Image Map

DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi SİNTER İŞÇİLERİ DİRENİYOR!

DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan Sinter Metal işçileri aylardır yürüttükleri mücadelelerini ve taleplerini bir kez daha kamuoyu ile paylaşmak amacıyla 5 Ağustos 2009 tarihinde Taksim Tramvay Durağı’ndan İstiklal Caddesi boyunca bir yürüyüş eylemi gerçekleştirdiler.

 

Sinter işçilerinin yürüyüşüne DİSK Yönetim Kurulu üyeleri, DİSK üyesi sendikaların yönetici ve üyeleri, Avrupa Metal İşçileri Sendikası, çeşitli sendika temsilcileri, Sabah-atv grevcileri, Maskkara Tiyatrosu Oyuncuları ve demokratik kitle örgütleriyle, siyasi partiler de destek verdi. Eylemde sık sık “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Örgütlü İşçi Köle Değildir!”, AKP İşçiye Hesap Verecek!” sloganları atıldı.

 

Galatasaray Meydanı’na kadar yürüyerek burada basın açıklamasında konuşan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, “20 Aralık’ta başlayan direniş ağustos sıcağında özünden hiçbir şey kaybetmeden yoluna devam ediyor. Bizler bu ülkede hukuk sisteminin nasıl işlediğini Sinter’le görmüş olduk.” dedi.

 

Sinter işçileriyle dayanışma için gelen Avrupa Metal İşçileri Sendikası Temsilcisi Tony Murphy ise “Asıl sorun Türkiye Hükümeti’nin işçi haklarına karşı gösterdiği tutumdur. İşçi sınıfının vermesi gereken çok çetin bir mücadele vardır ve dünyanın her tarafında size destek olan işçi kardeşleriniz vardır.” şeklinde konuştu.

 

DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün ise yaptığı konuşmada şunları söyledi:

 

“18 Aralık 2008 tarihinden bu yana 7.5 aydır 380 Sinter işçisi fabrika önünde direnişlerini sürdürürken bir yandan da açtıkları işe iade davalarını takip etmektedirler.

 

DİSK/Birleşik Metal-İş üyesi 380 Sinter İşçisi sendikalı oldukları için işten atıldılar. Çalışma Bakanlığı’na bağlı iş müfettişlerinin hazırladıkları raporda bu açıkça ifade edilmiştir. Sendikal nedenlerle atıldıkları ve raporda yazdığı halde davanın bu kadar uzaması, kendi işçisinin demokratik haklarına saygısı olmayan işverenin bir başka marifetidir.

 

Kriz koşullarında işverenlerin vahşi kapitalizmi nasıl da iştahla uyguladıklarını görüyoruz. İşçilerin örgütlenmesinden ekonomik haklarına kadar pek çok konuda işverenler pervasızca davranmaktadır. Onları pervasızlığa iten şey iktidarın emeği karşısına alan ekonomik politikalarıdır.

 

Uluslararası finans çevrelerinin, IMF ve Dünya Bankası’nın direktifleriyle oluşturulan iktidarın ekonomik politikalarında, ekonomik paketlerinde işçiye, emekçiye yer yoktur. Onlar için önemli olan şey varsa da yoksa da sermayenin kârına kâr katmaktır.

 

Bugünkü siyasi iktidar ekonomik ve sosyal alanda halka, emekçilere değil, varlıklı kesimlere hizmet vermektedir.

 

İktidarın politikalarından bilere düşen şey zam, pahalılık ve işsizlik olmuştur. İşsizlik oranı yaklaşık %24’ü aşmıştır.

 

Hem demokrasiden söz edip, hem de ekonomik ve sosyal alanda sadece sermayenin çıkarlarını gözetmek demokrasiyle ne kadar bağdaşır?

 

Geniş emekçi yığınların sesi olan sendikal hareketin önü 12 Eylül’ün 2821-2822 sayılı yasalarıyla tıkanmıştır.

 

Sayın Başbakan Avrupa’dayken bu yasaların ILO normlarını karşılayacak biçimde düzenlenip Nisan ayında Meclis’ten çıkacağı sözünü vermiştir. Ama hala ses seda yok!..

 

2.5 ay önce kriz nedeniyle 800 işçiyi işten çıkaracağını açıklayan Güney Kore’deki SİYANG MOTOR’da işçiler gerekli yanıtı vermiş ve fabrika işgali gerçekleştirmişlerdir. Bu direnişi kırmak için başından beri süren polis baskısı da son on gündür iyice artmış; içeriye yiyecek ve içecek girişiyle birlikte doktor girişi de engellenmektedir. Dün de direnişçi işçilerin elektrikleri kesildi ve yoğun bir gaz bombası saldırısına uğradılar. Binlerce insanların dışarıda dayanışma göstermek için göstermesinin yanısıra içeride de KARARLI DİRENİŞ SÜRÜYOR. Güney Kore’li sınıf kardeşlerimizin yanındayız ve mücadelelerini destekliyoruz.

 

Krize ve işsizliğe karşı mücadelede, sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldıracağız!

 

ÖRGÜTLÜ İŞÇİ YENİLMEZ! YAŞASIN SİNTER İŞÇİLERİNİN ONURLU DİRENİŞİ! YAŞASIN DİSK!”

ITUC ETUC