"Özgür ve Demokratik Bir Türkiye Yolunda YENİ ANAYASA"
DİSK, KESK, TMMOB, TTB, TÜRMOB, T.DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ ve T. ECZACILARI BİRLİĞİ “Özgür ve Demokratik Bir Türkiye Yolunda YENİ ANAYASA” tartışmasının başlatılması doğrultusunda bir kampanya örgütlüyor.
İlk toplantı, yeni ana kamuoyunun bilgilendirilmesine yönelik olarak 12 Eylül 2007 Çarşamba günü Saat 11.30’da Gazeteciler Cemiyeti Konferans Salonu‘nda yapıldı. Bu basın toplantısında YENİ ANAYASA konusunda DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, KESK Genel Başkanı İ. Hakkı Tombul ve diğer örgüt temsilcilerinin 3’er dakikalık konuşma yapmalarının ardından Prof. Dr. İbrahim KABOĞLU bir sunum yaptı.
Basın toplantısının ardından oluşturulan Kampanya Sekretaryası bir araya gelerek önümüzdeki günlerde izlenecek çalışmaları değerlendirdi.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin basın toplantısında şunları söyledi:
Sayın basın mensuplarıR30;
Değerli bilim insanları…
Emek ve meslek örgütlerinin saygıdeğer temsilcileriR30;
Mücadele arkadaşlarımR30;
Türkiye’ye 12 Eylül’de bir deli gömleği giydirilmiştir. Bütün mesele bu deli gömleğinden nasıl kurtulacağımızdır..
Bu deli gömleğini giydirenler, Türkiye’nin geleceğini ipotek altına almışlar, demokratik hak ve özgürlüklerin önünü tıkamışlardır.
Bugün baskıların, yasakların, siyasal gericiliğin, ırkçılığın, her çeşit milliyetçiliğin yükselmesinin ardında 12 Eylül anlayışı ve 12 Eylül Anayasası vardır.
Demokratlar, ilericiler, sosyalistler o günün zindanlarından, mahkemelerinden başlayarak, bugüne dek bu gerici R11; yasakçı R11; Türkiye’nin gelişiminin önünü tıkayan, 12 Eylül Anayasası’nın değiştirilmesi için mücadele etmişlerdir.
12 Eylülcülerin en büyük sillesini yemiş, Türkiye sendikal hak ve özgürlükler mücadelesinin önemli bir emek örgütü olan DİSK, yasakçı 12 Eylül Anayasası’na karşı da mücadelesini hiç ara vermeden sürdürmüştür.
Bugün nihayet bu anayasanın değiştirilmesi konusu Türkiye’nin gündemine eskiye oranla daha fazla taşınmıştır.
Bu sorunun gündeme getirilmesinde bütün ilericilerin, demokratların, sosyalistlerin payı vardır. Bu küçümsenmemelidir.
Ancak bugün bu anayasanın “kimler tarafından, nasıl ve niçin değiştirilmesi gerektiği tartışması” önemlidir.
Son seçimlerin kazanımlarından alınan güçle, kendileri için bir anayasa yapma hakkı kimseye verilmemiştir. Anayasa toplumsal bir mutabakat metnidir; dolayısıyla, yeni bir anayasa hazırlığında olan hükümet bu mutabakatı gözetmek ve katılımcı bir süreç izlemek zorundadır.
Diğer taraftan, genel seçimlerden önce Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarının etkisi ve öfkesiyle alelacele yapılan ve referanduma sunulan, şu sıralarda da oy verme işlemi başlayan anayasa değişikliğinin yöntemsel yanlışlıkları önümüzde durmaktadır.
Yaşanan hukuksal teknik yanlışlıklar, yaratacağı tartışmalar bir yana, ülkemizin kaynak sıkıntısı çektiği bir dönemde trilyonlarca lira sokağa atılmaktadır.
Referanduma sunulacağı baştan ilan edilen yeni anayasa tartışmalarının yapıldığı şu günlerde hiçbir anlamı, yararı olmayan bir değişikliğin referanduma sunulmasında ısrarcı olunmasına anlam verememekteyiz.
Bu bize, anayasa değişikliğinin nasıl yapılmayacağını gösteren çok iyi bir örnektir.
Bu nedenle yeni anayasa bütün toplum kesimlerini kapsayan, katılımcı, çoğulcu ve şeffaf bir süreçte hazırlanmalıdır.
Türkiye toplumunu 12 Eylül darbesinin yarattığı anti demokratik rejime hapsetmiş olan 1982 Anayasası’nın yapılan değişikliklere rağmen R16;geçici maddeleriR16; dâhil anti demokratik içeriği değişmemiştir. Tüm toplum kesimlerinin katılımıyla demokratik bir tartışma ortamı yaratılmalı, özgürlükçü, demokratik yeni bir anayasa hazırlanmalıdır. Anayasa, evrensel olarak kabul edilmiş insan haklarını ve uluslararası anlaşmalarla teminat altına alınmış bireysel hakları çekincesiz içermelidir. Anayasada sadece demokratik hak ve özgürlükler değil, ekonomik ve sosyal haklar da güvence altına alınmalı, yurttaşların temel ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının giderilmesi devletin anayasal sorumluluğu olmalıdır.
Emeğin kazanımlarını, Türkiye’nin demokratikleşmesini, işyerinde, sendikada, siyasal partilerde, devlet yönetiminde demokrasinin işlerlik kazanmasını; eşitliği, özgürlüğü, toplumun her alanında örgütlenme özgürlüğünü hedefleyen çağdaş ve demokratik yeni bir anayasa öncelikle bizim talebimizdir.
YENİ BİR ANAYASA,
Türkiye’nin örgütlü güçlerinin büyük çoğunluğunu bünyesinde toplayan, şu anda burada gördüğünüz 7 örgütün ortak özlem ve talebidir.
TÜRKİYE’NİN BUNU HAKETTİĞİNE İNANIYORUZ!
Aileleriyle birlikte milyonlarca üyeye sahip olan biz demokratik emek ve meslek örgütleri bu anayasanın toplumun aydınlık geleceğini sağlaması yolunda hem tartışacak hem de en geniş kesimlerde tartışılmasını sağlayacağız.
EVET,
ÖZGÜR ve DEMOKRATİK
BİR TÜRKİYE YOLUNDA
YENİ BİR ANAYASA
İSTİYORUZ!