Image Map

DİSK BAŞKANLAR KURULU: DEMOKRASİ İÇİN TAKSİM'DEYİZ!

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin, 1 Mayıs gündemiyle olağanüstü toplanan DİSK Başkanlar Kurulu’nda yaptığı basın açıklaması

 

 

DEMOKRASİ İÇİN TAKSİM’DEYİZ!

 

DİSK Başkanlar Kurulu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 1 Mayıs gündemi nedeniyle sendikaları ve emekçileri hedef alan açıklamaları ve 1 Mayıs organizasyonunu değerlendirmek üzere olağanüstü toplanmıştır.

 

Başkanlar Kurulumuz öncelikle, bu yıl 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması yönündeki kararlılığını bir kez daha teyit etmektedir.

 

Taksim Meydanı, değişik meslek gruplarının, çeşitli kurum ve kuruluşların etkinlik ve gösterilerine açık olduğu gibi, emekçilerin bütün dünyada özgürce kutlanan birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs kutlamalarına da açık olmalıdır.

 

Hükümet, hiçbir gerekçeyle bu hakkın önüne yasak ve engel koyamaz.

 

Bu artık temel bir demokrasi ölçütüdür.

 

Artık sendikal ayrım olmaksızın, bütün emekçiler ve onlarla birlikte demokratik kitle örgütleri, meslek örgütleri ve siyasi partiler, mimarlar, mühendisler, tabibler, diş hekimleri, veteriner hekimler ve daha birçok meslekten yurttaşlar,

 

Taksim’i 1 Mayıs alanı olarak görmekte ve birlikte 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama kararlığını halkımıza ilan etmektedirler.

 

Bu, ülkemizde gerçek bir demokrasi yolunda atılmış büyük bir adımdır.

 

Bu 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmak demokrasiye sahip çıkmaktır.

 

Emekçilerle birlikte 1 Mayıs’ta Taksim’de olmak ise demokratlığın temel ölçütüdür.

 

Çünkü 1 Mayıs’ta Taksim’de olmak, 1977’de 1 Mayıs katliamı ile başlayan, Maraş ve Çorum ile devam eden, ve bugün hâlâ devlet içindeki çetelere kadar uzanan, demokrasi dışı müdahalelere karşı, demokrasiyi ve özgürlüğü savunmak demektir.

 

1 Mayıs’ta Taksim’de olmak, emeğe yönelik ekonomik ve sosyal hak gaspına karşı, sosyal adaletten ve eşitlikten yana olmak demektir.

 

“Provokasyon olur” gerekçesiyle Taksim’in yasaklanmak istenmesinin hiç inandırıcılığı yoktur. Son 15 yıldır her 1 Mayıs’ta bu gerekçe öne sürülmektedir.

 

Ama her yıl 1 Mayıs giderek artan bir kitlesellikle kutlanmaktadır.

 

Bu bayat gerekçeyi öne süren hükümet bilmelidir ki, bu 1 Mayıs’ta yaşanabilecek en ufak olumsuzluğun siyasi sorumluluğu doğrudan AKP hükümetine ait olacaktır.

 

Bizler, 1 Mayıs’ın tam bir emek ve demokrasi şöleni içinde kutlanacağına yürekten inanıyor, tüm hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz.

 

Binlerce otobüs ile yüzbinlerce emekçi 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaktır. Başkanlar Kurulumuz bu kararlılığını bir kez daha ilan etmektedir.

 

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “ayaklar başı yönetmeye kalkarsa kıyamet kopar” şeklindeki açıklamasını kınıyor ve protesto ediyoruz. Bizim demokrasi anlayışımız, herkesin eşit yurttaşlar olduğu bir hukuk düzeninden yanadır.

 

Anlaşılan Başbakan, cumhuriyetin ve demokrasinin bu temel ilkesini içine sindirebilmiş değildir. Anlaşılan Başbakan, toplumun “efendiler ve köleler” şeklinde ayrıldığı bir kast sistemini istemektedir; yaşadığımız ülkeyi de bu şekilde yönetmeye çalışmaktadır.

 

Başbakan, bu ifadesiyle “kendine demokrat” olduğunu bir kez daha açıkça ortaya koymuştur.

 

Onun “ayak takımı” dediği insanlar bu ülkenin eşit haklara sahip yurttaşlarıdır. İşçileri, kamu çalışanları, köylüleri, mimarları, mühendisleri, doktorları, hemşireleri, emeklileri kısacası emekçileridir.

 

Üstelik bunların önemli bir bölümü de Başbakan’ın partisine oy vermiştir. Oy aldığı insanları “ayak takımı” olarak niteleyen Başbakan suçluluğunun telaşı içindedir.

 

Çünkü Başbakan bu ülkeyi iyi yönetemiyor. Ekonomik kriz bütün ülkeye yayılmış durumda, Türkiye’nin sanayisi yok oluyor, fabrikaları kapanıyor, çalışanlar işsiz kalıyor, işsizlik ve yoksulluk artıyor. Yüzbinlerce genç işsiz ve umutsuz.

 

Hükümet, en iddialı olduğu alanda, ekonomide giderek çuvallıyor. Bunu geciktirmek için de gözünü emekçilerin haklarına dikmiş, elimizde ne varsa gaspetmeye çalışıyor.

 

Sağlık ve sosyal güvenlik haklarımızı yok ediliyor. Kıdem tazminatı hakkımız elimizden alınmak isteniyor.

 

Ama buna rağmen ekonomik kriz, her kesimi derinden etkilemeye başladı.

 

Başbakan, “mağdur” rolüne bürünerek “demokrasi” havarisi görünmeye çalışıyor ama emeğe yönelik haksız tutumları maskesini yere düşürüyor.

 

Türkiye’nin siyasi tarihi açıkça göstermektedir ki emekle kavga eden hiçbir siyasi iktidar başarılı olamamıştır, sonları hüsran olmuştur.

 

Bu nedenle Başbakan’a çağrımız, emekçilere yönelik yakışıksız söylemleri nedeniyle özür dilemesi ve 1 Mayıs’ta Taksim alanını emekçilere açmasıdır.

 

Bizler, bu ülkenin “ayak takımı” olarak 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağız.

 

Emekten ve demokrasiden yana olduğunu iddia eden tüm siyasi partileri, tüm siyasetçileri, demokrat olduğunu söyleyen aydınları 1 Mayıs’ta Taksim’de emekçilerle birlikte olmaya çağırıyoruz.

 

ITUC ETUC