10. Genel Kurul Kararları
DİSK
10. GENEL KURULU
12-14 Eylül 1997
YENİ DÖNEM VE HEDEFLERİMİZ
10. Genel Kurulu
Yönlendirici Belge
10. Genel Kurul sonrası ülkemizin ekonomik, sosyal ve siyasal ortamı ve dolayısıyla da işçi sınıfı mücadelesi için kritik bir dönem olacaktır. Yaşanan rejim krizinin 55. Hükümet tarafından aşılabilmesi mümkün görülmemektedir. TBMM’nin bugünkü bileşimi arzulanan reformların yapılmasına izin verecek bir yapılanmadan uzaktır.
Ülkemizin en temel iki sorunu; demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü, işçi sınıfının taleplerinin gerçekleştirilmesinin önünün açılması için zorunlu adımlar niteliğini taşımaktadır. Bu konuların özgürce tartışıldığı bir dönem sonrasında adil ve herkesin oyunun eşit biçimde değerlendirileceği bir seçime gidilmesi zorunludur. DİSK bu konudaki görüşünü kamuoyu, siyasi partiler ve 55. Hükümete bir çok kez duyurmuştur.
Yeni dönemdeki en önemli görevlerimizden birisi bu talebimizin önemini üyelerimizden başlayarak, başta işçi sınıfı olmak üzere tüm topluma anlatmaktır. Siyasal islamın emekçi kesimler içinde bulduğu desteğin yasaklarla ortadan kaldırılması mümkün değildir. Emekçilerin siyasete ağırlığını koymasını ve bunu demokratikleşme ve barış doğrultusunda yapmalarını sağlamak zorundayız. Yeni bir sol dalgayı yaratmak için DİSK’e düşen önemli görevler vardır ve bu görevleri DİSK’ten başka gerçekleştirebilecek kurum yoktur.
Bu görev doğrultusunda sürdürülecek çalışmalarda tüm sendikaların aktif görev almasını sağlamalıyız. Sorun politik akımlar ve partiler arasında tercihle açıklanabilecek kadar basit ve kolay değildir. Küreselleşmenin doğurduğu sonuçlar karşısında bütün dünyada artan karşı koyma eğilimlerinin ülkemizde de ortaya çıkmasını sağlamak; partileri bu doğrultuda teşvik etmek zorundayız. Bu zor ve karmaşık görev sendikal hareketin alışık olmadığı, bugüne kadar ki pratiği içinde çok fazla kullanmadığı eylem biçimlerini ve ittifakları gündeme getirebilecektir. Kendimizi bu görevlere bugünden hazırlamak zorunda olduğumuz bir gerçektir.
Bu konudaki en büyük yardımcımız uluslararası işçi sınıfı hareketinin deneyleridir. Bugün Avrupa’da ve tüm dünyada işçi hareketi yeni bir açılımla militan karakter taşımaya başlamıştır. Uluslararası işçi ve sendika hareketindeki bu deneyleri, mücadele araçlarını ve sendika-siyaset ilişkisini yakından izlemek ve ülkemize uyarlamak, bu amaçla bilimsel araştırmalar gerçekleştirmek zorunludur. Bunu gerçekleştirebilme şansı en yüksek olan kurumun Konfederasyonumuz olduğu gerçeğini unutmamalı ve olanaklarımızı bu amaç için zorlamalıyız.
Genel demokratik görevlerimizin yanısıra işçi ve emekçilerin günlük hayatlarını çekilmez hale getiren sorunlar karşısında da mücadeleyi sürdürmek zorundayız. Olağanüstü Genel Kurul sonrasında ülkemizde yaşananlar bizi genel politik sorunlarda yoğunlaşmak zorunda bırakmıştır. Bu süreçteki gelişmeler örgütlenme ve eğitim alanındaki zaaflarımızı ortaya çıkarmıştır.
Bu konuda atacağımız adımlar sadece DİSK’i geliştirmeyecektir. Geçtiğimiz dönem, DİSK’in varlığının ülkemiz işçi sınıfı mücadelesini geliştirdiğini irili ufaklı bir dizi örnekle ortaya koymuştur. Özellikle örgütsüzlüğe ve sefalet ücretlerine mahkum edilmek istenen işçiler arasında sürdürülen çalışmalar üye kazandırmasa bile, bu sınıf kardeşlerimizin haklarında iyileştirici gelişmelere yol açmıştır.
Emekliler Sendikasının kuruluşu ile ortaya çıkan sınıf dinamiği bir başka örnektir. Çeşitli derneklerin kağıt üzerinde üyesi olan ancak hakları savunulmayan emekliler alanlara çıkmış, sonuçta yıllardır hareketsiz duran dernekler dahi hak talebinde bulunmak zorunda kalmıştır. Bu gelişmenin sonuçları önümüzdeki dönemde daha açık şekilde görülecektir.
Bu deneyden yola çıkarak sınıf mücadelesine katılacak yığınları genişletecek yeni örgütlenme modellerini geliştirmek için çaba harcamalıyız. Özellikle sayıları giderek artan işsizleri, atipik işlerde çalışanları ve kadınları mücadeleye katacak örgütlenme modelleri geliştirmek; bu kesimlere dönük eğitim araçları yaratmak zorundayız. Bu çabalarımıza yön verecek ve çalışanlarla işsizlerin ortak davranışına olanak verecek talepleri dile getirmek durumundayız.
Yeni dönemdeki görevlerimiz sadece ülkemizle sınırlı değildir. Uluslararası dayanışmanın gereklerini daha aktif bir şekilde yerine getirmeye zorunlu olduğumuz açıktır. Başka ülkelerin emekçilerinin olumsuz koşulları üyelerimizi ve ülkemizin emekçilerini derinden etkilemektedir. Bir çok toplu sözleşmede yabancı ülkelerdeki olumsuz koşullar örnek olarak gösterilmekte ve haklarımız kısıtlanmaktadır.
Diğer yandan AB’ne tam üyelik sürecine şimdiden hazırlanmak gerekmektedir. Sermayenin ve malların serbest dolaşımından sonra hizmetlerin serbest dolaşımı da gündeme gelmektedir. Bu durum ülkemizin hizmetler sektörünü derinden etkileyecektir. Emeğin serbest dolaşımı hakkı için şimdiden çalışmalar yapmak zorunlu görülmektedir. Ayrıca emekçilerin teknolojik gelişmelere hazırlanması amacıyla sürekli mesleki eğitimi gündeme getirmek zorunludur.
Yurtdışında göçmen olarak yaşayan emekçi kardeşlerimizin durumunu da dikkate aldığımızda, uluslararası örgütlerdeki çalışmalarımızı yoğunlaştırma ihtiyacı karşımıza çıkmaktadır. Üyesi olduğumuz ICFTU ve ETUC ile sendikalarımızın üyesi olduğu işkolu federasyonlarında çok daha aktif çalışmak gerekmektedir. Özellikle ETUC içersinde, AB üyesi olmayan ülkeler ve göçmen işçiler sorunlarıyla ilgili bir Genel Sekreter Yardımcılığı kurulması doğrultusunda çalışma sürdürmeliyiz.
Bütün bunlar önümüze öncelikle ele almamız gereken şu somut görevleri koymaktadır:
Demokratikleşme ve Siyasal Görevlerimiz
Ülkemizin demokratikleşmesi doğrultusunda atılacak adımların Konfederasyonumuza yeni siyasal görevler yüklediğine değinilmişti. Bu görevlerin başında emekçilerin kendi çıkarları doğrultusunda siyasal tercihlerde bulunmalarını sağlamaya yönelik çalışmalar yapılması gelmektedir. Emekten yana siyasal partilerin, solun genel dağınıklığı bu konudaki rolümüzün önemini arttırmaktadır. Emekçilerle siyasal partiler arasındaki mesafenin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu amaçla emek örgütleri ve siyasal partiler arasında somut hedeflere yönelik işbirlikleri ve ortak etkinlikler gerçekleştirilmesi zorunludur. Ülkemizin sorunlarına yönelik çözüm önerilerinin ele alınacağı bu tür işbirlikleri ve ortak etkinlikler, emekçilerin partileri daha yakından tanıması sonucunu doğuracak; kendi özgür iradeleriyle seçim yapmalarına yardımcı olacaktır.
Bu somut konuların başında, ülkemizin 12 Eylül Anayasası’ndan kurtarılması gelmektedir. Merkeziyetçi, yasakçı ve tekçi bir anlayışın yerine; özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı ve yerinden yö
netime ağırlık veren bir Anayasa için ortak kampanyalar sürdürülmesi doğru olacaktır. Bu Anayasa dil, din, ırk, cinsiyet, inanç ve düşünce farklılıklarını bu ülkenin zenginliği olarak değerlendiren; bütün bu farklılıkların kendini özgürce ifade edip örgütlenmesine olanak veren bir anlayışın ürünü olmalıdır.
Böyle bir anlayışın bugünkü siyasal yapı ve TBMM’nden çıkması mümkün gözükmemektedir. Bugünkü milletvekilleri parti liderleri tarafından belirlenmiştir ve ufukları liderlik kademesinin talimatlarıyla sınırlıdır. Daha da önemlisi 24 Aralık 1995 seçimlerindeki uygulamalar, özgürlükçü siyasal akımların parlemento dışında kalmasına neden olmuştur. Bu nedenle DİSK olarak özgür ve adil bir erken seçim doğrultusundaki talebimizi yükseltmek ve diğer emekçi örgütleriyle işbirliğini gerçekleştirmek zorundayız.
