Image Map

DİSK "Türkiye'de Sosyal Diyalogu Değişim ve Yenilik İçin Güçlendirme" projesine katılmıyor.

DİSK, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen (toplam 4.5 milyon euro) ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülen “Türkiye’de Sosyal Diyalogu Değişim ve Yenilik İçin Güçlendirme” projesine katılmıyor. Hazırlıkları uzunca bir süredir devam ve Mart ayında uygulamaya konulan proje, Türkiye’de işçi ve işveren örgütlerinin katılımıyla sosyal diyalogun güçlendirilmesini amaçlıyor.

 

DİSK, proje hazırlıkları devam ederken ilgili taraflara gönderdiği bir mektupla projeye ilişkin görüşlerini iletmişti. (Bkz Ek-1). Ancak bu görüşlerin dikkate alınmaması ve özellikle sosyal diyalogun kurumsal altyapısını oluşturan yasalarda gerekli değişikliklerin geciktirilmesi nedeniyle, DİSK söz konusu projeye katılmama kararı aldı. 10 Mart tarihinde yapılan proje konferansında Genel Başkan Süleyman Çelebi, DİSK’in kararını açıkladı (Bkz. Ek-2) ayrıca bu karar bir mektupla bildirildi. (Bkz. Ek-3).

 

 

 

EK/1

 

 

                                                                                                                                                    Tarih:12.08.2005

Sayı:335/GB-048

 

Sayın Murat BAŞESGİOĞLU

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

ANKARA

               

                Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkileri çerçevesinde gündeme gelen ve Bakanlığınız tarafından yürütülecek olan “Türkiye’de Yenilik ve Değişim  İçin Sosyal Diyalogun Güçlendirilmesi Projesi” tarafımızdan olumlu karşılanmıştır.

 

                Projenin yürütülmesine ilişkin olarak açılan ihaleye çeşitli kuruluşlar teklif sunmuştur. Üst kuruluşumuz ETUC Yönetim Kurulu kararıyla kurulan Sosyal Kalkınma Ajansı da (Social Development Agency R11; SDA) bir konsorsiyum oluşturarak projeye teklifte bulunmuştur.

 

                ETUC Genel Sekreteri  John Monks 5 Temmuz 2005 tarihli mektupla, bu teklif hakkında bizleri de bilgilendirmiştir.

 

                Bildiğiniz gibi, ETUC Avrupa’da kurumsal sosyal diyalogun taraflarından birisidir ve bu konuda büyük bir deneyim ve bilgi sahibidir. ETUC’un gerek kendi bünyesinde gerekse işveren örgütleri ve AB Komisyonu ile birlikte sosyal diyalog konusunda tamamladığı ve sürdürdüğü çok sayıda proje bulunmaktadır.

 

                Söz konusu proje ile ilgili olarak sunulan 19 teklif içinden ön eleme sonucu belirlenen 7 teklif içerisinde SDA ortaklığının teklifinin yer almaması bizi şaşırtmıştır.

 

                Sosyal diyalog gibi tamamen işçi ve işveren kuruluşları ile ilgili bir konunun, sosyal taraflara bırakılması ve araya başka kurumların eklenmemesi gerektiğine inanıyoruz. Bu kurumların “teknik yardım” adı altında böylesi hassas bir konuya dahil edilmelerin kaynak israfı yaratacağı ve sosyal tarafların kapasitelerine olan güveni zedeleyeceği düşüncesindeyiz.

 

                Bu nedenle sosyal diyalog projesinin teknik sorumluluğunun, AB’de sosyal diyalogun tarafı olan üst kuruluşlar ile onların Türkiye’deki üyeleri tarafından üstlenilmesi  yönündeki düşüncemizi bilgilerinize sunarız. Bunun hem kaynak israfını önleyeceğini hem de projenin etkin ve verimli bir şekilde gerçekleşmesine katkı sunacağına inanıyoruz.

 

Saygılarımızla,

 

 

                                                                                                                             Musa ÇAM            Süleyman ÇELEBİ

                                                                                                                             Genel Sekreter         Genel Başkan

Bilgi için:               AB Delegasyonu

                               Avrupa Birliği Genel Sekreterliği

 

 

 

 

EK/2

 

3 Mart 2006/019

 

 

               

KAYITDIŞI EKONOMİ ÖNLENMEDEN HİÇBİR SORUN ÇÖZÜLEMEZ!

