, eşitliğin, laikliğin, özgürlüğün ve kardeşliğin egemen olduğu bir düzeni kuracağız.

Yeter ki birlik olalım, yeter ki mücadele edelim. Yeter ki tek başına olmadığımızı bilelim, kurtuluş için hep beraber olalım.

Yeter ki hep beraber yürüyenlerin gür sesini duyuralım, birleşik mücadelenin gücünü gösterelim!

2025 yılında 1 Mayıs meydanlarında milyonlar kendisinin, çocuklarının ve ülkenin geleceği için söz veriyor:

Yarından tezi yok, bu meydandan ayrılır ayrılmaz nerede çalışıyorsak, nerede yaşıyorsak, nerede mücadele ediyorsak orada örgütleneceğiz.

Gücümüzün birliğimizden geldiğini bilecek ve örgütlü olacağız.

Örgütlenerek kazanacağız, birleşe birleşe kazanacağız, halkın birleşik mücadelesi kazanacak, mutlaka ama mutlaka BİZ KAZANACAĞIZ!

Biz kazandığımızda, demokrasi kazanacak, adalet kazanacak, barış kazanacak, kardeşlik kazanacak, emek kazanacak, bu ülke, bu halk kazanacak!

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

YAŞASIN 1 MAYIS!”

 

 

ITUC ETUC