Arzuladığımız bu ortamın doğabilmesi için toplum vicdanında büyük bir baskı oluşturan devlet içinde yuvalanmış çetelerden hesap sorulması zorunludur. Bu konunun üzerine gidilmesini ve alt kademelerde yeralan unsurların yargılanmasıyla yetinilmemesini sağlamalıyız. İtalya’nın yıllar önce gerçekleştirdiği GLADİO Soruşturmasının bir benzeri, bağımsız yargı organları tarafından yapılmalıdır.
Demokratikleşme konusunda atılması gereken acil adımlar arasında sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması gelmektedir. Yıllar önce onaylanan ILO sözleşmelerinin iç hukuka uyarlanması, barajların kaldırılması ve iş güvencesinin sağlanması hedefleri DİSK’in önünde durmaktadır.
Kürt Sorunu ve Barış
Yıllar boyu sürmekte olan Kürt sorunu demokrasinin geliştirilmesinin engellenmesinin bahanesi olarak kullanılmakta, gençlerimizin ölmesi ve ülkemizin kaynaklarının güvenlik harcamalarına gitmesi sonucunu doğurmaktadır. Genelkurmay tarafından yapılan açıklamalar bu harcamaların günlük olarak 4 milyon dolar düzeyine yükseldiğini ortaya koymaktadır.
Bu tabloya daha fazla dayanılması mümkün değildir. Sorunu sadece askeri yöntemlerle çözmeye yönelik politikalardan vazgeçilmeli; büyük bir çoğunluğu emekçilerden oluşan Kürt ve Türk emekçilerinin gönüllü birlikteliğini gerçekleştirecek yaklaşımlar gündeme getirilmelidir.
İşçi örgütleri bu çatışma ortamından istifade ederek taban bulmaya çalışan ırkçı anlayışlar karşısında üyelerini bilinçlendirmeli ve sınıf mücadelesi içinde ortaklaştırmalıdır. Bu amaçla eğitim çalışmaları yapılmalı, işçiler bilinçlendirilmelidir. Barış İçin Bir Milyon İmza Kampanyası gibi yaygın eylemler gündeme getirilerek toplumun bu doğrultudaki talebi açığa çıkarılmalıdır.
Örgütlenmeye İlişkin Hedeflerimiz
Örgütlenme konusunda ikili hedefler saptamak zorunda olduğumuz bir dönemde bulunuyoruz. Bir yandan tek tek sendikalarımızın, eşgüdüm içinde işkolu örgütlenmelerini geliştirmeleri ve yaygınlaştırmaları, bu amaçla Trakya ve Denizli gibi merkezlerdeki kollektif çalışmalarını yoğunlaştırmaları; diğer yandan bugüne kadar hiç örgütlenmemiş kesimlerin DİSK aracılığıyla örgüte kavuşturulmaları gerekiyor.
Bu kesimlerin başında atipik çalışanlar ve işsizler gelmektedir. İşsizliğin ülkemizde ulaştığı boyut bilinmektedir. Evde iş yapma ve kısmi zamanlı çalışma şeklindeki atipik çalışma biçimleri de yaygınlaşmaktadır. Bu kesimlerin örgütlü işçiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılması eğilimi giderek artmaktadır. Sermaye çevreleri ve 55. Hükümet deregülasyon ve esneklik programını devreye sokmak istemektedir.
Bu eğilimlerin karşısına sadece sendikalı işçilerin gücüyle çıkmak yetersiz olabilecektir. Mücadeleye her iki kesimin de katılmasını sağlamak gerekmektedir. Olağanüstü Genel Kurul’da kararlaştırdığımız Sendika Evleri ve mesleki eğitim çalışmaları her iki kesimin örgütlenmesi için yararlı bir araç olabilecektir.
Yeni dönemde hızla Sendika Evleri’ni kurmalı ve buralarda kültürel ve mesleki eğitim çalışmalarına başlamalıyız. Gerek işsizlerin gerek atipik çalışanların yoğun bulunduğu İstanbul, İzmir ve Antalya bölgeleri pilot çalışmalar için uygun yerler niteliğindedir. Bu çalışmalar için gerekli fonlar sendikalarımızın ve uluslararası örgütlerimizin aracılığıyla sağlanabilecektir. Yeni Yönetim Kurulu’muz bu konuda yoğunlaşmalıdır.
Bu iki grupta ve halen çalışanlar arasında kadınların ve gençlerin yoğun olduğunu dikkate alarak özel örgütlenme modelleri geliştirilmelidir. Konfederasyon ve sendikalarımızın kadın ve gençlerle ilgili birimleri aktif hale getirilmeli, sosyal etkinlikler gerçekleştirilmelidir.
Eğitim ve Araştırma Çalışmaları
Son dönemde yükselen toplumsal muhalefet işçi sınıfının hakları konusundaki bilinç düzeyinin yetersiz olduğunu ortaya çıkarmıştır. Sendikal hareketteki tıkanmanın aşılabilmesi için bu düzeyin yükseltilmesi bir zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır.
Örgütlenmenin pekiştirilmesi ve yaygınlaştırılmasında eğitim en önemli araç olarak kabul edilmelidir. Özellikle sendikasızlaştırma girişimleri karşısında eğitilmiş kadrolara sahip olmak vazgeçilmez bir ihtiyaçtır.
Örgütlenme hedeflerimiz arasında yer alan işsizlerin ve atipik çalışanların kazanılmasında eğitim önemli bir unsur olarak karşımızda durmaktadır. Kadın ve genç işçi örgütlenmesinin kazandığı önem, bu kesimlere yönelik eğitimlerin önemini arttırmaktadır.
Bütün bunlar eğitim çalışmalarının özel olarak ele alınmasının zorunlu olduğunu göstermektedir. Buna bağlı olarak araştırma çalışmalarına da hız verilmesi gerekecektir. Eğitimin verilerle desteklenmesi ve sermayenin artacağı anlaşılan deregülasyon baskısı karşısında ulusal ve uluslararası düzeyde bilgi toplamak büyük önem kazanacaktır. Bu durum, sendikalarımızın kısıtlı olanaklarını birleştirmesini gerektirmektedir. Eğitim ve araştırma çalışmalarını yaygınlaştırarak etkin hale getirmenin yolu budur. Bu çalışmalar sonucunda DİSK-AR daha aktif hale getirilmeli ve sendika okulu oluşturulmalıdır.
Yeni Talepler
Örgütlenmeyi yaygınlaştırabilmek, işçi sınıfının farklı kesimlerini bir araya getirecek talepler üretebilmekten geçecektir. Sadece sendikalı işçilerin koşullarını ilgilendiren talepler, işsizleri ve atipik çalışanları etkilemekten uzaktır. Bu nedenle işsizliğe karşı politikalar ve talepler geliştirilmesi yeni dönemin önemli hedefleri arasında yeralacaktır.
Bu kesimlerin tümünü kapsayabilecek olan bir talep, çalışma sürelerinin kısaltılmasıdır. Ücretlerde düşüş olmaksızın süre kısaltılması varolan işlerin yapılması için gereken işgücü miktarını arttıracak, dolayısıyla istihdam yaratacaktır. Ayrıca bu tür bir uygulama sayesinde işçi sınıfının milli gelirden aldığı pay artacak, gelir dağılımında nispi bir iyileşme ortaya çıkacaktır.
Diğer bir talep sosyal güvenliğin yaygınlaştırılmasıdır. Atipik işçilerin neredeyse tamamı sosyal güvenlik şemsiyesinin dışındadır. Onların bu güvenceye kavuşturulması hem SSK’nın kurtarılması için hem de ortak mücadele için önemlid
ir.
DİSK 10. GENEL KURUL KARARLARI
Karar No:1
DİSK’İN ÖNÜNDEKİ GÖREVLER
Ülkemizin ve sendikal hareketin içinde bulunduğu kriz ortamının Konfederasyonumuza özel görevler yüklediği bilincinde olan 10. Genel Kurul
Önümüzdeki dönemin;
– Ülkenin demokratikleşmesi,
– Örgütlenmenin yaygınlaştırılması,
– Kürt sorununun demokratik çözümü,
– İşçi hareketinin uluslararası kazanımlarının ülkemizde uygulanması,
– Ekonomik ve sosyal kazanımların savunulması ve geliştirilmesi
gibi temel sorunları karşısında, DİSK ve üyesi sendikaların tam bir işbirliği ve eşgüdüm içerisinde davranmalarının ve ortak mücadele yürütmelerinin;
Bu mücadele içinde ulusal ve uluslararası sendikal örgütlenmelerle işbirliği sağlamalarının zorunlu olduğunu belirten DİSK 10. Genel Kurulu;
Aşağıdaki kararların Konfederasyonumuz ve üyesi sendikalar için kesin bir bağlayıcılık taşıdığını KARAR ALTINA ALIR.
DEMOKRATİKLEŞMEYE İLİŞKİN KARARLAR
Karar No:2
ÖZGÜR VE DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE
Toplumumuzun sosyal ve siyasal alanlarda bir dizi olumsuzlukla karşı karşıya bulunduğunu,
Hayat pahalılığı ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin toplumu patlama noktasına getirdiğini,
Sosyal güvenlik, sağlık ve eğitim alanlarındaki kamu hizmetlerinin eksikliği nedeniyle geleceğimizin tehlikeye girdiğini,
Siyasal islamcı-ümmetçi ve şoven milliyetçi anlayışların siyasal düşüncelerinin doğal bir sonucu olarak, krizin nedeni olan baskıcı ve anti-demokratik devlet yapısını sürdürmeye dönük çalışmalar içinde bulunduğunu,
Susurluk Kazası sonrasında ortaya çıkan devlet içindeki çetelerin varolan kirlenmenin boyutunu ortaya koyduğunu,
Siyasal özgürlüklerdeki, demokratik temsil ve katılımdaki kısıtlamaların krizi derinleştirdiğini vurgulayan DİSK 10. Genel Kurulu;
Krizden kurtulmanın tek çaresinin dil, din, ırk, cinsiyet ve siyasi düşünce ayrımı yapılmaksızın toplumun bütün kesimlerinin inançlarını özgürce ifade edebildiği, inançları ve çıkarları doğrultusunda örgütlenebildiği ve iktidar olabildiği bir demokrasiyi kurmak olduğunu ısrarla belirtir,
Böyle bir demokrasinin kurulmasında işçi sınıfı ve diğer emekçilerin belirleyici öneminin bilinciyle, DİSK ve üyesi sendikaları bu doğrultuda kararlı, planlı ve örgütlü bir mücadeleye öncülük etmekle; kampanyalar ve etkinlikler düzenlemekle görevlendirir.