 

                DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin 5 Mart 2005 tarihinde Ankara’da ILO tarafından düzenlenen Üçlü Yapıda Sosyal Diyalog ve Kayıtdışı Konferansı’ndaki konuşması:

 

               

Değerli katılımcılar,

 

                Sizleri Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK adına saygıyla selamlıyorum.

 

                Ülkemizde yıllardır çözülemeyen konuların başında kayıt dışılık geliyor. Neredeyse bütün hükümetler ve sosyal taraflar bu konunun önemine değinmelerine ve çözümü doğrultusunda irade beyan etmelerine rağmen, sorun çözümsüz kalmaya devam ediyor.

 

                Kayıtdışılığı besleyen ekonomik model son 20-30 yıldır uygulanan neo-liberal ekonomik modeldir. Bu  model bir yandan sermayenin karlılığı için işçi haklarının azaltılmasını öngörürken, diğer yandan sosyal refah devletinin kazanımlarını ortadan kaldırmayı hedefliyor.

 

                Bu süreç dünya genelinde çalışanları açısından, artan işsizlik, işin kalitesinin ve ücretlerin düşmesi, kayıt dışılığın genişlemesi ve güvencesiz, sosyal korumasız, sendikasız çalışma koşullarının dayatılması sonucunu doğuruyor.

 

                Değerli konuklar,

 

                İstikrarlı ve sürdürülebilir bir gelişme, ekonomi ve toplumsal ihtiyaçlar arasındaki uyum dengesinden geçer. Bu denge uygulanan politikalarla bozulmuştur. Sosyal politikalar yoluyla kazanılmış tüm sosyal, siyasal ve sendikal haklar çalışanlar aleyhine yeniden biçimlendiriliyor.

 

                Bunun sonucunda gelişmiş ülkelerdeki sosyal refah rejimleri bile ciddi tahribata uğrarken, demokratik temelleri zaten sağlam olmayan, sosyo-ekonomik açıdan geçiş dönemi yaşayan ülkelerdeki çalışanların hakları daha büyük olumsuzluklarla karşı karşıya kalıyor.

 

                İşte bu koşullarda kayıt dışılığı tartışıyoruz.Kayıtdışılık bir yandan örgütsüzlük, güvencesizlik, haksızlık diğer yandan haksız rekabet anlamına geliyor. Türkiye’de çalışanların yarısı kayıt dışıdır. Bir başka deyişle, 10 milyondan fazla kişi hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmaktan çalışıyor.

 

                Böyle bir tablo ciddi vergi ve sigorta primi kaybı doğuruyor. Bugün çok sözü edilen sosyal güvenlik sistemindeki mali yetersizliğin asıl nedeni kayıt dışı istihdamdır. Kayıt dışı istihdamın büyüklüğü, kayıtlı istihdam üzerindeki vergi ve sigorta prim yükünün yüksek oranlarda kalmasına neden oluyor.

                Kayıt dışı istihdam, bu şekilde çalıştırılanlar için sosyal güvencesizlik anlamına geliyor. Sağlık, iş sağlığı ve güvenliği, emeklilik gibi temel sosyal güvenceler kayıt dışı çalıştırılanlar için geçerli değildir.

 

                Öte yandan kayıt dışı istihdam üzerinden haksız rekabet gücü elde ediliyor. Bu durumda kayıtlı sektör de kayıt dışına kaymaya teşvik ediliyor. Bu açıdan kayıt dışı istihdamın kayıt altına alınması, hem sosyal adalet ve sosyal güvenlik hem de rekabetin kurallı hale gelmesi için zorunludur.

 

                Değerli konuklar,

 

                Kayıt dışı istihdamla ilgili sorunların büyük bir bölümü, örneğin denetimin zayıflığı, bürokrasi ve kamuda eşgüdüm eksikliği gibi konular Hükümeti ilgilendiriyor. Bunların çözümü de Hükümetin sorumluluğudur.

