DİSK-AR: GSMH'daki küçülme, krizin sosyal yıkama yöneldiğini göstermektedir!
Gayri Safi Milli Hâsıla rakamları, krizin 2009 yılında derinleşmeye devam ettiğini, ortaya koymuştur. Verilere göre Türkiye ekonomisi 2009 ilk üç ayında %13,8 oranında küçülmüştür. Küçülme imalat sanayisinde %18,5 inşaat sektöründe %19, hizmetler sektöründe %20,5 olmuştur. GSMH’daki bu gerileme, Avrupa Birliği ülkeleri ekonomilerinin aynı dönemdeki küçülmesinden çok yüksektir. Uzakdoğu ülkelerinin birçoğunda ise ekonomiler büyümeye devam etmektedir.
KRİZ DERİNLEŞMEYE DEVAM EDECEK!
Ekonominin üretim, kapasite ve talep düzeyine ilişkin göstergelerin yılın ilk 5 ayında gerilemeye devam etmesi Milli Gelir’in önümüzdeki dönemde gerilemeye devam edeceğini göstermektedir. İmalat sanayi üretim düzeyi 2009 Ocak-Mayıs döneminde %24 oranında, kapasite kullanım oranı ise %19 oranında gerilemiştir. Tüketim vergilerindeki indirimlere, fiyat düşüşlerine rağmen inşaat sektöründe mevcut stok tüketilememiştir. İnşaat izin ve ruhsat rakamları inşaat yatırımlarında gerilemenin devam ettiğini göstermektedir. Diğer yandan tarım sektörü de 2009’un ilk çeyreğinde %3 oranında küçülmüştür. Bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde, GSMH’daki küçülmenin 2009 boyunca devam edeceğine işaret etmektedir.
Küçülme hızını ise, ekonominin toplam sabit sermaye düzeyi belirleyecektir. Yılın ilk çeyreğinde, ekonominin toplam sabit sermaye stokunun %30 oranında gerilemiş olması, yılın geri kalan bölümünde küçülmenin hızlanacağına işaret etmektedir. 2009 ilk çeyreğindeki toplam sabit sermaye düzeyi son 5 yılın (2004 yılının ilk çeyrekteki seviyesi) en düşük seviyesidir. Bu artırılmadan sanayi kapasite kullanım oranları ve üretim yükselse bile Milli Gelir’deki gerileme durdurulamayacaktır.
KÜÇÜLMENİN BEDELİNİ KİM ÖDÜYOR?
Milli Gelir’deki küçülmenin getirdiği yükü, hangi kesimler üstlenmektedir. TÜİK bu konuya ışık tutacak verileri uzunca bir süredir yayınlamıyor. Bu nedenle tamamlayıcı verilerle tahmin yapmak gerekmektedir. Bu konuda şu noktalar bugün ve gelecek için tahmin yapmamızda bize ışık tutacaktır. Ortalama ücretler 2001’den bu yana reel olarak gerilemektedir. Gerçek işsiz sayısı, yaklaşık 6 milyon 500 bine ulaşmıştır. Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi “sosyal ödemeler” azalmıştır. Bu üç noktanın oluşturduğu eğilim, ücretlerin elde edilen toplam değerden çok daha az pay olmakta olduğunu göstermektedir. DİSK-AR’ın tahminlerine göre, ücretlerin bölüşümdeki payı 1999’da %30 iken bugün %22 seviyesine düşmüştür.
SOSYAL PROGRAM VAKİT GEÇİRİLMEDEN HAYATA GEÇİRİLMELİDİR!
Resmi GSMH rakamları krizin çok derin olduğunu gözler önüne sermiştir. Fakat kamuoyunda kriz sosyal sonuçlarından kopartılarak, yalnızca ekonomik boyutlarıyla ele alınmaktadır. Krizden, ücretleri düşürmek, çalışma koşullarını ağırlaştırmak, emek piyasasının kuralsız hale getirmek için faydalanmaya çalışılmaktadır. Bu “kriz fırsatçılığı”dır. Meclis’ten geçen “özel istihdam büroları”na ilişkin yasa işçi simsarlığını yasal hale getirerek bunun son örneği olmuştur.
Krizin ilk ve en yıkıcı sonuçları, çalışma hakkını, insanca yaşama ve geçinme hakkını, eğitim ve sağlık hakkını ortadan kaldırmasıdır. Kriz insani birikimi tahrip etmeye yönelmiştir. GSMH’nın küçülmeye devam edecek olması bu yıkımı dayanılmaz noktalara vardıracaktır. Bu nedenle vakit geçirilmeden sosyal bir programın hayata geçirilmesi gerekmektedir.