Karar No:3
GENEL AF TOPLUMSAL BİR ZORUNLULUKTUR
12 Eylül rejiminin yarattığı, başkıcı, yasakçı anti demokratik düzenin en önemli sonuçlarından birisinin, ülke sorunlarına ilişkin görüşlerini açıklayan, çözüm öneren bilim adamlarının, aydınların, gazetecilerin, öğrencilerin ve sendikacıların, hukuksuzluğa, çarpık düzene karşı çıkan demokratların, duyarlı yurttaşların bundan dolayı yargılanmaları, ağır cezalara çarptırılmaları ve cezaevine konulmaları olduğuna işaret eden;
Bu durumun ve 12 Eylül döneminin hukuk dışı yargılamalarının olumsuz sonuçlarıyla, Kürt sorunundan kaynaklanan çatışma ortamının, binlerce insanımızı yasadışı konuma düşürdüğüne işaret eden DİSK 9.Genel Kurul kararlarının, bu günü de kavradığını ve toplumda acilen, bir barış ortamı tesis edilmesi zorunluluğunu tesbit eden DİSK 10. Genel Kurulu;
Konfederasyonumuzun ve üye sendikaların, siyasi hükümlüleri de kapsayacak bir genel affın çıkarılması, TBMM’nin af çıkarma yetkisini sınırlayan Anayasanın 87 maddesinin af yetkisini sınırlandıran bölümünün kaldırılması için kampanyalar düzenlemesini, bu doğrultuda çalışmalar yapmasını KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:4
DEMOKRATİKLEŞME VE GÜÇ BİRLİĞİ
Tarihi boyunca demokratikleşmenin bilinçli ve kararlı savunucusu olan; özellikle 12 Eylül devlet anlayışını yansıtan anti-demokratik yasa düzenine ısrarla karşı çıkan;
Özgürlük ve demokrasi talebinin toplumun geniş kesimleri tarafından dile getirildiğini, ancak ortak davranış eksikliğinin bu talebin hayata geçmesini engellediğini belirten DİSK 10. Genel Kurulu;
Demokratikleşmenin sağlanması için, emekçilerin ve toplumsal muhalefet unsurlarının bağımsız bir güç oluşturmalarının zorunlu olduğuna dikkat çekerek; bu gücün oluşturulabilmesi ve demokratikleşme mücadelesinde başarılı olunabilmesi amacıyla:
Tüm üye sendikaların katılımıyla aktif bir mücadele çizgisi izlenmesini;
Demokrasi ve özgürlükler için mücadele eden tüm sendikalar, meslek örgütleri, sivil insiyatifler ve siyasal partilerle, somut olarak belirlenmiş konularda meşru ve demokratik zeminde güç ve eylem birliği yapılmasını; yerel ve ülke çapında ortak mücadele platformları yaratılmasını;
Üye sendikalar aracılığıyla yaygın bir demokrasi eğitimi gerçekleştirilmesini;
Bu yolda uluslararası üst kuruluşlarımız ve işkolu federasyonları dahil olmak üzere tüm uluslararası dayanışma olanaklarının kullanılmasını KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:5
DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMA VE ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ
Tarihsel mücadelesinin birikimiyle demokratikleşmenin ilk adımının düşünceyi açıklama ve örgütlenme özgürlükleri olduğunun bilincinde olan;
Bu özgürlüklerin kısıtlanmasının, en çok emekçilerin ve işçi sınıfının mücadelesine zarar verdiğini kendi somut pratiğinde yaşayan DİSK 10. Genel Kurulu;
Her türlü düşüncenin özgürce ifade edilmesini; bu düşünceler etrafında örgütlenebilmesini engelleyen tüm yasal düzenlemelerin kaldırılmasını;
Zor ve şiddet yoluyla propaganda yapılmasının veya farklı görüşlerin bu yöntemlerle engellenmesinin önlenmesini;
Bu hakların evrensel niteliğini gözönüne alarak tüm dünyadaki ihlallere karşı aktif şekilde mücadele edilmesini; uluslararası dayanışma olanaklarının sonuna kadar kullanılmasını;
Sansürün kaldırılması için basın ve yayıncıların örgütleriyle işbirliği içinde çalışma yapılmasını;
Ülkemizdeki anti-demokratik yasalar nedeniyle tutuklu veya hüküm giymiş bulunan tüm aydın, bilim adamı, gazeteci, sendikacı ve politikacıların özgürlüklerine kavuşmaları için etkin kampanyalar düzenlenmesini KARAR ALTINA ALIR.
Normal >
Karar No:6
SÜREKLİ AYDINLIK İÇİN DEMOKRATİK DEVLET
Susurluk kazası ile açığa çıkan devlet içinde yuvalanmış çetelerin tasfiyesinin demokratikleşme açısından yaşamsal önemine işaret eden,
Bu çetelerin 12 Eylül öncesinden beri faaliyet gösterdiklerinin 16 Mart Üniversite Katliamı’nın duruşmalarında açığa çıktığını vurgulayan,
Gerçek bir demokratikleşmenin sağlanması için bu çetelerin ve perde gerisindeki desteklerinin hesap vermesinin zorunlu olduğunu ifade eden DİSK 10. Genel Kurulu;
Bu amaçla 16 Mart ve Susurluk’la ilgili tüm soruşturma ve yargılama süreçlerini yakından takip etmeyi,
Yönetici ve ilgililerin duyarsızlık göstermesi halinde eylemler yaparak konunun üzerine gitmeyi,
Bu konuda başta diğer emekçi örgütleri olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmayı KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:7
SİYASAL İSLAM
Yıllardan beri devlet içinde kadrolaşma imkanı bulan siyasal İslamın, özellikle 12 Eylül’den sonraki iktidarların da desteğiyle hızla örgütlendiğine, sosyal adaletsizliği öne çıkaran sahte bir söylemle büyüdüğüne,
Özellikle maddi olanakları olağanüstü biçimde artan siyasal İslamın, Türkiye’deki demokratik ve laik gelişim çizgisinin yerine irticayı ikame ederek, ülkeyi bir din devletine dönüştürme gayreti içinde olduğunun açıkca görüldüğüne,
Siyasal islamın emekçilerin kazanılmış haklarını, sendikaları ortadan kaldıracağına ,
Halka açlık ve yoksulluktan başka birşey veremeyeceğine işaret eden DİSK 10. Genel Kurulu;
Siyasal islamın ayrımcı, gerici politikalarının önüne geçilebilmesi amacıyla üyelerimiz ve toplum içinde ideolojik ve siyasi çalışmalara hız vermeyi,
Ülkemizi karanlığa boğmak isteyenlere karşı aktif mücadele verilmesini, bu amaçla yukarıda demokratikleşme ve güç birliği kararıyla belirtilen işbirliklerinin gerçekleştirilmesini KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:8
DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ, LAİKLİK
Ülkemizde bu konuda yaşanmakta olan sıkıntıların esas olarak bugüne kadar sürdürülen politikaların sonucu olduğunu saptayan;
1950 lerden başlayan ve özellikle 12 Eylül sonrasında artan şekilde siyasal islamı güçlendirici politikalar izlendiğini ve bu politikaları uygulayanların laiklik savunucusu kesilmelerinin inandırıcı olmadığını belirten;
Devletin bütün dinler, mezhepler ve inançlardan ayrı ve bunlara eşit uzaklıkta durmasının zorunlu olduğuna işaret eden DİSK 10. Genel Kurulu;
Her türlü inanç ve vicdan özgürlüğünün kayıtsız şartsız güvence altına alınmasını;
İnsanların ibadet, inanış, giyim ve yaşam tarzlarında tam bir özgürlüğe sahip olmasını;
Zorunlu din derslerinin kaldırılmasını talep eder ve
Laikliğin ancak demokratik bir sistem içinde varolacağı inancıyla, halkın gerçek iradesini esas alan bir özgürlük ve demokrasi içinde laikliği korumak için seferber olmayı;
Cumhuriyetin kazanımlarına sonuna kadar sahip çıkarken inanç ve düşünce özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması için mücadele etmeyi KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:9
YEREL YÖNETİMLERİN DEMOKRATİKLEŞTİRİLMESİ
Yerel yönetimlerin halkın günlük çalışma ve çalışma dışı yaşamını sürdürdüğü, kimliklerini geliştirip yaşadıkları ve siyasal eylemlerini yürüttükleri yerlere ilişkin kurumlar olduğunu;
Bilim ve teknolojide meydana gelen gelişmelerin, sermayenin uluslararası ölçekteki yeni boyutu olan küreselleşme ve kapitalizmin yeniden yapılanması sonucunda, devletlerin de sermayenin gereksinimleri doğrultusunda yeniden yapılandığını;
Yerel yönetimlerin bu gelişmelerden büyük çapta etkilendiğini,
Göç olgusuna bağlı olarak kentlerimizde bir toprak yağması ve çarpık kentleşme yaşandığını, bu yağmanın mafya çatışmalarına dönüştüğünü,
Yerel yönetimlerin yeniden düzenlemesinin zorunlu olduğunu, yerel yönetimlerin “özerkleştirilmesi”, “demokratikleştirilmesi” ve “güçlendirilmesi” gibi kavramlar altında inandırıcı olmayan reformlar önerildiğini saptayan 10. Genel Kurul,
Bugünkü merkeziyetçi-bürokratik idari yapının tasfiyesinin ve yerel iktidarın o birimlerde yaşayanlara bırakılmasının zorunlu olduğuna dikkat çekerek, tüm yerel yönetim organlarında, toplumun tüm kesimlerinin temsiline olanak veren katılımcı ve demokratik bir halk denetiminin yaşama geçirilmesine,
Kamusal hizmetlerin emekleriyle geçinenler için vazgeçilmez olduğu gerçeğinden hareketle, yerel yönetimlerin yeniden yapılanmasında ,yerel kamu hizmetlerini sunma ve geliştirmenin belirleyici olduğunun vurgulanmasına,
Yerel yönetimlerin demokratikleştirilmesinin ülkenin genel olarak demokratikleştirilmesi sorunuyla bir bütünlük içinde ele alınmasına,
Bu tespitler doğrultusunda yol alabilmek için sendikaların bulundukları tüm yerel birimlerin sorunlarına aktif olarak müdahale etmelerine,
Üyelerinin bu bilinçle donatılması için eğitim çalışmaları gerçekleştirilmesine KARAR VERİR.