 

                Kayıt dışı istihdam ile mücadelede en önemli araç sendikal örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkının eksiksiz tanınması ve uygulanmasıdır. ILO’nun kayıt dışı istihdam ile mücadelede büyük önem verdiği 87 ve 98 sayılı sözleşmelerin ruhuna uygun düzenlemelerin yapılması çözümün temel boyutu olarak düşünülmelidir.

 

                Ayrıca kayıt dışı istihdam ile mücadelede en önemli rol kamu kurumlarına düşmektedir. Bu konuda kamunun politikaları sorunun çözümünde belirleyici bir öneme sahiptir. Kamunun bu konudaki en önemli aracı kamu mal ve hizmet satın alımlarıdır.  Kamu öncelikle piyasadan aldığı mallarda malın menşeini sorgulamayı ve üretiminin herhangi bir aşamasında kayıt dışı emek kullanılan malları almamalıdır.

 

                Ayrıca bu kurumlar aldıkları hizmetin üretim koşullarını yakından izlemeli, kayıt dışı emek kullanan şirketler hiçbir biçimde kamu ihalelerine sokulmamalı, sendikal örgütlenme özgürlüğünü ve toplu pazarlık hakkını ihlal eden şirketlere de aynı yaptırım uygulanmalıdır.

 

                Değerli konuklar,

 

                Kayıtdışı ekonomiyle mücadelede kalıcı çözümlere ulaşmak işçi ve işveren kesimine eşit ölçülerde düşen bir sorumluluktur. Bu amaçla ILO önderliğinde Gaziantep, Çorum ve Bursa illerinde yürütülen bu projede olduğu gibi yeni modeller geliştirilmelidir.

 

                Bu projede de görüldüğü gibi, ortak bir sorun belirleyerek, ortak çalışma kültürü edinmek, ortak çözüm yolları aramak açısından üçlü sosyal diyalog mekanizmasını geliştirmek önemlidir.

 

                Projede emeği geçen herkese, Sayın Aslantepe’ye ve diğer arkadaşlara teşekürlerimi sunarım.

 

                Saygılarımla.

 

 

 

 

EK/3

 

Tarih:  04.04.2006

Sayı:110/GB-007

 

Sayın Murat BAŞESGİOĞLU

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

ANKARA

               

                Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkileri çerçevesinde Bakanlığınız tarafından başlatılan  “Türkiye’de Yenilik ve Değişim  İçin Sosyal Diyalogun Güçlendirilmesi Projesi” ile ilgili düşüncelerimizi daha önce iletmiştik.

 

                Bu amaçla gönderdiğimiz 12.08.2005 tarihli yazımızda, “Sosyal diyalog gibi tamamen işçi ve işveren kuruluşları ile ilgili bir konunun, sosyal taraflara bırakılması ve araya başka kurumların eklenmemesi gerektiğine inandığımızı; Bu kurumların R16;teknik yardım’ adı altında böylesi hassas bir konuya dahil edilmelerin kaynak israfı yaratacağı ve sosyal tarafların kapasitelerine olan güveni zedeleyeceği düşüncesinde” olduğumuzu ifade etmiş ve “Bu nedenle sosyal diyalog projesinin teknik sorumluluğunun, AB’de sosyal diyalogun tarafı olan üst kuruluşlar ile onların Türkiye’deki üyeleri tarafından üstlenilmesi  yönündeki düşüncemizi” bilgilerinize sunmuştuk.

 

                Daha sonra söz konusu proje ile ilgili 10.03.2006 tarihinde yapılan toplantıda Konfederasyonumuzun görüşlerini bir kez daha ifade etmiş ve gerekçelerini de ortaya koyarak bu projede yer alamayacağımızı belirtmiştik.

 

                Bu gelişmeler ışığında, söz konusu projeye Konfederasyonumuzun katılmadığını, dolayısıyla Konfederasyonumuz isminin proje faaliyetlerinde, belgelerinde vb. yer almaması gerektiği hususunu bilgilerinize sunarız.

 

Saygılarımızla,

 

 

   Musa ÇAM                      Süleyman ÇELEBİ

 Genel Sekreter                        Genel Başkan

 

 

Bilgi için:               AB Genel Sekreterliği

                               AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu

ITUC ETUC