Image Map

Ülkemizi ve halkımızı düşünenler savaşa karşı çıkarken, ABD çıkarları için gençlerimizi peşkeş çekenler vatana ihanet içerisindedirler!

DİSK Yönetim Kurulu’nun, Hükümetin Lübnan’a asker gönderilmesi kararı üzerine “İnsanları tabutlarda görmek istemiyoruz! ASKER GÖNDERME!” kampanyası, Taksim Meydanı’nda yapılan bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyuruldu.

 

Dünya Barış Günü olması dolayısıyla 1 Eylül’de açıklanan kampanya için, saat 11.30’da Taksim’de bulunan OLEYİS Marmara Bölge Şube önünde buluşan DİSK’liler, “Asker yollama İsrail’i kollama!”, “Çıkarsa tezkere Tayyip gitsin askere!”, “ABD askeri olmayacağız!”, Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek!”, “Susma haykır savaşa hayır!”, Katil ABD Ortadoğu’dan defol!” ve “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları atarak Taksim Meydanı’na yürüdüler. Saat 12.00’da Taksim Gezi Parkı’nda toplanan eylemcilere seslenen Genel Sekreterimiz Musa Çam, kampanyanın yanısıra, 1 Eylül Dünya Barış Günü ve son günlerdeki gelişmeler hakkında basın açıklamasını okudu.

 

DİSK genel Sekreteri Musa Çam’ın yaptığı basın açıklaması şöyle:

 

Ülkemizi ve halkımızı düşünenler savaşa karşı çıkarken, ABD çıkarları için gençlerimizi peşkeş çekenler vatana ihanet içerisindedirler!

 

ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında İsrail’in Filistin’den sonra Lübnan’a yönelik saldırısı BM’nin geciken müdahalesiyle “şimdilik” durduruldu. Gözü gören herkes de çok iyi biliyor ki, ABD kendi emperyal çıkarları doğrultusunda 21. yüzyıl stratejisi çizmektedir. Bu stratejinin temellerinden en önemlisi ortadoğuda’ki enerji alanlarının kontrolüdür. Bu strateji doğrultusunda ABD, ülkemizin de içinde yer aldığı coğrafyada ateşle oynamakta, Ortadoğu halklarının geleceğini tehdit etmekte ve onyıllara yayılabilecek savaş senaryoları hazırlayarak, hiçbir halkın gerçekleşmesine asla göz yummayacağı “tehlikeli” haritalar oluşturmak istemektedir.

 

Ortadoğu ve Lübnan’da Gayya Kuyusu’na sokulmak istenen Türkiye, zamansız ve erken bir irade koymamalı, gelişmeleri izlemelidir. Türkiye Lübnan’da Barış Gücü olarak değil, Lübnan halkıyla dayanışma, onarım ve insani yardım konusunda bulunmalıdır.

 

1 Mart Tezkeresi’nin çıkmaması ve Türkiye’nin Irak’ta savaşa katılmaması konusundaki haklılığımız bugün çok daha iyi gözükmektedir. 1 Mart nedeniyle Türkiye’ye bir tek tabut bile gelmemişken, ABD’ye üç bine yakın tabut gitmiştir. Irak’ta 100 bine, Lübnan’da ise 1500’e yakın insan ölmüştür. Bugün öyle görülüyor ki, AKP savaş karşıtlarından 1 Mart’ın rövanşını almak istemektedir.

 

ABD ise Ortadoğu çıkmazında çözemediği sorunları NATO ülkelerine havale ederek kendi paçasını kurtarma derdine düşmüştür. İsrail aracılığıyla İran ve Suriye’ye karşı mevzi savaşında Lübnan cephesinde aradıklarını bulamayanlar, BM üzerinden amaçlarına ulaşmak istemektedirler. Bugün Lübnan’a asker istemenin ve asker gönderilmesinin tek nedeni budur!

 

Ortadoğu’daki gelişmelere paralel olarak, siyasal güçlerin dengesi değiştikçe şiddetin ve toplumda yılgınlık yaratmaya yönelik yapılan “terör” eylemlerinin dozajı da artıyor.