Karar No:10
12 EYLÜL HESAP VERMELİDİR
12 Eylül dönemi boyunca yapılan bir dizi haksız ve hukuka aykırı uygulamanın ülkemizin bugün yaşadığı bir dizi sorunun nedeni olduğuna,
Bu uygulamalar karşısında itiraz ve hesap sorma hakkının toplumun elinden alındığına dikkat çeken DİSK 10. Genel Kurul’u,
Bu durumu doğuran Anayasa’nın Geçici 15. Maddesinin derhal kaldırılması talebini yükseltmeyi KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:11
KÜRT SORUNU
Üzerinde yaşadığımız topraklarda birçok uygarlığın hayat bulduğunu,
Etnik, dinsel ve kültürel çeşitliliğin toplumumuzun zenginliğini, kültürel mozaiğini ve dinamizmini oluşturduğunu,
Çok kültürlü çok kimlikli toplum gerçeğini inkara dayalı politikalar ın bugüne değin hiçbir sorunu çözmediğini,
Farklılıkları yok sayan yönetim anlayışının doğurduğu toplumsal gerilimlere rağmen, halkımızın barış içinde birarada yaşama kararlılığı içinde olduğunu,
Yüzyıllardır birarada yaşayan; kültürel, ekonomik, siyasal, sosyal açılardan sorunları ve çıkarları ortak olan insanların arasında gönüllü birlikteliğin korunması gerektiğini;
Büyük çoğunluğu emekçilerden oluşan Kürt ve Türk kökenli yurttaşlarımızın sömürüden arınmış bir dünya için birlikte çalışmaya hazır olduklarını ifade eden DİSK 10. Genel Kurulu;
Kürt sorununun çö
zümünün, ancak barışçı demokratik bir süreçte aranması gerektiğini,
Kalıcı ve herkes için yararlı, barışçı bir çözüm için öncelikle silahların susmasını ve Ortadoğu’da birçok ülkeyi içine alabilecek bir savaşa yol açabilecek girişimlerden uzak durulmasını,
Sorunun her türlü yasak, korku, yıldırma ve kısıtlamalardan uzak biçimde tartışılmasını zorunlu gördüğünü,
Getirdiği maliyetlerle ülke ekonomisini yıkıma sürükleyen, toplum içinde eşitsizliği ve dengesizliği arttıran, yüzbinlerce insanın göç ederek büyük kentlerin varoşlarında yoksulluk içinde yaşamasına yol açan “düşük yoğunluklu çatışma” politikasına son verilmesi gerektiğini,
Bu doğrultuda barışçı demokratik sivil girişmelere destek olunmasını,
Ülkenin bir bölümünde yaşayan insanlarımızın hak ve özgürlüğünü kısıtlayan olağanüstü hal uygulamasının sona erdirilmesini,
Ülkemizin güneydoğusunda yaşayan insanlarımızın ekonomik ve sosyal şartlarını iyileştirici önlemlerin derhal uygulamaya sokulmasını, bu konuda istihdamı ve yatırımı genişletici politikalara öncelik verilmesini,
Özellikle göç sonucu büyük kentlerin varoşlarında yoksulluk ve açlıkla başbaşa kalan insanlarımızın yaşam düzeylerini yükseltecek kamusal uygulamaların başlatılmasını,
İnsanlarımızı birbirine düşman eden, kan davalarıyla açılan yaraları derinleştiren koruculuk uygulamasının kaldırılmasını,
Meclis’te her türlü düşüncenin özgürce ifade edilmesine engel olunmamasını,
Ülkenin bütünlüğünü, halkın birliğini ve toplumsal barışı temel alan çok kültürlü çok kimlikli bir demokratik rejimin kurulması için mücadele etmeyi,
DİSK üyesi sendikaların, kendi tabanlarında Türk, Kürt veya farklı bir etnik kökenden olan tüm işçi ve emekçilerin sınıf kardeşliğini pekiştirecek çalışmalar yapımalarını KARAR ALTINA ALIR.
ULUSLARARASI NORMLARIN UYGULANMASINA İLİŞKİN KARARLAR
Karar No:12
SENDİKAL HAKLAR
12 Eylül rejiminin ve yarattığı hukuksal düzenin üzerinden yaklaşık onbeş yıl geçmesine;
İktidarıyla, muhalefetiyle, ülkemizdeki önemli bir siyasi kesimin, bu rejimin yarattığı hukuksuzluğun değiştirilmesi doğrultusunda görüş belirtmesine;
ILO sözleşmelerinin arka arkaya onaylanmasına ve yürürlüğe girmesine;
Anayasada kısmi değişiklikler yapılmasına rağmen,
Antidemokratik, yasakçı ve baskıcı bir sendikal düzenin sürdüğünü, sendikal hak ve özgürlüklerin asgari standartlarda dahi olmadığını,
Türkiye’de demokratik hak ve özgürlüklerin tarihsel kazanımlar ve uluslararası normlar doğrultusunda tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesinin, üretim sürecinin ve çalışma yaşamının demokratikleştirilmesiyle başlayacağını,
Bu nedenle, işçilerin özgürce sendika seçme ve seçtikleri sendikaları vasıtasıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkını kısıtlayan, başta barajlar olmak üzere tüm sendikal yasakların, sınırlamaların kaldırılması zorunluluğuna işaret eden 9. Genel Kurul kararlarının bugün de önemini koruduğunu tesbit eden DİSK 10. Genel Kurulu;
– Varolanlardan başka sendikaların kurulup faaliyet göstermesini engelleyen, tekelci bir sendikal yapı doğuran ve işçilerin sendika seçme özgürlüğünü ortadan kaldıran işkolu barajının;
– Sendikalar Kanunu’nun emredici hükümleri nedeniyle ortaya çıkan; sendikaların tüzüklerini ve dolayısıyla örgütsel yapılarını, yöneticilerini, idari ve mali işleyişlerini özgürce belirlemelerini engelleyen müdahelelerin,
Yetki ve toplu sözleşme sürecini karmaşık ve işverenlerin yararına çalışır hale getiren ve yarattığı güvensizlik nedeniyle sendikalaşmayı caydırıcı etki yapan düzenlemelerin,
– Grevi etkin bir toplumsal ve sendikal mücadele aracı olmaktan çıkaran engellerin ve yasakların,
– Sendika ve üst kuruluşlarına yönetici olmak için 10 yıllık işçi olma koşulunu getiren Anayasanın 51. maddesinin kaldırılarak, başta ILO olmak üzere, uluslararası sözleşmelere ve standartlara uygun yasal düzenlemelerin yapılması,
– Kamu çalışanlarının grevli toplu sözleşmeli sendikalaşma hakkının açıkça tanınması,
–Demokratikleşme ve özgürlükler için mücadele eden tüm sendika, meslek örgütü ve sivil insiyatiflerin, siyasal partilerin, sendikal haklar konusunda da somut güç birliği içinde olmalarının sağlanması,
Hedeflerine yönelik olarak Konfederasyonumuzun ve üye sendikalarımızın, ulusal planda, kampanyalar açarak etkin mücadele etmesini,
Uluslararası planda ise, ILO ve Avrupa İnsan Hakları Komisyonu nezdinde, şikayet ve bireysel başvuru hakkının kullanılmasını KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:13
İŞ GÜVENCESİ
Özelleştirme uygulamalarının ve taşeronlaştırmanın etkileri sonucunda yaygın işten çıkarmaların yaşandığını,
Sendikalaşma girişimleri karşısında işten atmanın bir baskı aracı olarak kullanıldığını,
Bu durumun tahammül edilemez boyutlara ulaştığını vurgulayan DİSK 10. Genel Kurul’u
158 Sayılı ILO sözleşmesinde öngörülen iş güvencesinin derhal iç hukuka yansıtılmasını sağlamak amacıyla etkin ulusal ve uluslararası kampanyalar sürdürülmesini,
Üye sendikaların bu kampanyalara aktif olarak katılmasını KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:14
İŞÇİ SINIFININ ÇALIŞMA YAŞAMINDA TEMSİLİ
İşçi sınıfının toplumsal konulara ilişkin karar alma süreçlerinde yer almasının zorunlu bulunduğunu,
Karar alma süreçlerine katılımda işçi sınıfı ve emekçilerin örgütlerinin tümünün temsil edilmesinin gerekli olduğunu,
Bu görevin bir tek konfederasyonun tekeline bırakılmasının yanlış olduğunu, belirten DİSK 10. Genel Kurulu;
İşçi sınıfı ve sendikal yaşamla ilgili bütün ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar içinde (SSK, ILO, Asgari Ücret Tespit Komisyonu, İş ve İşçi Bulma Kurumu vb.) işçilerin temsilcileri olarak işçi konfederasyonlarının üye sayılarıyla orantılı olarak temsilinin sağlanması amacıyla gerekli yasal değişiklik ve düzenlemeler yapılmasını,
Bu düzenlemeler için etkin bir şekilde mücedele edilmesini KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:15
REFERANDUM
Yetki tespitinde yaşanan karmaşanın, sendika kurma ve toplu sözleşme yapma haklarının özüne yönelik bir engel niteliği taşıdığını,
Bürokrasi tarafından yapılan yetki saptamalarının gerçekçi olmadığını ve işçilerin özgür iradesi
ni açığa çıkartmadığını,
Yetki tartışmalarının çok sayıda işyerindeki işçileri toplu sözleşmesiz bırakabildiğini belirten DİSK 10. Genel Kurul’u;
Sorunun çözümünün, işçilerin özgür iradesini ortaya çıkaran referandum uygulamasının yasalaştırılmasından geçtiğini vurgulayarak,
Bu amaca ulaşabilmek için kamuoyu ve hükümetler nezdinde sürekli çalışma yapılmasını KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:16
1 MAYIS YASALAŞMALIDIR
1 Mayıs’ın tüm dünyada özgürce kutlanmasına rağmen ülkemizde baskılara kaynaklık ettiğini,
Bu nedenle de ülkemizdeki anti-demokratik uygulamaların simgesi haline geldiğini vurgulayan DİSK 10. Genel Kurul’u,
1 Mayıs’ın İşçi Sınıfı’nın Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü olduğunun yasal olarak kabulü doğrultusunda çalışma yapılmasını,
Üye sendikaların 1 Mayıs tatilini toplu sözleşme talebi haline getirmesini
KARAR ALTINA ALIR.
EKONOMİK VE SOSYAL HAKLARA İLİŞKİN KARARLAR
Karar No:17
GELİR DAĞILIMININ DÜZELTİLMESİ
Yıllardır uygulanan emek düşmanı ekonomik politikalar nedeniyle bozulan gelir dağılımı sonucu maaş ve ücretiyle geçinenler, milli gelirin yaklaşık % 20’sini alırken, kar-faiz-rant üçgeninden geçinenlerin milli gelirin % 61.3’ünü aldıklarını,
Toplumsal barışa yönelik tehditler arasında en büyük yeri işgal eden bu durumun düzeltilmesinin sendikaların birincil görevleri arasında yer aldığını vurgulayan DİSK 10. Genel Kurulu;
– Enflasyonu körükleyen ekonomik politikalardan vazgeçilerek, enflasyonun mümkün olan en kısa sürede tek haneli rakamlara indirilmesi yönünde politikaların hayata geçirilmesini,
– İşçilerin reel ücretlerinin yükseltilmesini,
– Ücretleri her zaman düşük seviyede tutmanın aracı olan eşel-mobil uygulamasından vazgeçilmesini,
– Asgari ücretin 4 kişilik bir ailenin geçim düzeyine göre saptanarak bu miktarın tüm ücret grupları için vergiden muaf tutulmasını,
– Çalışanlar üzerindeki vergi ve fon benzeri kesintilerin azaltılarak brüt/net ücret makasının kapatılmasını,
– Üretici ve emeğiyle yaşayan kesimlerden, rantiye kesimine sürekli kaynak aktarılmasına yol açan politikaların derhal terk edilmesini,
Hedefleyerek mücadele eder,
Bu amaçların gerçekleştirilmesi için;
Konfederasyon düzeyinde toplu sözleşmeler için ortak ücret politikalarının belirlenmesini,
Gerektiğinde gelir dağılımı adaletsizliğinden zarar gören tüm kesimlerle ortak eylemlerin gerçekleştirilmesini KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:18
ASGARİ ÜCRET
Ülkemiz çalışanlarının 2/3’ünün asgari ücret düzeyinde gelire sahip olduğuna ve kayıt dışı ekonomide daha da düşük ücretler ödendiğine dikkat çeken,
Asgari ücretin bugünkü düzeyinin emekçi ailelerine insanca bir yaşam düzeyi sağlamaktan uzak olduğunu ifade eden,
Esnek ücret politikaları adı altında gündeme getirilen yaklaşımların ücretlerin genel düzeyini daha da düşüreceğini belirten,
Sendikal mücadelenin bu konuda kararlı ve tutarlı politikalar izlemesinin zorunluluğuna işaret eden DİSK 10. Genel Kurulu
Asgari ücretin birey olarak işçinin değil ailesinin ihtiyaçlarını dikkate almasını,
Harcama kalemlerinin günün ihtiyaçlarına göre belirlenmesini,
İşverenler tarafından öne sürülen en düşük gelir grubunun tüketim kalıbının baz alınması önerisine kesinlikle karşı çıkılmasını,
Asgari ücretin net olarak belirlenmesini,
Yaş sınırı uygulamalarının kaldırılmasını,
Asgari ücret komisyonunda kamu çalışanları dahil olmak üzere tüm konfederasyonların, üye sayılarına orantılı olarak temsilini,
Israrla savunmayı ve tüm üye sendikaların bu doğrultuda çalışma yapmasını KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:19
KAYIT DIŞI EKONOMİ
Kayıt dışı ekonominin kayıtlı sektöre eşit boyutlara ulaştığına,
Kayıt dışı ekonomi nedeniyle ortaya çıkan vergi kayıplarının, işçiler üzerinde dolaylı vergilerdeki artış ve kamu hizmetlerindeki gerileme biçiminde olumsuz etki yarattığına,
Kayıt dışı sektörde çalışanların her türlü hak ve güvenceden yoksun bulunduğuna,
Bu durumun tam bir sosyal damping uygulamasına dönüştüğüne dikkat çeken DİSK 10. Genel Kurulu
Kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması için vergi reformu vb. düzenlemelerin hızla gerçekleştirilmesini,
Gerçek kontrolün çalışanların örgütlü olmasından geçtiğine işaretle, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını,
Talep ederek bu doğrultuda mücadele etmeyi KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:20
VERGİ ADALETİNİN SAĞLANMASI
Toplumda gelir sahibi olan kesimlerin, ulusal gelirden aldıkları payla orantılı bir şekilde vergi ödemekle yükümlü olduklarını, ancak toplam gelir vergisi içinde ücretlilerin payının yaklaşık % 50-60 olmasına karşılık, bu kesimin GSMH’dan aldıkları payın ise yaklaşık % 20-25’te kaldığını;
Bu nedenle, adil, modern ve etkin bir vergi sisteminin kurulması için etkin önlem alınması gereğini saptayan DİSK 10. Genel Kurulu;
– Kapsamlı bir vergi reformunun yapılması;
– Vergi tabanının genişletilmesi;
– Çalışanlar üzerindeki vergi yükünün azaltılması;
– Kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınarak vergilendirilmesi,
– Rant gelirleri başta olmak üzere tüm sermaye kazançlarının gelirleriyle orantılı bir şekilde adil olarak vergilendirilmesi,
– Ülke çapında vergi mükelleflerinin merkezi bir sistemle kayıt altına alınması;
– Vergi yasaları ve teşviklerle tanınan her türlü ayrıcalık ve muafiyetin kaldırılması,
– Tahakkuk ettirilen ancak ödenmeyen vergi prim ve fon kesintisi borçlarının faiziyle birlikte tahsil edilmesi ve hiçbir zaman af yoluna gidilmemesi,
– Tüketimi özendirici ve lüks tüketimi yönlendirici reklam türü ekonomik etkinliklerin yüksek oranda vergilendirilmesi ve bu vergilerin fiyatlara yansıtılmasını engelleyici düzenlemeler yapılması,
– Başta zorunlu tasarruf kesintisi ve istihdam üzerindeki diğer fonlar olmak üzere tüm fonların kaldırılması fon birikimlerinin hak sahiplerine nemalarıyla birlikte ödenmesi konularında aktif müc
adele yürütülmesini,
KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:21
KIDEM TAZMİNATI HAKKI GASPEDİLEMEZ,
TAVAN KALDIRILMALIDIR
İşçilerin, çalışanların 12 Eylül süreci ile gasp edilen, geriletilen hakları ile yetinmeyen sermaye örgütlerinin, 158 sayılı ILO sözleşmesinin onaylanması ve yürürlüğe girmesi ile gündeme gelen iş güvencesinin düzenlenmesine karşılık, kıdem tazminatının kaldırılmasını şart koşmakta, talep etmekte olduğunu,
Yıllardır kazanılmış ve yerleşmiş bir hak olan kıdem tazminatının, iş güvencesi karşısında asla bir pazarlık konusu yapılamayacağını ve bu hakkın gaspedilemeyeceğini belirten DİSK 10. Genel Kurulu;
Konfederasyonumuz ve üye sendikalarımızın, kıdem tazminatına tavan getiren yasal düzenlemelerin kaldırılması için kampanyalar düzenleyerek, gerekli mücadeleyi yapmasını KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:22
ZORUNLU TASARRUFUN KALDIRILMASI
Çalışanların isteği ve iradesi dışında 1988 yılında uygulamaya konan 3417 sayılı “Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun”un, özü itibariyle antidemokratik, Anayasa’ya ve insan haklarına aykırı, yani hukuk dışı olduğunu ve ek külfet getirerek emekçileri mağdur ettiğini saptayan DİSK 10. Genel Kurulu;
– Zorunlu tasarruf uygulamasına derhal son verilmesini,
– Fonda toplanan kesintilerin, en yüksek getirisi olan yatırım aracına göre hesaplanmış olan nemalarıyla birlikte bir defada çalışanlara geri ödenmesini,
– Ücret hesabında bir maliyet unsuru olan % 3’lük işveren kesintisinin de ücretlere eklenmesini,
– İşverenin primleri ödememesinden kaynaklı sorunlardan dolayı çalışanların cezalandırılmamasını, bu borcun tahsilinin bizzat devlet tarafından takip edilmesini,
– Yasanın açıkça belirtilmesine rağmen, fonları ucuz kredi kaynağı olarak usulsüz biçimde kullanan ve kimi yetkililerce de ifade edildiği gibi fonlarda “4 lira”nın bile olmamasına neden olan yöneticiler hakkında gereken yasal soruşturmanın başlatılarak hesap sorulmasını,
TALEP EDER.