 

1 Eylül Dünya Barış Günü öncesinde, bir arada barış ve kardeşlik içinde yaşama taleplerinin yükseldiği, silah bırakma ve çatışmalara son verme tartışmalarının yapıldığı bir ortamda, savaş tacirleri, kan ve şiddetten beslenenler, yine boy göstermeye ve dehşet saçmaya başladılar. Amaçları hepimizin bildiği gibi çok açık: Olası bir barış ortamının sabote edilmesi ve bir arada yaşama umutlarının yok edilmesi!

 

Antalya, Marmaris ve İstanbul’da bir gün arayla meydana gelen patlamalarda 4 kişinin öldüğü, 98 kişinin yaralandığı haberleri de savaş bezirganlarının hiç vakit kaybetmeden harekete geçerek ölüm kusmaya başladıklarının ve bunu sürdüreceklerinin de habercisi.

 

Küreselleşme süreci, emperyalistlerin vaatettikleri gibi özgürlük ve refah değil, ölüm, yıkım ve yoksulluk getirdi dünya halklarına. Ve şimdi Ortadoğu’nun emperyalizmin ihtiyaçları ve çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirilmek istenmesi, yeni ölüm, yıkım ve yoksulluktan başka hiçbir şey vermeyecek bölge halklarına.

 

Ülkemizde patlatılan bombaların, demokratik hak ve özgürlüklerin en yetkili ağızlardan rafa kaldırılabileceği sinyallerinin verilmesinin bu gelişmelerden bağımsız olmadığının bilincindeyiz.

 

Ülkemizdeki savaş yanlısı düşüncelerin ve savaştan rant sağlamak, kendi küçük hesapları için halkımızı ateşe atmak isteyen çevrelerin nasıl bir hesap içerisinde olduklarının teşhir edilmesi gerekmektedir. Yüzyıllardır bölge halklarıyla barış içinde yaşayan halkımızı hiç kimsenin ve hiçbir siyasi çevrenin ateşe atmaya hakkı yoktur ve buna asla izin veremeyiz. AKP Hükümeti savaş tamtamları çalarken, onun, İstanbul gibi bir metropolde Emniyet Müdürlüğünü yapan şahsın, Lübnan’a asker gönderilmesini protesto ederek demokratik haklarını kullanan gençlerimize yönelik linç girişimlerini alkışlaması kaygı vericidir. Toplumsal barışı sağlamakla görevli bir üst düzey yetkilinin böylesine sorumsuz davranışlarda bulunması asla kabul edilemez.

 

Bugünümüzü ve geleceğimizi olumsuz etkileyen bütün bu nedenlerle, Türkiye’nin aydınlık geleceğinin ancak ve ancak, ABD’nin Ortadoğu’da uygulamaya koyduğu politikalardan bütünüyle arınması; askeri anlaşmaları feshetmesi; Lübnan’a veya diğer savaş bölgelerine asker gönderilmemesi; yönünü kendi sorunlarına dönerek ülke içinde halkımızın özlemle beklediği barış ve kardeşlik ortamının yaratılmasıyla olanaklı olacağına inanıyoruz.

 

Dün “Ulusa Sesleniş” konuşmasında, Lübnan’a asker gönderilmemesini isteyen Cumhurbaşkanı’nı ve bizleri “vatana ihanet”le suçlayan sayın Başbakan’a yanıtımız şudur: Asıl, tezkereyi Meclis’e getiren ve geçmesi için “evet” oyu kullanacak olan başta Başbakan olmak üzere tüm milletvekilleri vatana ihanet etmektedir! Asıl ihanet, ABD çıkarları için vatanı ve gençlerimizi peşkeş çekmektir! Sözlerini aynen iade ediyoruz kendilerine!

 

Bütün bu nedenlerle biz DİSK olarak, “İnsanları tabutlarda görmek istemiyoruz, ASKER GÖNDERME” kampanyası başlatıyoruz. Savaş çetelerinin karşısında bütün barış, özgürlük ve demokrasi güçlerini, yanyana gelerek uzun soluklu bir mücadeleye hazırlıklı olmaya ve Lübnan’a asker gönderilmemesi konusunda mücadeleye çağırıyoruz!

 

YAŞASIN DÜNYA HALKLARININ KARDEŞLİĞİ!

SAVAŞA HAYIR!

ITUC ETUC