Bu taleplerin yerine getirilmesi için her türlü meşru mücadele yönteminin hayata geçirilmesini KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:23
İŞSİZLİK VE ÇALIŞMA SÜRELERİNİN KISALTILMASI:
Onurlu ve insanca koşullarda yaşamaya olanak verecek bir iş sahibi olmanın tüm insanlar için vazgeçilmez bir hak olduğunu belirten;
Bu hakkın gerçekleşmesi için gerekli önlemleri almanın bir kamu görevi olduğuna işaret eden,
İşsizliğin yaygınlaşmasının izlenen ekonomik politikaların sonucu olduğunu vurgulayan;
Özellikle gençliğin işsiz kalmasının toplumun geleceği üzerinde olumsuz etki yaptığına işaret eden DİSK 10. Genel Kurulu;
Hergeçen gün artan boyutlarıyla işsizlik sorunu karşısında çalışanların mağdur edilmemesi için sosyal güvenlik sistemine işsizlik sigortası dahil edilerek iş güvencesi yasasının çıkarılmasını,
İşsizliği ortadan kaldırmak için kamu yatırımlarına hız verilmesini,
Çalışma süresinin ücret kısıtlaması olmaksızın bir uygulama takvimi içersinde 35 saate indirilmesini,
35 saat talebinin etrafında, işsizlerin de katılabileceği bir eylem programı oluşturulmasını,
35 saatlik iş haftası talebinin tüm üye sendikalar için toplu sözleşme talebi haline getirilmesini KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:24
SOSYAL GÜVENLİK
Dünya Bankası ve IMF’nin baskısıyla 1980’li yıllardan başlayarak uygulamaya sokulan sosyal devletin yıkılması politikasının en somut etkisinin sosyal güvenlik sisteminde görüldüğünü,
Yıllardır uygulanan bu politikalar sonucunda sosyal güvenlik sisteminin iflasın eşiğine getirilmiş, hazırlanan “reform” taslaklarıyla özelleştirme hazırlıklarının başlatılmış olduğunu,
Sistemden yararlanan milyonlarca insanın geleceğiyle kumar oynandığını belirten DİSK 10. Genel Kurulu:
– SSK yönetiminin özerk, tarafların tümünün yönetime katıldığı ve kamu denetiminde bir yapıya kavuşturulması, devletin yönetimde temsilinin işveren düzeyinde olması,
– Sistemin işleyebilmesi için, birçok batı ülkesinde olduğu gibi devletin mali destek sağlaması,
– Türkiye’nin bugünkü koşullarında “mezarda emeklilik” anlamına gelen emeklilik yaşının yükseltilmesi ve çalışma sürelerinin artırılması girişimine son verilmesi.
– Sistemin bozulan aktüerya dengesinin sağlanması için kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınarak sigortasız çalıştırmanın önüne geçilmesi,
– SSK’nın, karşılığında prim almadığı sosyal risklerden sorumlu tutulmaması,
– İşverenin sigortalıyı bildirme ve sigorta primi ödeme yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı işçilerin hak kaybının önüne geçilmesi amacıyla sigorta bildiriminde işçinin beyanının esas alınması,
– Prim açığının tahsilinden devletin sorumlu olması,
– Sistemi sosyal niteliğinden uzaklaştıran özelleştirme politikalarına son verilmesi,
– Tüm çalışanları tek bir çatı altında toplayacak, modern ve sorunlarından arındırılmış bir sosyal güvenlik sisteminin yaratılması için, bütün sosyal tarafların onayladığı bir sosyal güvenlik kurumu yasası çıkartılması yolundaki,
Tüm bu taleplerinin yerine getirilmesi için, siyasi iktidara baskı yapmayı, bunun için diğer bütün emekçi örgütleriyle birlikte genel grev dahil her türlü meşru mücadele yolunu yaşama geçirmeyi KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:25
EĞİTİM
Bilim ve teknolojinin başdöndürücü bir hızla geliştiğini,
Ülkemizin 21. yüzyılda dünyanın çağdaş toplumları arasında yerini alabilmesi için bilim ve teknoloji alanında tüketici olmaktan çıkıp üretici bir konuma gelmesi gerektiğini,
Bunun özgür düşünceli insanların yetiştirilmesini amaçlayan çağdaş, laik ve bilimsel eğitimin geliştirilmesinden geçtiğini,
Ancak ülkemizdeki eğitim sisteminin bu ihtiyacı karşılamaktan bütünüyle uzak olduğunu, sosyal devletin tasfiyesi doğrultusundaki yaklaşımlar sonucunda giderek niteliksel olarak gerilediğini,
Eğitimdeki özelleştirme girişimlerinin (paralı eğitim, özel okulların teşvik edilmesi, devlet okullarının niteliğinin hızla düşmesi vb.) eşitsizliği arttırırken, imam hatip okulları ve kuran kurslarına yapılan olağanüstü yatırımların buraları siyasal İslamın kadro kaynağı haline getirdiğini belirten DİSK 10. Genel Kurulu;
Çağın gereklerine uygun, fırsat eşitliğini temel ala
n, çağdaş, laik ve demokratik bir eğitim sisteminin yaratılmasını,
Eğitim sisteminin bir bütün olarak demokratikleştirilmesini, bunun için öğretmen, öğrenci ve velilerin eğitim yönetiminde söz ve karar sahibi olmasını,
Eğitim müfredatı içindeki gerici ve çağdışı düşüncelerin ayıklanarak çağdaş, laik ve bilimsel hale getirilmesini amaçlar;
Eğitimde kamunun rolünün yeniden öne çıkarılarak 8 yıllık ücretsiz temel eğitiminin uygulanmasını,
Zorunlu din derslerinin kaldırılmasını,
Ve bu amaç doğrultusunda diğer demokratik örgütlerle, özellikle eğitim emekçilerinin sendikalarıyla dayanışma içinde olmayı KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:26
SAĞLIK
Sosyal devletin en önemli görevleri arasında yer alan sağlıklı yaşama hakkının sağlanması konusunda büyük sorunlar olduğunu,
Özelleştirme dalgasının sağlık sektörünü derin bir olumsuzlukla karşı karşıya bıraktığını,
Sözde sağlık reformu tasarılarının sağlık hizmetlerini yoksullar ve emeğiyle geçinenler için ulaşılamaz hale getirdiğini,
Belirten DİSK 10. Genel Kurul’u
Tüm bu gelişmeler karşısında başta sağlık emekçilerinin örgütleri olmak üzere tüm toplumsal muhalefetle birlikte ortak direniş göstermeyi,
Sağlık hizmetlerinin herkes için yeterli, ücretsiz ve ulaşılabilir bir kamu hizmeti olması doğrultusundaki talebini yükseltmeyi,
Çalışanları yakından ilgilendiren işyeri hekimliği uygulamasının tutarlı bir biçimde hayata geçirilebilmesi için TTB ile işbirliği yapmayı,
Tüm bu taleplerin gerçekleşmesi için etkili bir mücadele yürütmeyi KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:27
ÇEVRE
Kar amacıyla yapılan üretimlerin doğal kaynakları kullanılmaz hale getiren bir sömürüye neden olduğunu,
Üretim süreçlerinde doğaya büyük zarar veren maddeler ve yöntemler kullanıldığını,
Sınırlı doğal kaynakların hızla tükendiğini,
Çevreye zarar veren maddelerin insan sağlığı açısından da geri dönülmez zararlara yolaçtığını dikkate alan;
Eurogold şirketinin siyanürle altın üretmesi ve asbestli gemi örneklerinde görüldüğü gibi, çokuluslu tekellerin çevreye ve insana zarar veren üretimlerini gelişmekte olan ülkelere kaydırdıklarını ve doğanın tahribini hızlandırdıklarını saptayan DİSK 10. Genel Kurul’u,
Çevreye zarar veren tüm yeni yatırımlara karşı çıkmayı,
Enerji başta olmak üzere tüm yeni yatırımlarda çevre faktörünün dikkate alınması için her düzeyde çaba harcamayı,
Çevre sorunlarıyla işçi sağlığı arasındaki doğrudan bağlantıyı dikkate alarak tüm üye sendikalarımızın işçi sağlığı konusunu toplu sözleşmelerinin temel taleplerinden birisi haline getirmesini,
Bu konuda başta TTB olmak üzere tüm ilgili kuruluşlarla ortak faaliyet içine girilmesini,
Üyelerimizin bu konuda bilinçlendirilmesi için çevre ve işçi sağlığının eğitimlerin temel konuları arasına alınmasını KARAR ALTINA ALIR.
ÖRGÜTLENMEYE İLİŞKİN KARARLAR
Karar No:28
ÖRGÜTLENME SEFERBERLİĞİ
Yenidünya düzeninin sendikasızlaştırma politikalarının doğal bir sonucu olan,
Yaygın bir ideolojik saldırıyla birlikte;
Taşaronlaştırma uygulamaları, kayıtdışı ekonomide kaçak yabancı işçilerin, genç ve çocuk işçilerle kadınların çalıştırıldığını;
Kapsamdışı personel uygulamasına bağlı olarak sendikasızlaştırma uygulamalarının arttığını,
Birçok işverenin sendikalaşma girişimlerine karşı her türlü baskı ve işten çıkarma ile saldırdığını, belirten DİSK 10. Genel Kurulu,
Bu saldırıların bertaraf edilebilmesi için örgütlenmenin önünde yer alan her türlü yasal ve idari engellemeye karşı mücadele edilmesini,
Tüm sendikalarımızın ülke çapında bir örgütlenme kampanyası açmalarını,
Bu kampanyanın sendikalarımızın işbirliği ve DİSK’in eşgüdümü ile sürdürülmesine,
Genç ve kadın işçilerin, teknik elemanların örgütlenmesine özel önem verilmesini KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:29
SENDİKAL EĞİTİM:
İşçilerin değişen dünya koşullarını anlamaları gerektiğine,
Demokrasi ve işçi haklarının ilerletilmesi için tavır geliştirmelerinin zorunlu olduğuna,
Örgütlenmenin önümüzdeki döneme damgasını vuracak bir hale getirilmesi için eğitimin çok önemli bir yer tuttuğuna inanan DİSK 10. Genel Kurulu;
Sendikalarımızla oluşturulacak bir koordinasyon içerisinde eğitim seferberliğinin başlatılmasını,
Eğitim faaliyetinin kurumlaştırılmasını,
Bu amaçla kaynakların ve kadroların en verimli biçimde kullanılmasını KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:30
TAŞERONLAŞMA
Yeni dünya düzeninin sendikalaşmaya karşı adımları arasında en tehlikeli olanının taşeronlaştırma olduğunu,
Aynı işletmede çalışan işçilerin bölünerek farklı koşullarda çalıştırıldığını,
İşgüvencesinin yokluğu, fesih hakkının sınırsızlığı, işsizlik oranının yüksekliği, haklar konusunda bilgi eksikliği olması ve sendikal alanda süregelen dağınıklık nedeniyle ,
Bu uygulamanın ülkemizde yaygın bir şekilde kullanıldığını,
Taşeron işçiliğinin kayıtdışı çalışmayı teşvik eden niteliği nedeniyle sosyal güvenlik kurumlarını da krize soktuğunu ifade eden DİSK 10. Genel Kurul’u;
Tüm üye sendikalarımızın kendi işkollarındaki taşeron işçilerinin örgütlenmesi için çaba harcamalarını,
Taşeron işçilerinin sosyal güvenlik kapsamına katılmalarını temin etmeye yönelik çalışma yapmalarını,
Her toplu iş sözleşmesinde taşeron işçiliğini sınırlamaya yönelik taleplerin gündeme getirilmesini KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:31
GENÇ İŞÇİLER
Sosyal devlete yönelen ideolojik saldırı nedeniyle birçok gencin yeterli eğitimden yoksun kaldığını;
Yeni dünya düzeninin sonucu olarak işsizliğin hızla arttığını, özellikle gençler arasında kalıcı ve yüksek olduğunu,
Bu durumu istismar eden sermayenin genç ve çocuk işçileri sefalet ücretleriyle çalıştırdığını;
Kayıtdışı ekonomide çalışanların ağırlıkla genç ve çocuklardan oluştuğunu,
<p
class=MsoNormal >Gençlerin sendikalaşmasının engellendiğini;
İfade eden DİSK 10. Genel Kurul’u, ICFTU’nun 16. Genel Kurul kararları ışığında;
Genç işçilerin sendikal harekete kazanılmasına özel önem verilmesini,
Bu amaçla eğitim emekçilerinin örgütleriyle işbirliği yapılmasını,
Sendikasız genç işçilerin bilinçlendirilmesi için özel kampanyalar düzenlenmesini,
Bu kampanyaların okullar ve mahallelerde sürdürülmesini,
Hükümetlere ve işverenlere genç işçilerin mesleki eğitim olanaklarını arttırıcı talepler götürülmesini,
Genç İşçiler Sorunları Dairesi’nin aktif hale getirilmesini,
Bütün bunların gerçekleştirilebilmesi için tüm sendikalarımızın katılımıyla bir gençlik fonu oluşturulmasını KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:32
KADIN SORUNU VE KADIN İŞÇİLERİN HAKLARI
Dünyada ve Türkiye’de kapitalist sistem, bir yandan, her gün daha çok kadını üretim sürecine, ücretli emeğin sıralarına çekiyor. Salt cinsiyetlerinden ötürü daha düşük ücretlerle daha niteliksiz işlerde ve daha kötü koşullarda çalıştırıyor. Öte yandan, kapitalist sistem, her ekonomik sıkışıklık ya da krizde, önce kadın emekçileri işten atıp, eve hapsedecek uygulamaları yürürlüğe koyuyor. Bütün bunlar içinde; yaşamanın her alanında kadınlara karşı cins ayrımcılığını, eşitsizliği, kadın düşmanı her türden gerici, erkek egemen düşünceleri besliyor, kışkırtıyor.
Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında çalışan yaklaşık 4 milyon işçinin % 15’ini, sendikalı işçilerin de yaklaşık % 14’ünü kadınların oluşturduğunu,
Kadınların çalışma yaşamına, dolayısıyla sendikal örgütlenmeye katılımının düşük olmasının hem kadın mücadelesini, hem de sendikal mücadeleyi zayıflattığını,
Böylece demokrasinin gelişip güçlenmesi önünde de bir zaaf oluşturduğunu gözönüne alan DİSK 10. Genel Kurulu;
– Kadın işçilerin örgütlenmesine öncelik verilmesini, bunun içinde sadece formel sektörlerde sigortalı olarak çalışan kadınların değil, eve iş alma gibi informel sektörlerde sigortasız olarak çalışan kadınların da örgütlenmesinin hedeflenmesini,
– Üye sendikalarda varolan kadın dairelerinin daha aktif ve koordineli çalışması, kadın dairesi olmayan üye sendikalarda ise bu dairelerin kurulması için gerekli önlemlerin alınmasını,
– Çalışma yaşamına girişlerdeki sorunlardan başlayarak, işyerlerinde cinsel tacizden, kreş sorununa kadar kadın işçileri ilgilendiren bütün konularda somut sendikal politikalar üreterek bunların toplu sözleşme kazanımı haline getirilmesi için gerekli çalışmaların yapılmasını,
– Yasalardan cinsiyet temelinde ayrımcılık yapan maddelerin ayıklanması ve değiştirilmesi için kararlı bir mücadele yürütülmesini, kadınların çalışma yaşamında daha fazla katılımını sağlayıcı istihdam politikalarının oluşturulması için siyasi iktidar üzerinde baskı oluşturulmasını, bunun için gerekirse diğer kadın örgütleriyle işbirliği yapılmasını,
– Gerek sendikal faaliyetlerde, gerekse de her türlü temsil, karar ve yönetim mekanizmalarında kadınların sayıları oranında temsil edilmesi yönünde gerekli tüzük değişikliklerinin bir program dahilinde bir an önce gerçekleştirilmesini,
– DİSK Kadın İşçiler Sorunları ve Eğitim daireleri tarafından düzenlenecek eğitim çalışmalarıyla bir yandan üye kadınların bilgi birikimini artırmayı diğer yandan değişik işkollarından kadın işçileri kaynaştırarak ortak etkinlikler geliştirilmesini sağlamayı KARAR ALTINA ALIR.
Karar No:33
ULUSLARARASI İLİŞKİLER:
Gelişen ülke ve dünya koşullarında uluslararası dayanışmanın önemini arttırdığını vurgulayan;
Bu nedenle uluslararası örgütlenmelerin, ulusal sendikal mücadelenin önemli aygıtları haline geldiğine dikkat çeken;
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’nun (ETUC) çalışmalarında AB dışı ülkelerin sorunlarının ikinci plana itildiğini saptayan;
Avrupa’da yaşayan ve göçmen konumundaki işçilerimizin sorunlarının çözümsüz kaldığını ve ETUC’un bu konuda yetersiz olduğunu belirten;
DİSK ve üyesi sendikaların bu konulardaki çalışmalarının güçlendirilmesi ve eşgüdüm içinde sürdürülmesi gerektiğini saptayan DİSK 10. Genel Kurulu;
ETUC ve diğer işkolu federasyonları içerisinde aktif şekilde çalışma yapılmasını,
ETUC ve işkolu federasyonlarında göçmen işçiler ve AB dışı ülkeler sorunlarıyla ilgili genel sekreter yardımcılıkları kurulması için girişimlerde bulunulmasını;
KARAR ALTINA ALIR.
Karar No: 34
DİSK SOLUN BİRLİĞİNİN YARATILMASINA VE BÜYÜTÜLMESİNE KATKI SUNMALIDIR
Türkiye’de gerçek bir siyasal demokrasinin ve özgürlüklerin yaratılamamasının temel nedenlerinden biri, solun gelişkin, güçlü ve birlikte davranış alışkanlığının olmayışıdır.
Özellikle 12 Eylül ile başlayan süreçte, ideolojik-politik baskı ve sindirme yöntemleriyle ve kaba şiddetle yok edilmeye çalışılmıştır.
Doğu Bloku’nun dağılmasıyla sola yönelik sindirme politikası daha da artmış; eşitlik, özgürlük, dayanışma gibi emeğin ve solun kazandırdığı evrensel değerler halkın gözünde küçültülmek ve sol ezilmek istenmiştir.
Antidemokratik düzen tarafından gelen bu baskıların yanı sıra; işçi sınıfının tarihsel kazanımlarının gasbedilmesinin ve sendikal haklarının budanmasının gerisinde, işçi sınıfı hareketini temel alan, işçi sınıfıyla organik bütünlüğü olan bir sol hareketin yaratılamamış olmasının da önemli bir payı vardır.
Bugün solun dağınık, çok parçalı yapısıyla bütün bu olumsuzluklar karşısında, tek başlarına başarıya ulaşma şansı yoktur.
Bu saptamalar ışığında DİSK 10. Genel Kurulu;
İşçi sınıfı ve emekçi halk kesimlerinin talepleriyle solun yeniden bütünleştirilmesi için çaba gösterilmesini,
Bu amaçla solun dağınıklığını giderecek somut bir faaliyetin planlanmasını,
İşçi sınıfına ve halka yaslanan, halkın değerlerini kendine temel alan, işçi sınıfını siyasallaştırmayı ve halkın kitlesel mücadelesini geliştirmeyi öngören solun bütün kesimlerinin ortak bir program etrafında birleştirmek için çalışılmasını,
Sol içinde bir tercihe yönelmek yerine demokrasinin geliştirilmesi doğrultusunda solun en geniş ittifakının yaratılması için çaba gösterilmesini,
Bu temelde sol parti ve emekten yana sivil toplum örgütleriyle işçi sınıfının ve emekçi halkın çıkarları doğrultusunda eylem ve güç birliğini geliştirecek bir mücadele hattının izlenmesini KARAR ALTINA ALIR.
Karar No 35:
SOSYAL Dİ
YALOĞA EVET, DAYATMAYA HAYIR
Sağlıklı bir diyalog, tarafların eşit güce ve hakka sahip olması temelinde yükselir. Oysa ülkemizde sendikal örgütlenmenin önünde yüzde 10 barajı, noter şartı, işgüvencesinin olmayışı gibi bir dizi engel bulunmakta; çalışma yasalarında yer alan antidemokratik hükümlerin de etkisiyle yaygın bir sendikasızlaştırma gerçekleştirilmektedir.
İşçi işveren ilişkilerinin asli unsuru olan toplu sözleşme düzenini bile yeterince etkin olmaktan çıkaran bu hukuksal çerçeve çalışan kesimleri güçsüzleştirmektedir. Tarafların eşit güçlerle masaya oturmaması halinde Ekonomik Sosyal Konsey gibi yapılar sosyal diyaloğun gerçekleştirilmesini sağlayamazlar. Bu nedenle ilk duyulan gereksinim bu hukuksal çerçevenin düzeltilmesi, demokratikleştirilmesidir
Diğer yandan ESK, Batı ülkelerinde uzun yıllardır süren toplumsal mücadelelerin bir ürünü olarak ortaya çıkan sosyal diyalog mekanizmasının araçlarından birisidir. Sosyal diyalog sadece ESK’larda sürdürülmemekte işyeri konseyleri gibi herbir işletmede işçilerin bilgilendirilmesi, görüşlerinin alınması ve sözleşmeyle bağıtlanması araçlarını da içermektedir.
Ülkemizde bugüne kadar önerilen ve uygulanan ESK modelleri, bu işlevleri taşımaktan uzak bir yapıya sahiptir; hükümetlerin ülkemizin uzun dönemdir içinde bulunduğu krizin yükünü halka taşıtmayı amaçlayan politikalarının onaylandığı platformlar olarak tasarlanmışlardır.
Kendisine esin kaynağı olan Batı’daki örneklerinden farklı olarak, hükümet ve işveren temsilcilerinin ağırlıkta olduğu bir biçime sahip olan ESK, esas olarak uyum programlarını emekçiler nezdinde meşrulaştırmayı amaçlamaktadır. Bu durum sosyal diyalog olarak kabul edilemez.
Bu durumu gözönüne alan DİSK 10. Genel Kurulu;
İşveren örgütleri ve devlet temsilcileriyle her platformda işçi sınıfının çıkarları doğrultusunda ve bağımsızlığını koruyarak tartışmaktan kaçınmamakla birlikte bu ilişkinin somut konular etrafında sürdürülmesini,
ESK’nın yapısındaki hükümet ağırlığı ve diğer toplumsal örgütlenmelerin dışlanması sürdükçe sosyal diyalog aracı olarak bundan önceki girişimler gibi işlevsiz kalacağını ve bir dayatma aracına dönüşeceğini,
Bu nedenle mevcut yapının değiştirilmesi ve hükümet ağırlığının azaltılarak esas olarak işçi, işveren ve menfaat gruplarından oluşan yeni bir yapılanmaya gidilmesini, bu bağlamda başta kamu çalışanları olmak üzere, meslek örgütleri ve vatandaşların çıkarlarını koruyan diğer demokratik kitle örgütlerinin ESK’ya katılmasının savunulmasını,
ESK’nın Batı örneğinde olduğu gibi demokratik ve sivil ağırlıklı hale getirilmesi doğrultusunda sunacağımız görüşlerin kabul görmemesi durumunda, Konsey toplantılarına katılınmamasını,
Bu tür platformların sendikal hak ve özgürlüklerin genişletilmesi ve demokratikleşme hedefine yönelik olarak değerlendirilmesini KARAR ALTINA ALIR.
Karar No 36:
DİSK BARIŞ İÇİN MÜCADELE EDER
İki kutuplu dünya döneminin sona ermesi, Varşova Paktı’nın dağılmasına rağmen NATO, BAB ve büyük kapitalist ülkelere dayanan uluslararası askersel paktlar sürmeye devam ediyor. Askeri amaçlara, silahlanmaya, savaş hazırlıkları ve savaşlara dev kaynaklar ayrılıyor ve harcanıyor.
İnsanlığın, tüm dünya emekçilerinin, doğanın ve dünyamızın tüm problemlerinin hızla çözümüne harcanabilecek dev parasal, bilimsel ve teknolojik kaynak ve imkanlar hala silahlanmaya ve savaşa gitmeye devam ediyor.
Silahlanma, insanlığın ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek kaynakları sağlayacak miktar ve hızda azaltılmıyor. Tersi eğilimler güç bile kazanabiliyor.
Türkiye’de de durum bu çerçevededir. Varşova Paktı’nın ortadan kalkmasından sonra da Türkiye’nin NATO üyeliği ve Batı Avrupa’nın silahlı ittifakı olan BAB ile ilişkileri sürüyor. Türkiye’deki NATO ve ABD askersel sistemleri, üs ve tesisleri varlığını sürdürüyor. Silahlı Kuvvetlerin sayısal büyüklüğü devam ediyor. Her yıl bütçenin en büyük bölümü askersel harcamalara ayrılıyor. Halen yürüyenlerin yanısıra, önümüzdeki birkaç beş yıl için on milyarlarca dolarlık silahlanma projeleri hazırlanıyor. Askersel bürokrasi ile yabancı silah tellekleri ve yerli sanayiciler arasında büyük bir Askersel Sanayi Kompleksinin yaratılması sürecinde yeni uzlaşmalar temelinde niteliksel gelişmeler oluşuyor.
Bütün bunlara karşı DİSK 10. Genel Kurulu;
1. Dünya çapında NATO ve BAB başta olmak üzere tüm askersel paktların tasfiyesinin,
2. Türkiye’nin NATO ve BAB üyeliğinden çekilmesi, Anadolu topraklarındaki NATO ve ABD askersel varlığına son verilmesini,
3. Askersel harcamaların azaltılmasının, geleceğe yönelik silahlanma ve askersel sanayi kompleksi yaratmak için dev kaynakları yutacak kaynakların ayrılması için planlar yapılmasından vazgeçilmesinin ,
4- Barış çabaları ve silahsızlanmayı uluslararası bir çalıştırmaya dönüştürmek için uluslararası kurum ve kuruluşlarla ortak mücadele yürütülmesinin gerekli olduğunu saptar.
Bu saptamalardan yola çıkarak, tüm ülke çapında kitlesel, etkili bir barış hareketinin yaratılması ve örgütlü bir kalıcılığa ulaştırılması için çaba harcamayı karar altına alır.
Madde 37:
KÖYLÜ KOOPERATİFLERİ İLE İLİŞKİLER
Türkiye’de milyonlarca tarımsal üreticinin üyesi olduğu kooperatifler sistemi, üyelerinin elinden gasbedilmiş durumdadır. Üyeleri değil, sermayenin ve büyük toprak sahiplerinin politik iktidarlarının ağır müdahale, kontrol ve yönetimi altındadır.
Bu açıdan 12 Eylül’de kapatılan Köy-Koop Merkez Birliği’nin kurulmasına hala izin verilmemesi kırsal alandaki emekçi, üretici köylülüğün çıkarlarını ağır bir biçimde zedelemeye devam ediyor.
Oysa, üretici köylülüğün örgütlenmesi, tarım işçilerinin örgütlenmesinin yanısıra yaşamsal bir sorundur.
Bu saptamadan yola çıkarak DİSK 10. Genel Kurulu;
1. Tüm köylü kooperatif örgütlenmeleri üzerindeki devlet ve hükümet müdahale, denetim ve egemenliğinin sona erdirilmesi,
2. Bu örgütlerin eşitlik temelinde üyelerine teslim edilmesi ve bu örgütlere devlet desteğinin ise kesilmemesi,
3- tüm üretici birliklerle ilişkilerin geliştirilmesi için özel, yoğun ve sistematik çaba harcanmasını karar altına alır.